Ahmet Mumcu kimdir? Ahmet Mumcu kitapları ve sözleri
Türk Yazar-Akademisyen-Hukukcu Ahmet Mumcu hayatı araştırılıyor. Peki Ahmet Mumcu kimdir? Ahmet Mumcu aslen nerelidir? Ahmet Mumcu ne zaman, nerede doğdu? Ahmet Mumcu hayatta mı? İşte Ahmet Mumcu hayatı...

Tam / Gerçek Adı: Prof. Dr. Ahmet Mumcu
Doğum Tarihi: 6 Ocak 1937
Doğum Yeri: Bursa
Ahmet Mumcu kimdir?
Bursa Erkek Lisesi’ni (1955) ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni (1959) bitirdi. Aynı Fakülte’de bilim yaşamına başlayan Ahmet Mumcu , 1962 yılında “Osmanlı Devleti’nde Siyaseten Katl” adlı teziyle doktorasını verdi. Aynı yıl doçentlik çalışmalarına başladı. “Osmanlı Devleti’nde Rüşvet” konulu doçentlik teziyle bu aşamayı tamamladı ve 1968 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne Hukuk Tarihi profesörlüğüne yükseltildi. 1984 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanlığı’na getirildi. 1986 yılında kendi isteği ile Anadolu Üniversitesi’ne nakletti. 1997 yılı ekim ayına kadar Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nda bulundu. Halen Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölüm Başkanı’dır. Anadolu Üniversitesi’ndeki derslerini de sürdürmektedir. Ayrıca İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde 1999-2001 yıllarında Hukuk Tarihi derslerini de vermiştir. Ahmet Mumcu, Türkiye’de “Eski Eserler Hukuku” dalını kurmuş ve bu konuda ilk dersleri Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Restorasyon Bölümü’nde vermiştir (1968 yılından itibaren çeşitli dönemlerde). Aynı Üniversite’nin İdarî Bilimler Fakültesi’nde Temel Hukuk derslerini de gene 1974-1976 yıllarında yürüttü. Hacettepe Üniversitesi İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi’nde de aynı konuda 1980-1984 yılları arasında dersler verdi. Devrim Tarihi üzerinde ise, kadrosunun bulunduğu Fakülte dışında, başta Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ile Bilkent Üniversitesi olmak üzere 1982-1995 yılları arasında çeşitli yüksek öğretim kurumlarında, bu arada Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi’nde öğretim etkinliğinde bulundu. 1970 yılından beri de Polis Akademisi’nde kamu hukukuyla ilgili çeşitli dersler vermektedir. Prof. Mumcu kuruluşuna katkısı olduğu Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet Yüksek Okulu’nun 1982-1985 yılları arasında müdürlük görevini yürüttü. 1983’te Cumhurbaşkanınca “Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetim Kurulu Üyeliği’’ne seçildi ve 1992 yılına kadar bu görevde kaldı. 1987-2005 yılları arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Danışmanlığı görevini sürdürdü. Ahmet Mumcu DAAD bursiyeri olarak 1962-1964 yılları arasında Hamburg Üniversitesi’nde ünlü oriyentalist Bertold Spuler ile birlikte çalışmış ve habilitasyon tezinin yazımıyla uğraşmıştır. Alexander-von-Humboldt Vakfı’nın bursiyeri olarak aynı Üniversite’de 1972-1974 yılları arasında çalışmalarına devam etmiş ve konuk olarak dersler de vermiştir. 1976,1978,1980 ve 1982 yılları yaz aylarında gene aynı imkânla Hamburg Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdürmüştür. 1987 yılı kış yarı yılında Georgetown (ABD-Washington D.C) Üniversitesinde, 1989/1990 yıllarında iki yarı yıl Henkel Vakfı’nın onayladığı ve desteklediği “Türkiye’de Hukuk Devleti” projesi üzerinde çalışmak üzere Münih Üniversitesi’nde konuk öğretim üyeliğinde bulunmuştur. 1994 yılı yaz yarı yılında da Viyana Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde konuk olarak ders vermiştir. 1995, 1997, 2001, 2003, 2004, 2007 ve 2010 yıllarının ağustos - eylül aylarında araştırmacı konuk olarak Freiburg Max-Planck Uluslararası Ceza Hukuku Enstitüsü’nde çalışmıştır. Prof.Mumcu 17 Kasım 1995 tarihinde Federal Almanya Cumhurbaşkanı tarafından Türk-Alman bilimsel işbirliğine olan katkılarından dolayı yüksek liyakat nişanı ile onurlandırılmıştır. Aynı nişanın en üst rütbesi Almanya Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı tarafından 18 Ekim 2001 tarihinde kendisine verilmiştir. 10 Aralık 2002’de merkezi Almanya’da bulunan “Hür-Türk” Derneği’nin eğitim ödülünü almıştır. Prof. Mumcu pek çok ulusal ve uluslararası kongereye katılmış ve bunların hemen hepsinde bildiriler sunmuştur. Yurt dışında özellikle Almanya ve Avusturya’da pek çok konferans da vermiştir. Yurt içinde ise pek çok ilde konferans etkinliğinde bulunmuştur. Ahmet Mumcu’nun başta Hukuk Tarihi, Genel Kamu Hukuku ve Anayasa Hukuku olmak üzere, Siyasal Tarih, Devrim Tarihi alanlarında pek çok kitap ve makalesi ile çevirileri yayınlanmıştır.
