Behçet Aysan kimdir? Behçet Aysan kitapları ve sözleri
Şair ve Tıp Doktoru Behçet Aysan hayatı araştırılıyor. Peki Behçet Aysan kimdir? Behçet Aysan aslen nerelidir? Behçet Aysan ne zaman, nerede doğdu? Behçet Aysan hayatta mı? İşte Behçet Aysan hayatı... Behçet Aysan yaşıyor mu? Behçet Aysan ne zaman, nerede öldü?

Şair ve Tıp Doktoru Behçet Aysan edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Behçet Aysan hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Behçet Aysan hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Behçet Aysan hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...
Doğum Tarihi: 1949
Doğum Yeri: Ankara
Ölüm Tarihi: 1993
Ölüm Yeri: Sivas
Behçet Aysan kimdir?
1949 yılında Ankara'da doğdu. Selimiye Askeri Ortaokulu ve Kuleli Askeri Lisesi'nde okudu. 1968'de Ankara Tıp Fakültesi'ne askeri öğrenci olarak girdi.
12 Mart döneminden sonra politik nedenlerle ara vermek zorunda kaldığı tıp öğrenimi sırasında çeşitli işlerde çalıştı. Mezun olduktan sonra İzmit'e atandı. Ankara'da psikiyatri ihtisası yaptı. SSK Yenişehir Dispanseri'nde doktor olarak çalışmaktaydı.
2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Madımak Oteli'nde yakılarak öldürülen 37 kişiyle birlikte can verdi. Ölümünden sonra Türk Tabipleri Birliği tarafından adına şiir ödülü verilmeye başlandı.
Behçet Aysan Kitapları - Eserleri
- Düello
- Eylül
- Sesler ve Küller
- Karşı Gece
- Deniz Feneri
Behçet Aysan Alıntıları - Sözleri
- ..aynı gökyüzü aynı keder değişen bir şey yok ki gidip yağmurlara durayım. Söylenmemiş sahipsiz bir şarkıyım.. Eflatun Bir Ölüm (Düello)
- kırılınca bir büyük ayna şarkılar da yarım kaldı büyü bozuldu, durdu saatler suda suretimiz asılı kaldı. (Düello)
- getirebilsem ah, avlusunda çocukların korkmadan oynadığı lalelerle donanmış simli bir gökyüzü. (Düello)
- yaşamanın anlamını sorsam da söyleme konuştukça bir gemi açılıyor kıyıdan . (Eylül)
- yaşamı ölüm diye anlatıyorlar size yalanı gerçek diye. (Düello)
- Yok başka bir cehennem yaşıyorsun işte (Sesler ve Küller)
- kar yağıyor dışarda sokak lambasına düşüyor ve serçeler üşüyor kenarları hafifçe yanmış sayfalarına kan sıçramış bir kitapta Nazım Hikmet okuyorum. (Sesler ve Küller)
- "yağmur dindi sevgilim bak dinle her şey dindi, acıysa dinmemiş halde" (Karşı Gece)
- "yağmur dindi sevgilim bak dinle her şey dindi, acıysa dinmemiş halde." (Karşı Gece)
- çiçeklerim var çiçeklerim ya küsmüş sardunyalardan almaz mısınız pembe açar, pembe düşler için düşleriniz var mı ki? (Sesler ve Küller)
- benim o hep fırtınalarla boğuşan ruhum yorulmuyor yaşamaktan. (Düello)
- Yollar uzak ay bedir Sırtımda gümüş hançer Yürürüm de ölemem Kan damlatır karanfil Usulca mavi bir kar Kara geceye düşer Tutuşur fundalıklar Gelir kalbimi yakar (Deniz Feneri)
- …yalnızlık senin o konuşkan kuşun kırk kapıdan geçmiş kırk kilitten. .... yaralı, dili lâl, kanadı kırık vurulmuş başında bir yokuşun… (Sesler ve Küller)
- kimi sözleri söylemeye sevda yetmemişti aşkın bile umarsız halleri olurdu peki şimdi kim bildirecekti ateşin vaktini bize. (Deniz Feneri)
- "yalnızlık senin o konuşkan kuşun kırk kapıdan geçmiş kırk kilitten. .... yaralı, dili lâl, kanadı kırık vurulmuş başında bir yokuşun.." (Sesler ve Küller)
- "benim o hep fırtınalarla boğuşan ruhum yorulmuyor yaşamaktan. Midyat'lı bir gümüş ustasıdır, Süryani ve yüzündeki çıban gibi yüreğinde yaralar taşımaktan." (Sesler ve Küller)
- gece de homurtuyla kederli bir tren gibi geçer, benimse çiğnenmiş zakkum yüklemiş yorgun kalbimden aşk da acı da her şey ama her şey geçer kör bir güvercinin türküsü bile. tortusu kalır. (Karşı Gece)
- ne parçalanmış bir ayna ne mum ışığı kalacak birazdan gün ağaracak her gece yeni bir düello her sabah yeni bir ölüm hepsi bu şiire sığacak. (Deniz Feneri)
- Benim o hep fırtınalarla boğuşan ruhum yorulmuyor yaşamaktan. (Sesler ve Küller)
- bir gün gelecek bugün de bir anı olacak nasılsa oturduğumuz bu masa bu kum saati, bu rüzgar, bu eski komodin bu kırık sandalye bu kelepir yürek bu aşk nasılsa. (Eylül)