Karanlıktaki Umut - Rebecca Solnit Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Karanlıktaki Umut kimin eseri? Karanlıktaki Umut kitabının yazarı kimdir? Karanlıktaki Umut konusu ve anafikri nedir? Karanlıktaki Umut kitabı ne anlatıyor? Karanlıktaki Umut PDF indirme linki var mı? Karanlıktaki Umut kitabının yazarı Rebecca Solnit kimdir? İşte Karanlıktaki Umut kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Rebecca Solnit
Yayın Evi:
İSBN: 9786055903770
Sayfa Sayısı: 200
Karanlıktaki Umut Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Yazar ve aktivist Rebecca Solnit’ten çağın karanlığında sağ kalmaya dair bir rehber, ahir zamanlar için bir klasik: Karanlıktaki Umut. Solnit, yakın geçmişin toplumsal dokusuna ve bu dokuda filizlenen, dünyanın dört bir yanındaki başkaldırı hareketlerine odaklandığı bu kitapta algının tuzaklarına eğiliyor, umuttan yola çıkarak harekete, hareketten dönüşüme uzanıyor. 2000’lerin belirleyici önem taşıyan toplumsal olaylarına geniş bir bakış atan Solnit, açıklara doğru kürek çeken birinin geriye bakması gibi geçmişe bakıyor; şirketlerin, devletlerin ya da toplumsal sistemlerin ağırlığı altında ezildiğini hissedenler için alternatif bir tarihçe çıkarıyor. Yapıp ettiklerimizin, hatta düşündüklerimizin bile olayların geniş akışında önemli olduğunu ve gücün, gerçek gücün çoğu zaman kıyıda köşede kalan bir yerden geldiğini gösteren bir tarihçe bu; yere daha sağlam basmamızı, zemini ve kendi izlerimizi tanımamızı sağlayan bir konum ve durum özeti. Direniş ve devrimin, dönüşüm ve değişimin, büyük toplumsal olayların kalbindeki bireylerin ve onları harekete geçiren gücün hikâyesini anlatan Karanlıktaki Umut, kavramların içinin boşaldığı, erdemlerin hiçe sayıldığı bir çağda bireye ve bireyin potansiyeline adanmış, gerçeklere dayalı ve gerçeklerle beslenen bir metin.
“Aktivistlerin kazandığı zaferlerin nasıl da kolayca unutulduğunu ve bu zaferlerin çoğu zaman beklenmedik biçimlerde, dolambaçlı yollardan geldiğini incelikli bir biçimde ortaya koyuyor.” – The New Yorker
“Solnit, yaşadığımız çağın örüntüsünde bulup derlediği umutlarla karşınıza çıkıyor ve size umudun yarın için bir garanti değil, bugün hareketi sağlayacak enerjiyi ateşleyen bir fitil olduğunu anımsatıyor.” – John Berger
Karanlıktaki Umut Alıntıları - Sözleri
- Umut etmek kendini geleceğe adamaktır ve bu geleceğe adanmışlık, bugünü yaşanabilir kılar...
- "Umut sadece başka bir dünyanın mümkün olabileceği anlamına gelir, vaat değil, garanti edilmez. Umut harekete geçmeyi gerektirir; umut olmadan eylem imkansızdır." "Hope just means another world might be possible, not promise, not guaranteed. Hope calls for action; action is impossible without hope."
- Birdenbire olmuş gibi görünen şeylerin bile geçmişte çok derin kökleri veya uzun zamandır uyku halinde olan tohumları vardır.
- Teolog Walter Bruggeman, "amnezinin çaresizlik üretmesi gibi, hafıza da umut üretir," demiştir. Umut aslen gelecekle ilişkili olsa da, umutlanma nedenlerinin geçmişin kayıtlarında ve anılarında bulunduğunu hatırlatan, olağanüstü bir beyan bu.
- Geleceğe götüren yol genelde geçmişten geçer.
- “İnsanları kendi tarafınıza çekmek için bilgiyi aşina oldukları bir perspektiften sunmalısınız.”
- Umut etmek, kumar oynamaktır. Gelecek üzerine, arzularınız, açık yürekliliğin ve belirsizliğin kasvet ve güvenlilikten daha iyi olma olasılığı üzerine bahis oynamaktır. Umut etmek tehlikeli olsa da korkunun tam zıddıdır çünkü yaşamak risk almaktır.
- “Dünyada kötü olan tek bir şey kalmayana kadar iyi şeylerden bahsedemeyiz.”
