Uyku - Hüsnü Arkan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Uyku kimin eseri? Uyku kitabının yazarı kimdir? Uyku konusu ve anafikri nedir? Uyku kitabı ne anlatıyor? Uyku PDF indirme linki var mı? Uyku kitabının yazarı Hüsnü Arkan kimdir? İşte Uyku kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Hüsnü Arkan

Yayın Evi: İthaki Yayınları

İSBN: 9789752734340

Sayfa Sayısı: 219

Uyku Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Şimdi, kulübesinin önünde, çardağın altındaki koltuğunda asma kabağı gibi sallanarak geçmişini seyreden yaşlı bir adamım. Her şeye uzaktan bakıyorum. Bir asma kabağının baktığı kadar uzaktan.

İçim boş.

Bence her insan iki kişidir. Birincisi önden gidip yolu açar. Ama belki de kapatır; emin değilim. Öteki bazen irkilerek, korkuyla; bazen de umut ederek onun peşine takılır.

Önümdeki beni buraya getirdi; ya da arkamdaki adımlarımı izledi ve işte sonunda buluştuk. Geçip gitmiş zaman böyle bir şeydir; ayak izleri birbirine karışır. Köpek yaşlanır, susar. Adını seslendiğinizde başını bile kaldırmaz.

Artık önümde biri yok; kimsenin peşinden gitmiyorum. Biz, iki kişi, yıllarca birbirimize bakmaktan, birbirimizi anlamaya çalışmaktan yorulduk.

İşte ilk yalanımı söylüyorum; iyi bir hikâyenin kahramanı başına buyruk olmalı, kalemi tutanın biçtiği role asla sadık kalmamalıdır!

Aslında en başa gidip her şeyi yeniden yaşamayı ve gerçekten başına buyruk olmayı dilerdim ama yazmakla yetinmek zorundayım. Yaşadıklarımı bir kez de böyle yaratmamın ne sakıncası olabilir ki?

Biz ikimiz; ben ve beni izleyen ya da ben ve benim izlediğim adam; anlamsızlığın keşfinden geliyoruz. Gemimiz bir yıkıntı halinde karaya vurdu. Bütün mürettebat öldü; tanığımız yok. Kıç tarafında hâlâ sallanan şey, bir bayrak değil; tayfalardan birinin donu.

Hüsnü Arkan'dan, gerçekle ütopyanın kesiştiği ve birbirine karıştığı anlara dair bir roman. Bazen ütopyalar gerçeklerden daha can yakıcıdır...

(Tanıtım Bülteninden)

Uyku Alıntıları - Sözleri

  • Hayat böyle bir şeydi. Bazı duygular, bazı istekler zaman zaman ötekileri yeniyor, ruhumuzu yoldan çıkarıyor ya da yola getiriyordu...
  • Bir el, hiç incitmeden ruhuma dokunuyor, okşayışlarıyla yaşamımı yoğuruyor, biçim veriyordu...
  • Yaşlılık, bütün defterlerin son sayfası. Açmaya korkarsınız...
  • Bir ölüyü elinden tutup kimse ayağa kaldıramaz...
  • Bilgi, başkaları için bir ihtiyaç değilse hiçbir şey yapamazsınız. Dar bir ırmağın üstünde, küçük bir kayıkla kendi kendinize gider gelirsiniz...
  • Gerçeğin yolu tek kişiliktir. O yolda bir tek şeyi gerçekleştirebilirsin; kendini…
  • Görüyorsun ya, bazen yokluk bile bir zenginliği ifade edebiliyor...
  • Eksilince anladık ki, arkadaş denen şey bir sakidir; ruhumuzun kadehini doldurur. Bizi yatıştırır, bize boyun eğer, bizi reddeder, hasta eder, iyileştirir, arkamızda durur, terk eder...
  • Büyük anlamlar yüklediğim hayatım, başkaları için, salladıkça içinde kar yağan küçücük bir cam kutuydu. Ben yalnızca bir kar tanesiydim. Gerçek bile değildim. ..
  • Kendimi, sözcüklerin arasında, cümlelerin içinde başka biri olarak bulacağım...
  • Açım ve yalnızca kendi hayatıma diş geçirebilirim. Yasallığı olan biricik suç biçimi budur...
  • Bence her insan iki kişidir. Birincisi önden gidip yolu açar. Ama belki de kapatır emin değilim. Öteki bazen irkilerek, korkuyla; bazen de umut ederek onun peşine takılır.
  • Gördüğüm her şeyde bir kemirilmişlik vardı. Yemiyorlardı; ısırıp bırakıyorlardı. Güçlükle topladığım kitapların ilk sayfalarına bakıp geçiyorlardı. Yalnızca aç gözlü olmakla açıklanabilecek bir durumda değildiler; gönülleri de açtı.
  • Gittiğiniz yerde vicdanınızın sesine kulak vermeyi unutmayın!
  • Gerçeğin yolu tek kişiliktir. O yolda bir tek şeyi gerçekleştirebilirsin; kendini…

