Satuk Buğra Han Destanı - Necati Demir Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Satuk Buğra Han Destanı kimin eseri? Satuk Buğra Han Destanı kitabının yazarı kimdir? Satuk Buğra Han Destanı konusu ve anafikri nedir? Satuk Buğra Han Destanı kitabı ne anlatıyor? Satuk Buğra Han Destanı PDF indirme linki var mı? Satuk Buğra Han Destanı kitabının yazarı Necati Demir kimdir? İşte Satuk Buğra Han Destanı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Necati Demir

Yayın Evi: Ötüken Neşriyat

İSBN: 9786051556147

Sayfa Sayısı: 176

Satuk Buğra Han Destanı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İslamiyeti ilk kabul eden Türk Hakanı Satuk Buğra Han ve onun İslamiyeti nasıl, hangi şartlarda kabul ettiği ve Kâşgar merkezli kurduğu ilk Türk-İslam devleti hakkındaki bilgiler son derece sınırlıdır. O, 12 yaşında İslamiyeti benimseyip öğrenmiş, Hak din için mücadeleler vermiş, 25 yaşında Karahanlı Devleti’nin tahtına çıkmıştır. Satuk Buğra Han, 955’te Tanrı’ya yürümüştür. Onun sağlığında yüz binlerce Türk, İslamiyeti kabul etmiştir. Bu süreç, daha sonraki yıllarda Tezkire-i Ebû’n Nasr Samanî, Tezkire-i Satuk Buğra Han ve Buğra Hanlar Tezkiresi’nde işlenmiştir. Satuk Buğra Han Destanı, işte bu birbirini tamamlayan ve birbirinin devamı olan üç esere dayanmaktadır. Türk tarihi, kültürü, dili, edebiyatı ve hayat tarzı hakkında çok önemli bilgiler veren bu eserler, gerçekten ilgi çekicidir. Prof. Dr. Necati Demir tarafından bu eserlerin nüshaları dünya kütüphanelerinden toplanmış, Çağatay Türkçesinden Türkiye Türkçesine aktarılarak, herkesin anlayabileceği ve yararlanabileceği hale getirilmiştir. Böylece ilk kez, tam anlamı ile bir "Satuk Buğra Han Destanı" ortaya çıkmıştır.

Satuk Buğra Han Destanı Alıntıları - Sözleri

  • Mutluluk insanda daima duran bir nesne değildir.
  • İşte o anda, o mutluluk zamanında güneş yeniden doğdu ve her yer aydınlık oldu.
  • Kula ecel ne zaman gelirse o zaman ölür. Ne onu bir saat geciktirebilir, ne de geri alabilir.
  • Aşk ateşi gibi hepsi nurlu idi Hepsi gamze oku gibi gönülleri güçlü idi Hepsi ayrılık çektiği için üzgündü Ayrılık acısı onları daha da acımasız yapıyordu
  • Biz şüphesiz Allah’a aitiz ve şüphesiz ona döneceğiz.
  • Ey dost! Gönül kuşunu çok terbiye edip huzur buldu Kanatsız kuş olmayacağı gibi, sensiz cennet de olmaz.
  • Allah'a tevekkül ettim, ondan başkasından bir şey ümit etmiyorum.
  • "Şükürler olsun ki gönlüm Türkistan tarafına meyletti. Türkistan'ın sıcaklığı gönlüme düştü. Çünkü gönlümde kalıcı bir huzur oluştu. Zira Türkistan tarafı, Müslümanlığı kabul edip imanlı olma devletinden, ayrıcalığından ve mutluluğundan nasibini alamamıştı. İslamın kılıcı oraya kadar ulaşamadı. Gelecekte, kıyamet gününde o Türkistan tarafında ki ümmetlerimin hâli nasıl olacak diye çok çok üzgün ve perişan idim. Şimdi çok mutlu oldum."
  • Abdülkerim Satuk Buğra Han, İslamiyeti önce Hazret-i Hızır'dan öğrenmiştir. Daha sonra Sasaniler hanedanına mensup olup Karahanlılar Devleti'ne iltica etmek mecburiyetinde kalmış olan Şehzade Ebû'n Nast Samanî'den dinî bilgileri edinmiştir. Onun verdiği bilgiler ile 12 yaşında İslamiyeti benimseyip öğrenmiş, küçük yaştan itibaren Hak din için mücadeleler vermiş, 25 yaşında Karahanlı Deveti'nin tahtına çıkmıştır.

