Türkü Çocuk - Feyza Hepçilingirler Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Türkü Çocuk kimin eseri? Türkü Çocuk kitabının yazarı kimdir? Türkü Çocuk konusu ve anafikri nedir? Türkü Çocuk kitabı ne anlatıyor? Türkü Çocuk kitabının yazarı Feyza Hepçilingirler kimdir? İşte Türkü Çocuk kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
Kitap Künyesi
Yazar: Feyza Hepçilingirler
Yayın Evi: Kırmızıkedi Yayınevi
İSBN: 9786054764815
Sayfa Sayısı: 136
Türkü Çocuk Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Annesiyle babası öğretmen olan Barış meraklı bir çocuktur ve kafasında yanıtını arayan birçok soru vardır. Babasının sınıf geçme hediyesi olarak verdiği defteri günlük olarak kullanmaya başlayan Barış, buraya hem yaşadıklarını hem de kendi hayal dünyasındaki öyküleri yazar, babasının derlediği türkülerden bazılarını eklemeyi de unutmaz. Yaz tatilini geçirmek üzere ailesiyle birlikte köye gidince de orada bambaşka bir dünyaya girer. Doğayı, kuşları, yıldızları, özgürlüğü seven Barış köydeki çocuklarla sıkı bir arkadaşlık kurar, hem onlara çok şey öğretir, hem de kendisi pek çok şey öğrenir: paylaşmayı, dostluğu, yardımlaşmayı... Rastlantıyla keşfettikleri bir şey ise bütün çocuklara bir serüvenin yolunu açar.
Türkü Çocuk Alıntıları - Sözleri
- İkinizi de seviyoruz diyorlar. Eşit olarak. İkiye bölününce azalmaz mı sevgi?
- Sevmek için kendimi zorlamalı mıyım? Zorlamayla sevgi yaratılabilir miydi?
- Yazmak insanın zihnini açıyor.
- Yaylı gelir taşlıktan, Dingil çıkmış başlıktan, Şu köyün oğlanları, Evlenemez açlıktan.
- İnsanların dünyada kötülük yokmuş gibi davranmaları doğru mu?
- Böyle şeyleri üzülmesinler diye çocuklardan saklamak çok saçma. Hem “Bugünün küçükleri, yarının büyükleri” diyorlar hem de pek çok şeyi bizden gizliyorlar. Biz büyüyünceye kadar düzelecek mi her şey? Yeryüzünde kötülük kalmayacak mı? Öyle olmayacaksa bizi hangi kötülüklerin beklediğini hepimize anlatmaları gerek. Bizi bağırlarına basıp sıcacık yuvalarda büyüttükten sonra acımasız bir yaşama salıverecekler. Ne yapacağız o zaman? Kimden ya da kimlerden sakınmamız gerektiğini nereden bileceğiz?
- İnsan bilmediği bir şeyi isteyebilir mi hiç?
- Değiştirmek için çaba gösterilmeyen şey, kendiliğinden ve istenen doğrultuda değişir miydi?
- Türkülerdeki gibi olsun. Acının da sevincin de değeri bilinsin. Her şey dolu dolu yaşansın. Değeri bilinerek, hakkı verilerek... Öyle de anlatılsın. Türkülerdeki gibi...
- Zorlamayla sevgi yaratılabilir mi?
- Sevmem için tanımam gerek.
- Biz büyüyünceye kadar düzelecek mi her şey?
- Bizi bağırlarına basıp sıcacık yuvalarda büyüttükten sonra acımasız bir yaşama salıverecekler.
- Dünyada kötü insanlar da var, demeliydiler.
- Öyleyse bir işe yaramayan şeylerle neden kendini yoruyorsun?
