Anais Nin kimdir? Anais Nin kitapları ve sözleri
Fransız Yazar Anais Nin hayatı araştırılıyor. Peki Anais Nin kimdir? Anais Nin aslen nerelidir? Anais Nin ne zaman, nerede doğdu? Anais Nin hayatta mı? İşte Anais Nin hayatı... Anais Nin yaşıyor mu? Anais Nin ne zaman, nerede öldü?

Doğum Tarihi: 21 Şubat 1903
Doğum Yeri: Nanterre, Fransa
Ölüm Tarihi: 14 Ocak 1977
Ölüm Yeri: Los Angeles, Kaliforniya, ABD
Anais Nin kimdir?
Anaïs Nin (21 Şubat 1903 14 Ocak 1977) İspanyol, Küba ve Danimarka kökenli Fransız yazar. Günlükleri ve erotik yazılarıyla tanınır. Günlükleri 11 yaşından başlayarak ölümüne kadar 60 yıldan uzun bir dönemi kapsar.
Uzun yıllar Anaïs Nin aynı anda iki kişiyle evli kalmıştır. Bir sanatçı ve bankacı olan ilk kocası Hugh Guiler ile 1923'de evlenmiştir. 1955 yılında Guiler ile evliliği sürerken evlendiği Rupert Pole ise bir orman memuruydu. Her iki adam da Nin'in ikili yaşantısından bihaberdi ve 1977'de Nin'in ölümüne kadar tanışmamışlardı. 1985 yılında Hugh Guiler'in ölümünden sonra Nin'in günlükleri Rupert Pole'un izniyle eksiksiz halleriyle yayımlanmıştır.
Yaşamı
Anaïs Nin Fransa'da doğdu. Anne ve babasının ayrılmasından sonra annesi Anaïs ve iki erkek kardeşini alarak New York'a taşındı. Yeni yetmelik döneminde okulu bıraktı ve manken olarak çalışmaya başladı.
1924 yılında kocası Hugh Parker Guiler ile Paris'e taşındı. Bu dönemde kendini yazıya verdi. D.H. Lawrence üzerine olan ilk kitabı da bu dönemde yayımlandı. 1939'da çift New York'a döndü.
Nin Kenneth Anger'in Inauguration of the Pleasure Dome (1954) adlı filminde Astarte olarak rol aldı. Ayrıca Maya Deren'in Ritual in Transfigured Time (1946) ve Guiler'in Ian Hugo ismiyle yönettiği Bells of Atlantis (1952) adlı filmlerde oynadı.
17 Mart 1955'de Rupert Pole ile ikinci evliliğini yaptı.
Genellikle ilham kaynağı olarak Djuna Barnes ve D. H. Lawrence'ı göstermiştir.
Günlükleri
Anaïs Nin en fazla günlükleri ile tanınır. On yıllara yayılan günlükleri birçok açıdan çarpıcıdır. Nin'in birçok önemli yazar, sanatçı ve psikanalist ile yakın ilişkisi vardı. Günlüklerinde bu kişileri alışılmadık bir derinlikle analiz eder.
Erotik anlatım
Anaïs Nin çoğu eleştirmen tarafından kadın erotik edebiyatının en iyi örneği olarak gösterilir. Erotizmi deşen ilk kadın yazarlardandı. Nin 1940'larda parasızlıktan sayfası bir dolardan olmak üzere Venüs Aşıkları'nı kaleme almıştı.
Anlatım tarzı dönemine göre fazlasıyla açık saçıktı. Günlüğünde babasıyla yaşadığı ensest ilişkiyi yazmıştır.
Nin dönemin birçok önde gelen edebiyatçısıyla arkadaştı. Hatta bazılarıyla sevgiliydi. Bunlardan bazıları Henry Miller, Antonin Artaud, Edmund Wilson, Gore Vidal, James Agee veLawrence Durrell'dir. Miller ile arkadaşlığı ve yaşadığ ilişki gerek kadın olarak, gerekse yazar olarak kendisini çok etkilemiştir. Her ne kadar günlüklerinde Miller'ın karısı June ile ilgili gördüğü cinsel bir rüyadan bahsetse de bu rüya hiçbir zaman gerçeğe dönüşmemiştir. Günlüğün ilerleyen kısımlarında Nin başka bir kadınla lezbiyen bir ilişkiye girdiğinden ama bu ilişkiden tatmin olmadığından bahseder.
Anaïs Nin 1977'de Kaliforniya'da Los Angeles'da ölmüştür. Cesedi yakılmış ve külleri Santa Monica Körfezi'ne savrulmuştur.
