tatlidede

Arayışlar - Lou Andreas-Salomé Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Arayışlar kimin eseri? Arayışlar kitabının yazarı kimdir? Arayışlar konusu ve anafikri nedir? Arayışlar kitabı ne anlatıyor? Arayışlar PDF indirme linki var mı? Arayışlar kitabının yazarı Lou Andreas-Salomé kimdir? İşte Arayışlar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 04.02.2023 03:00
Arayışlar - Lou Andreas-Salomé Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Lou Andreas-Salomé

Çevirmen: İlknur İgan

Orijinal Adı: Eine Ausschweifung

Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9786053328520

Sayfa Sayısı: 64

Arayışlar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Lou Andreas-Salomé bu yapıtında bir erkeğe kayıtsız şartsız teslim olmakla, ondan bütünüyle bağımsızlaşma arasında gidip gelen bir kadının hikâyesini anlatır. Bu iki uç nokta arasında bocalama hali, yazarın kendi hayatında da başa çıkmak zorunda kaldığı bir meseledir. Artık Paris’te atölyesini kurmuş ve kendini sanatına adamış bir ressam olan kahramanı, yeniyetmelik döneminde çılgınca âşık olmuştur. Ancak daha sonra ilişkisinin son bulmasıyla girdiği yolda, sanatını yaşama mutluluğunun gençlik aşkına üstün gelmesiyle, kendini gerçekleştirme hedefine doğru şevkle ilerlemektedir. Benzer biçimde, yazarın kendi yeniyetmelik dönemine ve hatta yetişkin yaşamına da bitmek tükenmek bilmeyen bir entelektüel merak yön vermiş; duygusal tatmini bile entelektüel kaynaklarda aramıştır. Bu novellanın kahramanı da sonunda tıpkı yaratıcısı gibi kendi benliğini keşfedecek ve “katlanmayı” seçen kadınların kuşaklar boyu oluşturduğu zincire eklemlenmek yerine, potansiyelini hayata geçirerek özgürce, dolu dolu yaşamayı seçecektir.

Arayışlar Alıntıları - Sözleri

  • "Hayatta her şeyin bir bedeli var, en fazla da mutluluğun!"
  • ''Erkekler mi, öff! Kaçasım geliyor. Niçin onların istediği her şeyi yapasın ki?''
  • ''Ayrıca bir kez şöyle adamakıllı âşık olamıyorsam suçlu ben değilim.''
  • Bir görüntüydü yalnızca, bir resim, bir düş, bir hiçti.
  • Artık onun sevgisine eskisi gibi çocukça bir güven duymuyorum. Benden beklediği şeylerde kendimi ne kadar yetersiz hissedersem, gözüme bir o kadar eleştirel ve otoriter görünüyordu, artık sevgisini de ancak kendimi aşarak elde edebilirmişim gibi geliyordu. _______
  • Elbette hep onun olduğu yerde kaldım, elbette o ne isterse ben de onu istedim. ____
  • "Uzun süreli bir yoldan sapma beni ciddi ve eksiksiz bir sevgi için yetersiz hale getirdi." ____
  • "Sessizlik öyle güzel geldi ki." ________
  • ''Erkekler mi, öff! Kaçasım geliyor. Niçin onların istediği her şeyi yapasın ki?'' ______
  • Ve karşımda onun katetmiş olduğu ıssızlığı gördüm, ardında bıraktığı emeği ve yalnızlığı gördüm. Karşımda, daha önce hiçbir zaman kendi gerçekliği içinde bakmamış olduğum yeni bir insan varmış gibi geldi; yeniyetmelik romantizmimle tanıdığım "zırhlı" adam zırhını çıkarmış ve ardından çocuk iyiliğinde, sevgi ihtiyacı içinde, hiç kimseye, hayır, hiç kimseye kötü davranmayacak bir insan görünmüştü. ______

