diorex
Dedas

Abdullah Ziya Kozanoğlu kimdir? Abdullah Ziya Kozanoğlu kitapları ve sözleri

Türk Mimar, Müteahhit, Romancı, Çizgi-Roman Yazarı Abdullah Ziya Kozanoğlu hayatı araştırılıyor. Peki Abdullah Ziya Kozanoğlu kimdir? Abdullah Ziya Kozanoğlu aslen nerelidir? Abdullah Ziya Kozanoğlu ne zaman, nerede doğdu? Abdullah Ziya Kozanoğlu hayatta mı? İşte Abdullah Ziya Kozanoğlu hayatı... Abdullah Ziya Kozanoğlu yaşıyor mu? Abdullah Ziya Kozanoğlu ne zaman, nerede öldü?

  • 29.05.2022 16:00
Abdullah Ziya Kozanoğlu kimdir? Abdullah Ziya Kozanoğlu kitapları ve sözleri
Türk Mimar, Müteahhit, Romancı, Çizgi-Roman Yazarı Abdullah Ziya Kozanoğlu edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Abdullah Ziya Kozanoğlu hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Abdullah Ziya Kozanoğlu hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Abdullah Ziya Kozanoğlu hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Aptullah

Doğum Tarihi: 16 Ocak 1906

Doğum Yeri: İstanbul

Ölüm Tarihi: 29 Mart 1966

Ölüm Yeri: İstanbul

Abdullah Ziya Kozanoğlu kimdir?

Abdullah Ziya Kozanoğlu, Abdullah Ziya Bey (d. 16 Ocak 1906, İstanbul - ö. 1966 İstanbul), Türk mimar, müteahhit, romancı, çizgi-roman yazarı.

Tarihi serüven romanı ve piyes türündeki popüler eserleri ile tanınmış milliyetçi bir yazardır. Romandan sonra çizgi roman ve sinema kahramanı olarak ilgi gören Malkoçoğlu, Gültekin, Seyit Ali Reis kurgu-karakterlerin yaratıcısıdır. 1942-1950 arasında Beşiktaş Jimnastik Kulübü başkanlığını yapmış bir spor adamıdır. İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi ve Ankara Hukuk Fakültesi gibi yapıların inşaatını üstlenmiş bir mimar ve müteahhittir.

Manken ve oyuncu Yasemin Kozanoğlu’nun dedesidir.

16 Ocak 1906’da İstanbul’un Beşiktaş semtinde dünyaya geldi. Babası Abdulah Osman Bey, annesi Seyyide Hanım’dır. İlk öğrenimini Nişantaşı İttihat ve Terakki Mektebi’nde gördü. Ortaöğrenimine Gaziosmanpaşa Mektebi’nde başladı; 1922’de Kabataş Erkek Lisesi’nden mezun oldu. Yükseköğrenimine İstanbul Teknik Üniversitesi Yüksek Mühendislik Bölümü’nde başladıktan sonra beşinci sınıfta okuldan ayrılmak zorunda kalınca Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü’ne girdi; 1929’da Akademiden mezun oldu.  

1929’da Adana Belediye Fen İşleri müdürü olarak atanan Kozanoğlu, 1932’de Milli Eğitim Bakanlığı’nda mimar olarak görevlendirildi. O yıl memuriyetten ayrılarak İstanbul’a döndü ve meslek yaşamına serbest mimarlık, müteahhitlik yaparak devam etti. İnşaat işlerini üstlendiği yapılar arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fen Fakültesi, İstanbul Operası birinci kısım inşaatı, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Etibank, Tayyare Fabrikası, Ankara yeraltı suları, Malatya Tütün Fabrikası, Sağmalcılar Cezaevi bulunur.

Öğrencilik yıllarında gazetelerde çizerlik yapan ve roman tefrika etmeye başlayan Kozanoğlu’nun 1925 yılında Resimli Mecmua’da tefrika edilen “Kızıl Tuğ” adlı romanı, 1927’de kitap olarak yayımlandı. Türk edebiyatının ilk tarihsel serüven romanı kabul edilen bu eserin  devamı 1959’da çizgi roman olarak Suat Yalaz’ın çizimleri ile yayımlanmıştır. Yazı yaşamına tarihi serüven romanları ile devam etti. Romanlarında Abdulllah yerine “Aptullah” ismini kullandı. Eserlerinin çizgiromana ve sinemaya uyarlanması için uygun altyapıyı hazırlamakla uğraştı. Pek çok uyarlamayı kendisi yaptı; bu yüzden Türkiye’deki ilk ciddi çizgi roman yazarlarından birisi kabul edilir 

1942-1950 yılları arasında Beşiktaş Jimnastik Kulübü başkanlığında bulundu.

Tiyatroya her zaman ilgi duyan yazar; İstanbul Taksim’de bir apartmaın üst katını tiyatro salonuna dönüştürerek Arena Tiyatrosu’nun kurulmasını sağladı 

Muhittin Hanım ile evliliğinden 3 çocuk sahibi olan Kozanoğlu, 23 Mart 1966’da İstanbul’da hayatını kaybetti. Cenazesi, Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilmiştir.

