tatlidede

Bir Fehim Adak Geçti Bu Cihandan

Bir Fehim Adak Geçti Bu Cihandan

Yazın ilk demlerinin rutin aile meşgalelerinden biri de bir süreliğine köy yerini mesken tutup uçsuz bucaksız tarlalardaki ekin işlerine nezâret etmekti. Nereden baksanız on günü bulan bu vetirede bütün gün köy çocuklarıyla beraber eşeğe binilir, köpek dövüştürülür, yılın en olgun çağındaki dut ağaçlarına çeviklikle tırmanılırdı. Güneş’in, bütün gücüyle soldurup kavurduğu buğday ve mercimek tarlalarındaki zavallı kuş yuvalarına dadanmak da en acımasız çocukluk âdetlerindendi.

Gündüzlere göre daha dingin geçen akşam saatlerinde ekseriyetle Hacı Ali Amca’nın evinde bir araya gelinir, loş ışıklı titrek lambanın altında yetişkin erkekler, kadınlar ve çocuklar yaş ve cinsiyet hiyerarşisine göre sıralanarak oturur, koyu bir sohbetin huzurlu akışına kaptırırlardı kendilerini.

Bu alışılageldik oturma düzenine muhalif olarak Hacı Ali Amca’nın bir vaiz edâsıyla hep bir şeyler tirâd ettiği başköşeye yakın bir yerde konum alır, her şeye can kulağıyla dikkat kesilirdim. Ekseriyetle çocukların dokunmasının zinhar yasak olduğu, bir köy odasında görülmesi pek de mümkün olmayan ve nereden bakılırsa ancak beş altı raflık bel hizası yüksekliğindeki tahta kitaplığın dikkat çekmeyen kuytuluğuna çöreklenirdim.

Hacı Fehmi’nin ismini ilk defa böyle bir ortamda, hayal meyal çocukluk hatıraları arasında duyduğumu hatırlarım. Hacı Ali Amca, Fehim Adak’la sıkı bir gönül dostluğu kurmuş, Ankara’dan Mardin’e her gelişinde bir yolunu mutlaka bulur onu ziyarete giderdi. Ziyaret izlenimlerini de bu küçük köy odasında büyük bir muhabbetle aktarırdı. Hacı Fehmi’nin dava adamlığı, bakanlığında yaptığı icraatlar ve daha da önemlisi mütevaziliğini etrafına toplanan bu köy insanlarına kutsal bir görev şuuruyla anlatırdı.

Bu bulanık çocukluk anılarından on yıllar sonra Fehim Adak isminin o günlerdeki heyecanla gündemime gelmesi geçtiğimiz yılın sonunda Ankara’da katıldığım bir kongrede mümkün oldu. Mardin’i konu alan bir tebliğ sunmuştum. Kendisi de bir tebliğ sunmak için aynı kongreye katılan Fehim Adak’ın oğlu Muhammed Bey ile bu vesileyle tanışmıştım. Kendisini Ankara bürokrasisinin merdivenlerini emin adımlarla tırmanmış, akademisyen kimliği de bulunan Mardinli bir hemşehri olarak tanıdım. Merhum pederinden bazı özellikleri tevarüs ettiği muhakkak. Malum, armut dibine düşer. Babasının Mardin’e mal olmuş bir siyasetçi olduğunu, bölgeye ve ülkeye yaptığı hizmetlerin dilden dile dolaştığını ve buna binâen onunla ilgili bir yazı yazmak istediğimi söylemiş, ailenin hafızasındaki anekdotları bana anlatmasını rica etmiştim. Buna çok memnun olan Muhammed Bey, Fehim Adak’ı onunla kan bağı olan birisinden değil, onu tarafsızca değerlendirebilecek başka birilerinden dinlemenin daha münasip olacağını düşünmüş olacak ki babasının adıyla övünmekten mahcup bir tavırla görüşmemizden aylar sonra babasını anlatan birkaç evrak gönderdi bana.

