Son Yeniçeri - İsyan - Sıtkı Öztürk Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Son Yeniçeri - İsyan kimin eseri? Son Yeniçeri - İsyan kitabının yazarı kimdir? Son Yeniçeri - İsyan konusu ve anafikri nedir? Son Yeniçeri - İsyan kitabı ne anlatıyor? Son Yeniçeri - İsyan PDF indirme linki var mı? Son Yeniçeri - İsyan kitabının yazarı Sıtkı Öztürk kimdir? İşte Son Yeniçeri - İsyan kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Sıtkı Öztürk
Yayın Evi: Anatolia Kitap
İSBN: 9786059937566
Sayfa Sayısı: 344
Son Yeniçeri - İsyan Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Rumeli ve Balkanlar’da işlenen esrarengiz cinayetler!
Birdenbire ortadan kaybolan kimsesiz çocuklar!
Bir ihanet!
Yangın yerine dönmüş üç yürek!
İstihbarat savaşları!
Ve büyük bir isyan!
***
Bilinmeyen hikâyeler, unutulmuş karakterler ve söylenmemiş sırlar eşliğinde karanlıkta kalmış bir dönem… Bir isyan ve intikam masalı… Zaman zaman korkunun sınırlarında dolaşacak, sırlı ve heyecan dolu bir yolculuğa çıkacaksınız, zaman zaman gözyaşlarınızı tutamayacaksınız. Gelenek ve gelecek tercihi arasında bocalayacağınız muhteşem bir roman ve Osmanlı’nın “Sherlock Holmes”u Mehmet Fuat’ın nefes kesen macerası…
Son Yeniçeri - İsyan Alıntıları - Sözleri
- Hep Mecnundan dinledik Leyla'yı. Oysaki Leyla'ya kimse sormadı Mecnun'u. Leyla'nın kalbinden diline varamayan Mecnun'u hiç kimse çekip çıkarmadı. Mecnun'a "unut" diyen diller görmedi Leyla'nın yüreğinde yanan ateşi. Mecnun dağlara taşlara, kurtlara kuşlara anlatırken sevdasını, sabretmek düştü Leyla'ya. Bir mecnunu vardı zaten bu sevdanın, akıllı olmak kaldı Leyla'ya. Bir başını alıp gideni vardı bu sevdanın, beklemek düştü Leyla'ya. Ah Leyla! Kaç kere düştü de elinden tutmadı Kays'ı... Kays'ına vardığında hesap soramadı da... "Ben Leyla'yım" demek kolay mıydı sağır olmuş kulaklara? "Sen benim Leyla'm olamazsın!" lafzını duymak kolay mıydı? Mecnun olmak kolaydı bu hikâyede. İçindeki her şeyi herkese döküp aklından kaçmak... Peki ya, Leyla olmak? Aşkını kalbinde yaşatmak, sustukça aklına yakalanmak...
- “Cesaretiyle yaşamayanlar, esaretiyle ölürler.”
- ''Hayatın görülmedik neyi varsa gözlerimden doğan bir ırmağa avuçlarımdaki çatlaklara kadar ulaşıyor. Hissediyorum ki ellerimin ıslaklığı bu yüzdendir. Ve biliyorum ki, her aklıma düştüğünde gözlerimin ıslaklığı da bu yüzden olacak.''
