tatlidede

ABD’nin riyakarlığını Görmeyen Basınımız

ABD’nin riyakarlığını Görmeyen Basınımız

                      ABD’nin riyakarlığını Görmeyen Basınımız

           …dan…Post…tan…Dost  Olmaz,  diyenler büyük  bir ihtimalle akıllarını peynir ekmekle yemişlerdi. Gördüklerinden, yaşadıklarından ne dediklerini  çok iyi biliyorlarmış.Rol yapmanın, içinden gelmediği halde şirin görünmenin hiçbir anlamı olmadığı gibi, bu şekildeki davranış mutluluktan çok mutsuzluk yaşatır insanoğluna.Neden böyle giriş yaptım,son cümleyi neden en başta yazdım  diye merak edenler yazının devamında farkına varacaklar…

            Malumunuz üzere Türkiye aylardır-yıllardır, ABD’nin  Kuzey Suriye’de oynadığı  oyunlar, yaptığı kabul edilemeyecek hamleler  ve ikiyüzlü yaklaşımlarının yanında,gayrı ahlaki diye tabir edilecek yalandan   ve menfaate dayalı  Dost ve Müttefik  söylemleri  takip etmekte  ve bu hamlelere karşı bir pozisyon almaya çalışmaktadır.LakinTürkiye’yi  zora sokacak hiçbir yaklaşımdan kaçınmayan şu dost ABD’yi bizim basın nasıl okuyor doğrusu merak ediyorum.Şöyle ki,,,

           3-4 yıldan beri özellikle Türkiye’nin kırmızı çizgilerini görmemezlikten gelen, aksine bu kırmızı çizgileri yok edecek-yok sayacak yaklaşımlar sergileyen, el altından ve bazen de aleni bir şekilde karşıtlarını destekleyen,kışkırtan  ve uluslar arası hukuka sığmayan icraatlar yapan,Ortadoğu coğrafyasında sadece kendisine göre planlar kuran ve alanlar oluşturan elin Batlısı küçük İsrail’in hamisi ABD’yi, bizim basın çoğu zaman gerçek  yüzünü görmeyip farklı bir yüzünü yansıtmaktadır.

        30-40 yıllık bir projenin son 8-10 yılında  Türkiye Cumhuriyeti’ni  ele geçirmeye,yıkmaya  veya yönetimini  ele geçirmeye çalışan,yada öyle bir emeli olan (Türkiye tarafından terör örgütü ilan edilen) malum  zatı muhteremi barındıran,koruyup-kollayan sözde müttefik ABD’yi bizim basın gerçek yüzünü değil magazinsel yüzünü yansıtmaktadır.

         Türkiye’nin ekonomik olarak güçlenmesini istemeyen,hiçbir pazarlıkta masaya oturmasını hazmetmeyen,benim istediğim gibi yönetileceksin hayallerinin devamında olan özellikle Ortadoğu Coğrafyasında yeni oluşumda  pastanın büyüğü  benimdir,çünkü  büyük olan benim diyen,bir şey artarsa istediğime taksim ederim düşüncesinde olan, haaaa  fazla  konuşan olursa da jandarmalığımı yapan farklı farklı örgütlerle haddini  bildiririm naralarını açıkça atan  ve bütün bunları yapan ABD’yi  bizim basın gerçek yüzünü değil de çok basit  söylemlerini yazmaktadır.

        Bunları neye dayanarak yazıyorum??? Dünkü  sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretini  bizim basın nasıl yansıtır diye takip ettim.Ziyaretin ajandası aslında çok dolu ve önemli  başlıklarla oralara götürülmüştü.Türkiye çok rahatsız  ve söylenmesi  gerekenleri söyleyecekti.Nitekim söylendi de..Fakat bizim basın neye  takılmıştı biliyor musunuz?  İşte yansıtılanlar..

*ABD Başkanı Donald Trump  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı karşıladıktan sonra önünde mi yürüyecek, arkasın da mı?

*Trump  Oval Ofis te tokalaşacak mı tokalaşmayacak mı?

*Trump tokalaşırken  karşısındaki kişiyi  şiddetli bir şekilde  kendine doğru çekerek ani hamle yapıyormuş.Bu hamleyi Erdoğan’a yapacak mı yapmayacak mı?

*Trump ziyaret sonrası kendi ıstagram hesabından Erdoğan gibi bir lideri ağırlamak önemliydi demiş.vs vs  Bu nasıl haber anlayışı,bu nasıl bir basın,bu nasıl bir ABD hayranlığı demek geliyor içimden.

          Gerçekleri söylemek,yazmak ve yansıtmak o kadar mı zor be kardeşim.Türkiye’nin içinden geçtiği süreç,Ortadoğuda yaşananlar  ve Türkiye ye yansıması,bunların arkasındaki gerçek ABD yazılmalıdır,söylenmelidir ve yansıtılmalıdır.Dost ise,müttefik ise  ve kötü  niyetli  değil ise kısa bir sürede bu ziyarette talep edilenleri  ve belgelere dayanan hukuka uymayan tavırlarından vazgeçmelidir.Ey bizim basın ABD’nin bu riyakarlığını gör  ve bunları yaz.Yaz ki birileri kim dost kim….an bilsin artık….

        Ziyaretin genel  görünümü güzeldi,şıktı,el pençe duruş yoktu, söylenmesi gerekenler söylendi.Temennimiz bunlar söylemde kalmaz hayata geçirilir.Temennimiz bir an önce bu büyük Vampir ülkeler , İslam Coğrafyasının kanını emmekten  artık vazgeçmeleridir.”Gerçi ameller niyetlere göredir ” Bunların niyetleri geçmiş tarihleri zaten açık bir şekilde ortaya koymaktadır.Yine de kardeşi kardeşe kırdırmaktan vazgeçmeleri insanlığın tek amacı olmalıdır.Temenni ile bir şeyler olur mu bilmem lakin son söz şöyle olsun…

Zalimler için yaşasın Cehennnem..Kalın sağlıcakla.

 

Yorum Yaz