tatlidede

Ahmet Lütfi Kazancı kimdir? Ahmet Lütfi Kazancı kitapları ve sözleri

Türk İslam Tarihi Anabilim Dalı, İslam Araştırmacısı ve Bilimadamı Ahmet Lütfi Kazancı hayatı araştırılıyor. Peki Ahmet Lütfi Kazancı kimdir? Ahmet Lütfi Kazancı aslen nerelidir? Ahmet Lütfi Kazancı ne zaman, nerede doğdu? Ahmet Lütfi Kazancı hayatta mı? İşte Ahmet Lütfi Kazancı hayatı...
  • 19.06.2022 15:00
Ahmet Lütfi Kazancı kimdir? Ahmet Lütfi Kazancı kitapları ve sözleri
Türk İslam Tarihi Anabilim Dalı, İslam Araştırmacısı ve Bilimadamı Ahmet Lütfi Kazancı edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Ahmet Lütfi Kazancı hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Ahmet Lütfi Kazancı hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Ahmet Lütfi Kazancı hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Ahmed Lütfi Kazancı

Doğum Tarihi: 1936

Doğum Yeri: Çorum, Türkiye

Ahmet Lütfi Kazancı kimdir?

İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'nden 1964 yılında mezun oldu. Çorum ve Isparta'daki imam-hatip liselerinde öğretmenlik yaptı. Daha sonra 1977'de Bursa Yüksek İslam Enstitüsü'nde Arap Dili ve Belagatı asistanı oldu. 1980'de bu üniversitenin öğretim görevlisi kadrosuna geçti.Sonra İstanbul'da özel bir fakültede çalışmaya başladı.1983 yılında Ailesi ile birlikte Bursa'ya taşındı. 'Hitabet-i Nebeviye' teziyle doktor (1983), 'Abdülmelik b. Mervan ve Ziyad b. Ebih' teziyle doçent oldu. Daha sonra profesörlüğe yükseldi. 16.07.2003 tarihinde Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden emekliye ayrıldı.

İslam Tarihi ve Peygamberler Tarihi üzerine çok sayıda kitabı, araştırma, derleme, tercüme ve makaleleri vardır. Ayrıca İslâm ahlakına vurgu yaptığı romanlarıyla da tanınmıştır.

Ahmet Lütfi Kazancı Kitapları - Eserleri

  • Özlenen Şafak
  • Aydınlıklara Doğru
  • Hicret Yurdunda Sabah - Doğuş
  • Yükseliş
  • Guruba Yaklaşırken
  • Kavuşma
  • Peygamberler Tarihi
  • Üvey Anne
  • Bir Vicdan Uyanıyor
  • İlk ve Büyük Halife Hz. Ebubekir (r.a.)
  • Kaynana Münevver Hanım
  • Adil Halife Hz. Ömer
  • Saadet Devri Serisi
  • Emirü'l Mü'minin Hz .Ali
  • İslam Akaidi
  • Emevilerin Mahvettiği Şehit Halife Hz. Osman
  • Dört Ulu Çınar
  • Son Fırtına
  • Adil ve Zahid Halife Ömer B. Abdülaziz
  • Peygamberimizin Hitabeti
  • Peygamberimize Neden İnanmadılar?
  • Kerbela'nın Hesabı
  • Peygamberin İki Gülü Hasan - Hüseyin
  • Hazreti Hatice El Kübra
  • Hz. Süleyman'dan Hz. Muhammed'e (s.a.s.) Peygamberler Halkası
  • Benim Peygamberim
  • Peygamber Efendimizin Hitabeti
  • Nübüvvet Pınarından Kırk Hadis
  • Hazreti Osman 1
  • Peygamberler Tarihi
  • Nübüvvet Pınarından 40 Hadis
  • Peygamberler Tarihi - 2
  • İslam Akaidi
  • Büyükler Büyüğü Peygamberimiz
  • Hz. Ömer 2
  • Hazreti Ömer 1
  • Peygamberimize Neden İnanmadılar
  • Hazreti Osman 2
  • İslamda İrade, Kaza ve Kader