Karanlıktaki Umut İncelemesi - Şahsi Yorumlar
“Hikayeler gölgelerden spot ışığına çıkar. Ve sahnede bizim güçsüzlüğümüzün dramı sunulsa da, gölgeler gücümüzün sırlarını içerir. Bu kitap, gölgelerin, içinde umut barındıran karanlığın kitabı.” . Her gün gözlerinizi başka bir evrende açmak isteyecek kadar kötü şeyler oluyor. İçinize çektiğiniz hava kirleniyor, içtiğiniz su azalıyor, canlılar tükeniyor, bastığınız toprak ayaklarınızın altından kayıyor. Ve bunu ‘biz’ yapıyoruz. Hep birlikte. Kalplerindeki irini akıtan insanlar olarak yapıyoruz. Eylemlerimiz kadar eylemsizliklerimizle de bir tuğla koyuyoruz yuvamızla aramıza. Ve eğer süper güçleriniz yoksa; bu elimizdeki dünya bizi kabul eden tek yuva. . Karamsar olmak için binlerce sebep var. Buna rağmen, tüm duvarlar yıkılabilir. Berlin’i hatırlayın, Tiananmen’i..Her gün, ufak adımlarıyla kelebek etkisi yaratan on binleri anımsayın. Sadece ‘umut’ var geriye kalan. . Rebecca Solnit tüm susuşlara, göz yumuşlara karşı koyan bir ses. Bariyerleri olmaksızın. Adanmışlıkla. Diline yansıyan her renk, geçtiği yolların tozlarına rağmen parıldıyor. Umut derken bir ütopyadan değil; kendi yaşamındaki umuttan bahsetiyor. Özellikle Irak savaşının yarattığı o endişe sonucu, bir şeyler karalıyor Solnit.. Elden ele dolaşıyor yazdıkları. Daha sonra büyüyor yazılanlar. Yol arkadaşlarından, yolunu açan büyük insanlardan alıntılar ekliyor. Kişisel gelişim değil ‘kitlesel’ gelişim için başucu kitabı olabilecek ‘Karanlıktaki Umut’u kaleme alıyor. . Yazar ile ‘yakındaki uzak’ ile tanışıp; öyle sevmiştim ki.. 4 yıl geçmiş o kitabını okuyalı..Hala anımsadıkça gülümserim.. . Karanlıktaki umut’un çevirisi Şeyda Öztürk’e ait. Bu çeviriyi okumak büyük keyifti. Devrik cümlelerin güzelliği örneğin.. Nazlım Dumlu ise kapak çalışmasıyla o ‘umut’u somutlaştırıp; iç ısıtıyor. (Hülya Açılan)
O ne yazsa okurum. Hiçbir türe sığmayan o güzel yazılarına; hassas, eşitlikçi, güçlü sesine hayranım. Kitap, umut etmenin ne denli önemli olduğuna ve bu umudun eyleme dönüştüğünde değer kazandığına dair. Umudu aydınlığın kesinliğinde değil karanlığın belirsizliğinde bulacağımızı söylüyor Solnit. Onlarca örnekle hem bunu kanıtlıyor hem de alternatif bir zaferler tarihi yazıyor. (Bülent)
Zaman zaman gideceğimiz yeri unuturuz. Yönümüzü şaşırırız mesela. Bazen de bile bile kayboluruz. "Kaybolma Kılavuzu"nu hatırlarız sonra: "Karanlıkta kapıyı bilinmeyen için açık bırak! En önemli şeyler oradan gelecektir, hatta kendine bile ancak bu kapıdan ulaşabilirsin; gitmeyi düşündüğünde de yine o kapıdan çıkarsın." Kim bilir belki de kendimizi bulmak içindir kayboluşumuz. (Altan Yıldız)
Karanlıktaki Umut PDF indirme linki var mı?
Rebecca Solnit - Karanlıktaki Umut kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Karanlıktaki Umut PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Rebecca Solnit Kimdir?
Amerikalı yazar Rebecca Solnit, 24 Haziran 1961 tarihinde Connecticut Eyaleti'nin Bridgeport şehrinde doğdu. California Üniversitesi Gazetecilik bölümünde master yaptı. Harper's dergisinde de yazıları yayımlandı. Makalelerinde ve kitaplarında Kültür tarihi, çevrecilik ve anı türlerinde eserler veren yazar; feminizm, siyaset, mekân ve sanat konularında yazmaktadır.
