tatlidede

Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu - Salâh Birsel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu kimin eseri? Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu kitabının yazarı kimdir? Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu konusu ve anafikri nedir? Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu kitabı ne anlatıyor? Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu PDF indirme linki var mı? Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu kitabının yazarı Salâh Birsel kimdir? İşte Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 27.05.2022 18:00
Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu - Salâh Birsel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Salâh Birsel

Tasarımcı: Savaş Çekiç

Yayın Evi: Sel Yayıncılık

İSBN: 9789755701721

Sayfa Sayısı: 240

Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yeryüzünün belli başlı mitolojik kentlerinden biri İstanbul, kentin şahdamarı Beyoğlu. Her yiğidin harcı değil böyle zorlu bir konuyu kuşatmak. Salah Birsel'in boşuna en ünlü kitabı olmamıştır: "Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu", yayımlandığı 1976 yılından bu yana, edebiyatımızın kült kitaplarından biri sayılagelmişse, bunun en somut nedeni bir benzerinin kaleme alınamamış olmasından geliyr. "Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu", yalnızca bir semtin, bir caddenin panoramik tarihi olarak sınırlanamaz. Aynı zamanda bir dönemin çok renkli tanığıdır. Daha da önemlisi: Türk Edebiyatı'nın en keyifli yazılarından biri.

(Arka Kapak)

Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu Alıntıları - Sözleri

  • Ne bu, ne şu, Ne öyle, ne böyle. Ne döşek, ne köçek, Ne ayal, ne vebal... O benim; kollarım, bacaklarım, dudaklarım ve başımdır... Yavrum, anam, öz kardeşim, karım, hayat arkadaşımdır...
  • Ahmet Refik, Sokullu adlı kitabında Kanuni çağında İbrahim Paşa'nın adamlarından Venedik Balyosu (elçi, temsilci) Alvario Griti'nin de Taksim'de büyük bir konağı olduğunu söyler. Balyos “Beyoğlu” adıyla anılır ki Beyoğlu adının buradan geldiği düşünülebilir.
  • Elit'e gelenlerin en kültürlüsü, en bilgilisi Cemiş Meriç'tir. Fransızcanın elenikasını bilir, gece gündüz de okur. Bu yüzden, gözlerinin gücünü her gün biraz daha yitirmiştir. Ne var, o buna hiç aldırmaz, odasında masanın üstüne sandalyeyi koyar, kendi de sandalyeye çıkarak kitabını, ampule 30 santim uzaklıkta okur. Bunu elektrik ampulünü aşağıya değin iletecek kordona verecek parası olmadığı için yapar. Bunca parasız oluşunun nedeni ise eline geçen paranın tümünü kitaba yatırmasıdır.
  • Bir de baktım ki ölmüşüm! Dünya sönmüş başucumda; Bir türlü gözümden gitmez. ~Cahit Sıtkı
  • Ahmet Refik, Sokullu adlı kitabında Kanuni çağında İbrahim Paşa'nın adamlarından Venedik Balyosu (elçi, temsilci) Alvario Griti'nin de Taksim'de büyük bir konağı olduğunu söyler. Balyos “Beyoğlu” adıyla anılır ki Beyoğlu adının buradan geldiği düşünülebilir.
  • “Ah, o zaman bir kez daha gördüm ve inandım ki bu kirli Bizans yıkıntısı içinde her şey yapmacık ve herkes yalancıdır.”
  • Bu halkın mülkünü seyret harab-abad* lazımsa Bu mülkün halkını söylet sana feryat lazımsa
  • ... "Yasa rafta durduğu sürece ölü kitaptır. Onu uygulayacak olan insandır. Bizim başlıca işimiz insan yetiştirmek olmalıdır. Her şeyden önce bir eğitbilime ihtiyacımız vardır. Hem bunun ulusal bir eğitim olması gerek." ~Yahya Kemal Beyatlı
  • Lebon kuşları arasında, yine Abdülhamit'in çocukluk arkadaşı ve eşyapçıbaşısı Başhafiye Fehira Paşa'nın babası Hazreti Şehri yari İsmet Bey, Harbiye Nazırı Rıza Paşa'nın oğlu Şükrü ve Tevfik Paşa'nın oğulları İsmail Hakkı Bey'le Ali Nuri Bey ikisi Padişah'ın yaveridir... 1908-1911 yıllarında Paris'te Türk elçisi olarak bulunan Naum Paşa'nın oğlu Sait Naum-Duhani de Sultan Reşat, V. Mehmet adıyla Osmanlı tahtına çöktüğü Vakit Saray'dan Paris'e iki tane süslü payton ismarlanınca bu iş kendisine düşecek ve arabalar alınınca da Sait Naum Efendi onlara padişahtan önce binecektir- Kendisi de Lebon'un önemli kişilerindendir
  • Bir gün Yakup Kadri ve arkadaşları Lebon'da otururlarken içlerinden biri: - Cemal Paşa frankofil'dir. Enver Paşa germanofil'dir.* der. Süleyman Nazif'in Dahiliye Nazırı Halil Bey'i hiç sevmediğini bilen bir başkası: - Ya Halil Bey nedir? Süleyman Nazif: - O mu? O, sadece fildir. *frankofil: Fransızcasever, germanofil: Almansever
  • Bedri Rahmi, Mari'nin heykellerine büyük bir değer gösterir. Söylenenlere inanmak gerekirse, "Karadut" şiirini de onun için yazmıştır: Karadutum, çatal karam, çingenem Nar tanem, nur tanem, bir tanem Ağaç isem dalımsın salkım saçak Petek isem balımsın ağulum Günahımsın, vebalimsin. Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan Yoluna bir can koyduğum Gökte ararken yerde bulduğum Daha ne olacaktın bir tanem Gülen ayvam, ağlayan narımsın Kadınım, kısrağım, karımsın. Gelin görün ki nergis boyunlu Mari -Bedri Rahmi onun resmini de çizmiştir- daha gençliğinin ilk yıllarında dünyaya allahaısmarladığı çekecektir.
  • Elif Naci, Çallı'nın öğrencisi, Peyami Safa'nın da Vefa Lisesi'nden sınıf arkadaşıdır. Peyami bir resim yapar okulda. Resim öğretmenleri Şevket Dağ'dır. Peyami resimden on alır. Elif Naci'de altı. Ama edebiyat öğretmenleri İbrahim Necmi Dilmen de Elif Naci'ye on, Peyami'ye altı verir. Elif Naci, Güzel Sanatlar Akademisi'ni bitirdikten sonra Çallı'nın kadehdaşı da olur. İçki de ondan aşağı kalmaz. Bir gün bir dostları şöyle der: - Elif Naci'nin Çallı'nın öğrencisi olduğu belli. Maşallah iyi içiyor. Çallı: - Vallahi ben ona resim yapmasını öğrettim, o rakı içmesini öğrenmiş.

Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Salah Birsel' den tam onun tarzında bir eser. Kitabın adı Beyoğlu hakkında olduğu izlenimini verse de pek öyle değil. Kısmen Beyoğlu mekânlarından bahsetse de daha çok bu mekânlar üzerinden dönemin edebiyatçılarını anlatıyor. Ağırlıklı olarak pastane, lokanta, kahve, meyhane vb. mekânları mesken tutmuş tanınmış edebiyatçılar hakkında biyografik bilgilerden çok anekdotlar, küçük anılar, fıkralardan oluşuyor. Bazı anlatılar Birsel' in tanıklıklarından, bazıları başkalarından aktarılanlardan oluşuyor. Birsel bazı anlattıklarına kaynak ya da tanık göstermemiş, kimi dedikodu kabilinden notlar. Konuşma tarzında, yer yer sokak ağzıyla. Kısa kısa, basit cümlelerden kurulu. Düzenli bir akışı yok. Ne kadarı yazarın kaleminden, ne kadarı dizgi ya da basım hatası bilmiyorum, çok yazım yanlışı var. Ancak okuması çok zevkli, eğlenceli. (Levent Göven)

