Hüsnü Arkan kimdir? Hüsnü Arkan kitapları ve sözleri
Türk söz yazarı, besteci, yazar ve Ezginin Günlüğü grubunun eski vokalisti Hüsnü Arkan hayatı araştırılıyor. Peki Hüsnü Arkan kimdir? Hüsnü Arkan aslen nerelidir? Hüsnü Arkan ne zaman, nerede doğdu? Hüsnü Arkan hayatta mı? İşte Hüsnü Arkan hayatı...

Doğum Tarihi: 1958
Doğum Yeri: Kınık, İzmir
Hüsnü Arkan kimdir?
Hüsnü Arkan 1958 yılında İzmir’in Kınık ilçesinde doğdu. 1975 yılında, Bergama Lisesi’ni bitirdi. Ankara Devlet Mühendislik ve Mimarlık Yüksek Okulu’nda üç yıl mimarlık okuduktan sonra, 9 Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu.
1985’te, kesinleşen cezası nedeniyle yurt dışına çıktı. Bir yıl Atina’da, beş yıl Hollanda’da, iki yıl Köln’de yaşadı. 1987 yılında, Amsterdam’da, arkadaşlarıyla Hezarfen adlı müzik grubunu kurup, Avrupa’nın birçok kentinde kendi şarkılarını seslendirdi. 1990’da, Şanar Yurdatapan’ın düzenlemeleriyle ilk solo albümü Bir Yalnızlık Ezgisi’ni çıkardı. Kendi şarkılarından oluşan bu albümde, şarkı sözlerinin yanı sıra, Nazım Hikmet, Can Yücel, Ülkü Tamer, Muzaffer Erdost ve Louis Aragon’un dizelerine de yer verdi.
1993’te Türkiye’ye döndü ve Ezginin Günlüğü’ne katıldı. Grubun on bir albümüne şarkılarıyla ve sesiyle katkıda bulundu. 2005 yılında Destur adlı projeyle Deli Bu Dünya albümünü çıkardı. 2010 yılına kadar yüze yakın şarkısı yayımlandı. Aynı yıl Ezginin Günlüğü’nden ayrıldı.
*
Hüsnü Arkan, Türkiye’ye döndükten sonra, bir yandan da edebiyat çalışmalarını sürdürdü. İlk romanı Ölü Kelebeklerin Dansı, 1998 yılında Metis Yayınları’ndan çıktı. Romanda, küresel adaletsizlik ve mültecilik konularını işledi.
İkinci romanı Menekşeler Atlar Oburlar’da, 12 Eylül faşizmi koşullarını, iktidar sahipliğini, bireyin iktidarla ve kaderiyle ilişkisini işledi. Bu kitap, 2001 yılında, Om Yayınları’ndan çıktı.
Üçüncü romanı Uzun Bir Yolculuğun Bittiği Yer, 2005’te Yapı Kredi Yayınlarından çıktı. 1914 Şark Savaşı’nı konu alan romanda, İstanbul’dan Orta Asya’ya uzanan geniş bir coğrafyada, yüz yıla yakın bir tarihî alanda, savaşın insan kaderiyle ilişkisini inceledi.
Aynı yıl, edebiyatçı Yiğit Bener ve Levent Mete’yle birlikte, ayda bir yenilenen iktidarsiz.com adlı internet sitesini yayınlamaya başladı. Bu sitede yetmişe yakın makalesi yayınlandı.
Yine aynı yıl, Seyhan Kitap’tan, Hiçe Doğru adlı şiir kitabı yayınlandı.
2008 yılında, Uyku adlı romanı İthaki Yayınları’ndan çıktı. İlk kitabındaki gibi fantastik öğelere yer verdiği bu romanda, karşı-ütopya kavramını ve siyasi alanla birey arasındaki ilişkileri eleştirdi.
Romanlarında ve şiirlerinde, genel olarak, adalet, ahlak ve bireyin kaderiyle ilişkisi temalarını ele aldı.