Anais Nin Kitapları - Eserleri
- Venüs Üçgeni
- Ateş Merdivenleri
- Albatrosun Çocukları
- Dört Odalı Kalp
- Henry ve June
- Aşk Evindeki Casus
- Minotor'u Kışkırtmak
- Yeni Duyarlılık: Kadına ve Erkeğe Dair
- Cam Fanusun Altında
- Elena
- Little Birds
- In Favour of the Sensitive Man
Anais Nin Alıntıları - Sözleri
- Kadın mısın erkek misin? Neden bu iki kızla beraber yaşıyorsun? Eğer erkeksen neden bir kız arkadaşın yok? Eğer kadınsan neden arada sıra bir erkekle birlikte olmuyorsun? (Venüs Üçgeni)
- Biz felsefeye, psikolojiye, sanata sığınmıyoruz, oraya kırılmış "ben"imizi onarmak, yeniden birleştirmek için gidiyoruz. (Yeni Duyarlılık: Kadına ve Erkeğe Dair)
- Kadının edilgenliği George'u baştan çıkarıyordu; ondan tepki almak için canını acıtmak istiyordu. (Elena)
- . Başka bir yerde yer aramaktan yoruldum. ... (Aşk Evindeki Casus)
- . Erken yaşta okuduğumuz, bilincimize işleyen ve iz bırakmadan kaybolan kitaplar vardır. Ve sonra bir gün, hayatımızın bazı özetlerinde ve deneyime yönelik tutumları ortaya koyduğumuzda, etkilerinin çok büyük olduğunu görüyoruz. ... (In Favour of the Sensitive Man)
- Babası firar ederek Djuna'nın özündeki bir hücreyi öldürmüş, acımasız bir dünyadaki bu ihanet, kızı hem bütün babalara düşman hem de hep babayı bekleyen birine dönüştürmüştü: Babasının, ona benzeyen erkekler kisvesinde, şiddet eylemini bir kez daha yinelemek üzere geri döneceği umudu, o ürkütücü beklenti hep sürmüştü. Babanın bazı niteliklerini taşıyan, bir başka deyişle, güç sahibi herhangi bir erkek gördüğü an Djuna'nın benliği korkuyla dikiliyordu; aynı oyun ister istemez, yeniden sahnelenecekmiş gibi: Tahakküm etmek, sevmek ve terk etmek; (Albatrosun Çocukları)
- Toplum içinde var olan yıkıcı eğilimleri kompoze eden sanatsal bir fantezi, demek ki böylece hayati önem bile kazanabiliyor. Ne var ki bunu, toplumun pratik ahlakı kabil etmek istemez. (Elena)
- Birini bir resimle ya da bir kitapla da öldürebilirsin. (Aşk Evindeki Casus)
- “Gizlediğimiz benliklerin başkalarına düşen gölgelerine aşık oluruz…” (Dört Odalı Kalp)
- Karanlıkta insanlar cesurdur, her türlü hayali kurmaya cesaret ederler. Ve her şeyi anlatmaya. (Ateş Merdivenleri)
- Ben düşen bir dansçıyım; daima bunalım tuzaklarına yakalanan, yüreğini de vücudunu da hemen her dönüşte sakatlayan, temposunu, hafifliğini kaybeden, grupların, müziğin, kusursuzluğun dışına düşen. Hep yanlış giden bir şeyler var. Düzeltmeme yardım edemeyeceğin bir şeyler... (Albatrosun Çocukları)
- Kazanmaya bu kadar odaklanmış biri, henüz aşık olmamış demektir! (Aşk Evindeki Casus)
- ''...gerçek doğana uygun bir şekilde, yüzde yüz doğal davranıncaya kadar da asla mutlu olamayacaksın'' (Henry ve June)
- Küçük şeyler mutlu ediyor bizi. (Henry ve June)
- Uyumu etkileyen benzerlikler değil, yaşamı zenginleştiren değişik unsurları birbirine kaynaştırma sanatıdır. (Yeni Duyarlılık: Kadına ve Erkeğe Dair)
- Her aşık, kendi aşkının katili olarak mahkemeye çıkarılmalıydı. (Dört Odalı Kalp)
- . Henüz sevmedin. Sen sadece sevmeye çalışıyorsun, sevmeye başlıyorsun. Tek başına güven aşk değildir, tek başına arzu aşk değildir, yanılsama aşk değildir, hayaller aşk değildir. Bütün bunlar sizi kendinizden çıkaran yollardı, doğru ve bu yüzden onların bir başkasına yol açtığını düşündünüz, ama diğerine asla ulaşamadınız. Sadece yoldaydın. ... (Aşk Evindeki Casus)
- . Şiddetli bir sessizliğiniz var, insan onun özlerle yüklü olduğunu hissediyor, bir kuyunun üzerine açılan bir tuzak gibi, dünyanın kendisinin gizli mırıltısını duyabileceğiniz tuhaf bir canlı sessizlik... ... (Cam Fanusun Altında)
- "Kişiliğimizin, ebeveynimize gösteremeyeceğimiz ne çok yönü var." (Albatrosun Çocukları)
- Devamlı şarkı söylüyorum, sonunda arabayı benim şarkılarım sürüyor sanki. (Henry ve June)