Beyoğlu'nun bir dönemini yakiinen daha eski bir dönemini rivayeten anlatan, edebiyat severlerin ve 1950 lerin edebiyat dedikodularını okumak isteyenlerin başucu kitabı. (A.KIL)

Salah Birsel okumak için ilk tercihimdi. Başarısız sonuçlandı. Ne yazık ki bana çok boğucu geldi. Zorlayıp fakat devam ettiremediğim bir kitap oldu kendisi. Çok eskilerden konular geçiyor. Yerler, isimler, mekanlar... O dönemi bilmeyenler için anlamsız bir metin okuma gibi oluyor sanki. Okumayı düşünenler için tavsiyem, kitapçıda bu kitap için biraz zaman ayırıp karıştırın içini. (Enes Sezer İslamoğlu)

Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu PDF indirme linki var mı?

Salâh Birsel - Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Salâh Birsel Kimdir?

Salâh Birsel, 1919'da Balıkesir'de doğdu. İlk şiiri 1937'de Gündüz dergisinde çıktı. Günlüklerini 1950'de Beş Sanat dergisinde yayımlamaya başladı. Türk şiirinde özgün bir yer edinen Birsel daha çok aklın ve zekânın egemenliğini ön planda tutan, şairanelikten uzak, yergici şiirlere ağırlık verdi. Asıl ününü 1970'den sonra yayımladığı 1001 Gece Denemeleri ve Salâh Bey Tarihi olarak adlandırdığı dizi kitapları ve günlükleriyle elde etti. Şair ve deneme yazarı Salâh Birsel 1999'da vefat etmiştir.

Salâh Birsel Kitapları - Eserleri

  • Dört Köşeli Üçgen
  • Kurutulmuş Felsefe Bahçesi
  • Boğaziçi Şıngır Mıngır
  • Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu
  • Paf ve Puf
  • Kahveler Kitabı
  • Varduman
  • Nezleli Karga
  • Şiir ve Cinayet
  • Rüştü Onur
  • Köçekçeler
  • Bir Zavallı Sarı At
  • Seçme Şiirler
  • Şişedeki Zenci
  • Amerikalı Tolstoy
  • Gandhi ya da Hint Kirazının Gölgesinde
  • Yaşlılık Günlüğü
  • Hafiyeler Önde Gider
  • Şiirin İlkeleri
  • Kediler
  • Yapıştırma Bıyık
  • Halley Kimi Kurtarır
  • Kendimle Konuşmalar
  • Aynalar Günlüğü
  • Yalnızlığın Fırınlanmış Kokusu
  • Hacivat Günlüğü
  • Asansör
  • İstanbul - Paris
  • Geceyarısı Mektupları
  • Bay Sessizlik
  • Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi
  • Sen Beni Sev
  • Günlük
  • Papağanname
  • Haydar Haydar
  • Gece Mavisi
  • Çarleston
  • Yaşama Sevinci
  • Sevdim Seni Ey İnsan
  • Yanlış Parmak
  • Goethe: Işık... Biraz Daha Işık
  • Ases
  • Rumba Da Rumba
  • Seyirci Sahneye Çıkıyor
  • Baş ve Ayak
  • Beyoğlu'nda Büyülü Geceler
  • Fransız Resminde İzlenimcilik
  • Hacivatın Karısı
  • Kuşları Örtünmek
  • Nardenk
  • İnce Donanma

