Alain kimdir? Alain kitapları ve sözleri
Fransız Filozof. Alain hayatı araştırılıyor. Peki Alain kimdir? Alain aslen nerelidir? Alain ne zaman, nerede doğdu? Alain hayatta mı? İşte Alain hayatı... Alain yaşıyor mu? Alain ne zaman, nerede öldü?

Tam / Gerçek Adı: Emile-Auguste Chartier Alain
Doğum Tarihi: 3 Mart 1868
Doğum Yeri: Mortagne-au-Perche, Fransa
Ölüm Tarihi: 2 Haziran 1951
Ölüm Yeri: Le Vésinet, Fransa
Alain kimdir?
Emile-Auguste Chartier Alain (3 Mart 1868, Mortagne-au-Perche, Fransa - 2 Haziran 1951, Le Vésinet, Fransa): Fransız filozof. Felsefe öğrenimi gördükten sonra, aralarında Rouen'in de bulunduğu birçok kentte lise öğretmenliği yaptı. Rouen'de iken politika ile ilgilenmeye başladı. Depeche gazetesinde günlük yazılar yazmaya başladı. Bunlar politik içerikli yazılardı. Alain, ayrıca Hristiyanlığa eleştiriler de yöneltti. 1908'den sonra denemelerini, ileride klasikler arasında sayılacak kitaplarda toplayarak yayınladı. Paris'teki Henri Quatre Lisesinde felsefe öğretmenliğine atanan Alain, bir sonraki kuşaktan birçok felsefeci yetiştirdi. 1. Dünya Savaşı'nın patlak vereceğini önceden haber vererek bu savaşa karşı çıktı. Ama savaş çıkınca topçu olarak orduya yazıldı. Rütbe almayı reddetti ve bütün savaşı er olarak kıtada geçirdi.
Cephede veya batarya telsizcilerinin sığınaklarında Mars, ou la guerre jugée (1921, Mars ya da Savaş Yargılanıyor), Quatre-vingt-un chapitres sur l'esprit et les passions (1917, Zeka ve Tutkular Üzerine Seksen Bir Makale) ve Systeme des beaux-arts (1920, Güzel Sanatlar Sistemi) adlı eserlerini yazdı. Daha sonra Henri Quatre Lisesi'ndeki görevine geri döndü. Bu dönemde yazdığı önemli yapıtları şunlardır:
Les Idées et les âges (1927, Düşünceler ve Çağlar), Enretiens au bord de la mer (1931, Deniz Kenarında Söyleşiler), Idées (1932, Düşünceler), Les Dieux (1936, Tannlar), Histoire de mem pensées (1936, Düşüncelerimin Öyküsü), Les aventures de coeur (1945, Kalbin Serüvenleri).
Yaşı ve hastalığı onu öğretmenlikten alıkoyunca Paris yakınlarında öğrencilerinin kendisini ziyaret edebileceği küçük bir eve yerleşti. 1951'de ilk kez verilen Büyük Ulusal Edebiyat Ödülü ile ödüllendirildi. Kabul ettiği tek onur da bu oldu.
Elinizdeki eserden başka Türkçe'ye çevrilen eserleri şunlardır:
- Söyleşiler (1961),
- Edebiyat Üstüne Söyleşiler (1985),
- Minerva ve Bilgelik.