Satuk Buğra Han Destanı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İsmi gibi bu kitap bir destanın derlemesi, pek çok doğa üstü durum ve sahih olmayan hadis içeriyor, bu konunun altı biraz daha çizilmeliydi diye düşünüyorum. Hadis uydurması dinimizde büyük bir olaydır, yazarın hadislerin sahihliği üzerine bir dipnotunu bekledim açıkçası. Bir an bende acaba böyle bir hadis var mı diye düşünüp araştırma gereği hissettim, araştırma gereği hissetmeyen insanların bunu kolayca özümseyeceğini düşünmek kötü bir sonuç doğurur. Kitap İslamiyeti seçiş sürecininde çok kolay olmadığı gerçeğini gün yüzüne çıkarıyor. Allah’ın rahmeti Abdülkerim Satuk Buğra Han ve yoldaşlarının üzerine olsun.. (Büşra Gizem Çetiner)

Uçan Sabri Han: Türk tarihi ve edebiyatı açısından önemli bir çalışma olmasına rağmen, Satuk Buğra Han’ın İslama geçişi, bu destanda o kadar çok mübalağalı bir şekilde anlatılması destandan keyif almamı engelledi. Abartılı Klasik Türk İslam menkıbelerinin örneğini veriyor. Anlatılan kişi (Satuk Buğra) öyle ulvi bir kişilik ki, peygambere miraçta tanıtılıyor, uçuyor kaçıyor adeta abartı bombardımanı, İslamı Hızır bizzat öğretiyor vs. Muhammet Peygamber ile ilgili de abartılı tabirler var. İnsanları ahirette cehennemden alıp cennete koyacağı, dünya ve ahiretinin onun için yaratıldığı gibi Kurana ters kelimeler, diğer peygamberlerin getirdiği kuralları batın kıldığı gibi yanlış kelimelerle anlatılıyor . İnsanların bağlı bulunduğu mürşidi, padişahı ve hatta peygamberi abartılarla uçurma ve göklere sığdıramama huyunun güzel bir örneğidir bu destan. (Cem Yüksel)

Satuk Buğra Han Destanı PDF indirme linki var mı?

Necati Demir - Satuk Buğra Han Destanı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Satuk Buğra Han Destanı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Necati Demir Kimdir?

Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı.

Bilimsel araştırma konusu olarak; dünya bilimine ve barışına katkısı olması sebebiyle, dünya kültürleri içinde önemli bir yeri olduğuna inandığı Türk Kültürünü incelemeyi hedeflemiştir. Bir kültürün oluşmasındaki en temel unsurun dil olduğunu göz önünde bulunduran Necati Demir, ilk araştırma ve çalışmalarını dil üzerinde yapmış, Türkçe kelimelerin kökenlerine inmiştir. Araştırmasını yaptığı kelimelerden biri de, birçok yabancı dil bilimcisinin dikkatini çeken yılkı sözcüğüdür.

Türk Kültürünün binlerce yıl; önceleri Fars ve Arap; 1850’lerden sonra Avrupa; 1950’lerden sonra ise Amerikan kültürlerinden etkilendiğini; Türk toplumunun bugün kendi kültürünü unutarak başka kültürlerin gölgesinde kaldığını Gölgede kalanın gölgesi yoktur ifadesiyle vurgulayan Necati Demir, bu büyük kültürün yeniden hatırlatılması ve canlandırılmasına katkılarda bulunmuştur. Bu amaçla 1984 yılında başlattığı çalışmaya arkadaşlarını da ortak etmiş ve bir bilimsel çalışma gurubu oluşturmuştur. Bu bünyede; Türkçe olduğu kadar yabancı dillerde de yayımlar yaparak, bu kültürü tekrar uluslararası bir platforma taşımıştır.

Bir ülke kültürünün oluşmasındaki önemli etkenlerden bazıları olarak; ninnileri, çocuk oyunlarını, mânileri, masalları, fıkraları, atasözlerini, tekerlemeleri, türküleri, efsaneleri, destanları, ... örnek göstermiştir. Necati Demir, ayrıca 20 yıl boyunca alan araştırması yapmış, Türk Masalları, Türk Efsaneleri, Türk Ninnileri, Türk Manileri, Türk Atasözleri ve Türk Çocuk Oyunları’nı derleyerek Sözlü Türk Kültürü’nün en büyük arşivlerinden birini kurmuştur. Bu araştırmaların birinci ciltleri yayımlanacak duruma gelmiştir.

