tatlidede

Azgın Sermaye Sahiplerine Kur'an'ın Uyarısı

Kur’an, Sebe’ suresi 34-36. ayetlerde azgın zenginlerin söz sahibi olduğu ülkelerin ahvalinden söz ederek toplumsal bir realiteden bahseder ve der ki; “Biz her ne vakit bir yere hakkı ileten elçiler göndersek ilk olarak oranın azgın varlık sahipleri karşı koyar ve biz bu söylediklerinizi tanımıyoruz, güç, kuvvet, mal, makam, çevre sahibiyiz o yüzden bizim bu karın doyurmayan öğretilerinize ihtiyacımız yok derler…”
Azgın Sermaye Sahiplerine Kur'an'ın Uyarısı
Mütref/azgın varlıklıların/sermaye sahiplerinin bu sözlerine rabbimiz şöyle karşılık verilmesini ister:
“Söyle onlara, o övündüğünüz rızkı Allah’ın izni olmadan kendi gücünüzle elde etmediniz, o gücü, malı size bahşeden Allah’tır… O, sebebini işleyene dilerse rızkı/malı verir, sebebini işleyene (sermayeyi doğru işletmeyene) de dilerse kısar ama insanların çoğu bu gerçeği görmezlikten gelmektedir…”
Ayetlerin devamında Sebe’, 37-39. ayetlerde ise;
“Malınız, makamınız sizi bize yaklaştıramaz ancak gelen mesaja karşılık vermeniz ve gidişatınızı doğruya, iyiye çevirmeniz bize yaklaştırır, desteğimizi almanıza vesile kılar, ahirette de cenneti kazanmanıza vesile olur…
Şayet böyle değil de gelen mesajımızı etkisiz kılmaya çalışırsanız, vahye karşı diretirseniz işte o zaman helak olur, azabı hak edersiniz, ahirette de cehennem azabını hak edersiniz…
Eğer kurtulmak istiyorsanız malın, makamın ve gücün Allah’a ait olduğunu bilin ve varlığınızı/imkânlarınızı onun istediği gibi kullanın, malı stoklamayın paylaşın, parayı kasaya yığmayın üretime dönüştürün, insanların o maldan yararlanmasını sağlayın, daha çok kazanmak için malı elinizde tutmayın, paylaşımcı olun, bencil olmayın…
Şayet böyle davranırsanız işte o zaman sermayeniz de büyüyecek gücünüz de… Unutmayın güç, makam ve malı ellerinde tutan herkes sizlere güç, makam ve mal va’deder ama en güzel ve en hayırlı olanı sadece Allah verir…”
 
Ayetlerin satırlarını okuduğumuzda satır aralarını da okuyabilmeliyiz…
Yukarıda zikrettiğim tefsiri ifadelerle aktardığım ayetlerde aslında azgın zenginlerin psikolojileri ve kaygıları işlenmektedir…
Ayrıca ayetlerde ekonomik krizlerin temel sebebi ve çıkış yolu da işlenmektedir…
Aslında ayetler bizlere eğer ticareti, sermayeyi haktan, vahiyden koparırsanız, ekonominizi vahiy değil de sermaye sahipleri yönetirse kaçınılmaz sonunuz azgın sermaye sahiplerinin kulu kölesi olmaktır mesajını verdiği gibi bir ülke kalkınmak istiyorsa, refahı yakalamak istiyorsa sermaye sahiplerini özellikle azgın büyük sermaye sahiplerini kontrol altına alsın mesajını da iletmektedir…
Adil ve hakkaniyetli bir yaşam Allah’ın emridir…
İnsanca ve onurlu bir yaşam her insanın en doğal isteği ve hakkıdır…
İslam bu yaşam hakkını temin etmek için vardır, peygamberler de bunun savaşını vermişlerdir…
Şayet bu adil ve insani yaşamı sağlayamayan asgari ücretin makul bir düzeye gelmesi için sermaye sahipleri karşı koyarsa adil devlet büyüklerine düşen sermaye sahiplerine boyun eğmemeleri, biraz az kazanın demeleridir…
Azgın sermaye sahiplerinin bütün gücü asgari ücretle çalışan insanların onurlarıdır, muhtaçlıklarıdır…
 
Ayetlerde işlenen temel gerçekler şunlardır:
1. Azgın sermaye sahiplerine teslim olan devletler adil olamazlar, hakkı işler kılamazlar…
2. Bir ülke azgın varlık sahiplerini kontrol altına almadan varlığını koruyamaz… Halkı için refahı temin edemez…
3. Sermaye sadece zengin kazansın diye değil herkes ondan hakkını alsın diye Allah tarafından sebebini işleyene verilmiştir… Sebebini işleyene veren Allah onu doğru işletmeyenden de çekip alır.
4. Gücünü mal, makam ve çevreden alanlar devşirdiklerin gücün devam etmesi için adaletin, hakkın etkin olmasını istemezler aksine etkisiz hale getirmek için çalışırlar…
5. Hakka, adalete ve doğruya ilk olarak azgın sermaye sahipleri karşı koyar… Zira onlar insanların emek gücünü, muhtaçlığını ve onurlarını kullanarak sermayelerini ve güçlerini daha da büyütmek isterler…
6. Bir ülkeyi adalet, hak ve hakikat yerine sermaye yönetmeye başlarsa artık azap hak olur…
7. Bir ülkede hak susturulur sermaye sahipleri söz sahibi kılınırsa adalet yara alır, huzur biter, kargaşa ve zulüm eksik olmaz…
8. İnsan mal ve çevresine güven duyduğunda, bunlar bana yeter dediğinde hakikate kör ve sağır kesilir…
9. Varlık sahiplerinin azgınlığı malı Allah’tan kopardıklarında başlar… İnsan zamanla sermayeyi, malı, parayı Allah’ın ikramı olarak değil kendi eseri olarak görmeye başlar ve malın, kazancın esiri olur…
10. Hak ve adaletin olmadığı topraklarda zenginlik sadece azgınlığı ve tuğyanı arttırır…
Kısaca eğer bir yerde hakka, adalete karşı bir karşı duruş görürseniz, fakirin daha fakir, zenginin daha zengin olduğunu görürseniz, fakirlerin insani yaşam şartlarından uzak tutulduklarını görürseniz bilin ki orada adalet ölmüştür, yönetimler sermaye gücüne teslim olmuştur, azgın sermaye sahipleri arasında güç savaşı, konum savaşı başlamıştır…
Serbest piyasa ekonomisi serbest zulüm ekonomisine dönüşmüşse, eline kaşeyi alan istediği etiketi basmaya başlamışsa orada azgın sermaye sahipleri kontrol edilemez duruma gelmiş demektir…
Bu durumda tek çıkar yol
SERMAYE GÜCÜNÜ KONTROL ALTINDA TUTMAKTIR…

Editör: Nezir Güneş

Yorum Yaz