Yengeç Konserveleme Gemisi - Kobayaşi Takici Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap

Yengeç Konserveleme Gemisi kimin eseri? Yengeç Konserveleme Gemisi kitabının yazarı kimdir? Yengeç Konserveleme Gemisi konusu ve anafikri nedir? Yengeç Konserveleme Gemisi kitabı ne anlatıyor? Yengeç Konserveleme Gemisi PDF indirme linki var mı? Yengeç Konserveleme Gemisi kitabının yazarı Kobayaşi Takici kimdir? İşte Yengeç Konserveleme Gemisi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar: Kobayaşi Takici

Çevirmen: Devrim Çetin Güven

Orijinal Adı: Kaniko-sen (『蟹工船』)

Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları

İSBN: 9786053142836

Sayfa Sayısı: 160

Yengeç Konserveleme Gemisi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hey, cehenneme gidiyoz lan!”

İki balıkçı güvertenin küpeştesine yaslanmış vaziyette, sümüklü böcek misali sırtını germiş, denizi kucaklayan Hakodate kentinin caddelerine bakıyordu. Balıkçılardan biri dibine kadar soğurduğu, neredeyse parmaklarını yakacak izmariti balgamıyla birlikte denize savurdu. Sarma sigara bir soytarı gibi taklalar attı, geminin yan cephesinden sekerek suya düştü. Adamın tüm bedeninden, insanın burnunun direğini kıran bir içki kokusu geliyordu.

21. yüzyılın eşiğini geçeli henüz 8 yıl olmuştu ki Japonya’da mucizevi bir gelişme yaşandı. Geçen yüzyılın ilk yarısında, daha somut bir ifadeyle 1929’da yayımlanmış bir proletarya (işçi sınıfı) edebiyatı eseri “yeniden keşfedildi”. Neredeyse 80 yaşında olan bu eser o kadar müthiş bir enerjiye ve canlılığa sahipti ki muazzam bir ilgi gördü, yazarı Kobayaşi Takici (1903-33) adeta 21. yüzyıl Japon edebiyatı mozaiğinin önemli bir parçası gibi düşünülür oldu. Bir süredir üzerine örtülen “ölü toprağı”nı silkip “yeniden doğarak”, “bir kez daha ayağa kalkan” bu eserin adı Yengeç Konserveleme Gemisi’ydi..

Yengeç Konserveleme Gemisi Alıntıları - Sözleri

  • "Dostoyevski'nin Ölüler Evi bile buradan bakınca, devede kulak gibi geliyor bana."
  • Hey, cehenneme gidiyoz lan !
  • Her zamanki kâr bölgelerinde bir tıkanma olması sonucunda faiz oranları düşüp sermaye fazlası birikince, kapitalizm ve sermayecilik, “kelimenin tam anlamıyla” her şeyi yapar; her yere ölümcül bir kudurmuşlukla saldırır, yeni kanlı çıkış yolları arar.
  • "... yaygaradan, şamatadan uzakta, kuytu bir köşede, parmaklarıyla tekrar tekrar bir şeyleri hesaplamaya çalışan, kapkara düşüncelere dalmış biri vardı. İkmal gemisiyle gelen mektupta çocuğunun ölüm haberini okumuştu. Hesabına göre iki ay önce ölmüş olmalıydı, fakat adam "şimdiye kadar" bundan habersiz kalmıştı. "Telgraf çekecek para olmadığından" diye yazıyordu mektupta.
  • Kullanılıp atılmış, sümüklü kâğıt mendiller kadar bile değerleri yoktu işçilerin! Kat kat işçi cesetlerinin et parçalarıyla sağlamlaştırıldı maden tünellerinin duvarları. Büyük kentlerden uzakta olmayı fırsat bilip “buralarda” da dehşetengiz zulümler yaptılar. Bazen, küçük taşıma vagonlarında, madencilerin kopmuş baş ve serçe parmaklarını kömürlere yapışmış halde görebilirdiniz. Kadınlar durumları öylesine kanıksamışlardı ki, böyle manzaralar karşısında kaşlarını bile oynatmazlardı. Tüm bunlara "alıştırılmış” olan kadınlar, insan uzuvları ihtiva eden kömür vagonlarını ifadesiz bir çehreyle bir sonraki yükleme noktasına iterdi.
  • “Ulan meteliğim kalmadı be! Sıçayım böyle işin içine!”
  • “Kullanılıp atılmış, sümüklü kâğıt mendiller kadar bile değerleri yoktu işçilerin! Tonbalığı saşimisi misali, kat kat işçi cesetlerinin et parçalarıyla sağlamlaştırıldı maden tünellerinin duvarları.”
  • Istırapları dayanılacak gibi değildi. Üstelik ne kadar tökezleyip düşe kalka yürürlerse acıları da yuvarlandıkça büyüyen kartopu misali ağırlaşıyor, sırtlarına daha fazla abanıyordu.
  • .. kat kat işçi cesetlerinin et parçalarıyla sağlamlaştırıldı maden tünellerinin duvarları.

