İnsan ve Şeytan - Samiha Ayverdi Kitap özeti, konusu ve incelemesi
İnsan ve Şeytan kimin eseri? İnsan ve Şeytan kitabının yazarı kimdir? İnsan ve Şeytan konusu ve anafikri nedir? İnsan ve Şeytan kitabı ne anlatıyor? İnsan ve Şeytan PDF indirme linki var mı? İnsan ve Şeytan kitabının yazarı Samiha Ayverdi kimdir? İşte İnsan ve Şeytan kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Samiha Ayverdi
Yayın Evi: Kubbealtı Neşriyatı
İSBN: 9789757663683
Sayfa Sayısı: 256
İnsan ve Şeytan Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Osmanlı İmparatorluğu´nun son devrinde geçen ve ibretli bir âile fâciasını anlatan bu romanda iyi ile kötünün, madde ile mânânın çatışması son derece çarpıcı ve güzel bir ifâde ile verilmektedir. ...
İnsan ve Şeytan Alıntıları - Sözleri
- İçim o kadar boş ve yorgun ki düşünemiyorum bile. Yalnız konuşanları dinliyorum
- "Eğer bana zerre kadar bir minnet hissediyorsan, bunu insan olmakla öde..."
- "Benim ızdırabım ise, hastalık veya ölüm korkusundan bambaşka bir şey, etrafımda beni anlayacak bir kimse bulamamaktır. İnanınız buna doktor, hiç kimse, ama hiç kimse beni anlamıyor."
- Sanki rüyada korkup haykıran, fakat feryadı içinde kalan kimse gibiyim.
- Görüyorum ki İman, en yenilmez, rakipsiz kuvvet.
- Beni kimse anlamadı ve anlamayacak da. Eğer mutlaka bilmeleri ve tanımaları lazımsa, içime düşen ateşten onlara da bulaştırayım da beni anlasınlar.
- Bilirsin ki, bana zevk, tenhalık ve kendimle kalmaktır. Keşke bu dünyada ne bir kimseyi bilseydim, ne de bir kimse beni bilseydi.
- "Hikmet bizi terk ediyor... Şiirde, tiyatroda, romanda... Bir tutam hikmet bir orman gibi geliyor insana artık..."
- "Şeytan niçin yaratılmıştır diye düşünebilirsiniz. Ziyarete gittiğiniz evin önünde havlayıp sizi bırakmayan köpeği düşünün. Ne yaparsınız? Evin sahibini çağırırsınız. Onun gibi, şeytan da bu mevcudâtın sahibine iltica etmeniz için vardır."
- Bu dünya; sağa sola bakmadan geçilecek bir köprüdür. Halbuki biz insanlar, iki sahili birbirine bağlayan bu vîran geçidi bir ikamet yeri zannederek yerleşmeye uğraşıyoruz; lakin en beklemediğimiz zamanda bir dalga bizi alıp götürüyor.
- "Şu maddi varlığıma karşı olan cehlim gibi, acaba içimin de yabancısı, fecî bir câhili miyim?"
- "Okumak yazmak, cehâleti öldürür, adamı insan etmez.”
- Tuhaf değil mi, ölümü bir fenalık zanneden dostlarım, sevdiklerim, başta kocam, gözlerinden kaybolacağımdan korkarak ağlıyorlar ve ıztırap çekiyorlar; benim ıztırâbım ise, hastalık veya ölüm korkusundan bambaşka bir şey, etrafımda beni anlayacak bir kimse bulamamaktır. İnanınız buna doktor, hiç kimse, ama hiç kimse beni anlamıyor. Belki siz de bunlardan birisiniz.
- Razıyım, her şeye râzıyım; içimin tamamen cahili olsunlar, ziyanı yok. Kimsenin gözünde pul kadar değerim bulunmasın, hatta dostum da, düşmanım da kendim olacak kadar yalnız kalayım!
- Ben ağlarken gülen dünyayı dinliyorum. Dünyayı... Nankör, vefasız, yüreksiz dünyayı...