Alain Kitapları - Eserleri
- Mutlu Olma Sanatı
- Minerva ve Bilgelik
- Mutluluk Güncesi
- Edebiyat Üstüne
- Balzac
- Söyleşiler 1
Alain Alıntıları - Sözleri
- Hep birlikte düşünmek ve hep birlikte karar vermek kötü bir metottur. Böyle bir metot, herkesin yorulmasına ve yorgunlukla alınmış birtakım kararlara yol açmaktadır. (Minerva ve Bilgelik)
- Biri kızdırdı beni o "propos" ların. "Yağmur altında" adlısı. Öfkelenmemeli, yakınmamalıymışız. Kendimizi sevmeliymişiz de kızınca tatlı sözler, tatlı düşüncelerle yatıştırmalıymışız. Yağmur mu yağıyor? Yağmur-korurunuzu açmakla yetinmeli, "Şu pis yağmur!" dememeli, gülümseyip "Oh! ne de güzel yağıyor!" demeliymişiz. Bu sözün yağmura bir etkisi olmazmış, bize etkisi olurmuş, iyi gelirmiş bize... (Edebiyat Üstüne)
- Trene bindiğiniz anda bütün bu mükemmelliklere bedava sahip olursunuz;bedava, çünkü siz bir yerden bir yere götürülmek için para verirsiniz, vadileri, ırmakları ve dağları görmek için değil. (Mutluluk Güncesi)
- Eskiyi bilmeyen yeniyi anlayamaz ya, yeniye bakmayanın, yeniyi incelemeyenin de eskiyi gerçekten anladığına inanamam. (Edebiyat Üstüne)
- Olayların yükünü sırtımızda taşıdığımız sürece ya mutlu olmak ya da ölmek zorundayız; oysa endişe içerisinde kendi kendimize yük oldugumuz andan bu yana tutacağımız her yol çetindir. Geçmiş ve gelecek kaygısı, yolumuzu pürüzlü bir hale getirir. (Mutlu Olma Sanatı)
- Modadan deyince hepimiz güler geçeriz.Oysa moda çok ciddiye alınmalıdır düşüncelerimiz modaya aşağı görüyormuş gibi bir tavır takınır ama bunu yapmadan önce kravat takmayı ihmal etmeyiz.Üniforma ve cübbe insanın üzerinde şaşırtacak kadar büyük sakinleştirici bir etki oluşturur adeta gece yatarken giyilen kıyafet gibidir bunlar... Fikirler arasındaki uzlaşıdan başka bir şey değildir bu ve bu uzlaşıdan başka bir kanıtı aramak da gereksizdir (Mutluluk Güncesi)
- "Insanlara, onları size nankörlük yapmaya mecbur bırakacak kadar büyük iyiliklerde bulunmayın". (Balzac)
- "Bir insanın kendinden başka pek düşmanı yoktur. Yanlış yargılar, boş korkular, ümitsizlik, kendisine yönelik yaptığı güç kıran konuşmalarla insan her zaman kendisinin en büyük düşmanıdır." (Mutluluk Güncesi)
- "Başardığım için hoşnut değilim, hoşnut olduğum için başardım." (Mutlu Olma Sanatı)
- Nezaket aynı dans etmeyi öğrenmek gibidir.Dans etmeyi hiç bilmeyen biri işin zor kısmının kuralları öğrenmek, hareketlerini bu kurallara uydurmak olduğunu zanneder.İşin aslı dıştan göründüğü gibi değildir.Hiç heyecanlanmadan tüm kasları serbest bırakıp korkusuzca öğrenmek gerekir. (Mutluluk Güncesi)
- Hugo sevmezdi Stendhal'i, üslubu olmadığını söylerdi. Ben ikisini de severim. Doğrusu Hugo hep uzun gelmiştir bana, çok uzun. Bu yüzden koşarcasına okurum onu, birçok yerlerini atlarım. Hemen her zaman doğruluk, cömertlik, hakseverlik, yüreklilik, arkadaşlık gibi ortak malı düşünceleri belirtir... Hiçbir şey katmaz bize, yalnızca sarsar. (Edebiyat Üstüne)
- Mutlu olmak insanın kendisine geçmişin en iyi, geleceğin de en geçerli düşüncesini edinmesidir.. (Balzac)
- İnsan yaşamını ne kadar doldurmuşsa, onu kaybetmekten de o kadar az korkar. (Mutlu Olma Sanatı)
- "Herkes her an bilmediği birine zulmeder ve toplum iyi insanlara farkında olmadan zalim olma fırsatı veren mükemmel bir makinedir." (Mutluluk Güncesi)
- Özgür olan kimse silahını bırakır. (Edebiyat Üstüne)
- Gerçekten var olan şey, ispat değil tespit edilir. (Minerva ve Bilgelik)
- Egzersiz yaparak sahip olunacak becerilerin sınırı yoktur. (Mutluluk Güncesi)
- Gayret etmeden ümit etmek bir hatadır; ama ümit etmeden gayret göstermeye kalkmak da kendi kendimize söylediğimiz en büyük yalandır. (Minerva ve Bilgelik)
- Hristiyan "Gökyüzü benim vatanım." derken ne kadar iyi bir söz söylediğinin yeteri kadar farkında değildi sanırım. Daima uzağa bak. (Mutluluk Güncesi)
- Kişi hep yaparken, denerken öğrenir; denemeyi düşünürken değil. (Edebiyat Üstüne)