***

Yaşamın gerçek manasının insanlığa hizmet etmek yoluyla Hakk’ın rızasını kazanmak olduğuna inanan Fehim Adak (1931-2016), ülkeyi düzlüğe çıkaran birçok devâsâ projenin adı anılmayan kahramanlarından. Bunu pek az kimse bilir; Güneydoğu vilayetlerinin kuş uçmaz kervan geçmez mıntıkalarını Recai Kutan’la beraber, yeri geldikçe katır sırtında en izbe en tenha kuytularına kadar gezmişler, GAP projesini hazırlamışlar, sayısız baraj ve hidroelektrik santrali inşâ etmişler. Mütebessim çehresi ve çalışkan kişiliğiyle hafızalarda yer edinen bu genç mühendis, sahnenin dışındaki aktör olarak kalmayı yeğlemiş her dâim. Siyasi tarihimizde “barajlar kralı” olarak bilinen Süleyman Demirel’in “GAP’ı GAP’tırmam” dediğine bakılmasın; bu başarıların ve büyük projelerin arkasında Fehim Adak’la beraber Recai Kutan’ın sınırsız emek ve çabaları var.

İnşaat mühendisi Fehim Adak; Mardin Bayındırlık müdürlüğü, DSİ Diyarbakır Bölge Müdürlüğü, DSİ Ankara Murakabe Müşavere Kurulu üyeliği gibi bürokratik görevlerde bulunur. Fakat bir süre sonra farkına varır ki, gerçek anlamda hizmet etmenin yolu siyasetten geçmektedir. Çünkü bürokraside bir süre sonra bütün işler bir şekilde tıkanmaktadır. Bunun için Necmettin Erbakan’ın yanında siyasete atılır. Erbakan’ın başka partilerle kurduğu koalisyon hükümetlerinde ticaret, bayındırlık, gıda, tarım ve hayvancılık ve devlet bakanlıklarını üstlenir. Refah-Yol hükümetinde devlet bakanı olan F. Adak, Refah-Yol Hükümeti’nin en büyük başarılarından birisi olan Havuz Sistemi’nin de mimarlarındandı.

Ülkenin siyasal kaderi üzerinde en az yarım asır boyunca etkin olan bu siyaset ve dava adamı, hiçbir zaman öne çıkmayı tercih etmemiş. Bundan ötürü onun başarıları hakkında etrafta pek fazla bilgiye rastlanmaz; hatta biyografisi bile basmakalıp birkaç cümleyle geçiştirilir. Bu yüzden Muhammet Bey’in gönderdiği ve ancak meraklısının elde edebileceği Memleket Dergisi’nin 1975 tarihli 133. sayısında yer alan onunla ilgili bazı bilgileri buraya aktarmakta fayda var.

Derginin kapak konusunu MCH koalisyonunun Bayındırlık bakanı Fehim Adak. Dergi kapağının ana manşeti “Zigana Tüneli’nin temelini atan ve halka açık şirketleri gerçekleştiren Milli Cephe Hükümeti’nin MSP’li bakanı Hacı Fehim Adak” şeklinde.

Memleket Dergisi, o sıralar milli muhafazakar duruşuyla objektif bir yayın organı olarak bilinir. Milli Görüş çizgisindeki bazı bakanları sert bir şekilde eleştirerek yanlışa yanlış, doğruya doğru demekten sakınmaz. Dönemin hükümet politikalarına yeri geldiğinde sert eleştiriler yönelten dergi, Fehim Adak’ı yere göğe sığdıramaz. Hem teknokrat kimliğini hem de şahsiyetini övme konusunda son derece cömerttir.

Fehim Adak, Demirel öncülüğündeki ilk MCH’de MSP’li genç bir bakandır. Erbakan’a mesafeli duranların bile “Sizin böyle inançlı, özüne sözüne güvenilir bir bakanınız varken aşamayacağınız dağ tepe yoktur.” dedikleri bir devlet ve millet adamıdır Fehim Adak. Dönemin yayın organları onu tanıtırken şu ifâdeleri kullanır:

Hâlen TC’nin Bayındırlık bakanı olan bu genç teknokrat devlet adamı, kültürü ile ilim ve irfanının kişisi olarak çağımızın modern anlayışına sahip, demokrasi kavramı ve davranışları içinde, TC’nin bütün çağdaş devlet kurallarına riayet etmesini bilen, geri kalmış Doğu illerimizin içinden yetişen devlet adamları arasında ender rastlanan bir değerdir.

