tatlidede

Bin Yüz Bir Giz - M. Sadık Aslankara Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bin Yüz Bir Giz kimin eseri? Bin Yüz Bir Giz kitabının yazarı kimdir? Bin Yüz Bir Giz konusu ve anafikri nedir? Bin Yüz Bir Giz kitabı ne anlatıyor? Bin Yüz Bir Giz PDF indirme linki var mı? Bin Yüz Bir Giz kitabının yazarı M. Sadık Aslankara kimdir? İşte Bin Yüz Bir Giz kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 06.05.2022 22:00
Bin Yüz Bir Giz - M. Sadık Aslankara Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: M. Sadık Aslankara

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750717956

Sayfa Sayısı: 203

Bin Yüz Bir Giz Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bin Yüz Bir Giz, Salihli'nin idealist belediye başkanı Zarif Bey'in sanata yönelik bir düşüyle başlıyor; Zarif Bey, göreve gelir gelmez, Salihli'ye bir tiyatro kazandırmak istediğini açıklıyor. Amacı, çağdaş ve sanatla iç içe bir Salihli yaratmak; Anadolu'da da çağdaş tiyatro yapılabileceğini göstermek, halkın sanatla, sanatçıyla buluşmasını sağlamak... Gelin görün ki, idealler her zaman aynı iyi niyetlerle karşılanmıyor bu toplumda... Nitekim en başta kendi partilileri müstehzi bakıyor ona...

İlk kez 1993'te basılmış olan Bin Yüz Bir Giz bir kasaba parodisi; belediye görevlileri, küçük esnaf, devlet kurumlarına yerleşmiş ufuksuz fakat hırslı kişiler, sanattan alabildiğine uzak kasaba halkı, gençler, ev hanımları... Aslankara, tüm bu kalabalığı gözlemlediği romanıyla zaman zaman güldüren, ama sonunda okuru ciddi sorularla ve tabii hüzünle baş başa bırakan bir oyun koyuyor sahneye.

Bin Yüz Bir Giz Alıntıları - Sözleri

  • Her insan kendine layık bir kent kurar; her kent de kendine layık insanı yaratır!
  • "...Sünnet düğünlerinde olduğu gibi tıpkı. Tekbirlerle keserler ya oğlanların çüklerini, öyle. Çükleri kesilirken de, iktidar olurken de bir şeylerini yitiriyor değil midir erkekler? "
  • "Yıllar yılı bir savrukluğun içinde yuvarlanmış durmuştur işte! Kitaplar okuyup şiirler yazmaya çalışmıştır. Ne işe yaramıştır bütün bunlar? Yalnızlığını giderebilmiş midir? Hep büyümüştür o yalnızlık içinde, hep yürümüştür kendisiyle birlikte. Hiç terk etmeyecektir onu..."

Bin Yüz Bir Giz İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bir belediye başkanın göreve gelir gelmez bir tiyatro binası kurmak istediğini dile getirmesiyle hikaye başlıyor. Bu tiyatro fikrinin farklı kesimlerde nasıl karşılandığını tek tek ele alması konusundan gerçekten iyi bir kitap. Konu olarakta gayet güzel ancak kullanılan sözcükler benim hoşuma gitmedi. Böyle bir kitap cinselliği istiyor mu emin değilim. Sibel karakteri ve başkan arasında geçenler gerçekten olmak zorunda mıydı ? Peki sonunun bir destan gibi bitirilmesi ? Bilemiyorum. Benim açımdan okuması zevkli bir kitap değildi. Özellikle her bölümün sonunda yazarın kendi yarattığı bir karakterle konuşması , hikayenin adamla bağlantısı , kanımca gerek yoktu. Sadece konusu ve farklı kesimlere yazarın çok iyi girebilmesini beğendim (İpek aguslar)

Sadece bir tiyatronun Anadolu’ da kurulması hikayesi değil, değinilebilecek A dan Z ye bütün insanların da minik minik hikayelerine ortak oluyorsunuz ve kesinlikle bir gerçeği anlıyorsunuz... (Umut özkan)

" nısılamzay namor rib": Otobüsün camına yazılmış bir yazı ile başlıyor "Bir roman yazmalısın"(tersten). Anadolu'nun bir kentinin (Salihli) tiyatroya bakışının biraz ironik biraz komik şekilde ele alındığı bu romanda ilginç karakterler göze çarpmakta. Belediye Başkanlığına seçilen Zarif beyin ilk vaadi şehre tiyatro binası yapmaktır. Argo ve cinsel ifadeler abartılı gelebilir. Ve her dönemde bağnazlık gelişmenin önünde. Otobüs yolculuğunda yazılmış eser edebi yönüyle ve konusuyla okunmaya değer. (Doğan Gülhan)

Bin Yüz Bir Giz PDF indirme linki var mı?

M. Sadık Aslankara - Bin Yüz Bir Giz kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bin Yüz Bir Giz PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı M. Sadık Aslankara Kimdir?