Yengeç Konserveleme Gemisi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitabin ayrıntılarına girmeden beni kitaba iten asil şey ön sözünü okumamdı ön sözde yazarın gördügü ağır işkenceler sonucunda hayatini kaybetmesi . Cesedine yapilan otopsi yapilmasi engelenmiş olmasi . Ve en can alici nokta ise ölüm sebebiyetine" kalp krizi" demeleriydi 1. Dünya savasindan sonra terkedilmiş savaş gemisinin ticarete dönüştürülmesiyle oluşan fabrikada geçen olaylarin işkencelerin konu aldığı bir kitap . Buraya kitaptan alıntı bırakıyorum "Bu nacizane öykü, sömürge bölgelerine yönelik kapitalizm istilası tarihinden bir sayfadır." Kitabi özetler gibi .. (jinabihêz)

Karōshi (過労死), Japonca'da "fazla çalışmaktan ölme" anlamına gelir.Bizim güzel dilimizde bu kelime yok, iyi ki yok. Çünkü kelimenin olmaması demek, öyle olayların olmadığı anlamına gelir. Niye kelimeden başladın derseniz çünkü kitap tam olarak bunu anlatıyor. 1920'lerin Japonya'sında hurdaya çıkmış gemileri fabrikaya dönüştürürlermiş. Bu gemiler de fabrika olmadıkları için "Fabrikalar Kanunu"nun, gemi olmadıkları içinse "Deniz Ticareti Hukuku"nun kapsamı dışında. Bu gemilerde çeşitli kesimlerden gelen mevsimlik işçiler çalışır (!) ya da ölür mü demeliyim, bilemedim. Öyle bir yer ki işçiler beslenme, yıkanma, dinlenme, sağlık gibi en temel haklarından mahrum. Tam bir cehennem desem abartmış olmam gerçekten. Kitabın konusu ilginç ama kitaplarda bu yeterli bir kriter değil tabii. Yazarın dili , çevirmen gibi etkenler de önemli bence. Şansa bakın yazarın üslubu da çok güzel. Böyle bir cehennemi okurken mideniz bulandığı halde devam edebiliyorsunuz. Çevirmense harika bence. Dipnotlar bir sürü fakat onları okutmayacak kadar da başarılı bir çeviri. Uzak Doğu Edebiyatı okumalarına güzel bir giriş yaptığımı düşünüyorum ️:) Ve mide bulanması hakkında ciddiyim, hassasların bilgisine :) (G. Ç.)

Güldürdü, ağlattı, kızdırdı, sevindirdi: Japonya'nın farklı bir yüzünü görüyoruz bu romanda. Bunu en güzel ilk cümlesi özetliyor: "Hey cehenneme gidiyoz lan!" Karmaşık bir geçmiş. Ah kapitalizm... Güldürdü, ağlattı, kızdırdı, sevindirdi, korkuttu, rahatlattı... Öyle bir eser. Pek dolu dolu bir eser. (Derya Kıyı)

Yengeç Konserveleme Gemisi PDF indirme linki var mı?