Arayışlar İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Eril Tahakküme Başkaldırı: Arayışlar: ''Erkekler mi, öff! Kaçasım geliyor. Niçin onların istediği her şeyi yapasın ki?'' (sf. 11) Kadınlara soruyorum: Bir erkeğe kayıtsız şartsız teslim olup onun tahakkümü altına girmek mi? Yoksa kendi ayaklarının üzerinde durup isteklerinin doğrultusunda bir aşk yaşamak mı? Rus asıllı psikanalist ve yazar olan yazar/i17157 de tam olarak bu konuyu işliyor aslında kitap/kitap--66403 adlı eserinde. Andreas-Salomé, henüz küçük yaşlarında felsefe ve teoloji dersleri alarak kendisini ve düşünsel dünyasını geliştirdi. Ardından Zürich Üniversitesi’nde teoloji ve sanat tarihi okuyan Andreas-Salomé döneminin önde gelen entelektüel kadınlarından biri oldu. 21 yaşında Alman filozof yazar/i205’nin evlilik teklifini geri çeviren, şair yazar/i1655, yazar yazar/i171 ve ünlü psikanalist yazar/i1568’la da yakın ilişkileri bulunan Andreas-Salomé, aykırı duruşuyla ve özgür benliğiyle zeki ve entelektüel bir kadın olarak erkeklerin baskın olduğu dünyaya ismini kazıdı. Hatta Freud kendisinden şöyle söz eder: ‘’Korkunç bir zekâ... Onun yanına yaklaşan herkes, varlığının samimiyetinden ve uyumundan çok güçlü bir biçimde etkilenirdi; kadınlara özgü zaafların hiçbirinin hatta insani zaafların bile çoğunun onda bulunmadığını, yaşamı boyunca bunları aşmış olduğunu fark ederdi.’’ Başkahramanımız Adine toy dönemlerinde kuzeni Benno’ya âşık olur ve hayatının temel taşlarının, yaşamının biricik amacının Benno’dan ibaret olduğunu düşünür. İkisi de birbirini sevdiğini düşünmektedirler ve nişanlanırlar. İlerleyen zamanlarda fikirler de olgunlaştıkça, ressam Adine içindeki ‘’ben’’ olma arzusunu durduramaz ve her zaman hayalini kurduğu sergisini açmaya karar verir. Bu tavrıyla işlerin rengini değiştirir, çiftimiz bazı konularda fikir ayrılıkları yaşamaktadırlar artık. Zaten asıl verilmesi istenen mesajlar da bu anlardan sonra gün yüzüne çıkar. Ressam kişiliği, sanatçı ruhu ve eril düzene karşı verdiği mücadele ile öne çıkan Adine ve yine feminist bir yazar olan yazar/i851’un kitap/kitap--1552 adlı kitabındaki kadın ressam Lily Briscoe’yu aşırı bir şekilde benzettim. O eserde de Lily’nin karakteri maskülen mantığın ve feminen sempatinin birleştiği bir oluşum olarak karşımıza çıkıyordu. Hem Adine Hem de Lily Briscoe, erkek egemen toplumda kendi benliklerini arayışları içinde keşfederek, ruhlarının peşinden koşarak tüm kadınlara muhteşem birer örnek teşkil ediyor. Okumayanlar varsa Woolf’un Deniz Feneri eserini de şiddetle tavsiye ediyorum. Woolf, okuması biraz zordur fakat okuyan için müthiş bir deneyimdir, emin olabilirsiniz. ‘’Acınası biri olarak yaşamak ölüm gibi bir şey, öyle değil mi?’’ (sf. 38) Ataerkil bir toplumda kadına biçilmiş roller, kadının evlilikteki ve toplumdaki yeri, kadın bireyin içindeki gücünü keşfetmesi ve bağımsızlığı kitapta Andreas-Salomé tarafından işlenen konulardan sadece birkaçı. Gabriele karakteri ve onun düşünceleri bana göre Salomé’nin kişiliğinin ve karakterinin can bulmuş haliydi. Özellikle Adine’in annesi, kadının geleneksel rolünü temsil ederken Gabriele ise daha modern ve feminist kadını temsil ediyor. Gabriele’in ağzından dökülen şu cümlelere bakarak eserde geleneksel kadın rolünün artık yıkılması gerektiğinin nasıl tartışıldığını rahatça görebiliriz: ''En küçük memurundan tut, subay çevrelerine kadar hâlâ hepsi kibirli, azametli ve dar görüşlü. Konumlarına göre görüntü değişiyor sadece, içerik aynı. Bizim artık annelerimiz ve büyükannelerimiz gibi düşünmediğimiz içlerinden birinin bile aklına geliyor mu sanıyorsun? 'Efendim aşağı, efendim yukarı' diye etraflarında dönüp duran kadınlardan değil de artık kendi kendimizin efendisi olduğumuzun, kısacası eski kölece anlayışları rafa kaldırdığımızın farkındalar mı sence?'' (sf. 32) Yazarın dili ve çevirisine gelecek olursam; yazar/i17157 betimlemeleri ve kullandığı sembolizm ile psikanalist kişiliğinin yanında epey de kuvvetli bir edebi yönünün olduğunu kanıtlar nitelikte adeta bu kitapta. Kısacık bir kitaba kocaman bir anlamlar dünyası yüklüyor Salomé. Türkiye İş Bankası Yayınları’nın Modern Klasikler Dizisi’ne ait olan Arayışlar’ın çevirmeni ise yazar/i46764 . Temiz ve başarılı bir çeviri okuduğumuzu söylemek pek mümkün, kendisine bu inceleme yoluyla teşekkürlerimi sunmak isterim. Aynı zamanda yayınevinden çıkan diğer Salomé kitapları: kitap/kitap--99029, kitap/kitap--64283 ve kitap/kitap--298100. Bu eserlerin çevirileri de yine İlknur İgan’a ait. Bana göre Andreas-Salomé döneminin zorluklarına ve kısıtlamalarına rağmen kadının sesini gür bir şekilde çıkarabilmiş, çağının ötesinde bir yazar. Bu söylediğimin ‘’mansplaining’’ olarak algılanmasını istemem fakat TÜM KADINLAR ARAYIŞLAR’I OKUMALI VE İÇİNDEKİ CEVHERİ FARKETMELİ. Daha sonrasında herkesin okuması gereken bir kitap ve yazar, okuyup bakış açımızı değiştirelim, sığlığımızdan kurtulalım. Bizi zora sokan, özgürlüğümüzü ihlal eden ve benliğimizi bulmamızı istemeyen her ne var ise karşısında dimdik durmalıyız. yazar/i694’ın kitap/kitap--71897 kitabında sayfa otuz üçte bulunan hiç unutamadığım bir söz vardır: "İçinde bir şeyler hayır diyorsa, sen de hayır demelisin." Hayır diyebilenlere, kendini, benliğini, özgürlüğünü arayan herkese selam, sevgi ve saygı ile, Keyifli okumalar. (Kayaberk İpek)