Türkü Çocuk İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Akıcı bir kitap. Barış ismini çok sevdiğim için fazladan sempati duydum. İçeriğe gelelim: Bir çocuğun gözünden hayata bakış... Hayaller, türküler, köy hayatı ve öğretmenlik. Son iki sayfada geçenler keşke gerçek olsa... (Sinan)
Türkü Çocuk; annesiyle babası öğretmen olan Barış'ın, yazları ailesiyle birlikte babaannesine yardım etmek için köye tütün kırmaya gitmelerini ve Barış'ın tütün kıran işçilerin çocuklarıyla yaşadığı maceraları anlatmaktadır. Kitabın alt metinlerinde ise Barış'ın günlüğüne yazdıkları aracılığıyla farklı konulara değinilmektedir. Gelir eşitsizliği, içinde bulunulan duruma razı olma gibi konular, mevsimlik işçi olarak köye gelen insanlar üzerinden sorgulanmaktadır. Bununla birlikte çocukların merakının köreltilmesi, büyüklerin - üzülmesinler diye - gerçekleri çocuklardan saklamaları, yalan söylemenin kötü bir şey olduğunu söyleyen büyüklerin de yalan söylemeleri kitapta Barış'ın gözünden eleştirilmektedir. (Betül Demir)
5 ve 6.sınıflar rahatlıkla okuyabilir. Şehirde yaşayan bir çocuğun yaz tatillerinde anne ve babasıyla köye gitmesi ve köyde yaşadıklarını anlatıyor kısaca. Tabii bunu anlatırken alttan Mesajlar da veriyor. Örneğin gelir adaletsizliği , tarım işçilerinin yaşamı gibi sorunlar var. Dili yaş grubu için uygun, akıcı bir kitap (levent polat)
Kitabın Yazarı Feyza Hepçilingirler Kimdir?
Feyza Hepçilingirler, (d. 26 Ocak 1948, Ayvalık), Türk yazar.
Ayvalık ve İzmir'de ilköğretimini ve liseyi bitiren Feyza Hepçilingirler, 1971 yılında İstanbul Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde yüksek öğrenimini tamamladı. Bir süre İzmir'de çeşitli okullarda öğretmen ve öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1983 yılında 1402 sayılı Sıkıyönetim yasasıyla görevinden alınarak Karadeniz Üniversitesi'ne atandı, ancak 1402 sayılı yasayı protesto etmek için istifa ederek İzmir'e geldi. 1992 yılına kadar özel dersanelerde çalışmasının ardından İstanbul'a yerleşti. Halen Yıldız Teknik Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak bulunmaktadır. Hepçilingirler, 1963 yılında çeşitli dergilerde evlilik öncesi adı olan Feyza Baran olarak şiir yazarak edebiyat çalışmalarına başladı. Yazdığı öykü ve romanları kitaplaştırılan Hepçilingirler, birçok ödül aldı. Halen çeşitli dergilerde ve Cumhuriyet Gazetesinde köşe yazarlığı yapmaktadır.
Feyza Hepçilingirler Kitapları - Eserleri
- Türkçe "Off"
- Off, Dilim!
- Sabah Yolcuları
- Dedim Ah!
- Türkü Çocuk
- Öyküyü Okumak
- Kırmızı Karanfil Ne Renk Solar?
- Eski Bir Balerin
- Türkçe Dilbilgisi Öğretme Kitabı
- Yazarlık Sınıfı
- Türkçe "Off" 3 - Dilim Dilim Anadilim
- Kırlangıçsız Geçti Yaz
- Tanrıkadın
- Öykünmece
- Ürkek Kuşlar
- Harflerimizin Gizli Dünyası
- Savrulmalar
- Sihirbaz Babam
- Nasıl " Pop-Yazar " Olunur?
- Anlar
- Ezber Bozan Hatice Teyze
- İşte Gidiyorum
- Ayvalık’tan Gelen Mektup
- İnsanları da Küçültebilir Misin?
- Yıldızların Suya Döküldüğü
- Sorulmadan
- Küçülme Oyunu
- Anne Kimdir
- Dut Yemiş Bülbül
- En Güzel Kim?
- Rüzgarın Göğe Savurduğu
- Üç Valiz İki Sandık
- Hitit Prensesi Arinna
- Çirkin Prenses
- Kara Kargalar ile Ak Martılar
- Atascadero'nun Sincapları
- Dilin Zamana Dokuduğu
- Tohumun Toprağa Düştüğü
- Bu Dağların Karı Erimez
- Ekinin Harman Olduğu
- Kanatlı Nokta ve Pelin
- Ardahan'dan Gelen Mektup
- Masal Bozan Feride Teyze
- Kara Kuzu'nun Kulağı
- Üç Nokta Bir Çizgi
- Filizin Boy Verdiği
- Ya Armut Ağacı Olursam
- Kar Altında Buğday Tanesi
- Lahanistan
- Edirne’den Gelen Mektup
- Uçtu Uçtu Pelin Uçtu
- Öyküler
- Beyaz Gülün Öyküsü
- Arada Aşk Var
Feyza Hepçilingirler Alıntıları - Sözleri
- Hep başkalarının ölçüleri esastır. Nasıl görüyorlar, nasıl tanıyorlarsa seni, o kadarsın. (Tanrıkadın)
- Hala "Ah!" çekilecek bir durumda Türkçe ve bu "Ah!" sözcüğüne yüklediğimiz anlam, başka hiçbir dilde bu derinlikte yaratılamaz. Bu kitapla, dilde "kirlenme" diye adlandırılan olgunun aslında kültürel bir yıpranmaya, aşınmaya işaret ettiğini göstermeye çalıştım. (Dedim Ah!)