Kobayaşi Takici - Yengeç Konserveleme Gemisi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Yengeç Konserveleme Gemisi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Kobayaşi Takici Kimdir?

13 Ekim 1903’te Akita Vilayeti’nin Şimokavazoi köyünde doğdu. Ailesi ekonomik nedenlerle yazar henüz 4 yaşındayken Hokkaido Adası’nın Otaru kentine göç etmek zorunda kaldı. 1924’te Otaru Ticaret Yüksekokulu’ndan mezun oldu ve Hokkaido Sömürge Bankası’nda çalışmaya başladı. Öğrencilik yıllarında dönemin ünlü yazarı Şiga Naoya’dan ve proletarya edebiyatından etkilenerek kaleme aldığı öykülerini muhtelif dergilere gönderdi. Mücadele Bayrağı dergisinde yayımlanan “15 Mart 1928” (1928) ve Yengeç Konserveleme Gemisi (1929) başlıklı eserleri muazzam bir ilgi gördü ve yazar Japon proletarya edebiyatının en gözde yazarlarından biri haline geldi. “Gaip Toprak Ağası” (“Fuzai Cinuşi”, 「不在地主」, 1930) adlı öyküsü neşredildikten sonra bankadaki görevine son verildi. Bunun üzerine Tokyo’ya gitti ve siyasi faaliyetlere odaklandı. Başlığı sonradan öykünün kadın kahramanına atıfla “Yasuko” olarak değiştirilecek olan “Yeni Kadının Portresi” (“Şincosei Katagi”, 「新女性気質」, 1931) ve ölümünden sonra yayımlanan “Bir Partilinin Hayatı” (“Tōseikatsuşa”, 「党生活者」, 1933) gibi tefrika metinleriyle Japon kültür dünyasında yepyeni rüzgârlar estirdi. Daima radikal siyasetin kalbinde yer alan Kobayashi Japonya Proletarya Yazarları Birliği Genel Sekreterliği’ni yürütürken 1931 sonbaharında Japonya’nın Mançurya’yı işgali üzerine, bu emperyalist yayılmacılığa karşı çıktı, o zamanlar yasadışı olan Japonya Komünist Partisi’ne üye oldu. 1932 Mart’ında, kendisinin de aktif rol aldığı Japonya Proletarya Kültür Konfederasyonu’na yönelik büyük sindirme operasyonları esnasında direniş faaliyetlerini yer altında sürdürdü. 20 Şubat 1933’te Tokkō addedilen Özel Yüksek Polis Birimi’nce tutuklandı. Gördüğü ağır işkenceler sonucunda hayatını kaybetti. Cesedine otopsi yapılması engellendi ve ölüm nedeni “kalp krizi” olarak açıklandı. Tokkō polisi yazarın cenazesinde, merasimin yapıldığı mekânı basarak birçok kişiyi tutukladı. 1930 ve 40’lardaki tüm unutturma girişimlerine rağmen, Yengeç Konserveleme Gemisi’nin başı çektiği eserlerinin özgünlüğü ve dinamizmiyle belli kritik dönemlerde yeniden keşfedilen Takiji Kobayashi günümüzde ulusal sınırları aşarak dünya proletarya edebiyatının en müstesna yazarlarından biri haline gelmiştir.