İnsan ve Şeytan İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Samiha Ayverdi beşeriyetin hilkat ruhuna yakışan bir ahlaka sahip ve bu ahlakı dava haline getirmiş mutasavvıf bir yazardır. Bu davasını kitaplarına da çok iyi bir şekilde yansıtmış hayat karanlığımıza meşale olmayı başarmıştır. Savunduğu düşünce ve temel inancını anlatmaya İsmet Binark’ın şu sözü yeterlidir. ‘’Samiha Ayverdi’nin inandığı ve ifade ettiği temel fikir sevgi ve imandır. Telkin ettiği duygu ve düşüncelerin kaynağı ise güzel ahlaktır; tarih şuurudur. Mazi bereketleridir… Bizi biz yapan değerlerdir.’’ Diyerek Ayverdi’nin düşüncelerini en iyi şekilde yansıtmıştır. Samiha Ayverdi , ilahi aşk merkezli bir alem görüşünü anlatmaya çalışmış, insanın hem gönül hem de akıl dünyasına yani madde ile mana dünyasına hitap etmiştir. Onun fikirlerinin temelinde insanlığı güzel ahlaka, kendimizi bilmeye, bu idrakle yaşamaya ve manamızı öne çıkarmaya davet vardır ve Samiha Ayverdi’nin eserleri insanların gönül dünyalarına ışık tutmakta, madde ile mana, bedenle ruh arasında gelip giden insanların iç dünyalarının resmini çizmektedir. Onun eserlerinin fikirlerinin ortak mesajı ila-yı Kelimetullah’a ulaşmaktır. Esasen, Samiha Ayverdi sanatını da davası ve gayesi yolunda kullanan bir sanatkardır. Zaten kendisi de bir mülakatta sorulan ‘’Türk edebiyatı içindeki yeriniz hakkında kısaca malumat verir misiniz? Sualine verdiği cevapta: ‘’Ben yer için yazmıyorum, hizmet için yazıyorum. Allah, insanı dünyaya imtihan için göndermiştir. Eğer bu vatana ve imana hizmet ediyorsam, Allah kereminden bana bir yer ihsan eder.’’ Demiştir. Ayverdi tabiriyle hepimiz gururumuz, şehvetimiz, kibirlerimiz doğrultusunda sürüklenen birer esiriz. Antonius’un bu söylem hakkında şöyle bir sözü vardır: ‘’Halkın medihleri, mevki, rütbe, servet gibi zevk ve hazlar, ruhun aslına zıttır. Eğer ruhumuzla bunları bir müddet baş başa bırakacak olursak, onu derhal esir eder yoldan çıkarırlar.’’ Bu bağlamda eğer dünya hayatına yoğunlaşırsak nefsimizin esiri oluruz. Ruhun aslı fıtrattır ve fıtratın zıttı davranışlar biz insanları ruhsal bir karmaşaya, sıkıntıya sürükler. Bu esaretten kurtulmak ancak insanın bu hilkat alemi içindeki manasının şuuruna erebilmesi ile mümkündür. Benim nazarımda Hilkat Işığında Beşeriyet bir nevi madde ile mana anlamına gelir. Aslında bu iki kavram ne kadar birbirinden ayrı, zıt görünse de tam aksine dost ve ikiz yaratılmış, birbirini tamamlayıcı iki kavramdır. Bunların arasını açmak Ayverdi tabiriyle cahillik ve kendimize yapacağımız büyük bir düşmanlık anlamına gelir. Yalnızca maddeci düşünen, maneviyatı inkar eden insanlar basit hazlarda bocalamaya mahkum insanlardır. Hatta tabiri caizse et ve kemik külçesinden ibaret olup sonsuzluğun zevkine varamamışlardır. Buna en iyi örnek de Ayverdi’nin İnsan ve Şeytan eserindeki Süruri Bey karakteridir. Süruri Bey tüm ömrünü beşeriyetin menfaati uğruna harcayan ve bu yolda karşısına çıkan her müşkülü her meçhulü yalnızca aklına danışan yüksek tahsilli bir matematik profesörüdür. Onun yeğeni olan İsmet Hanım ise manayı yani maneviyatı temsil eder. Hayatta maddenin yani aklın yeterli olamayacağını bununla birlikte maneviyatın