diorex
Dedas

Ayşe Kara kimdir? Ayşe Kara kitapları ve sözleri

Roman Yazarı Ayşe Kara hayatı araştırılıyor. Peki Ayşe Kara kimdir? Ayşe Kara aslen nerelidir? Ayşe Kara ne zaman, nerede doğdu? Ayşe Kara hayatta mı? İşte Ayşe Kara hayatı...

  • 10.09.2022 23:00
Ayşe Kara kimdir? Ayşe Kara kitapları ve sözleri
Roman Yazarı Ayşe Kara edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Ayşe Kara hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Ayşe Kara hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Ayşe Kara hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1964

Doğum Yeri:

Ayşe Kara kimdir?

Ayşe Kara 1964 doğumlu. Hece, Hece Öykü, Türk Edebiyatı dergilerinde öykü, deneme ve şehir yazıları yayımlandı. Bir Tanzimat Prensesi Refia Sultan ve Lâl yayımlanan eserleridir. Fotoğraf sanatı ile de ilgilenen Ayşe Kara, İstanbul’da yaşıyor.

Ayşe Kara Kitapları - Eserleri

  • İstanbul'un Çağrısı
  • Lâl
  • Refia Sultan

Ayşe Kara Alıntıları - Sözleri

  • Biz kuşları anlamıyoruz diye onlarda bizi anlamıyor değiller ya ! (İstanbul'un Çağrısı)
  • “Kalbe giden başka yollar vardı Çakır!” (İstanbul'un Çağrısı)
  • Tanrı aşkına! Hangi dinde vardır ev sahibine zarar vermek i! Sarayımı yıkmak mı istiyorsunuz?? '' Ey imparator. Biz misafirlik adabını bilen bir topluluğuz. Adamlarınız, İmparator'un önünde yere kapanın, diyorlar. Biz ALLAHTAN başka hiç kimseye secde etmeyiz. Allah daha büyüktür, diyoruz.... (İstanbul'un Çağrısı)
  • İmkânsızın acısıyla içinin kesildiği, sabrının bitip taşkınlık yapabileceği, kuralları, gururu, sevabı, günahı aşabileceği bir tükeniş takip etti bu özlemi. (Lâl)
  • Kim bilir belki de İbni Arabi’nin dediği gibi biz O’nun rüyasıyız. Bütün bunlar bir rüya.Savaşlar, acılar, kötülükler de bu rüyanın kâbus tarafı. Ve acı çektiğimiz zaman da Allah katında veya sonsuzluk içinde kısa bir süre belki de bir an’dır. (Lâl)
  • Tuhaftır ben , Necip Fazıl’ı bile İstanbul yazılarını okuduktan sonra sevdim. Ne kadar da çok konuşmuştu yine. Necip Fazıl’ı nereden bilecekti Fuad -pardon o da büyük şair Rilke’ye eşdeğer derler. Fuad mırıldandı: Ne hasta bekler sabahı... (Lâl)
  • Bir şehir ki kadınlarıyla benzeşir; Bazen tüllenir, peçelenir Gözlerden saklar kendini. Bazen bir Rum dilberi; Günlük güneşlik Gözler önünde sere serpedir... A.Kara (Refia Sultan)
  • Aşk var mı gerçekten! - Evet, var. Peki, neden yok oluyor o zaman? - Her güzel şey gibi aşk da sonlu da ondan. Aşk bitmezse arayış biter ve sevgiliye tapınma başlar. (Lâl)
  • Pencerenin önüne yerleştirilmiş birkaç değerli el yazması kitap: Miraçname, Mesnevi, Cezeri, Leyla ve Mecnun... (Lâl)
  • Ne söylense boş, koskoca adam sırra kadem bastı, açık bir yara gibi kaldı içimizde.Yitik yok olur bazen. Sonra döner, yine gelir. Hep eksik kalır içinde bir yan. Bilhassa bir sevinçte...Durur içinde coşan zemberek , aniden durur. Ama o yok. O eksik. (Lâl)
  • “Kin! Kin insanın kendi kellesini de alır sonunda.” (İstanbul'un Çağrısı)
  • Ey varlık verici. Ey bana varlık vererek en büyük cömertliği yapmış olan. Beni yeryüzünde halife kılan. Bana İstanbul u da ver! Bana fetih ver. Beni Müslümanlara yüz akı kıl...! (İstanbul'un Çağrısı)
  • Fatih çağ açıp çağ kapadı. Üstelik yirmi bir yaşında... (Lâl)
  • Vedalaşırken İlyas Rûmi, Sultan'a döndü "sabret" dedi. "Seni aceleye sevk edenlere de aldırma. İnsan acelecidir. Bu bize babamızdan kalma. Vakta ki Cenab-ı Hak, Âdem Peygamber'i çamurdan yaratıp ona şekil verdi, ruhundan üfledi. Ruh kalıbına girer girmez, daha can yarı belinde iken Âdem doğrulup kendine baktı. Yarı heykel, yarı et kemik!.. Kendine de sabret!" (İstanbul'un Çağrısı)
  • Kalbe giden başka yollar vardı Çakır! (İstanbul'un Çağrısı)
  • Acaba çocuklar da yetişkinler kadar acıyı, hüznü öylesine derin hissediyorlar mıydı? (Lâl)
  • Biz kuşları anlamıyoruz diye onlar da bizi anlamıyor değil ya ... (İstanbul'un Çağrısı)

Yorum Yaz