Orkide - Pearl S. Buck Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Orkide kimin eseri? Orkide kitabının yazarı kimdir? Orkide konusu ve anafikri nedir? Orkide kitabı ne anlatıyor? Orkide PDF indirme linki var mı? Orkide kitabının yazarı Pearl S. Buck kimdir? İşte Orkide kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Pearl S. Buck
Çevirmen: Neylan Çakırlar
Yayın Evi: Halk Kitapevi
İSBN:
Sayfa Sayısı: 840
Orkide Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
ABD'li Yazar,bu romanında bir memur ailesinden gelen cariye olarak saraya girdikten sonra,burada zekası ve cesareti sayesinde imparatoriçeliğe kadar yükselirken,Çin'in son imparatoriçesi olan Tsu Hsi'nin macera dolu hayatını anlatmaktadır.Kırk yıldan fazla bir süre iktidarı ellerinde tutmuş,bu müddet içinde devleti,devlet adamlarında az rastlanır bir maharetle idare etmiş olan bu kadın,yaşlılığında ''İhtiyar Buda'' olarak adlandırılmıştır.
Yazar eserde tarihi gerçekliklere sıkı sıkıya bağlı kalarak okuyucuya,henüz tamamen kaybolmamış,fakat bizlere çok uzak eski Çin'i gerçek yüzüyle bizlere sunmaya çalışmıştır.
Orkide Alıntıları - Sözleri
Orkide İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Orkide: Tarihi roman seviyorsaniz Pearl S. Buck kesinlikle tavsiye edebileceğim bir yazar. Yaptığı araştırma ve halktan duyduğu hikayeleri harmanlayarak güzel bir roman ortaya çıkarmış. Kendi dediğine göre olabildiğince gerçeğe yakın tasvir etmeye çalışmış. Gelişen olaylar bana Kösem Sultan dönemindeki olayları hatırlattı. Birebir olmasa da çok benzer şeyler yaşanmış. Gerek dili olsun gerek tasvirlerdeki vurgular olsun tam tadındaydı. Tavsiye ediyorum. (Aslı Yakmaz)
Bu kitap “Çin Sarayında Bir Bakire” başlığı altında da yayımlanmıştı. Her iki çeviriyi de okumuş biri olarak “Orkide” adı altındaki bu kitabın çevirisi bana çok daha güzel ve eksiksiz geldi. Okuyacak okurlar için naçizane tavsiyem bu yöndedir. 1956 yılında kaleme alınan kitap, ölümünden 48 yıl sonra Çin’de Mançu hanedanlığının son imparatoriçesi Tzu Hsi’nin çocukluğundan neredeyse ölümüne kadar olan yaşam hikâyesini anlatıyor. Tüm olaylar ve konuşmalar neredeyse onun ekseni etrafında gerçekleşiyor. İmparatoriçenin 47 yıllık saltanatı boyunca yaşanan olaylar sade ve akıcı bir şekilde anlatılıyor. Genç kızlık çağında saraya bir cariye olarak giren Tzu Hsi müthiş zekâsı, hırsı, güzelliği ve cazibesi sayesinde etrafındakileri çok geçmeden kullanmayı öğrenir ve kendine hayran bırakır. Buna imparator da dâhil. Kendisinde toplanan bu vasıflar sayesinde koca bir imparatorluğu en zor döneminde uzun yıllarca ayakta tutmayı da başarır. Dizi ve filmlerden yabancısı olmadığımız saray entrikaları sanırım sadece bizim kültürümüze has olmayıp iktidarın olduğu her yerde kendini gösteriyor. Kitabı okurken de pek çok yerde Osmanlı İmparatorluğu’yla Çin İmparatorluğu arasındaki benzerlikler dikkatimi çekti. Özellikle imparatorlukların son dönemlerinde batıya sırtı çevirmek, gelişen bilim ve kültür hayatını takip edememek ya da hiç merak etmemek sanırım her iki imparatorluğun çöküşünde kilit rol oynadı. Kitapta da imparatoriçe kibri ve gururu yüzünden batılı devletlerle her türlü yakınlaşmaya ve münasebete karşı gelerek çöküşü bir taraftan da hızlandırmış oldu. Çok karmaşık, tahmin edilemeyen ve bir o kadar da güçlü bir karaktere sahip Tzu Hsi kitap boyunca okuyucu her durumda şaşırtmayı başarıyor. Tüm bu sayılanlar arasında Tzu Hsi’nin gizli aşkı da kitabı değerli kılan bir başka unsur. Özetle harikulade bir kadının harikulade bir hikâyesi. (N)
Orkide PDF indirme linki var mı?
Pearl S. Buck - Orkide kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Orkide PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Pearl S. Buck Kimdir?