da ön plana çıkması gerektiğini savunur. Bir meçhulün cevabının yalnızca akıldan değil vecit ve cezbeden alınması gerektiğini öne sürer. Ayverdi eserindeki bu iki karakterle madde ile mananın ayrılamaz bir bütün olduğunu çok güzel bir dille ifade eder. Son olarak da sizlere Samiha Ayverdi’nin vasiyetinden birkaç madde yazmak istiyorum. • Ölçün doğruluk olsun, aleyhinde dahi olsa doğruyu söylemekten çekinme. • Kendinden evvel başkalarını düşünmek seviyesine ermeni çok isterim. Bu olmazsa kendin kadar; bu da olmazsa kendine yakın düşünmek de bir nimettir. • Sakin, mülayim ve hesaplı konuş. Ağır, kırıcı ve geri dönülmez sözden çekin. Vekarlı ve haysiyetli ol, fakat alıngan olma. • İnsanlar, kendi hayatları binasının mimarıdırlar. Bu binayı kurmak hususunda gösterecekleri ustalık veya acemilik, onları mesud veya bedbaht eyler. Gayret et ki, hayatını kurarken sana saadet ve huzur getirecek iyilik, güzellik, hak, hakikat ve fazilet malzemesini kullanmak hünerini gösteresin. (Fatma)
Kıymetini bilmediğimiz , bilmemiz gereken yazarlarımız var bizim: Her şeyden önce; ilk okuduğum Sâmiha Ayverdi kitabı olan bu eserde , Sâmiha Ayverdi hanımefendinin gerçek edebiyatın doruklarında seyredebilmek , dil zevkini hakiki manasıyla kavrayabilmek maksadı taşıyan okurları ziyadesiyle tatmin edebilecek bir yazar olduğunu açık yüreklilikle söyleyebilirim... İnkâr ile imanın , madde ile maneviyatın , eşya ile ruhun çatışmasının ortasında debelenmekte olan ve kendini bir türlü bir tarafa ait hissedemeyen Şevket Bey'in şehvete ve maddi hazlara esir oluşunun ardından hakikate erme çabasının film şeridi halinde gözünüzün önünden aktığına şahit olacağınız fevkalade etkileyici bir eser... (Caner Cüce)
O kadar güzel işlenmiş, saf ve akıcı bir biçemde yazılmış bir roman ki.. Ara ara aklıma hep şu geldi yarın bir gün bu kitabında dizisi çekilirse şaşırmam. İlk okuduğum ve buldukça okuyacağım bir yazar. Bir İstanbul hanımefendisi, kelime dağarcığı bakımından muazzam bir yazar. Daha ne söylenebilir ki, okumayı düşünenlere tavsiye ediyorum. (Hâkan)
İnsan ve Şeytan PDF indirme linki var mı?
Samiha Ayverdi - İnsan ve Şeytan kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İnsan ve Şeytan PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Samiha Ayverdi Kimdir?
Sâmiha Ayverdi (d. 25 Kasım 1905, İstanbul - ö. 22 Mart 1993, İstanbul), Türk mütefekkir ve mutasavvıf yazar.
Roman, hikâye, hatırat, makale ve inceleme türünde yapıtlar verdi. Rifailik tarikatına bağlı idi.
Piyade Kaymakamı (Yarbay) İsmail Hakkı Bey ile Fatma Meliha Hanım’ın kızıdır. Mimar ve tarihçi yazar Ekrem Hakkı Ayverdi'nin kız kardeşidir. Şehzadebaşı semtinde doğan Samiha Ayverdi, Süleymaniye Kız Numune Mektebi'nde eğitim gördü; daha sonra özel derslerle eğitimini sürdürdü. Çok iyi derecede Fransızca öğrenerek tarih, tasavvuf, felsefe alanlarında kendini yetiştirdi.
Ayverdi, Kubbealtı Cemiyeti kurucu üyesidir. Ayrıca, İstanbul Fetih Cemiyeti, İstanbul ve Yahya Kemal Enstitülerinde faal üyeliklerde bulunmuş, 1966'da Türk Ev Kadınları Derneği'nin (Türk Kadınları Kültür Derneği) kuruluşuna önayak olmuş, 1970'te ağabeyi ile birlikte Kubbealtı Cemiyeti'nin kurulmasını sağlamıştır.