Uyku İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Hüsnü Arkan'ın yayımlanan 4.kitabi olmasına rağmen aslında yazar tarafından yazılan ilk kitap, uyku. Hüsnü Arkan yazmaya başladıktan 25 sene sonra dosyayı tekrar eline alıp tamamlamış bu güzel kitabı iyi ki de tamamlamış. İşlediği bir suçtan dolayı uyku cezası alan bir adamın, yıllar boyu süren uykusunda yaşadığı düşleri anlattığı bu kitapta yazar hem distopya hem de ütopyaya yer vermiş bence. Düşler bir gerçek gibi anlatılırken aslında düşün geçtiği ada dünyamızdan bir o kadar farklıyken bir o kadar da benziyor. Kitabın son 50 sayfasını o kadar sevdim ki ikinci kez okudum. Son sayfalarda düşlerin yanı sıra aforizmalar var ve kitaba oldukça renk katmış. Finali ise gerçekten çok etkileyici ben uykuyu çok sevdim. Hüsnü Arkan'ın güzel şarkılarından sonra kitaplarına da hayran olmamak mümkün değil. (Salih Yaz)

Hüsnü Arkan kimdir diye sorsam belki de çok az kişi ben tanıyorum diyebilecek ama Ezginin Günlüğü dediğimde eminim ki herkes en sevdiği şarkılardan birini seçip mırıldanmaya başlayacaktır. Açık açık söylüyorum bende isim ile ilk kez tanıştım. O insan ruhuna hitap eden sesin sahibinin kalemini ile tanışmak beni çok mutlu etti. Ve doğrusu bu zamana kadar görmemiş olmanın şaşkınlığını yaşadım. Gelelim kitabımızın konusuna. Kitabın ana kahramanı olan Müdür Bey sıradan diyeceğimiz tarzda evli, bir kızı olan masabaşı saygın işi olan biridir. Pangloss Karşıtları adlı herkesin rüyalarını yazdığı bir İnternet sitesine girmesi ile hayatı değişir. Kendisi de yazmaya başlar, durmadan her gördüğünü yazar. Bir suç örgütü olan bu topluluğa dahil olur. On altı yıl uyutulma cezası alır. Tam ceza uygulanırken Pangloss Karşıtları onu başka bir yere kaçırır. Gittiği yer keçilerin, saksağanların konuştuğu, muhtara yönetilen bir yerdir. Biraz ütopik, biraz fantastikti. Kitapta anlatılanları gördüğü düşler olarak yorumladım ben. Ama tabii ki bu düşler toplum, vicdan, ahlak ve siyaset üzerine derinlemesine yorumlanabilecek türdendi. Severek okudum. Eğer sizler de benim gibi her yerde aynı kitabı görmekten sıkıldıysanız şans vermelisiniz. (Saliha Sakarya)

Şarkılarından ötürü sevdiğim bir kişidir Hüsnü Arkan. İhtişamlı bir kütüphaneden görüp aldığım bu kitap beni bambaşka yerlere sürükledi. Hani unutamadığınız ve sizi diğer bütün kitaplardan daha çok etkileyen kitaplar olur ya, işte bu kitap da öyle benim için. (Büşü)

Uyku PDF indirme linki var mı?