Pearl Sydenstricker Buck daha çok bilinen adıyla Pearl S. Buck (d. 26 Haziran 1892 - ö. 6 Mart 1973) Nobel edebiyat ödülünü alan ilk ABD'li kadındır.
Doğumunda kendisine verilen adı kayıtlarda Pearl Comfort Sydenstricker olarak geçer. 1892 yılında Batı Virginia eyaletinin Hilsboro kentinde doğan Pearl S. Buck 1917 yılında John L. Buck'la evlenmiş, daha sonra bu eşinden boşanarak 1935 yılında Richard Walsh ile ikinci evliliğini yapmıştır. Bir çocuk sahibi olan Pearl S. Buck daha sonra dokuz çocuğu evlat edinmiş. Hayatını önce öğretmenlik daha sonra da yazarlıkla kazanan Pearl S. Buck 1931 yılında The Good Earth İyi Dünya adlı yapıtıyla Pulitzer Ödülü'nü kazanmıştır. Pearl S. Buck'ın kitapları ömrünün büyük bir kısmını geçirdiği Çin'deki yaşamı yansıtır. 1938 yılında kazandığı Nobel ödülünün ardından National Institute of Arts and Letters (Ulusal Sanat ve Edebiyat Entitüsü)'ın üyeliğine layık görülmüştür. Pearl S. Buck ayrıca Asyalı çocukların ABD'li ailelerce evlat edinilebilmeleri için dernekler kurmuştur. Ana kitabıyla Nobel Edebiyat Ödülü'nü almıştır.
Pearl S. Buck Kitapları - Eserleri
- Ana
- Çin Sarayında Bir Bakire
- Mübarek Toprak
- Şakayık
- Sarı Esirler
- Orkide
- Doğu Rüzgarı Batı Rüzgarı
- Akrabalar
- Bu Mağrur Kalp
- Bambu
- Büyük Dalga
- Sürgün
- Pekin'den Mektuplar
- Unutamadığım Yıllar
- Vaad
- Ve Aşkı Bulamadılar
- Gurbetteki Kadın I
- Canavar Tohumu
- Ejder Tohumu
- The Good Earth
- Bitmeyen Gün
- Mihracenin Aşkı
- Çin Ufukları
- Yeni Yıl
- Aşk Ölmez
- Dost Toprak
- Hak Yolcusu
- Şimdi ve Daima
- Josui
- Kadın Dünyası
- The Townsman
- The Three Daughters Of Madame Liang
- Ana
- Bir Aşkın Romanı
- Bir Aşkın Romanı
- Canavar Tohumu
- The Devil Never Sleeps
- Bir İzdivacın Portresi
- Aşk Emrediyor
- Vatan Sevgisi
- The Dragon Fish
- Yu Lan: Flying Boy of China
- Birinci Karısı
- Genç Kız İhtirası
- A Gift For The Children
- Kapı Komşu Çinli Çocuklar
- Mrs. Starling's Problem
- The Big Fight
- Mandalı Çocuklar
- Şafak Vakti Seviştiler
- Kaplan
- Şark Rüzgarı Garp Rüzgarı
- Kadınlar Paviyonu
- Kırık Ümitler
- Aşk Ufukları
- The Christmas Ghost
- Sevgi Bağları
Pearl S. Buck Alıntıları - Sözleri
- Zenginler gereğinden fazla zenginleşince eninde sonunda işler sarpa sarar. (Mübarek Toprak)
- Çocukların tenleri de bembeyazdı. Ben bunların, ilaçlı bir suyla yıkanarak ağardıklarını sanmıştım. Ama çocukların her gün yıkandıkları yeri göstermesi üzerine, bu kanımın yanlış olduğunu anladım. Çok fazla yıkanmak yüzünden çocukların, doğanın kendilerine verdiği rengi yitirdikleri inancına vardım. (Doğu Rüzgarı Batı Rüzgarı)
- Ancak, denizden bu kadar nefret etmesi, biraz da kendisini memleketinden ayırdığı içindi. Okyanusa karşı duyduğu nefret ve kin o kadar fazlaydı ki, hayatının son senelerini Okyanusu geçmemek için yabancı bir memlekette yaşamayı ve sevgili vatanından kilometrelerce uzakta ölmeyi tercih etmişti. (Sürgün)
- "Sen bir erkeksin. Arzuların vardır..." "Evet erkeğim fakat hayvan değilim! Arzularımı frenleyebilirim ve bunu da yapabiliyorum." (Bambu)
- Yumey, pek kaygılı bir halle: Bir gün olacak, halk hükümet memurlarına, polise, vergi tahsildarlarına karşı ayaklanacak, diyordu. O gün Tao Amca'yı kurtarabilecek miyiz dersin? Bu soruya kendisi karşılık vermeden başını salladı, sustu. James de: Kendimizi kurtarabilecek miyiz dersin?.. diye sordu. Yumey: Bizim milletimiz senin gibi kendisine iyilik edenleri öldürmez, dedi. Biz güvenlikteyiz. (Akrabalar)