Ahmet Mumcu Kitapları - Eserleri
- Türk Hukuk Tarihi
- Osmanlı Devleti'nde Siyaseten Katl
- Atatürkçülükte Temel İlkeler
- Osmanlı Devletinde Rüşvet
- Divan-ı Hümayun
- Tarih Açısından Türk Devriminin Temelleri
- Atatürk ''ün Kültür Anlayışında Vicdan ve Din Özgürlüğünün Yeri
- Tarih Açısından Türk Devriminin Temelleri
- Kısa Osmanlı Hukuku
- Osmanlı Hukukunda Zulüm Kavramı
- Siyasal Tarihe Giriş
- İnsan Hakları ve Kamu Özgürlükleri
Ahmet Mumcu Alıntıları - Sözleri
- "Devrimci önder, bu düşünsel temelleri kavrayan ve toplumun devrim için en uygun olduğu zamanı kestiren; devrimi yürütecek çeşitli gruplar arasında uyumu sağlayan ve gerektiğinde onların üzerine çıkarak devrime yön verebilecek nitelikte olan bir kişidir. Pek çok devrimin başarısı öndere bağlı olmuştur. Önder çıkaramayan devrimler sürekli bir gelişme sağlayamazlar." (Atatürkçülükte Temel İlkeler)
- 1813 - 1819 arasında, Halep Kadısı eşkıyalarla işbirliği yaptığı için hattı Hümayun ile azl ve nefyedilmiştir. (Osmanlı Devletinde Rüşvet)
- Vezir-i Azam'ın yokluğunda Divan-ı vekili Sadaret Kaymakamı yönetir. (Divan-ı Hümayun)
- Yeniçeri maaşlarının bozuk akçe ile ödenmesi aynı tarihte "Beylerbeyi Olayı" adıyla anılan bir ayaklanmaya sebep oldu. (Osmanlı Devletinde Rüşvet)
- İttihatçılar,insan olarak dürüst ve mert kişilerdi.Ancak,onların büyük bir bölümü bir devleti yönetmek niteliklerinden yoksundu.Özellikle,toplumun yapısını bazı hukuk yeniliklerine rağmen dertleri tanıyıp ortadan kaldıramıyorlardı.Ekonomi alanında kalkınma doktrini tam anlamıyla bilmiyorlardı.Devleti yeni temellere oturtmak fikirlerini uygulayacak bilgi ve yeteneğe sahip değillerdi.Kalkınma yolunda son çareyi emperyalist Almanya'ya yanaşmakla bulacaklarını umdular. (Tarih Açısından Türk Devriminin Temelleri)
- “Osmanlı devletinin tek ve mutlak egemeni olan padişah, kendi otoritesine yönelik en küçük bir sınırlama girişimi ve kendi dışında bir otoritenin ortaya çıkmasını, egemenliğini sürdürebilmek için ortadan kaldırmak zorundaydı..” (Osmanlı Devleti'nde Siyaseten Katl)
- Kanuni Sultan Süleyman devrinde yetkisi dışına taşarak devlete borçlu olanlardan rüşvet alan, türlü harçları zimmetine geçiren, rüşvetle tımarların hükümsüz kılan kale komutanları görüldü. (Osmanlı Devletinde Rüşvet)
- Kadılar daima ölçülü hareket edeceklerdir. Sık sık Kur'an okuyacaklar, namazlarını vaktinde kılacaklar ve taraflara, ister Müslüman ister zimmi olsunlar adil muamelede bulunacaklardır. (Osmanlı Devletinde Rüşvet)
- Mali konularda Defterdar bazen Vezir-i Azam'dan daha yetkilidir. (Divan-ı Hümayun)