22 Mart 1993 tarihinde ölen Sâmiha Ayverdi'nin mezarı, İstanbul Zeytinburnu'ndaki Merkez Efendi Camii'nin bahçesindedir..
İstanbul'un Fatih ilçesinde Edirnekapı'dan Saraçhane'ye kadar uzanan Fevzipaşa caddesi ve Hırka-i Şerif Camii yakınındaki Koyun Baba Parkı'nda 1976 yılında ağaçlandırma çalışmaları yaptırdı.
Eserleri
Samiha Ayverdi, 1938'de ilk romanı Aşk Budur'u (Aşk Bu imiş) yayınladı. 1946'dan itibaren daha çok fikir ve tarih eserlerine ağırlık verdi.
Yapıtlarında, tarihi yoğun biçimde kullanmıştır. İnceleme yazıları ve romanları İstanbul üzerinedir. Tasavvuf düşüncesi ve tarih özellikle romanlarında canlanmış, Kenan Rifai'yi eserleri yoluyla okuyuculara tanıtmaya çalışmıştır.
"Batmayan Gün" ve "İnsan ve Şeytan" adlı romanları geçmişi arayışının ürünleridir. Geçmişe duyduğu özlemi en iyi yansıtan romanı 100 Temel Eser listesi'nde de yer alan İbrâhim Efendi Konağı'dır.
Kubbealtı Neşriyat tarafından Samiha Ayverdi Külliyatı adıyla çıkan kitapların sayısı 47 adettir.
Ödülleri
1978’de Türkiye Millî Kültür Vakfı Armağanı; 1984’te Millî Kültür Vakfı tarafından verilen Türk Millî Kültürüne Hizmet Şeref Armağanı; 1985'te Yeryüzünde Birkaç Adım isimli eseri nedeniyle Boğaziçi Yayınları tarafından Boğaziçi Başarı Ödülü almıştır . 26 Nisan 1986’da, Türk Edebiyat Vakfı tarafından kendisine "Millî Sanata Hizmetleri"nden ötürü bir plaket sunulmuştur. 1988 yılında yayınlanan “Hey Gidi Günler Hey” isimli eseri nedeniyle, Türkiye Yazarlar Birliği'nce kendisine Yılın Dil Ödülü verilmiştir. 1990'da Başbakanlık aile araştırma kurumu kendisine bir şükran plaketi sunmuştur. 1992 yılında Türkiye İlim ve Edebiyat Eserleri Sahipleri Meslek Birliği'nce (İLESAM) verilen Üstün Hizmet Ödülü'nü almıştır.
İstanbul, Fatih'te Vatan Caddesi üzerinde bulunan Vatan Anadolu Lisesi'nin ismi 2005 yılında değiştirilerek, Samiha Ayverdi Anadolu Lisesi yapılmıştır.
Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Sâmiha_Ayverdi
Samiha Ayverdi Kitapları - Eserleri
- İbrahim Efendi Konağı
- Yaşayan Ölü
- Ateş Ağacı
- Mesihpaşa İmamı
- İnsan ve Şeytan
- Yusufcuk
- Hancı
- Batmayan Gün
- Dost
- Kölelikten Efendiliğe
- Mabette Bir Gece
- Ne İdik Ne Olduk
- Yolcu Nereye Gidiyorsun
- İstanbul Geceleri
- Milli Kültür Ve Meseleleri Ve Maarif Davamız
- Dile Gelen Taş
- Son Menzil
- Bir Dünyadan Bir Dünyaya
- Abide Şahsiyetler
- Misyonerlik Karşısında Türkiye
- Rahmet Kapısı
- Bağ Bozumu
- Hatıralarla Başbaşa
- Ah Tuna Vah Tuna
- Hey Gidi Günler Hey
- Mektuplardan Gelen Ses
- Kaybolan Anahtar
- Aşk Budur!