- -Anlamıyorsun, diye haykırdı. Sen Amerikalısın… Soyun sopun saf ve halis… Ben de ona bağırdım: Halis ve saf ha! Avrupa’daki yarım düzine milletin asi zorbaları, bir İngiliz lordu ile İrlandalı bir kızın kaçak genç oğlu, yerlilerin elinden topraklarını hile, oyun ile kapatan Hollandalı kurnaz bir tacir bir Alman nesli ki… (Pekin'den Mektuplar)
- Çinliler ferdi, Japonlar devleti düşünürler. Sanki bu demokrasiyle bir nevi faşizm gibi. (Çin Ufukları)
- - ''Karım evlenene kadar Purdah'da idi, Olivia.'' dedi. ''Benden önce de hiçbir yabancı erkek yüzü görmemiş. Kadın akrabaları ile bir ziyarete veya gezmeğe giderlerken, perdeleri sımsıkı kapalı bir arabaya binerlermiş. Babasının satın almış olduğu, kapıları camdan olan bir İngiliz arabasının bile, içerisi görünmesin ve içerdekiler de dışarıya bakmasın diye camlarını boyatmışlar, değil mi Leylamani ? '' diyerek karısına baktı. (Ve Aşkı Bulamadılar)
- Başka kadınların ziynet takıp takıştırdıkları bir konakta büyümüştü de bu ziynetleri bir kerecik eline alıp tutmak bile nasip olmamıştı. (Mübarek Toprak)
- Bir erkeğin asıl huyu, karısının nasıl olduğu bilinmedikçe ortaya çıkmaz. (Ana)
- "Doğru" dedi Kraliçe. "Fakat hiç bıkmıyor musun? Bazan başka bir hayatın olmasını hayal etmiyor musun?" "Nasıl başka bir hayat? Bu benim vazifem, o da benim hayatım." Kraliçe ısrar etti: "Öyleyse ne hayal edersin?" Kadın düşündü. "Bir öküz alacak kadar param olmasını hayal ederim. Böylece sabanı kendim çekeceğime öküz çeker. Şimdi giydiği yamalı elbise yerine bir şaire yakışan güzel elbiselerden alırım......" (Bir Kraliçe ile köylü bir kadın arasında geçen sohbet) (Bambu)
- Hep doğrudan, yanlıştan söz edersin. Oysa; insanı mutlu eden şey doğru, mutsuz kılan şey ise yanlıştır, değil mi? (Şakayık)
- B. Li, o kaba boğuk sesiyle: Şu Amerikalıları anlayamıyorum! dedi. Aralarındaki Arapları sevmiyorlar, kendileri güneşte yanabildikleri kadar yanip Arap olmaya bakıyorlar. (Akrabalar)
- “Ömür geleceği saatte gelir, gideceği saatte giderdi ve bu saatleri değiştirmek de kimsenin elinde değildi." (Ana)
- Kitaplar kendileriyle meşgul olanların hakkını katiyyen yemiyordu. Her okunan satır, insanı iyiliğe götüren bir bilgi halinde zihne kazınıyor ve zamanın nasıl geçtiği hissedilmiyordu. (Çin Sarayında Bir Bakire)
- Köylülerin elleriyle çalışan insanlar olmaktan çıkarılmaması gerekirdi; yoksa daha yüksek düzeydekiler açlıktan ölürdü. (Akrabalar)
- Kitaplar kendileriyle meşgul olanların hakkını katiyen yemiyordu. Her okunan satır, insanı iyiliğe götüren bir bilgi halinde zihne kazınıyor ve zamanın nasıl geçtiği hissedilmiyordu. (Çin Sarayında Bir Bakire)
- Mary iyi ki erkek değildi; yoksa çok acı çekecekti. Çünkü öbürlerinde olduğu gibi, bu evde de kadınlara çocuk gözüyle bakılıyor, onların birtakım davranışlarına göz yumuluyordu. Erkekler ise, yüksek bir varlık sayıldığı için onlara böyle bir ayrıcalık verilmiyordu. (Akrabalar)
- Bu yüzden şimdi bütün yaşlılar, öleceğiz! diye korkuyorlar. Bu da kötü, çünkü ölüm yaşlılar için doğal bir şeydir, sevinçle karşılamaları gerekir.1 (Akrabalar)
- "Çünkü yaşam her zaman ölümden güçlüdür." (Büyük Dalga)