Bir arayıştır yaşam!: Dünyada en çok tartışılan kadın yazarlardan biri olan yazar/i17157 (1861-1937)’nin ismini daha önceden duymuş ve eserleriyle ilgili yorumları da zaman zaman bazı incelemelerden okumuştum. Ancak yazar/i413’un “kitap/kitap--792” kitabını okuyana kadar onun hayatı ve düşünceleri çok da ilgimi çekmemişti. Yalom kitabında Salome’yi, Nietzche’nin aşık olduğu, aşkına karşılık bulamadığı için onu günlerce kıvrandıran ve onun tedavisi için çaba sarf eden zeki, özgüveni yüksek ve kendi ayakları üzerinde duran bir kadın olarak anlatıyordu.  • • • Yalom’un kitabını okuduktan sonra Nietzche’yi bu kadar derinden sarsan kadının kim olduğunu kısaca araştırmış ve onun Yalom’un kitabında anlattığı kadından daha öte bir yazar olduğunu öğrenmiştim. Gerçekten de Salome, erkek egemen kültürün hâkim olduğu bir yüzyılda Zürih’te teoloji, felsefe ve sanat eğitimi alıyor. Yalnızca Nietzche’yle değil, aynı zamanda Tolstoy, Rilke ve Freud’la yakın dostluklar geliştiriyor. Petersburg, Viyana, Berlin, Münih ve Paris gibi dönemin entelektüel şehirlerinde kendini yetiştiriyor. 76 yıllık ömründe 15’i roman olmak üzere 19 eser kaleme alarak, yaşadığı dönemin düşünen, soran, sorgulayan en önemli şair, yazar, psikanalist ve filozoflarından biri olmayı başarıyor. • • • Bu yönüyle yayınlandığı dönem itibariyle “kitap/kitap--66403”ın, Salome’nin cesaretini ve düşüncelerinin derinliğini anlamak açısından değerli bir eser olduğunu düşünüyorum. Salome eserinde ressam Adine ile kuzeni doktor Benno’nun arasında geçen bir aşk hikâyesini anlatıyor. Kitabın hikâyesi her ne kadar bir kadının gençlik aşkıyla hesaplaşması gibi görünmekle birlikte, bir kadının her türlü istek ve hayalinden vazgeçerek evlenme arifesinde olduğu erkeğe koşulsuz bağlı olma ya da olmama arasında gidip geldiği duygu, düşünce ve davranışlarını anlatıyor. Okuru, aşkıyla hayatta gerçekleştirmek istediği idealleri arasında kalmış bir kadının Paris’te atölyesini açtıktan sonra yaşadığı gelgitlerine ve içsel yolculuğuna konuk ediyor. • • • Salome, kahramanının bu içsel yolculuğu aracılığıyla kadınların birey oluşunu, özgürlüğünü, erkek tahakkümünden kurtulmasını, ailesinden uzakta hayallerini gerçekleştirmesini, bir iş sahibi olarak kendi ayakları üzerinde durabilmesini ve bu uğurda sevdiği adamın yeniden bir araya gelme teklifini kabul etmemesini enine boyuna sorguluyor. Doğrusu kadınların sosyal hayattan dışlandığı, eğitim imkânlarının yok denecek kadar sınırlandırıldığı, çalışma, oy kullanma ve seçilme haklarının olmadığı, yazar olarak isimlerini dahi kullanamadıkları bir dönemde Salome’nin ortaya koyduğu bu düşüncelerin, dönemine göre çok ileri görüşler olduğu görülüyor. • • • O nedenle kitabı bitirdiğinizde Freud’un ondan bahsederken, “Korkunç bir zekâ… Onun yanına yaklaşan herkes, varlığının samimiyetinden ve uyumundan çok güçlü bir şekilde etkilenirdi; kadınlara özgü zaaflarının hiçbirinin hatta insani zaaflarının bile çoğunun onda bulunmadığını, yaşamı boyunca bunları aşmış olduğunu fark ederdi”* sözlerini neden kullandığını daha iyi anlıyorsunuz. Onun bu zekâsının izlerini psikolojik tahlilleri, etkili ve samimi diliyle Stefan Zweig’ı çağrıştıran “Arayışlar”da daha net bir şekilde görüyorsunuz.   Bu itibarla, kısa ama taşıdığı fikirlerle dopdolu olan bu eseri, günümüzde önemli ölçüde değişen ve mesafe kat eden kadın erkek rollerinin geçirdiği süreçler ile kadınların yüzyıllar boyu süren arayışlarını görmek isteyen tüm okurlara mutlaka okumalarını tavsiye ederim.   “Hayatta her şeyin bir bedeli var, en fazla da mutluluğun” sözlerinin ne anlama geldiğini merak eden okurlara….        Keyifli okumalar dilerim! .......................................... *"Lou Andreas-Salomé - Vikipedi" https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Lou_Andreas-Salom%C3%A9. (nalkan)