- Eylemsel olarak Mondros Ateşkesinden sonra yok olan Osmanlı Devleti sevr antlaşması ile hukuken ortadan kalkıyordu.Osmanlı Hükümdarının bu antlaşmayı nasıl kabul ettiği gerçekten bir bilmecedir.Böylece, salt Anadolu ihtilâlin ve yeni Türk Devletini boğmak ve ödünlerle saltanat hakkını sürdürebilmek için bu antlaşmayı kabullenen Vahdettin'in devlet adamlığı niteliğinden ne derece yoksun olduğu anlaşılmaktadır. (Tarih Açısından Türk Devriminin Temelleri)
- "Hediyeleşiniz, zira hediye sevgiyi iki kat eder." Hadis-i şerif (Osmanlı Devletinde Rüşvet)
- "Hanedan üyelerinin idamının infazında eski Türk-Moğol geleneğine büyük bir titizlikle riayet edilirdi. Osmanlı Devleti'nde kuruluşundan itibaren, katledilen bütün hanedan üyeleri 'kanları akıtılmadan' yani boğularak idam edilmişlerdir." (Osmanlı Devleti'nde Siyaseten Katl)
- "II.Osman'ın katlinde başrolü oynayan Davut Paşa, daha önce Rumeli Kazaskeri Yahya Efendi ile Anadolu Kazaskeri Kethüda Mustafa Efendi'den fetvalar almıştı. Bu fetvalara dayanarak infaz edilen katl için I.Mustafa emir vermediğini sonradan açıklamıştır. (1622/1032)" (Osmanlı Devleti'nde Siyaseten Katl)
- Sözcükleri ancak ihtiyaçlar doğurur. (Türk Hukuk Tarihi)
- "Kendisine düşman olan bir Musevi tarafından Vezir-i Âzam Derviş Paşa'nın saraya tünel kazdığı uydurulmuş ve aleyhtarlığı tarafından bu haber I.Ahmed'e duyurulunca o, hiçbir soruşturmaya lüzum görmeden Paşa'yı derhal huzurunda katlettirmiştir." (Osmanlı Devleti'nde Siyaseten Katl)
- Padişah siyasal iktidarın ve örfi hukukun uygulanmasından sorumludur. (Divan-ı Hümayun)
- "İdama mahkûm olan memur, padişahın kulu olduğundan, katl hazırlıkları be katl esnasında ona yapılacak kötü muamele, padişahın şerefini zedeler. Bu yüzden katledilecek kişiye, rütbesinin gerektirdiği saygı gösterilmelidir." (Osmanlı Devleti'nde Siyaseten Katl)
- İslam hukukçuları bu çeşit rüşveti kesinlikle yasaklamışlardır. Kadı olmak için rüşvet verilirse bu hem alana, hem de verene haramdır. Zira bu şekilde rüşvet alan, kadılık makamını verirken, ahalinin kadı tarafından sorulacağını, mallarının alınacağını bilmektedir. (Osmanlı Devletinde Rüşvet)
- "... rüşvet en akıllı bir yargıcı bile kör eder." (Osmanlı Devletinde Rüşvet)
- Nasıl dil kendi kendine gelişiyor, sanatçılar onu işleyip güzelleştiriyor ve sonra dilbilimci dilin kurallarını, gramerini saptıyorsa, hukuk da kendi kendine gelişmeli, hukukçular onu değerlendirip anlamlandırmalı ve kanun koyucu da saptamalıdır. (Türk Hukuk Tarihi)