Hüsnü Arkan, müzik ve edebiyat çalışmalarını halen İstanbul’da sürdürmektedir.
Hüsnü Arkan Kitapları - Eserleri
- Mino'nun Siyah Gülü
- Hiçe Doğru
- Ölü Kelebeklerin Dansı
- Gülhisarlı Terziler
- Hırsız ve Burjuva
- Menekşeler Atlar Oburlar
- Naş
- Uyku
- Uzun Bir Yolculuğun Bittiği Yer
- Nasreddin
- Ölü Kelebeklerin Dansı
Hüsnü Arkan Alıntıları - Sözleri
- Umut bir çare değil ama galiba çareden daha büyük bir şey. (Mino'nun Siyah Gülü)
- Okumak zordur zahir Aşksız bir hikâyeyi Yine de denemek lâzım Görgümüz artsın diye (Naş)
- Sanki aynı ömrü başka başka biçimlerde, binlerce kez yaşamış gibiyim. (Ölü Kelebeklerin Dansı)
- Ankara bahar kokuyordu. Ona âşık oluyordum. (Mino'nun Siyah Gülü)
- Gülücük yiyor, gülücük içiyorlardı; hayal dünyasında para geçmiyordu. (Gülhisarlı Terziler)
- ...bu duygu yaratıcı yapar insanı... (Ölü Kelebeklerin Dansı)
- Korku bilirim. Allah’tan da, avrattan da korkarım. Eh, Subaşı’ndan da korkarım ama en ki en eçhelden korkarım. (Nasreddin)
- Hiçbir otorite düzen sağlamaz. Proudhon (Hırsız ve Burjuva)
- En kötüsü yalnızlık En iyisi yalnızlık. (Naş)
- "Dünya yedi yüz küsür yıl önce de bugünkünden pek farklı değildi. Maşallah, sultanlar zalim, mazlumlar gecede yıldızlar kadar çok ve çaresizdiler. Büyük kapıların köpekleri baldırı çıplaklara ürür karanlıklarda kuyruk kuyruk heybetlenirlerdi. Erki olanın boyu günden güne beş karış uzar, felek çulsuzun defterine hendeklerde, kuytularda, yollarda lokma lokma harflerle ölüm ve zulüm yazardı..." (Nasreddin)
- Öldüm ve Tanrı burada da yok, ne yapabilirim? (Ölü Kelebeklerin Dansı)
- Bir ölüyü elinden tutup kimse ayağa kaldıramaz... (Uyku)
- Sıradan insanlar için açılmış,sonsuza kadar dümdüz giden bir yolda yürüdüm ben.Yürüdükçe bütün iyi ve umut verici şeyler; ne bileyim, yağmur mevsiminde yağmur, baharda yeşillik ve sis, zamanında gerçekleşmesi gereken her şey benden uzaklaşıyordu. (Ölü Kelebeklerin Dansı)
- Yeni gelen kitapları hep koklarım. (Gülhisarlı Terziler)
- Soğumuş bir tas çorbadır hayat, doydum.. (Hiçe Doğru)
- Saraylarda, kalelerin içindeki büyük otağlarda yaşıyor idim fakat dünyayı hâlâ yediğimle ölçüyor idim. Fukaralık nedir, benden iyi bilirsin Koca Hâce. Fukaralık karnına giren azık kadar küçük düşünmektir. (Nasreddin)
- Galiba savşlar gerekliydi. Sıradanlığı ortadan kaldırmak için... Bir bahçıvanın, mevsimi geldiğinde bir ağacı budaması gibi... (Hırsız ve Burjuva)
- Dedim de kimse inanmadı, Bu dünya naylon. (Hiçe Doğru)
- Zati Bey’i külliyenin kapısında asılı buldum. (Nasreddin)
- Aşk acısı çeken birinin “kederden geberiyorum,” demesi, durumu değiştirmez; o yalnızca ve aptalca aşk acısı çekiyordur.; ölmez. (Hırsız ve Burjuva)