- Boğaziçi'nde Tarih
- Edebi Ve Manevi Dünyası İçinde Fatih
- İki Aşina
- Ezeli Dostlar
- Mektuplar 2
- Ratibe
- O Da Bana Kalsın
- Ken'an Rifai ve Yirminci Asrın Işığında Müslümanlık
- Üç Günlük Dünya İçin
- Yeryüzünde Birkaç Adım
- Dünden Bugüne Ne Kalmıştır?
- Türkiye'nin Ermeni Meselesi
- Türk Tarihinde Osmanlı Asırları 1- 2 Cilt
- Küplüce'deki Köşk
- Ebabil Kuşları
- Arkamızda Dönen Dolaplar
- Mektuplar 1
- Mülakatlar
- Türk-Rus Münasebetleri Ve Muharebeleri
- Paşa Hanım
- Mektuplar 5
- Mektuplar 3
- Sinan'ın Günlüğü
- Mektuplar 4
- Türk Tarihinde Osmanlı Asırları (Cilt 3)
- Türk Tarihinde Osmanlı Asırları (Cilt 2)
- Türk Tarihinde Osmanlı Asırları (Cilt 1)
- Mektuplar 6
- Yunus Emre Ve İlahiler
- Mektuplar-7 (2 Cilt)
- Mektuplar 9
- Mektuplar 11
- Mektuplar-8
- Mektuplar-10
Samiha Ayverdi Alıntıları - Sözleri
- Öyle ya... Bu dünyaya ayak basıp temel atanın karşısına bir gün, ayağına çelme takacak olan bir başkası çıkıp sahip olduklarını ele geçirmeyecek midir ? Ama o çelme takana da dünya yar olmayacak ve bir gün topladıklarını o da başkalarına devretmek zorunda kalacaktır. (İki Aşina )
- Şahsî malım o kadar az ve o kadar kıymetsiz ki... Halbuki ben sana hissen ve hayâlen dünyâları yollasam doyamam. (Mektuplar 1)
- Belgrad'ın fethinde ve aynı zamanda Mohaç Muharabesinde üstün gayreti olmuş bulunan Bálî Bey, Budin'i muhasara ederek Avusturya ordusunu kovalayıp zafere ulaştıktan sonra, muvaffakiyetlerini sayıp dökerek Kanuni Sultan Süleyman'dan bir tuğ niyaz edince, padişah kendisine şu cevabı vermiştir: Berhudar ol, Allah senden razı olsun. Benden bir tuğ istiyorsun. Sana emîrü'l ümeralık veriyorum. Lakîn bu yaptıklarına güvenme, ve bir fáni kuldan herhangi bir talepte bulunarak kendini küçültme ve minnet altına girmiş olma. Kıyamete kadar değerinden kaybetmeyecek bu hákani cevap üç günlük dünya nimetleri peşinde şerefini, derúni şánını ayaklar altına almış kimselere olduğu gibi, bilhassa devlet çarkının yükünü omuzlamış olanlara verilmiş unutulmaması gereken îkázın ta kendisi değil de ya nedir? (Üç Günlük Dünya İçin)
- Bugün dünya bir ruh medeniyetinin yokluğundan muztariptir. (O Da Bana Kalsın)
- "Ölmüş atalarla da yanmış harmanlarla da öğünülmez." (Kaybolan Anahtar)
- Kanûnî Sultan Süleyman da ne güzel söylemiştir: ''Bî vefâ yârin Muhibbî cevrini mâzur tut Yârsız kalır bu cihanda ayıpsız yâr isteyen!'' (Rahmet Kapısı)
- Eksiği görmeyip, hale muhabbet ve anlayışla tat katmak kadar güzel ne vardır ? Dünyada, her tamamın bir eksiği vardır. Hem aransa eksik mi bulunmaz? Hatta, bulamayan icat edip, dünyayı kendine de etrafına da zindan eyler. (Mektuplardan Gelen Ses)
- Bize, dinlenmek de, istirâhat de, ancak huzurlu bir iç âlemi içinde mümkün. (Yeryüzünde Birkaç Adım)
- gideceğim yerlere dünyamı da götürürüm inşallah. bize dinlenmek de istirâhat de ancak huzurlu bir iç alemi içinde mümkün. (Yeryüzünde Birkaç Adım)