Hüsnü Arkan - Uyku kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Uyku PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Hüsnü Arkan Kimdir?

Hüsnü Arkan 1958 yılında İzmir’in Kınık ilçesinde doğdu. 1975 yılında, Bergama Lisesi’ni bitirdi. Ankara Devlet Mühendislik ve Mimarlık Yüksek Okulu’nda üç yıl mimarlık okuduktan sonra, 9 Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu.

1985’te, kesinleşen cezası nedeniyle yurt dışına çıktı. Bir yıl Atina’da, beş yıl Hollanda’da, iki yıl Köln’de yaşadı. 1987 yılında, Amsterdam’da, arkadaşlarıyla Hezarfen adlı müzik grubunu kurup, Avrupa’nın birçok kentinde kendi şarkılarını seslendirdi. 1990’da, Şanar Yurdatapan’ın düzenlemeleriyle ilk solo albümü Bir Yalnızlık Ezgisi’ni çıkardı. Kendi şarkılarından oluşan bu albümde, şarkı sözlerinin yanı sıra, Nazım Hikmet, Can Yücel, Ülkü Tamer, Muzaffer Erdost ve Louis Aragon’un dizelerine de yer verdi.

1993’te Türkiye’ye döndü ve Ezginin Günlüğü’ne katıldı. Grubun on bir albümüne şarkılarıyla ve sesiyle katkıda bulundu. 2005 yılında Destur adlı projeyle Deli Bu Dünya albümünü çıkardı. 2010 yılına kadar yüze yakın şarkısı yayımlandı. Aynı yıl Ezginin Günlüğü’nden ayrıldı.

*

Hüsnü Arkan, Türkiye’ye döndükten sonra, bir yandan da edebiyat çalışmalarını sürdürdü. İlk romanı Ölü Kelebeklerin Dansı, 1998 yılında Metis Yayınları’ndan çıktı. Romanda, küresel adaletsizlik ve mültecilik konularını işledi.

İkinci romanı Menekşeler Atlar Oburlar’da, 12 Eylül faşizmi koşullarını, iktidar sahipliğini, bireyin iktidarla ve kaderiyle ilişkisini işledi. Bu kitap, 2001 yılında, Om Yayınları’ndan çıktı.

Üçüncü romanı Uzun Bir Yolculuğun Bittiği Yer, 2005’te Yapı Kredi Yayınlarından çıktı. 1914 Şark Savaşı’nı konu alan romanda, İstanbul’dan Orta Asya’ya uzanan geniş bir coğrafyada, yüz yıla yakın bir tarihî alanda, savaşın insan kaderiyle ilişkisini inceledi.

Aynı yıl, edebiyatçı Yiğit Bener ve Levent Mete’yle birlikte, ayda bir yenilenen iktidarsiz.com adlı internet sitesini yayınlamaya başladı. Bu sitede yetmişe yakın makalesi yayınlandı.

Yine aynı yıl, Seyhan Kitap’tan, Hiçe Doğru adlı şiir kitabı yayınlandı.

2008 yılında, Uyku adlı romanı İthaki Yayınları’ndan çıktı. İlk kitabındaki gibi fantastik öğelere yer verdiği bu romanda, karşı-ütopya kavramını ve siyasi alanla birey arasındaki ilişkileri eleştirdi.

Romanlarında ve şiirlerinde, genel olarak, adalet, ahlak ve bireyin kaderiyle ilişkisi temalarını ele aldı.

Hüsnü Arkan, müzik ve edebiyat çalışmalarını halen İstanbul’da sürdürmektedir.

