tatlidede

Ateş düştüğü yeri yakıyor...

Ateş düştüğü yeri yakıyor...

Ateş düştüğü yeri yakıyor...

Bartın maden faciası canımızı yaktı..Soma'da yaktığı gibi...Canlar yitirdik...Evlere ateş düştü,çocuklar babasız kaldı..

Yüreğimiz yandı, yanıyor...

Sonra,ateş orda yanmaya devam ediyor....Biz yine ve her seferde olduğu gibi kanıksıyoruz... Hayatımıza geri dönüyoruz,akıp gidiyor hayat çünkü...Bizim de bir ailemiz bir hayatımız var çünkü...Ve aslında ateş,bizim değil yitip giden canların ocağına düşüyor...Yanmaya devam ediyor,edecek...

Bizler dua ediyoruz,rahmet okuyoruz, başsağlığı diliyoruz...

Yetkililer oraya koşuyor,destek sözü veriyor...

Sonra?

Ateş kor oluyor,yakıyor düştüğü yeri...

Bütün bunlara gerek olmadan birşeyler yapılamıyor mu?

Kaybetmeden önlem alınamıyor mu?

İş güvenliği uzmanları,madencilik faaliyetinden önce kontroller,uygun ortam yaratma..

Bütün bunlar yapılıyor mu gerçekten?

Mesleğin zorluğu ve riski bir yana...Bu meslekte,yerin

yüzlerce metre altında,zehirli gazların arasında bu insanlarımıza uygun ortam hazırlanıyor mu?yoksa ölüme meydan mı okunuyor?

Yürekler ağızda bir yaşama mı terk ediliyorlar?

Her faciadan sonra bu son olsun diyoruz...Başka canlar yanmasın...Ama yine oluyor...

Metan gazı,grizu patlaması, bu mesleğin bilinen riskleri,gerçekleri..

Bunu bilerek, bir lokma ekmek için iniyorlar ölümün kol gezdiği kara ocaklara..

Bu meslek böyle işte kabul..

Ama riskleri minimize etme şansımız ve imkanımız yok mu?

Neden bu tekerrür?

Kime ne düşüyorsa yapılsın artık..Denetimse denetim..Eğitimse eğitim...

Madencilik faaliyetinden önce ve sonra yapılması gereken neyse..iş güvenliği uzmanları..

Yazık günah bu canlara ve geride kalanlara...

Ne söylersek söyleyelim,ateş düştüğü yeri yakıyor..

 

Ahmet Timur

Editör: Ahmet Timur

Yorum Yaz