Ahmet Lütfi Kazancı Alıntıları - Sözleri

  • Ancak bu yokuşlar, muhakkak bir gün düzlüğe kavuşacak, dökülen terlerin, katlanılan eziyetlerin ardından rahat ve huzur dolu günler gelecekti... (Aydınlıklara Doğru)
  • İçlerinde insanlık şuuru bulunanlar, bir başkasının iffeti için endişe duymadan edemezler. Bu endişeyi duymayan, kendisini namus meydanının tek kahramanı olarak gören, rastladığı her kadında kendi şahsı için bir nasip bulunduğu kanaatiyle hareket eden kimse... İşte hakiki alçak budur. (Bir Vicdan Uyanıyor)
  • Süruri Bey, Ezanın Türkçe okunmasının milli bir duygu olmaktan ziyade, dine ve dindarlara vurulmuş esaslı bir darbe olduğunu bölenlerdendi. (Bir Vicdan Uyanıyor)
  • "Lâ sağirate meal ısrar, velâ kebirate meâl istiğfar" Israr ede ede küçük günah kalmaz, büyük günah olur. İstiğfar ede ede büyük günah kalmaz, erir. (İslam Akaidi)
  • Hz. ŞUAYB Medyen halkına gönderilen bir Peygamberdir. Medyen halkı çeşit çeşit ahlaksizca işler sergilemekle tanınmislardi. Ölçü ve tartida hile yapıp ,halkin malını haksız yere düşürüp hile yapmaktadırlar. Hz. ŞUAYB; - EY Kavmim ,Allah a kulluk edin. Sizin ondan başka hiç bir tanriniz yoktur . Rabbinizden size açık bir delil gelmiştir. Artık ölçüyu ve tartıyı dürüst yapın. İnsanların esyasina karşı haksızlık ederek mallarının değerini düşürüp ellerinden almaya çıkmayın. Yeryüzünü ,ıslah edildikten sonra fesada vermeyin. Eğer inanan kimseler iseniz ,bu dediklerim sözler için elbet saha hayrlidir. ( Araf süresi /85. Ayet ) Medyen halkı ise Hz. Şuayba donerek: -Ey Şuayb, sen ancak sihir yapılmış , buyulenmis kisilerdensin ve sen peygamber değil, bizim gibi bir insansın. Biz elbet ve elbet seni yalancılardan biri zannediyoruz. Eğer doğru söyleyenlerdensen, hemen üzerimize gökten parçalar düşür, dediler. Hz. Şuayb i her firsatta yalanlayan kavmi onun bahsettiği azabi getirmekle israrci davraniyorlardi. Be nihayet beklenen azap geldi. Pek sıcak bir gündü. Başlarına yaklaşan bulutun serinlikte getirdiğini saniyorlardi. Fakat sanki buluttan ateş yagiyordu. Beyinleri kaynayacak gibi oldu. Evlerine, en izbe yerlere girdiler. Durulacak gibi degildi. Kur'an'da "gölge gününün azabi " denilen bu azap onlari deliye dondurmus ne yapacaklarını bilemez hale gelmişlerdi. Daha sonra müthiş bir ses ve sarsıntı onlari yakaladı . Bulunduklari yerde yüzüstü cokuverdiler. Sanki onlar orada oturup yerleşmemis, yasamamis gibi olmuslardi. Onların taş gibi ,oldukları yerde cakilmis gibi kalan sessiz ve sakin duran cesetlerine ibret gözüyle bakan Hz. Şuayb suz sözleri söylemekten kendini alamadı. - yemin ederim ki ey kavmim , ben size , Rabbimin gönderdiği hükümleri ulastirdim. Sizin iyiliginizi istedim. Şimdi ben o kafirler topluluğuna karşı nasıl üzüntü duyar tasalanirim. Hz. Şuayb Kuran da 11 ayette zikfedilmistir. (Peygamberler Tarihi)
  • Kim Allah’a olan saygısını devam ettirirse Allah ona bir kurtuluş yolu açar, onu hiç hesap etmediği bir yoldan rızıklandırır. (Talâk sûresi, 3. Ayet) (Kavuşma)