Arayışlar PDF indirme linki var mı?

Lou Andreas-Salomé - Arayışlar kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Arayışlar PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Lou Andreas-Salomé Kimdir?

Babası, Baltık - Alman kökenli ve sefarad bir Rus generaldi.

Yasa, kural, adet, gelenek ve görenekle hiç işi olmayan, başına buyruk bir insan olarak büyüdü.

Zürih'te teoloji, felsefe ve sanat tarihi okudu.

Ciddi bir sağlık sorunu nedeniyle henüz 21 yaşındayken, annesi onu, havası daha ılıman olur diyerek Roma'ya götürdü.

Malwida von Meysenbug annesinin çok iyi arkadaşıydı ve onun Roma'daki evine yerleştiler.

Malwida, radikal görüşleri olan ateşli bir devrimciydi. Nietzsche'nin ve ailesinin çok yakın arkadaşıydı. Hatta Nietzsche 'İnsanca, Pek İnsanca' adlı kitabını Malwida'nın Sorento'daki evinde yazmıştı.

Malwida, piskolojiyle ilginen ve atetist bir Schopenhauer takipçisi olan Paul Ree'nin de çok iyi arkadaşıydı. Hatta Nietzsche 'İnsanca, Pek İnsanca' adlı kitabını yazarken, Ree de çoğu zaman Sorento'daki evde onlarla birlikte kalmıştı. Öyle ki, Nietzsche yaptığı birçok konuşmada, Ree'nin kitapla ilgili 'babalık hakkı' olduğunu söylemiştir.

Ree, Malwida'yı Roma'daki evine ziyaret geldiğinde Lou'yla tanıştı ve ondan çok etkilendi. İlişkileri kısa sürede tek taraflı bir aşka dönüştü. Ree ona evlenme teklif etti, ama Lou arkadaş kalmayı tercih etti. Buna rağmen aynı evde kalmaya başladılar. Çünkü Lou, Rusya'ya dönmek istemiyordu.