Son Yeniçeri - İsyan İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bu eserin bu kadar okunma sayısının az olması beni bir miktar üzdü. Biraz tarihe ve gizeme ilginiz varsa okuyun derim. Kitap, birçok karakteri içinde bulunduruyor, küçük bir tüyo vermek gerekirse karakterlerin adlarını not alın ki kim kimdi deyip düşünmeyin ileriki bölümlerde. Olaylar, II. Mahmut zamanı yeniçeri ocağının kaldırılmasıyla başlıyor ve eser devamında gelen cinayetleri anlatıyor. (Berika Okur)
Biraz Tarih Biraz Aşk Biraz Macera: Yakın dönemde KPSS Tarih çalışanlar büyük oranda kendi kendilerine "hele şu sınav dönemi geçsin, tarihi romanlar okuyacağım" demiştir. Ben demiştim en azından. Özellikle bu tipler için arayıp da bulamayacaklar cinsten bir eser. Sıkmadan ince ince tarihi bir döneme değinen ve bu dönemin içinde yaşanan içinde bir kuple aşk barındıran sürükleyici polisiye bir eser. Severek okunulacak güzel bir kitap. Sözün özü : Ben okurken çok zevk aldım. .Bundan sonra yazarın diğer eserlerini de okumak için gayret göstereceğim. Okumak isteyenlere de gönül rahatlığıyla tavsiye ederim. İyi okumalar. (Fatih Çelik)
Son YENİÇERİ -İsyan- Rumeli ve Balkanlar’da işlenen esrarengiz cinayetler! Birden bire ortadan kaybolan kimsesiz çocuklar! Bir ihanet! Yangın yerine dönmüş üç yürek! İstihbarat savaşları! Ve büyük bir isyan! *** Bilinmeyen hikâyeler, unutulmuş karakterler ve söylenmemiş sırlar eşliğinde karanlıkta kalmış bir dönem… Bir isyan ve intikam masalı… Zaman zaman korkunun sınırlarında dolaşacak, sırlı ve heyecan dolu bir yolculuğa çıkacaksınız. Zaman zaman gözyaşlarınızı tutamayacaksınız. Gelenek ve gelecek tercihi arasında bocalayacağınız muhteşem bir roman ve Osmanlı’nın “Sherlock Holmes”u Mehmet Fuat’ın nefes kesen macerası… “Kutsal Savaş” – “Aşk ve Taht”ın yazarından… *** -Rumeli ve Balkanlar’da işlenen esrarengiz cinayetlerin altında yatan sır neydi? -Osmanlı’da cadı ve vampir meselesi… Cadılar ve vampirler gerçek mi? -Kayıtlara “Vakayı Hayriye” olarak geçen olayların perde arkası… Gerçekte hayır mı oldu yoksa şer mi? -Osmanlı modernleşmesi bir hayal miydi? -Derviş Ağa kimdi? Bir kahraman mı yoksa hain mi? -Birden bire ortadan kaybolan kimsesiz çocukları nasıl bir akıbet bekliyordu? -Mehmet Fuat’ın hiç bilinmeyen hikâyesi… Bir efsane mi yoksa gerçek mi? -Yangın yerine dönmüş üç yürek… Mehmet Fuat, Leyla ve Efser… Leyla mı yoksa Efser mi? -Evliya Çelebi seyahatnamesinde aslında ne demek istedi? -Mehmet Ali Paşa, Devlet-i Ali’yi teslim alabilecek mi? -İstihbarat savaşlarının iç yüzü… Hürmüz mü yoksa Kâhin mi? Gerçek olan hangisi? -Islahatları halen tartışılan II. Mahmud, gavur padişah mı yoksa gerçek bir reformist mi? -Kayıtları silinmiş son isyan, amacına ulaşabilecek mi? … (Sıtkı Öztürk)
Son Yeniçeri - İsyan PDF indirme linki var mı?
Sıtkı Öztürk - Son Yeniçeri - İsyan kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Son Yeniçeri - İsyan PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Sıtkı Öztürk Kimdir?
1975 yılında Giresun iline bağlı Görele ilçesinde doğdu. Aslen Çanakçılı olan yazar, ilk ve orta tahsilini Giresun’da, lise tahsilini ise Gümüşhane Mareşal Çakmak Anadolu Öğretmen Lisesinde tamamladı. 1991 yılında girdiği Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesin Tarih Öğretmenliği Bölümünden 1995 yılında mezun olduktan sonra aynı yıl, ilk görev yeri olan Nevşehir Ürgüp Mustafa Paşa İlköğretim okuluna sosyal bilgiler öğretmeni olarak atandı. 1996-1997 yılları arsında İzmir ili Menemen ilçesi Topçu Kışlasında askerlik görevini yaptı. Ardından, sırasıyla, Görele Çatakkırı İlköğretim okulu, Görele Lisesi, Tirebolu Anadolu Lisesi ve Eynesil Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde yönetici ve öğretmen olarak çalıştı. Halen Görele Nihat Gürel Fen Lisesinde müdür yardımcısı olarak görev yapmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır…