- "Üstadım, dün bir dostumla ölümden konuşuyorduk. Dedim ki, asıl ölüm, kalp habersizliğidir..." (Batmayan Gün)
- Bebeği biraz büyüdükten sonra, sık sık bize gelen Zehra Hanım’ı annem de çok sevmiş. Ona ilahiler öğretmiş, genç kadının ince ve yanık sesine uduyla yada kanunu ile refakat ederek odanın içine bir deruni mabede çevirir olmuşlardı. (Bağ Bozumu)
- Bizâtihi çeşitli istîdat ve kâbiliyetleri hâmil olan biz insanlar, çok defa kendimizde saklı olan bu kudret kaynağından habersizizdir. (O Da Bana Kalsın)
- Nihayet 15. asır,iki değerli kadın şair ile de Fatih devri'nin edebiyat tarihine en şerefli bir yaprak açmıştır. Kastamonulu Zeynep Hatun,"kadınlar arasında zamanın nadir yetiştirdiği bir şöhrettir kudretine cihan halkı şaşıp kalmış idi". Fatih Sultan Mehmet devrinde şöhret bulan meşhur şair Mihri ile muasır idi.Şiirinin kuvveti Fitat Hanıma muadil gibidir. Türkçe, Farsça beyitlerle mülemma olan divanını Hz Fatih'e takdim ederek sanatını isabet etmiş ve mazhar-ı mukafat olmuştur. ....Şiirlerinde lirizm ve hüzünlü bir hassasiyet elle tutulurcasına göze çarpar .Fatih'e divanını takdim eden ve mükafata mazhar olan bu kadının şiirlerindeki eda ve sada'ya bakınca,hükümdardan maddi takdir ve iltifattan daha ileri bir alaka beklediği sezilir gibi olur...Beş yüz seneden beri halkın dilden dile şifahi bir emanet olarak bıraktığı rivayet, bu şair kadının heyecan kaynağına, hükümdara olan kalbi alakası esas gösterilir. (Edebi Ve Manevi Dünyası İçinde Fatih)
- Ama ben ölüme inanmıyorum.Hepsi de,yaşadıkları hayatın sonuna bir yekun çizgisi çizdikten sonra, yeni hayatlarının şartlarında karar etmiş bulunuyorlar. (Ezeli Dostlar)
- *"Mevsimi gelince açan çiçekleri bekler gibi sizi de dört gözle bekliyoruz" Samiha Ayverdi *"Mektubun bana sanki seni getirdi. Duyguları kelimelerin kalbi içine bu derece samimiyetle yerleştirmek değme babayiğidin kârı değil.", S.A. (Mektuplar 2)
- Ermeni kendi menfaat çemberinden başka hiçbir şeye değer vermez; kuvvetli olduğunuz zaman dostunuz, bünyenizde zaaf alâmetleri belirdiği zaman da, sizi parçalamak isteyen hırslı bir canavar huylu düşmanınızdır. (Türkiye'nin Ermeni Meselesi)
- Kötü ahlâk da nedir bilir misin? Yaradan'dan seni az çok alıkoyan her şey! . (Aşk Budur!)
- Bir vakitler Avrupa'nın can damarına kadar ilerlemiş olan Türk ordularına karşı, sırasında birbirini yiyen Avrupalı devletler nasıl birleşmiş idiyseler, şimdi de, Islâm âlemi'nin yekpâreleşmesine karşı aynı zihniyet kılıç sallamakta bulunuyor. (Kölelikten Efendiliğe)
- "Hudutsuz bir aşk, başı sonu olmayan bir sevgi ummânı halinde gönüllere çarpan Mevlânâ'nın, insan oğluna en büyük armağanı, onu kendi ayıplarından utandıracak kadar müsâhamalı ve anlayışlı bir muhabbet ve şefkate gark etmiş olmasıdır." (Abide Şahsiyetler)
- “Dertli idi; yüreği yaralanmıştı.” (Mesihpaşa İmamı)