Hüsnü Arkan Kitapları - Eserleri

  • Mino'nun Siyah Gülü
  • Hiçe Doğru
  • Ölü Kelebeklerin Dansı
  • Gülhisarlı Terziler
  • Hırsız ve Burjuva
  • Menekşeler Atlar Oburlar
  • Naş
  • Uyku
  • Uzun Bir Yolculuğun Bittiği Yer
  • Nasreddin
  • Ölü Kelebeklerin Dansı

Hüsnü Arkan Alıntıları - Sözleri

  • Umut bir çare değil ama galiba çareden daha büyük bir şey. (Mino'nun Siyah Gülü)
  • Okumak zordur zahir Aşksız bir hikâyeyi Yine de denemek lâzım Görgümüz artsın diye (Naş)
  • Sanki aynı ömrü başka başka biçimlerde, binlerce kez yaşamış gibiyim. (Ölü Kelebeklerin Dansı)
  • Ankara bahar kokuyordu. Ona âşık oluyordum. (Mino'nun Siyah Gülü)
  • Gülücük yiyor, gülücük içiyorlardı; hayal dünyasında para geçmiyordu. (Gülhisarlı Terziler)
  • ...bu duygu yaratıcı yapar insanı... (Ölü Kelebeklerin Dansı)
  • Korku bilirim. Allah’tan da, avrattan da korkarım. Eh, Subaşı’ndan da korkarım ama en ki en eçhelden korkarım. (Nasreddin)
  • Hiçbir otorite düzen sağlamaz. Proudhon (Hırsız ve Burjuva)
  • En kötüsü yalnızlık En iyisi yalnızlık. (Naş)
  • "Dünya yedi yüz küsür yıl önce de bugünkünden pek farklı değildi. Maşallah, sultanlar zalim, mazlumlar gecede yıldızlar kadar çok ve çaresizdiler. Büyük kapıların köpekleri baldırı çıplaklara ürür karanlıklarda kuyruk kuyruk heybetlenirlerdi. Erki olanın boyu günden güne beş karış uzar, felek çulsuzun defterine hendeklerde, kuytularda, yollarda lokma lokma harflerle ölüm ve zulüm yazardı..." (Nasreddin)
  • Öldüm ve Tanrı burada da yok, ne yapabilirim? (Ölü Kelebeklerin Dansı)
  • Bir ölüyü elinden tutup kimse ayağa kaldıramaz... (Uyku)
  • Sıradan insanlar için açılmış,sonsuza kadar dümdüz giden bir yolda yürüdüm ben.Yürüdükçe bütün iyi ve umut verici şeyler; ne bileyim, yağmur mevsiminde yağmur, baharda yeşillik ve sis, zamanında gerçekleşmesi gereken her şey benden uzaklaşıyordu. (Ölü Kelebeklerin Dansı)
  • Yeni gelen kitapları hep koklarım. (Gülhisarlı Terziler)
  • Soğumuş bir tas çorbadır hayat, doydum.. (Hiçe Doğru)
  • Saraylarda, kalelerin içindeki büyük otağlarda yaşıyor idim fakat dünyayı hâlâ yediğimle ölçüyor idim. Fukaralık nedir, benden iyi bilirsin Koca Hâce. Fukaralık karnına giren azık kadar küçük düşünmektir. (Nasreddin)
  • Galiba savşlar gerekliydi. Sıradanlığı ortadan kaldırmak için... Bir bahçıvanın, mevsimi geldiğinde bir ağacı budaması gibi... (Hırsız ve Burjuva)
  • Dedim de kimse inanmadı, Bu dünya naylon. (Hiçe Doğru)
  • Zati Bey’i külliyenin kapısında asılı buldum. (Nasreddin)
  • Aşk acısı çeken birinin “kederden geberiyorum,” demesi, durumu değiştirmez; o yalnızca ve aptalca aşk acısı çekiyordur.; ölmez. (Hırsız ve Burjuva)