Makam ve mevki elde ettikten sonra geldiği yeri unutmayan nâdir insanlardan olan Adak’ın bu özelliği hayranlık içeren ifadelerle derginin satırlarına yansıtılır:  “Bir MSP’li bakan olarak Fehim Adak, bugünkü görevinde hangi meziyetlere sahip bir insan ise, dünkü mühendis Fehim Adak olarak da aynıydı. Gerek samimiyeti, gerek fazileti, tavır ve davranışları içindeki görünüşünde en ufak bir değişmeye tenezzül etmemiştir. Fehim Adak’ın gerçek kişiliği de zaten buradadır. … En kudretli zamanlarında insanlar üzerinde bıraktığı ilk ve en önemli intibâ makam, yetki ve etkinin çağımızda hâlâ değiştiremediği insanlar olduğuna dâir sarsılmaz inançtır.

Alçakgönüllü ve işinin ehli bir şahsiyet olarak, içinde olduğu Milli Görüş hareketinin en sevilen simâlarından biridir. Bu hareketle ilgisi olmayanların bile gönlünü ve bakışını yumuşatmaya muvaffak olur. Bu özellikleriyle diğerlerinden hemen ayırt edilir ve takdir görür: “Milli Görüş’ün şuurlu, aklı başındaki kişilerinden biridir. MSP’lilerin hepsinin Sayın Fehim Adak gibi olduklarını söyleyebilir miyiz? Gönül ister ki diğer partilerdeki mevki ve şöhret sahibi kimseler de onun gibi olsun. Dileriz ki her partiden işbaşına gelen kişiler böyle mütevazi olabilsin. Böyle, milletin kendisine verdiği koltuğun hakkını versin.”

Onunla temas kuranların onda gördükleri tek fazilet şahsiyetli duruşu değildir elbette. Bugün bu başarıları her ne kadar başkalarına mal edilmiş olsa da, gerek bürokraside ve gerek bakanlıkları sırasında gerçekleştirdiği sayısız proje ve ülkenin önünü açan büyük yatırımlarda hep onun imzası vardır. Dönemin yayın organları bu gerçeği şu şekilde sayfalarına taşır:

Partisinin MCH koalisyonlarının plan ve programlarına ilim ve irfanıyla ağırlığını koymuştur. MCH içinde görevini layıkıyla başaran tek bakan olduğunu söylemek mümkün. Trabzon-Gümüşhane arasındaki İran yolunun açılmasında tarih boyunca yol vermemiş dağların altında, Zigana Tüneli’ni açarak memlekete büyük hizmet etmiş Fehim Adak. … Büyük Zigana Tüneli’nin açılış töreninde yaptığı konuşmasında bu tüneli kendi partisi adına değil, bütün millet adına yaptıklarını söyleyen Fehim Adak, milletin geleceğinde büyük rol oynayan projelerinin hiçbirinde şatafata, palavraya ve partizanlığa meydan vermez. Her büyük projenin ardından bakanlığa sessiz sedasız geri döner ve yine sessiz sedasız Mardin-Diyarbakır ile ilgili projelerine eğilir.

Mardinli Fehim Adak, doğup büyüdüğü Doğu topraklarını hiçbir zaman unutmamıştır. Bu yönüyle vefa abidesi bir kişilik olarak tasvir edilir: “Pek çok Doğudan yetişmiş, Doğulu aydınlar, Doğu’nun geri kalmışlığından bahsederler de, ne acıdır ki okuyup aydın adam olduktan sonra doğup büyüdükleri illerde durmazlar, Batı’ya göç eder orada yaşarlar. Bir eser vücuda getirseler oralarda getirirler. Bir yatırım yapsalar göç ettikleri, yaşadıkları Batı illerinde yaparlar. Kendi doğdukları, büyüdükleri yerleri düşünmezler. Fehim Adak, Doğulu aydınların bu görüş ve anlayışlarını da ilk münevver kişilerden biri olarak yıkmış olan, vatanımızın ve milletimizin Doğulu evladıdır.”