Necati Demir Kitapları - Eserleri

  • Oğuz Kağan Destanı
  • Ulu Han Ata Bitiği
  • Dede Korkut Destanı
  • Satuk Buğra Han Destanı
  • Türklüğün Binlerce Yıllık Anayasası: Oğuz Kağan Töresi
  • Anadolu Türk Masallarından Derlemeler
  • Türkçe Sözlük Bilgisi
  • Dede Korkut Destanı'nın Türkmenistan Boyları
  • Müseyyeb Gazi Destanı
  • Oğuzname
  • Danişmend Gazi Destanı
  • Hacıemiroğulları Beyliği
  • Saltık Gazi Destanı 1-2-3
  • Türk Edebiyatı Araştırmaları
  • Türkçe Sözcük Bilgisi
  • Oğuzname
  • Turan Hakanı Alp Er Tunga
  • Bozkurt ve Ergenekon Destanı
  • Battal Gazi Destanı
  • Türkçe Cümle Bilgisi
  • Türk Efsaneleri
  • Felsefi Propedotik
  • Ulu Han Ata Bitiği
  • Oğuz Kağan Destanı
  • Dil, Tarih, Kültür ve Edebiyat Araştırmaları I
  • Dil, Tarih, Kültür ve Edebiyat Araştırmaları II
  • Anadolu'dan Türk Ninnileri
  • Giresun İli ve Yöresi Ağızları
  • Türk Ninnileri
  • Danişmend-Name
  • Elik Keçisi Efsanesi ve Beşikdüzü
  • Anadolu Türk Halk Masalları (10 Cilt Takım)
  • Ordu İli ve Yöresi Ağızları
  • Türk Tarihi Araştırmaları
  • Satuk Buğra Han Destanı
  • Anadolu Türk Masallarından Derlemeler
  • Taceddinoğulları Beyliği