  • Sevgili peygamberimizin gözlerinin nuru Hüseyin varken Yezid gibi seviyesiz, şahsiyetsiz, içki müptelası, dini değerlere yabancı, aşağılık bir kişiye "Müminlerin Emiri" diye bakmayı ve baş eğmeyi kendilerine yediremiyorlardı. (Peygamberin İki Gülü Hasan - Hüseyin)
  • Nebi (s.a.v.)'in soru soranı takdir etmek suretiyle cevap vermesi, öğretim açısından da ayrı bir değer taşır. Soru soranın itimadını arttırır, ikinci bir soru sorma cesaretini verir. (Peygamber Efendimizin Hitabeti)
  • "Sizden biri kendi şahsı için arzu ettiğini mümin kardeşi için de arzu etmedikçe gerçek manâsıyla iman etmiş olmaz." (Hicret Yurdunda Sabah - Doğuş)
  • Allah her şeye kadirdir... O' nun kudreti karşısında olmaz diye bir şey yok... Peygamber Davut'un elimde demiri yumşatan yüce Mevla, dilerse taşları, demirleri yontacak sertlikte olan bu kalpleri de yumuşatır, ipek gibi yapıverir. (Aydınlıklara Doğru)
  • Her tarafta, "ovada insanları, dağ başlarında hayvanları doyuran" diye şöhret bulmuş, sofrasından misafir eksik olmamış olan abdulmutalib, muhammed'inin süt anne ücretini vermekten mi çekinecek. (Özlenen Şafak)
  • Dünyanın tadı tuzu şu dört insanla olur : İlmi ile amel eden ve insanlara iyi örnek olan alim. Öğrenmekten çekinmeyen bilmediğini sormaktan utanmayan cahil . Malını iyilik yolunda sarf eden cömert bir zengin . Ahiretini dünya karşılığında satmayı düşünmeyen ve iffetini muhafaza eden fakir . (Dört Ulu Çınar)
  • Alçak gönüllü olmak, şeref ve faziletlerin merdivenidir. Kibirlenmek ise mahvolma sebeplerinin başıdır. (Emirü'l Mü'minin Hz .Ali)
  • Hz.Ali yanı başında oturan Hasan ve Hüseyin'e döndü: "Allah'a karşı saygılı olmanızı tavsiye ediyorum. Dünya size yönelmiş olsa da sizin ona yönelmemenizi, ondan uzak durmanızı istiyorum. Elinizden çıkıp uzaklaşan ve size bir daha dönmeyecek olan şey için üzülmeyin." (Emirü'l Mü'minin Hz .Ali)
  • Sadece iki tane kusursuz insan vardır: Biri ölmüştür, diğeri de henüz doğmamıştır. (Yani kusursuz insan aramak boşunadır) (Adil Halife Hz. Ömer)
  • Ey insanlar, ben bir Müslümanım, Allah'ın kullarından herhangi bir kulum. Onun yardımı olmadığı takdirde zayıfım. Üzerime aldığım bu görev İnşallah benim huyumu değiştirmeyecektir. Büyüklük sadece Allah'a mahsustur. Kulların kibir ve azametle hiçbir ilgisi yoktur. Sakın sizden bir kimse "Ömer halife olunca değişti " demesin. Kimin hakkını çiğnedi ve zulmetti isem ona hakkım vermeye razıyım. (Hazreti Ömer 1)
  • Müminlerin emiri belime iki Kılıç bağladı. Biri Merhamet, biri ceza kılıcı. Ben Merhamet kılıcını yolda gelirken düşürdüm, elimde sadece ceza kılıcı kalmış oldu. Şimdiden bir takım başlar görüyorum. Sarıklarının kenarından, sakallarının arasından sızan kanlar, olgunlaştığını, koparılma zamanının çoktan gelmiş olduğunu haykırıp duruyor. Ben bu başları koparmak için paçalarını sıvamak durumdayım. (Kerbela'nın Hesabı)
  • Mümin olanın diğer mümin kişiye karşı durumu, birbirine kenetlenen ve destek olan bir bina gibidir. (Hicret Yurdunda Sabah - Doğuş)
  • İnsanı şaşkınlığından ve gafletinden uyandıran musibet ve felaketler ne hoş şeydir... (Bir Vicdan Uyanıyor)
  • " İnsanda bir dert vardır.Yaptığını kendinden başkasına duyurma derdi..." (Üvey Anne)

Yorum Yaz