- "Dil daraltılıp kirletildikçe edebiyat soluksuz kalmaz mı ?" (Türkçe "Off" 3 - Dilim Dilim Anadilim)
- “Kimi gülüşlerin provası olmazdı demek, kimi gülüşler provasız oldukları için güzeldir.” (Eski Bir Balerin)
- Oysa benim içimde bir yer sessizce yırtılıverdi (Kırmızı Karanfil Ne Renk Solar?)
- Öykü yumuşak yumuşak okşamaz; başında ya da sonunda sarsar okuru. Bir tümceyle, bir ünlemle, bir sözcükle; kimi zaman susarak. (Öyküyü Okumak)
- İnsan yalnız sözle insandır ve sözle bağlanırız birbirimize. (Türkçe "Off" 3 - Dilim Dilim Anadilim)
- Yaşanamamış tüm güzel düşler gibi onu da gömmesi gerektiğini bilmiyor henüz. (Kırlangıçsız Geçti Yaz)
- Kitaplar da insanlar gibi. Kimileri hak etmediği halde övülüp göklere çıkarılıyor, kimileri övgüyü hak ettiği halde görmezden geliniyor. (Ekinin Harman Olduğu)
- '' Bir insan sağdan soldan, komşularından ödünç aldıklarıyla nasıl zenginleşmezse bir dil de başka dillerden aldığı sözcüklerle zenginleşmez. '' (Off, Dilim!)
- ... Alaturka duyarlıkların insanıyız, yerli film yetiştirmeleriyiz, sizcileyin uyanık değiliz... (Kırlangıçsız Geçti Yaz)
- Susanlar kendi aralarında ikiye ayrılır: İçlerinden konuşanlar, içlerinden de susanlar. İkinciler aptaldır. (Savrulmalar)
- Ölmekten daha acı olan, kimsenin ayrımsamadığı bir ölümle ölmek. Bunu düşünmek istemiyor, görmek de... Hele görmek hiç, hiç istemiyor. Nasıl kaçabilir, ölümden, kendi ölümünden nasıl kaçabilir insan. (Eski Bir Balerin)
- Bir ay önce yine bu vapurdan atlayan adam için, bilseydim abi demiş simitçi hiç parası olmadığını, o yüzden benden simit istediğini bilseydim, vermez miydim hiç? İntihar eden adam da cebinde bir simit alacak kadar bile parası olmayan insanın yaşamaya hakkı yoktur, demiş. Demiş mi, öyleyse ölmemiş. Hani aklını oynatmadan intihar edemezmiş insanlar. İşte ediyor! (Kırlangıçsız Geçti Yaz)
- Avrupa Birliği'nin ortak dil değil, ortak para esasına göre bir araya gelmiş ülkeler topluluğu olduğunu söylüyorduk. İngiltere, parasını bile değiştirmezken bizim dilimizi değiştirmeye kalkmamızdan söz ediyorduk. Yalnız parasını mı ölçü birimlerini bile değiştirmemiştir İngiltere. Bütün dünyada trafik yolun sağından akarken o soldan götürür arabaları. Dünyaya uyacağım diye bir kaygı gütmediği gibi yapabildiği oranda dünyayı kendisine uydurmaya çalışır. (Off, Dilim!)
- "Aşk ne demektir biliyor musun; Aşk, kendinden geçmedir, kendini sonsuz bir derinlikte yitirmek ve bulamamak ve bulamamaktan mutlu olmak demektir." (Öyküler)
- Hayır, yaşamadan yaşlanmak istemiyorum. Biriktirdiklerim olmalı, yenileri gelmediğinde kullanacağım güneşli günlerim, denizlerim. (Kırlangıçsız Geçti Yaz)
- Çoğul bir yalnızlıktır ölüm, dedi Adam. Yaşamaksa tekil bir kalabalık, dedi Kadın... (Ürkek Kuşlar)
- "Dillerin zenginlik ve yoksulluklarını ölçmede biricik ölçüt sözcük sayısı mıdır?" (Off, Dilim!)
- Yaşanmış ve yaşanabilir olayları anlatan ın kendini öykücü sanması, devrik tümceleri yan yana değil alt alta dizenin kendisini şair sarmasına benzer. (Öyküyü Okumak)