Necati Demir Alıntıları - Sözleri

  • “Madem ki Türkler/ Oğuzlar bu dünyada sonsuza kadar yaşayacak soyları ve boyları geniş coğrafyalara yayıla. Her işlerinde bu nasihatler ve öğütleri esas alırlarsa dünya memleketlerine padişah olalar…” (Türklüğün Binlerce Yıllık Anayasası: Oğuz Kağan Töresi)
  • Türkler, tarih boyunca çok geniş coğrafyalara yayıldıklarından, âdeta hareketin sembolü olmuşlardır. Ana vatanlarında ve gittikleri yerlerin çoğunda, değişik unsurlara karşı mücadele etmek zorunda kalmışlardır. Bu mücadelelerin bir kısmı destanlaşarak tarih boyunca milletin hafızasından silinmeyip edebîleşmiştir. Çeşitli dönemlerde edebiyatımıza yansıyan bu önemli tarihî olaylar yazıya da geçirilmiş ve destan olarak adlandırılmıştır. (Müseyyeb Gazi Destanı)
  • Elik keçisi efsanesi, Türkistan’da efsaneler ile benzerlikler taşır. Uluğ Türkistan’da yalnız kalan çocuğa kuş ve kurt yardım eder. Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki bu ailenin yaşamasını ise kuş ile keçi (Geyik) sağlar. Türk Kültürünün binlerce yıl sonra bir başka coğrafyada bilinç altının ortaya çıkması gerçekten ilginçtir. (Syf 22) (Elik Keçisi Efsanesi ve Beşikdüzü)
  • Müseyyeb Gazi Destanı; Kerbela Olayı'ndan sonra, Türk milletinin yapılan haksızlardan aldığı bir tür hayalî intikamdır, denilebilir. (Müseyyeb Gazi Destanı)
  • Türk dili, Türk ulusunun yüreğidir, beynidir. -Mustafa Kemal Atatürk (Türkçe Sözlük Bilgisi)
  • Oğul acısı, yurt yoksulluğu çok acı vericidir, derler. Yüce Tanrı cümlemize göstermesin. Sonuç itibarıyla kuruluk hastalığı ile yaşlılık yoksulluğu çok zor imiş. Yüce Tanrı kimseye göstermesin. Er, oğul çağrılmadığı yerlere varmasa, İnsan olan hürmetini bir lokma için bin tane kızıla (altın para) vermese iyi... Aslını, kökünü bilmediği yerden kız almasa, Soyunu aslını tanımadığı soya sopa kız vermese iyi... (Dede Korkut Destanı)
  • Her kim insan doğasında vefa belirtisi ararsa,bu huma kuşunun gölgesinden devlet ummaya benzer. (Felsefi Propedotik)
  • Yezid buyurdu, bir mektup yazdılar: "Ey köylü oğlu! Türkmen'sin. Bu yaptığın iş midir? Kimse duymadan şehre gelirsin. Kimse duymadan camiye girersin. Bu işi edersin. Erlik bu mudur? Erlik, asker toplayıp başa baş cenk etmektir. Gel, şimdi cevap ver. Ama yine başaramazsan ben sana cevap vereyim. Fakat gel, şimdi cenk etmeden önce sana bir nasihat vereyim. Eğer kabul edersen et. Yaptıklarına tövbe eyle. Eğer sözümü kabul etmez isen sana bir iş edeceğim ki âlem sana gülecek" dedi. (Müseyyeb Gazi Destanı)
  • Allah'a tevekkül ettim, ondan başkasından bir şey ümit etmiyorum. (Satuk Buğra Han Destanı)
  • Hareketsiz toplumların ve milletlerin destanı olmaz. (Müseyyeb Gazi Destanı)
  • 1489-1554 yılları arasında Trabzon ve çevresinde; gayrimüslim Kumanların yaşadığı, bu yöre için tutulan tahrir defterlerinde açıkça yer almaktadır. ( 45 Hane) (Syf 27) (Elik Keçisi Efsanesi ve Beşikdüzü)
  • Önceden yaşamış Oğuz halkı şöyle dermiş: "Oğuz ilinin halkının göçüp yürümediği yol var mıdır? Evini kurup oturmadığı yer var mıdır?" (Oğuz Kağan Destanı)
  • Dünyanın âdemî kişisi (insanı) ezile, cadısıyla devi kala. Hakk'a kulluk etmek gide, sözü kala. Şehre, pazara seyretmeye gelen Türkler, Türkmenler pahalı bir nesneyi alamayalar, Komşu, komşu evine varmaktan geri dura. Beyler, paşalar önünde söylenen yalan yanlış sözler ola. Ulular, ekabirler meclisinde söyletmek için yalancıları ola. Ol günleri görmeden söyledim ben Dede Korkut görmüşçe. İnanın bana Oğuz Kavmi. O günlere koma, benim canımı al Yüce Tanrı'm. (Dede Korkut Destanı)
  • 1336 yılında Türkler Trabzon’un yaklaşık 4 km güneyine kadar inebildiğine göre, bu yıllarda Trabzon Devleti’nin Trabzon Kalesine sıkışmış durumda olduğu anlaşılmaktadır. (Syf 73) (Elik Keçisi Efsanesi ve Beşikdüzü)
  • Yıllarca yaptığımız araştırmalarda gördük ki Karadeniz Bölgesi Orta Asya Türk Kültürü’nün en canlı olarak yaşadığı bölgelerden biridir. (Syf 16) (Elik Keçisi Efsanesi ve Beşikdüzü)
  • Türkiye'deki günümüzde durumu ele alacak olursak, özetle şu sonuçlara varılabilir: Artık ninniler söylenmemekte, çocuklarımız çeşitli basın ve yayın organları vasıtasıyla yabancı kültürlerle yetişmektedir. Ders kitaplarındaki başka milletlerin masalları, çocuklarımızın ufkunu daraltmaktadır. Fıkraların ortadan kalkmasıyla insanlar meselelerini kaba kuvvetle çözmeye başlamıştır. Atasözleri unutulduğu için tecrübelerin aktarılması tarihe karışmıştır. Türk destanlarını okumayan gençler, yabancı kahramanların hayranı olup çıkmaktadır. (Danişmend Gazi Destanı)
  • Türk milleti, güzel sanatlara yatkındır. Dolayısıyla Türk milleti; tarihin derinliklerinden beri, söyleyeceği sözleri ahenkli, ezgili ve ölçülü bir biçimde, dilin imkânları el verdiğince söylemeye çalışmıştır. Türkçenin ilk edebî metinleri sayılan Orhun Yazıtları’ndan bu yana ulaşabildiğimiz eserlerden anladığımıza göre bu gayretinde başarılı oldukları açıkça ortadadır. (Türk Ninnileri)
  • Yoh men hecem, Men yalanam, Kitap-kitap sözlerimin Müellifi: menim anam!... (Türk Edebiyatı Araştırmaları)
  • Nasır Nasıreddin Muhammed b. Kalavun, saltanat döneminde Türk kültür hayatının Mısır'da canlı tutulmasında önemli bir rol oynamıştır. (Ulu Han Ata Bitiği)
  • Çaresiz Melik, Tanrı'dan başkasından istekte bulunmaz, Çünkü o bilir ki bu dünya kalıcı değil geçicidir. (Danişmend Gazi Destanı)