M. Sadık Aslankara, yazar, tiyatrocu, belgesel sinemacı. 12 Aralık 1948'de Denizli, Sarayköy'de doğdu. İzmir Namık Kemal Lisesi'ni, AÜ. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü'nü bitirdi. İmzalı ilk yazısı, Cumhuriyet'te `Tartışma' bölümünde (20 Nisan 1965), ilk öyküsü Denizli'de yerel Pamukkale gazetesinde (`Beyaz Atkılı Kadın', 17-20 Mayıs 1965) yayınlandı. Tiyatroya ilk profesyonel adımını 1968'de, Ankara'da Halk Oyuncuları Sahnesi'nde attı. 1969'da Vasıf Öngören ve arkadaşlarıyla birlikte Ankara Birliği Sahnesi'nin kurucuları arasında yer aldı. Sonraları zaman zaman, farklı topluluklarda oyuncu, yönetmen, dramaturg olarak göründü. 1982'de Denizli Tiyatrosu'nu, 1989'da bunun uzantısı olan de Tiyatrosu'nu kurdu. Son iki toplulukta otuzu aşkın oyun yönetti, bu oyunların bir bölümünde rol aldı. 1976'dan başlayarak TRT Televizyonları için de çalıştı. Bir yandan senaryolar ve metinler yazdı, öte yandan danışmanlıktan sunuculuğa, oyunculuğa kameranın önünde ve arkasında yüzlerce yapımda görev aldı. 1983'te başlayan belgesel sinema çalışmalarını, eylemli tiyatroya ara verdiği 1994'ten itibaren belgesel yönetmeni olarak sürdürdü, bugüne dek yirmi beş kadar belgeselin yönetmenliğini yaptı. Yazın, tiyatro, belgesel sinema alanında çeşitli ödüller aldı. Yayınlanmış kitapları: Kevser'di (Oyun, 1989), Bin Yüz Bir Giz (roman, 1993), Selgesus'ta Buse (roman, 1996), Cumhuriyetimizin 75. Yılında Ormancılığımız (derleme, 2000). Kitaplaştırmadığı ödüllü dosyaları: Kör Memdali'nin Çınar Ağacı (roman, 1990) ve Ev-Ses (oyun, 1992). Uykusu Sakız, yayınlamadığı iki dosyadan sonra, yayınlamaya karar verdiği tek öykü kitabı.

M. Sadık Aslankara Kitapları - Eserleri

  • Bin Yüz Bir Giz
  • Ondancı
  • Uykusu Sakız
  • Ömürdeğer
  • Şano
  • Sığınak
  • Le
  • Usta Eller
  • Cicoz
  • Toplu Oyunları 1

M. Sadık Aslankara Alıntıları - Sözleri

  • Elim kolum, yüreğim, beynim ona bağlı çalışıyordu. (Ömürdeğer)
  • Arada gece öyle bir iniyor ki, hüzün zemberek olup geriliyor, ay ışığı sarısı, kibrit alevi turuncuya dönüşüp buğulandırıyor gözlerimi. (Ömürdeğer)
  • Bazen çok içerliyorum. (Ondancı)
  • "...Sünnet düğünlerinde olduğu gibi tıpkı. Tekbirlerle keserler ya oğlanların çüklerini, öyle. Çükleri kesilirken de, iktidar olurken de bir şeylerini yitiriyor değil midir erkekler? " (Bin Yüz Bir Giz)
  • Namaz sonrası tespih çekerken annesinin mırıltılarını duyardı, duaları arasında, Allah'ım, sen aklımı hıfzet... Hıfzet ne demek anne, diye sormuştu birinde. (Ömürdeğer)
  • Kim bekliyor yeni bir hayatı? Yeni hayat bekleyen var mı Tanrı aşkına, göçerlikle boğuşurken şu dünyada? (Ömürdeğer)
  • "Geçmişim yok benim. Ne geçmişim , ne de öyküm. Geçmişsiz ve öyküsüzüm ben." (Uykusu Sakız)
  • Yoksa ben, kendini özdeşleştirdiklerinin öykünüsü müyüm yalnızca? (Ömürdeğer)
  • Gecenin bittiği imsak anlarından başlayarak yeni bir şafağı şırıngalamak hayatın bütününe... Buydu işte yeni gerçek, yeni hayat, bütünü kımıldatıcı o büyük güç, tutku... (Ömürdeğer)
  • Herkes memnundu, memnun olmanın bir yolunu bulmuştu. (Ömürdeğer)
  • "Aşksız, kadınsız, devrime adanmış bir yaşam" (Uykusu Sakız)
  • Yok, silkinip uyanmalıyım bu rüyadan. Rüya sürerken tam ölüvermeliyim. (Ömürdeğer)
  • Yaşananın acısı,tortusu kalıyor istasyonda,ötekiler geçip gidiyor katar katar... (Ondancı)
  • Kitaplarda denizler gibidir; biri de kitaptır bini de, bini de... Bir kez girmeye görsün insan kitap denizine, artık yetinemez o denizle... (Ondancı)
  • "Yıllar yılı bir savrukluğun içinde yuvarlanmış durmuştur işte! Kitaplar okuyup şiirler yazmaya çalışmıştır. Ne işe yaramıştır bütün bunlar? Yalnızlığını giderebilmiş midir? Hep büyümüştür o yalnızlık içinde, hep yürümüştür kendisiyle birlikte. Hiç terk etmeyecektir onu..." (Bin Yüz Bir Giz)
  • İnsan, dedim, kaybolur bunca kitabın arasında, Yoo,dedi, tam tersine yitirmişse eğer, yolunu bulur ya da kendisine yol haritası çıkarabilir...Oturduğumuz yerde bizi besleyip zenginleştiren,dünyamızı genişletip geliştiren tek şey kitap, dedi.,. (Ondancı)
  • "Çevre hep fosil dolu." (Uykusu Sakız)
  • Dünyayla ay gibiyiz yine de. (Ondancı)
  • Yazgım ne zaman yol gösterdi ki bana? (Ömürdeğer)
  • Yaşamak artık boğazını sıkıyor insanın. (Ondancı)

Yorum Yaz