Salâh Birsel Alıntıları - Sözleri

  • Doğrusu, bilinçaltı denilen o zirzop bilgisayar, insana öyle oyunlar oynar ki, aklı keskinler bile işin içinden kolay kolay sıyrılamaz. (Boğaziçi Şıngır Mıngır)
  • Goethe, “ okumayan insanlar, onun ne kadar çabaya, ne kadar zamana mal olduğunu bilemez. Ben okumayı öğrenmek için seksen yılımı verdim. Yine de öğrendim diyemem,” der. (Hafiyeler Önde Gider)
  • Ahmet Refik, Sokullu adlı kitabında Kanuni çağında İbrahim Paşa'nın adamlarından Venedik Balyosu (elçi, temsilci) Alvario Griti'nin de Taksim'de büyük bir konağı olduğunu söyler. Balyos “Beyoğlu” adıyla anılır ki Beyoğlu adının buradan geldiği düşünülebilir. (Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu)
  • Yaşasın Hürriyet! Yaşasın Vatan! (Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi)
  • Kaçın kaçın karayelden Sıkıntıdan bulanımdan Bağlanmayın güzelliklere Mutluluğun berisinde durun (Çarleston)
  • Dünyada onlardan güzel şey var mı? Kadınlara düşen şey sevilerek ve de onurlandırarak yaşamaktır. (Gece Mavisi)
  • Demokrasinin hayran olunacak bir özelliği de yurttaşlara protesto hakkı tanımasıdır. (Şişedeki Zenci)
  • Gülücüklerinizi çoğaltıyoruz (Köçekçeler)
  • Ölümünden birkaç ay önce 15 ciltlik romanın sonuna ‘Bitti’ sözcüğünü oturttuktan sonra rahatlar ancak. O vakit hizmetçisine şöyle diyecektir: - Romanım bitti. Artık ölebilirim Celeste. (Kurutulmuş Felsefe Bahçesi)
  • Şair, almadan verendir. Şairin Tanrı'ya benzetilmesi de bundan, bu almadan verme yüzündendir. (Hacivat Günlüğü)
  • Çay içen limon istedi mi Hacı kendisine hakaret edilmiş sayar. (Kahveler Kitabı)
  • Kötü damgası vurulan şeyleri aynen kabul etmek insanların hamu­runda vardır. İnsanlar bir şeye güzel dendi mi ayakla­nırlar. Kötü dendi mi ses çıkarmazlar. (Sen Beni Sev)
  • ...Yağmacılık adam başı Adalet sevenler nerde Eşekleri yolda bekler Açıkgözler hazırolda Yalan üretilir yok yere Yaşa ahlaksız ahlak Herkes suçla uğraşır Suçluları soran nerde... (Seçme Şiirler)
  • Uyu bir tanem uyu ... Seni şiir uyandıracaktır (Baş ve Ayak)
  • Kapıyı örttükten sonra kendimi yokladım. Neşe diye bir şey kalmamıştı. (Hacivat Günlüğü)
  • Bir karanlık kutudur İnsanlık bahçesi Kim kime dosttur anlaşılmaz Kim kime gölge verir (Yaşama Sevinci)
  • Bir romanı elli kez okumak! Bu, birçok­larına gülünç gelebilir. Ama tekrar tekrar oku­madan bir kitabın iyice anlaşılabileceği düşü­nülmemelidir. Jean Cocteau, bu konuda şöyle der: “Okumak başka bir iştir. Okuyorum. Okuduğumu sanıyorum. Bir kitabı yeniden okuduğum vakit de, onu daha önce okuma­dığımı sezinliyorum.” (Kendimle Konuşmalar)
  • Bir avuç çılgınlık dönenir içimde. (Bay Sessizlik)
  • ...burada 1de Anatole France’nin 1sözüne perende attıralım: — Yazı yazmadan mutlu yıllar yaşamıştım... (Yapıştırma Bıyık)
  • Ne olursa olsun ikinci okumalardan alınan tad, birincisinden damıtılan tad değildir. Ondan daha başka şeyler, daha başka büyüler taşır. (Asansör)

Yorum Yaz