Kobayaşi Takici Kitapları - Eserleri

  • Yengeç Konserveleme Gemisi
  • Yengeç Gemisi

Kobayaşi Takici Alıntıları - Sözleri

  • “Kullanılıp atılmış, sümüklü kâğıt mendiller kadar bile değerleri yoktu işçilerin! Tonbalığı saşimisi misali, kat kat işçi cesetlerinin et parçalarıyla sağlamlaştırıldı maden tünellerinin duvarları.” (Yengeç Konserveleme Gemisi)
  • Büyük hareketler küçük cesaretlerden doğar. (Yengeç Gemisi)
  • “Ulan meteliğim kalmadı be! Sıçayım böyle işin içine!” (Yengeç Konserveleme Gemisi)
  • Gayret etmeyen başarılı olamaz! (Yengeç Gemisi)
  • "... yaygaradan, şamatadan uzakta, kuytu bir köşede, parmaklarıyla tekrar tekrar bir şeyleri hesaplamaya çalışan, kapkara düşüncelere dalmış biri vardı. İkmal gemisiyle gelen mektupta çocuğunun ölüm haberini okumuştu. Hesabına göre iki ay önce ölmüş olmalıydı, fakat adam "şimdiye kadar" bundan habersiz kalmıştı. "Telgraf çekecek para olmadığından" diye yazıyordu mektupta. (Yengeç Konserveleme Gemisi)
  • Her zamanki kâr bölgelerinde bir tıkanma olması sonucunda faiz oranları düşüp sermaye fazlası birikince, kapitalizm ve sermayecilik, “kelimenin tam anlamıyla” her şeyi yapar; her yere ölümcül bir kudurmuşlukla saldırır, yeni kanlı çıkış yolları arar. (Yengeç Konserveleme Gemisi)
  • Hey, cehenneme gidiyoz lan ! (Yengeç Konserveleme Gemisi)
  • Istırapları dayanılacak gibi değildi. Üstelik ne kadar tökezleyip düşe kalka yürürlerse acıları da yuvarlandıkça büyüyen kartopu misali ağırlaşıyor, sırtlarına daha fazla abanıyordu. (Yengeç Konserveleme Gemisi)
  • "Yiyecek kırıntı bile bulamamak dokunuyor insana." (Yengeç Gemisi)
  • .. kat kat işçi cesetlerinin et parçalarıyla sağlamlaştırıldı maden tünellerinin duvarları. (Yengeç Konserveleme Gemisi)
  • "İşçilerin haklarını koruyup, herkesin eşit olduğu bir toplum yaratmak. Komünizm bu." (Yengeç Gemisi)
  • Kullanan ve kullanılan aynı düzeyde olamaz. (Yengeç Gemisi)
  • Lanet olsun! İnsan hayatının hiç değeri yok mu?! (Yengeç Gemisi)
  • Kullanılıp atılmış, sümüklü kâğıt mendiller kadar bile değerleri yoktu işçilerin! Kat kat işçi cesetlerinin et parçalarıyla sağlamlaştırıldı maden tünellerinin duvarları. Büyük kentlerden uzakta olmayı fırsat bilip “buralarda” da dehşetengiz zulümler yaptılar. Bazen, küçük taşıma vagonlarında, madencilerin kopmuş baş ve serçe parmaklarını kömürlere yapışmış halde görebilirdiniz. Kadınlar durumları öylesine kanıksamışlardı ki, böyle manzaralar karşısında kaşlarını bile oynatmazlardı. Tüm bunlara "alıştırılmış” olan kadınlar, insan uzuvları ihtiva eden kömür vagonlarını ifadesiz bir çehreyle bir sonraki yükleme noktasına iterdi. (Yengeç Konserveleme Gemisi)
  • "Büyük hareketler küçük cesaretlerden doğar." (Yengeç Gemisi)
  • "Dostoyevski'nin Ölüler Evi bile buradan bakınca, devede kulak gibi geliyor bana." (Yengeç Konserveleme Gemisi)
  • Fakat bu tipler... Demiryolu, karayolu, madenler... Oralarda daldan dala atlamış bu işçilerde bir nebze bile örgütlenme ruhu yoktur. (Yengeç Gemisi)
  • "Zaten şu an ölüyoruz." "Nasıl yani?" "Yavaşça. Küçük parçalar halinde." (Yengeç Gemisi)
  • "İlk kıvılcım küçüktür, ancak en yüce ateştir." (Yengeç Gemisi)