1882 yılının Mayıs ayında tanıştığı Nietzsche'yi, Kasım ayına kadar süren arkadaşlıkları sırasında, özellikle "din"le ilgili sohbetleriyle derinden etkiledi ve kafeslenemeyen ruhuyla aklını başından aldı. Nietszche'ye çok büyük acılar çektiren ve çok da ilham veren bu tek taraflı aşk hikayesi, İrvin Yalom'un 'Nietzche Ağladığında' ve Lance Olsen'in 'Nietzsche'nin Öpücükleri' adlı romanlarına konu oldu.

Lou Andreas-Salomé Kitapları - Eserleri

  • Feniçka
  • Arayışlar
  • Ruth
  • Volga
  • Eserlerinde Nietzsche
  • Im Kampf um Gott
  • Looking Back: Memoirs
  • The Erotic
  • Ibsen's Heroines
  • The Human Family: Stories
  • Ma. Ein Porträt
  • Narzissmus als Doppelrichtung

Lou Andreas-Salomé Alıntıları - Sözleri

  • Salomé stood for women’s difference rather than an idea of equality given by the men’s world. A woman is not liberated if she becomes like a man or merely on the level with men in a man’s world; she is masculinized. The liberated woman feminizes the world and brings men to discover and mine the feminine sides of themselves, which psychologically run as deep as their masculinity. However, ironically, Salomé was more of an equal to the men of her world than Simone de Beauvoir was with Sartre and the men in her world. (The Erotic)
  • ".. kafanda kurguladığından farklıdır hayat her za­man" ____ (Ruth)
  • "Bu dünyada hayal gücümüzün putperest icatlarından vazgeçebileceğimiz kadar sevgi ve iyilik yok." (Eserlerinde Nietzsche)
  • Dünya kızı bir masal gibi sarmalamış karşısında tutuyordu. (Volga)
  • "Kuyu senin içinde. Bir başkasının sana yapacağı her şeye sen kendi içinde hazır olmalısın – onu uzaklaştırıp kendi içine dalmalısın ve ne yaptığını sormamalısın. Batmalısın ancak o zaman yeniden doğarsın." (Volga)
  • Gülmek, bir başkasının derdinden keyif almaktır ama temiz bir vicdanla (Eserlerinde Nietzsche)
  • ''Ayrıca bir kez şöyle adamakıllı âşık olamıyorsam suçlu ben değilim.'' (Arayışlar)
  • İnsan kadınları ister idealize etsin ister şeytanileştirsin, her durumda erkeğe bağlı değerlendirip basitleştiriyordu. (Feniçka)
  • Yapmamız gereken tek şey yolumuza devam etmektir; bize ait olan birlikte gelir. Yürümeyenin ise bizi durdurmasına izin vermemeliyiz. (Eserlerinde Nietzsche)
  • “I can only say—what I feel each time I get a letter from you—is that I know too little about you.” (Freud to Salomé, May 1936). (The Erotic)
  • Kurt Wolff said of her, “No woman has radiated a stronger or more direct influence in German-speaking lands in the last 150 years than this Lou Von Salomé from Petersburg” (The Erotic)
  • “Tanrım! Kadınlar artık müthiş mücadeleci olmuşlar!” _____ (Feniçka)
  • Hayattaki sorumluluklar öylesine fazla ve ağırdı işte. (Volga)
  • "Bahçıvanın elinde böyle bir ağaç olmak ister miydin Ruth?".. Kız derin bir nefes aldı. "Ben bahçıvan olmayı yeğlerim," dedi beklenmedik bir biçimde, "ama belki ikisi de aynı şeydir." (Ruth)
  • She thought it better to be not understood rather than misunderstood. (The Erotic)
  • Artık onun sevgisine eskisi gibi çocukça bir güven duymuyorum. Benden beklediği şeylerde kendimi ne kadar yetersiz hissedersem, gözüme bir o kadar eleştirel ve otoriter görünüyordu, artık sevgisini de ancak kendimi aşarak elde edebilirmişim gibi geliyordu. _______ (Arayışlar)
  • "Kaygısızca yaşamalıyım ya da hiç." (Feniçka)
  • ".. İn­san kendi korkusundan daha güçlü davranabilir ve onu ye­nebilir." ______ (Ruth)
  • "Uzun süreli bir yoldan sapma beni ciddi ve eksiksiz bir sevgi için yetersiz hale getirdi." ____ (Arayışlar)
  • İnsan, kadınları ister idealize etsin ister şeytanileştirsin, her durumda erkeğe bağlı değerlendirip basitleştiriyordu. (Feniçka)

Yorum Yaz