Yayınlanmış Eserleri:
Kutsal Savaş -Çocuk Haçlılar, Derviş ve Fedai- (Roman) 2015
I. Baskı Şubat-2015(Anatolia Kültür Yayınları-İstanbul)
II. Baskı Mart-2015(Anatolia Kültür Yayınları-İstanbul)
Aşk ve Taht-Bir Geline İki Güvey Olmaz- (Roman) Aralık 2015
Sıtkı Öztürk Kitapları - Eserleri
- Gazihan Osman
- Memlük
- Son Yeniçeri - İsyan
- Kutsal Savaş
- Aşk Ve Taht
- Attila
- Bilge Kağan & Kül-Tigin
- Oğuz Kağan & Mete Han
Sıtkı Öztürk Alıntıları - Sözleri
- Ehaztü naran biyeydi ve zatüha fi kebedi. Men eşkeytü ya seyidi, ahraktü kalbi beyedi. " Ateşi aldım ve onu kendi elimle göğsüme koydum. Kime şikayet edeyim efendim, kendi elimle yaktım kalbimi. " La Edri (Memlük)
- "Ölmek değildir ömrümüzün en feci işi, Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi. " (Aşk Ve Taht)
- Kitap insanı iğrenç insanlarla düşüp kalkmaktan, aptal ve anlayışsız insanlarla ilişki kurmaktan kurtarır. (Memlük)
- Güden çoban sürüyü döndürünce ters yöne, geçmez mi sürüdeki topal koyun en öne? (Kutsal Savaş)
- "Acı insanı daha güçlü, korku daha cesur ve hayal kırıklığı ise daha bilge yapmalı. Övünmek ders almayanlar içindi." (Gazihan Osman)
- Gözlerinde biriken damlaları sildi. Şimdi ağlama zamanı değildi lakin. (Aşk Ve Taht)
- Zaten aşk sabretmenin, beklemenin, söylenemeyen sözlerin adı değil miydi? (Memlük)
- “Unutma Osmancık! “ dedi Aksungur. “Başarı, düşmemekte degil; her düştüğünde kalkabilmekte.” (Gazihan Osman)
- "Yapabileceğin en büyük hata, bir hata yapacağından sürekli korkmaktır; unutma!" (Gazihan Osman)
- Sofokles kılıcını kınından sıyırıp havaya kaldırdı ve sandukanın etrafında bir fatih edasıyla dolaşmaya başladı. Şöyle diyordu: "Kalk ey sarıklı Kara Osman! Kalk ve bak! Bak, bütün tarih nasıl da devriliyor. Kalk da torunlarının hâlini gör! Kurduğun devleti yıktık! Seni sonsuza dek gömmeye geldim." Bu sözlerin ardından kendince son vuruşunu şöyle yapar: Bir ayağını sandukaya dayar, günlerdir beklediği fotoğrafçısına dönüp "Çek bakalım bir Bursa hatırası!" der.. (Gazihan Osman)
- “Cesaretiyle yaşamayanlar, esaretiyle ölürler.” (Son Yeniçeri - İsyan)
- "Savaşı krallar başlarsa da unutmayın ki askerler bitirir.Bir çivi bir malı, bir nal bir atı, at bir askeri, bir asker de bir orduyu kurtarır" (Memlük)
- "Bu Hasan!" dedi, Aksungur. "Atlara fısıldayan adamın oğlu... Tıpkı babası gibi... O da atlarla konuşuyor." (Gazihan Osman)
- Aşka dokunur gibi dokundum kitabın bütün sahifelerine, okşadım ve kokladım bütün kitapları belki nazenin parmakları değmiştir diye' (Kutsal Savaş)
- Sarı saçlı, Mavi gözlü adam Bursa'ya varmazdan önce otomobilini bir an için durdurdu. Şoförün, yaverin ve kendisine eşlik edenlerin şaşkın bakışları arasında birkaç adım ilerleyip durdu. Uludağ'dan esen serin havayı içine çekti ve gülümsedi. Sonra bakışlarını ovaya çevirdi ve bir süre sessizce izledi. "Hürriyet!" dedi. "Türk'ün karakteri... Tıpkı Uludağ'ın zirvelerinde uçan bir aksungur, Bozkırın efendisi bir Bozkurt ve rüzgârla yarışan hür bir kısrak gibi... (Gazihan Osman)
- Çalışmak ibadettir. İşyerini, çalışma alanını ibadet yeri gibi koru, temiz ve değerli tut. Çünkü işyerin "Hak" kapısıdır... (Kutsal Savaş)
- Memlük: Kölelikten Sultanlığa “Çok kalabalıklar!” dedi Kalavun. Endişeliydi. “Sayının bazen hiçbir önemi yoktur!” dedi Baybars. “ Çokluğu ifade eden sıfır değil bir’dir. Bir’i sıfırların önünden çektin mi kalan sadece “hiç” tir.” (Memlük)
- Tarih bitmiş olan değil başlamış olandır (Aşk Ve Taht)
- Ya ilim öğren, ya cihat et! (Memlük)
- "Unutma Osmancık!" dedi, Aksungur. "Başarı, düşmemekte değil; her düştüğünde tekrar ayağa kalabilmekte!" (Gazihan Osman)