Belirtildiği üzere, Doğu illerine yatırım konusunda ayrı bir hassasiyeti vardır. Doğu’ya, özellikle de memleketi Mardin’e yaptığı her ziyaretinde ilgili bakanları, yatırımcıları da beraberinde götürür. Bu ziyaretlerinden birinde dönemin tarım bakanı Korkut Özal’ı da alarak uçakla Diyarbakır’a iner. Memleket Dergisi bu ziyareti ayrıntılı bir şekilde aktarır:

Diyarbakır’da, kendisini seven hemşerileri karşılar. Takriben 500-600’e yakın bir araba konvoyu ile doksan km’lik yolu alırken halkın ve köylünün de zaman zaman büyük tezahüratı ile karşılandı. Hele yolumuzun uğradığı kaza ve nahiyelerde yolu kesilen, arabası durdurulan bakana halkın kendine has kuralları, töreleri ile Sayın Hacı Fehmi Adak’ın selamlarını “ehlen we sehlen, hoş geldin ya hacım” diye kendilerine has şiveleriyle çok samimi çok candan bir şekilde karşılamalarını gözlerimizle görmek gerçekten insanoğlu için en mutlu anlardandır. … Öğlene yakın büyük konvoyla Mardin’in girişi sağından tarihi yapıların ortasında bulunan ana caddeden Suriye yönüne doğru klaksonların sesiyle ağır ağır ilerlemeye başladık. Konvoya Mardin’den Fehim Adak’ın hemşerileri 1000’e yakın arabayla iştirak ettiler. Biz Memleket Dergisi olarak ona gösterilen bu yakın alakanın sebebini gayet iyi biliyor idik. O, bir devlet adamı olarak içinden çıktığı bu topraklara devletin sıcak elini getirmişti. Hemşerileri de bunu görüp takdir etmişti. Hangi partili olursa olsun F. Adak’ı bağırlarına basmışlardı. Millet, koyu partizanca davranışlardan bıkmıştı, Fehim Adak bu kötü geleneği yıkmış bir siyasetçiydi. …

***

Fehim Adak’ın kişiliğini, üstlendiği görevlerdeki tutum ve davranışlarını öğrendikçe Hacı Ali Amca’nın, onunla ilgili hayranlık dolu tavırları zihnimde daha iyi bir yere oturuyor bugün. Bana kalırsa, onun bağlılığı dava ve gönüldâşlıktan da ötede bir şeydi. Hacı Fehim’i başkalarının gönlünde yücelten şey evvela alçakgönüllülüğüydü. Bu sevginin ideolojik ve kişisel yandaşlıktan beri olduğunun en güçlü alâmeti, onunla aynı fikirleri paylaşmayanların bile onu takdir ve iftihar duygularıyla yâd etmesidir.

Siyaset kulislerinin bir dolup bir boşaldığı, perde gerisinden her türlü çelme ve ayak oyunlarının senarize edildiği şu günlerde, iyice iğdiş edilmiş siyaset ve siyasetçilerin Fehim Adak’ın hangi ilke ve prensiplerle insanların gönlünde taht kurduğunu, bunca zamandır adının neden hâlâ saygınlığını koruyabildiğini bir düşünmeleri gerekir. Mardinimizin yetiştirdiği bu müstesna şahsiyetin yapıp ettiklerinin bir rol model olarak herkese vereceği en az birkaç mesaj vardır.  

 

 

 

 

 

 

Yorumlar

Image
Değerlerimiz
28.03.2023 / 13:41

Amin inşallah.

Image
aslan
27.03.2023 / 13:19

Bizlere örenk olacak bir şahsiyetti.Allah Rahmet etsin

Yorum Yaz