Abdullah Ziya Kozanoğlu Kitapları - Eserleri

  • Kızıl Tuğ
  • Gültekin
  • Malkoçoğlu
  • Atlı Han
  • Türk Korsanları
  • Savcı Bey
  • Sarı Benizli Adam
  • Kolsuz Kahraman
  • Sencivanoğlu
  • Hilal ve Haç
  • Fatih Feneri
  • Battal Gazi Destanı
  • Seyit Ali Reis
  • Patronalılar
  • Dağlar Delisi
  • Kızıl Kadırga
  • Arena Kraliçesi
  • Kubilay Han’ın Gelini
  • Atlı Han

Abdullah Ziya Kozanoğlu Alıntıları - Sözleri

  • "Yürü, bizim yolumuz uğraş yolu, sevdiğimiz at, yavuklumuz sadaktır." (Kızıl Tuğ)
  • -Dinini, Allah'ını seversen önümden çekil,ne parası? Balamir tekrar gürledi: -Bizim dinimiz para, Tanrı'mız kılıçtır. (Atlı Han)
  • -Dişisini kaybeden sırtlan, onu ararken geberir. (Seyit Ali Reis)
  • Sana bir şey diyeceğim, bir şey diyeceğim... Ama kafa kafa değil ki... Sanki uğru ambarı. İçerisi karmakarışık, sana diyeceğimi bir türlü bulamıyorum. (Atlı Han)
  • - Demek Verböçi de Japolya'yı istiyor... - Evet!.. Fakat Peter Perene falan Ferdinand'ı istiyorlar. "Avusturyalılar kuvvetlidir, bizi Türklere karşı korurlar" diyorlar. - Sersemler... Sonra Avusturyalılara karşı onları kim koruyacak?.. Böyle iki büyük devletin arasında otururlarsa elbet birisine sığınacaklar. Sonra, sonra... Ben dağlarda gezeli epey şeyler olmuş.'' (Malkoçoğlu)
  • Ahlâksızlık bu keratalarda; dedikodu, kötülük bu heriflerde; birbirlerinin canına, malına, ırzına göz dikmek bunlarda... (Türk Korsanları)
  • içinizde bulunan memleket sevgisinden uzak, din kardeşliğinden habersiz, tek amaçları hâlâ yoksul halkı ezmek olan bir topluluk... (Türk Korsanları)
  • - Sen de Moğol musun? - Hayır. - Sen Türk müsün? - Ben Müslümanım. - Müslüman ne demek koca baba? Okumuş adama benzersin. Bir adamın önce bağlı olduğu bir bayrağı, bir avulu, bir obası olur. Din gönülleri birleştiren ayrı bir bağdır. İmandır. Ben sana uruğunu, boyunu, dokuz atanı soruyorum; sen bana dinden imandan söz açıyorsun. Uruğunu, soyunu, sopunu bilmiyor musun yoksa? - Ben de sizdenim. - Ne pis konuşuyorsun. Türk'üm de be adam. Ne korkuyorsun? Türk'üm diye bağır! Utanacak, korkacak ne var? (Kızıl Tuğ)
  • Selam Tanrı'ya ki suçlarımızı hoş görsün!.. (Atlı Han)
  • O dağ gibi Türk arslanını da sevgilisinin yanına çökertti. (Atlı Han)
  • - Biz bir şey sorunca öyle devedikeni yalamış sıpalar gibi sırıtıp kalmayın bre. Ne biçimde benim bayrağım? Attilâ'nın bayrağında ne vardı? (Hilal ve Haç)
  • Burada tutulacak en doğru yol kendi gücümüze güvenmektir. -Yani?! -İsyan ediyorum! -Neye karşı?! -Her şeye karşı! Haksızlığa, kardeşlerime, yalanlara, tuzaklara, babama ve bütün cihana karşı isyan ediyorum! (Savcı Bey)
  • Şair Nedimi hasut ve kinli bakışlarile gözlüyorlardı. Arkadan padişahın yaldızlı sandalı gözükmüştü. Nedim'in sesi çayırı inletitordu: Geh varub havz kenarında hırâmân olalım Geh gelüb Kasr-ı Cinân seyrine hayran olalım Gâh şarki okuyub gah gazel-hân olalım Gidelim serv-i revânım yürü Sa'd-âbâd'a (Patronalılar)
  • Halk bu sefer Belizer'den yana döndü. Beyinsiz bir domuz sürüsü gibi nereden yem kokusu gelirse o yana dönüyorlardı... (Arena Kraliçesi)
  • Kelle Bekir'e göre insan dünyaya üç şey için gelirdi. 1-Yoğurtlu kebap yemek, şarap içmek, 2-Galata'da karı oynatmak, 3-Kavga etmek. (Seyit Ali Reis)
  • ... çok iğrenç gördüğün vücudum yerine sana temiz ve hiç kimsenin olmayan kalbimi verdim. Onu istersen sakla, istersen fırlat at! (Atlı Han)
  • Korsana denizden ayrılmak yaramaz. (Seyit Ali Reis)
  • Silâh gücü ve din korkusu; memleketin milyonlarca halkını padişaha esir etmiş, süründürmüş, bilgisiz bırakmış, cihanlara sığmayan cihangir bir milleti ezmişti. (Patronalılar)
  • "Buğatırlar!.. Cenk kokuları gene kendini gösterdi. Gün şu tepelerden doğup, ay gökte parladıkça Türkler, Moğollar ve bütün danışıklarımız, yoldaşlarımız kılıçlarını indirmeyecek, at üzerinden inmeyecekler, İşittik ki, atalarımızı köpek Çinliler yendiler; onları buyruklarına tutsak kıldılar. Dedelerimiz bu köpeklere bac vermekte idi. Bugün Timuçin "Tung-Hay" gibi bir serseme bac vermeyi değil, onun ülkesini başına geçirmeyi daha doğru buluyor." (Kızıl Tuğ)
  • Bir nim neş’e say bu cihanın baharını, Bir sagar-ı keşideye tut lâlezarını. (Patronalılar)

Yorum Yaz