Rebecca Solnit Kitapları - Eserleri
- Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar
- Kaybolma Kılavuzu
- Karanlıktaki Umut
- Yakındaki Uzak
- Yol Aşkı - Yürümenin Tarihi
- Yokluğumdan Aklımda Kalanlar
Rebecca Solnit Alıntıları - Sözleri
- "Bazen eski bir fotoğraf, eski bir arkadaş ya da eski bir mektup, bize bir zamanlar olduğumuz o kişinin bambaşka bir yere gittiğini hatırlatır. Bunu seçen, şunu yazan o insan artık yoktur. Farkına bile varılmadan büyük mesafeler alınmıştır." (Kaybolma Kılavuzu)
- . Ama aslında dünyanın en güzel insanı yok çünkü çok fazla güzellik var. Bazı insanlar yuvarlaklığı ve yumuşaklığı sever, bazıları ise keskin kenarları ve güçlü kasları sever. Bazıları aslan yelesi gibi kalın saçlardan hoşlanır, bazıları ise mürekkepli bir şelale gibi dökülen ince saçlardan hoşlanır ve bazıları birini o kadar çok sever ki neye benzediğini unutur. Bazı insanlar gece yarısı yıldızlarla dolu gece gökyüzünün hayal edilebilecek en güzel şey olduğunu düşünür, bazıları karla kaplı bir orman olduğunu düşünür. Güzellik hakkında birçok fikri olan bir sürü insan var. Ve aşk... Birini çok sevdiğinizde, sadece aşk gibi görünürler. ... (Yakındaki Uzak)
- "Şiddetin bir ırkı, sınıfı, dini ya da milliyeti yok, ama şiddetin bir cinsiyeti var." (Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar)
- Görülebilir olmanın ve konuşabilmenin mümkün olmadığı yerde hayatta kalmak, onurlu ve özgür olmak mümkün değil. (Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar)
- Bedenen hayatta kalma mücadelesi de çok şiddetli olabilir ama mücadele sadece o değil, katılım, itibar ve ses sahibi olma hakları da dahil olmak üzere hak sahibi bir kişi olarak hayatta kalma mücadelesiydi. Yani sadece hayatta kalmaktan fazlası söz konusuydu: Yaşamak söz konusuydu. (Yokluğumdan Aklımda Kalanlar)
- “İnsanları kendi tarafınıza çekmek için bilgiyi aşina oldukları bir perspektiften sunmalısınız.” (Karanlıktaki Umut)
- "Bir sayfanın üstüne bir şey yazılmadan önceki beyazlığı ile bir şey yazılıp silindikten sonraki beyazlığı hem aynı beyazlık hem de aynı beyazlık değil. Bir söz söylenmeden önceki sessizlik ile söylendikten sonraki sessizlik de hem aynı hem de değil." (Yakındaki Uzak)
- Marifet unutmak değil,gitmesine izin vermektir . Ve diğer her şey gittiği zaman kaybolanda zenginleşirsin … (Kaybolma Kılavuzu)
- Bazen eski bir fotoğraf , bazen eski bir arkadaş ya da bir köşede unutulmuş eski bir mektup bize bir zamanlar olduğumuz o kişinin bambaşka bir yere gittiğini hatırlatır. Zira orada onların arasında oturan , onu değer veren , bunu seçen , şunu yazan o insan artık yoktur. Farkına bile varılmadan büyük mesafeler alınmıştır. Yabancı olan artık tanıdıktır ve bir zamanlar bize tanıdık gelen , yabancı değilse bile biraz tuhaftır hatta rahatsız edicidir. (Kaybolma Kılavuzu)
- "Kadın olarak benim bir ülkem yok." (Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar)
- ‘Hiç kuşkusuz, bulmak kaybolmaktır.’ (Kaybolma Kılavuzu)
- “Biz gün doğumundan gelmiştik, onlar gün batımından... Biz hastalara şifa vermiştik, onlar ise sağlıklı olanı öldürmüşlerdi. Biz çıplak ve yalınayaktık, onlar ise giyinikti, ayrıca atları ve mızrakları vardı. Biz hiçbir şeye göz koymamış, aksine bize sunulanları paylaşmıştık, oysa onlar karşılarına çıkan herkesten çalıyor, kimseye bir şey vermiyorlardı.” ” (Kaybolma Kılavuzu)
- "Yazmak, herhangi birine söylenemeyecek şeyleri hem hiç kimseye söylememek hem de herkese söylemektir. Ya da daha doğrusu yazmak, söyleyebileceğin herhangi biri olmayan şeyleri belki okuyacak olan o hiç-kimseye söylemektir." (Yakındaki Uzak)
- Mesele sadece, onlu yaşlarınızın sonunda hâlâ yeniyetme olmanız değil, aynı zamanda çocuk olmayan herkesi soktuğumuz yetişkinlik kategorisinin de sürekli değişim halinde olması. Aydınlık saatlerin hepsine gündüz deyip geçerken, gün doğumundaki uzun gölgelerin ve sabah çiyinin, öğle saatlerinin düz ve berrak ışığından farklı olduğunu hiç anlamamışız gibi. (Yokluğumdan Aklımda Kalanlar)
- "Dinle: Sen kendin değilsin, diğerlerinin oluşturduğu kalabalıklardansın, her zaman su sızdıran bir teknesin sen de, hayatının büyük kısmını başka biri olarak geçirdin, çok önce ölmüş insanlar olarak, hiç yaşamamış insanlar olarak, hiç karşılamadığın yabancılar olarak." (Yakındaki Uzak)
- Yürüyüş sınırsızdır; sınırsız az sayıdaki spordan biridir. (Yol Aşkı - Yürümenin Tarihi)
- İnsanın kendi hikayesini kelimelerle ya da imgelerle anlatabiliyor olması, zaferin ve isyanın ta kendisidir. (Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar)
- "Uçabiliyordum ama şimdi diyorum ki belki esas sorun tekrar dünyaya inebilmekti." . (Yokluğumdan Aklımda Kalanlar)
- Kelebek, insan ruhunu öyle iyi sembolize eder ki Yunancada ona psyche derler ve bu ruh anlamına da gelir. (Kaybolma Kılavuzu)
- Batı dünyasında, tarih boyunca, evlilik kurumunu tanımlayan yasalar kadını kocasının sahip olduğu bir mal, hatta erkeği patron, kadını ise hizmetçi ya da köle olarak tanımlanmıştır. (Bana Bilgiçlik Taslayan Adamlar)