tatlidede

Birol Güven kimdir? Birol Güven kitapları ve sözleri

Türk film yapımcısı, senaryo yazarı ve yönetmen Birol Güven hayatı araştırılıyor. Peki Birol Güven kimdir? Birol Güven aslen nerelidir? Birol Güven ne zaman, nerede doğdu? Birol Güven hayatta mı? İşte Birol Güven hayatı...
  • 08.09.2022 18:00
Birol Güven kimdir? Birol Güven kitapları ve sözleri
Türk film yapımcısı, senaryo yazarı ve yönetmen Birol Güven edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Birol Güven hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Birol Güven hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Birol Güven hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1 Mayıs 1964

Doğum Yeri:

Birol Güven kimdir?

Birol Güven (d. 1 Mayıs 1964, Kocaeli), Türk film yapımcısı, senaryo yazarı ve yönetmen.

Gebze Lisesi'ni bitirdikten sonra Ankara Hacettepe Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği'ni bitirmiştir. İstanbul Sultanahmet'te İngilizce turist rehberliği de yapmıştır. Rehberlik yaparken Gani Müjde ile tanışmış ve yanında senaryo yazarlığına başlamıştır. Evli ve iki çocuk babasıdır. İngilizce öğretmenliği yaparken Gani Müjde ile tanıştı ve onun yanında Tükenmez Kalem'de senaryo yazmaya başladı.

Birol Güven Kitapları - Eserleri

  • The School Of Mandıra Filozofu
  • Yatak Odası Diyalogları
  • Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye
  • Çocuklar Duymasın
  • Tatil Diyalogları

Birol Güven Alıntıları - Sözleri

  • Kitaplar hep özel olmuştur benim için. Hiç kitap almasam da, saatlerce dolaştığımı bilirim  kitapçılarda. Dokunmak bile çok büyük zevk verir bana. Bazılarını hiç okumayacağımı bile bile, alır getiririm eve. Okuyamadığım kitapları satın alarak, suçumu hafifletmeye çalışırım belki... (Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye)
  • Bizi biz yapan elde ettiklerimiz değil vazgeçebildiklerimizdir. (The School Of Mandıra Filozofu)
  • Çok şey koparacağım bu modern dünyadan. Ben yakında ondan kurtulacağım ama o benden kolay kolay kurtulamayacak, iki elim yakasındadır, çünkü bizi bu hale o getirdi. (The School Of Mandıra Filozofu)
  • Günde üç öğün dayak yiyerek büyüyenler, bugün çocuklarının psikolojisi bozulur diye sesini bile yükseltemiyor. (Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye)
  • Erkekler için cinsellik sıcak suya karıştırılıp hemen içilen nescafe, kadın için ise kısık ateşte yavaş yavaş yapılmış köpüklü bir Türk kahvesidir. (Yatak Odası Diyalogları)
  • Mutlu bir evliliğin sırrı, henüz bir sırdır.. (Yatak Odası Diyalogları)
  • Yazdıklarımı çocukların da ulaşabileceği bir yere koyabilirsiniz... (The School Of Mandıra Filozofu)
  • ''Filmin başrolü ben değildim. Mandıra Filozofu filminden bahsediyorum. Filmin başrolü o güzel manzaralı ormanlık araziydi. Sırf bu yüzden iki sene bu ormanlık araziyi aradık. İlk sene bulamayınca filmi çekmekten vazgeçtik. O kadar önemliydi. Olmazsa Olmazdı. Olamazdı. İki sene arayıp bulduğumuz o güzel ormanlık arazi, iki saatte yandı bitti kül oldu. Filmin diğer başrolü Rasim Öztekin abimdi. O da bir koca çınardı. Bir çınar gibi tek ve hür ve bir orman yangını gibi aniden çekti gitti. Ardında bir aydınlık bırakarak. Israrla eski Türk filmlerini seyredenlere rastlıyorum bazen. “Biz filmi seyretmiyoruz ki abi” diyorlar “biz eski İstanbul’u seyrediyoruz“ Bundan sonra bizim filmi seyredenler de hikaye için, oyuncular için değil de  o yanan, o güzel ormanlar için seyredecekler belki de... O zaman geldiğinde, ormanların neden yandığını ve neden söndürülemediğini daha net bilecekler. Bugün havada kelimeler uçuşuyor. Küresel ısınma diyorlar.. Uçak fiyatlarından bahsediyorlar.. Uçak kiralamalardan bahsediyorlar.. Orman yangınlarıyla mücadelenin özelleştirilmesinden bahsediyorlar. Yanan ormanlara otel dikilmesinden bahsediyorlar... maliyet yüzünden işten çıkartılan pilotlardan söz ediyorlar... Bu cümlelerde geçen kavramlar hangi sistemin  kavramları? Orman yangınları için bir sorumlu bir suçlu aranıyor. Şu havada uçuşan kelimelere bakarak arayalım suçluyu, tıpkı bir kelime bulmacası gibi... Hani bazı kelimeleri birleştirip anlamlı bir cümle elde ederiz ya.. havada uçuşan cümleleri takip ettiğimizde bir tek kelimeye ulaşıyoruz: kapitalizm! Bana hep soruyorlar; “Gerçek hayatta Mandıra Filozofu gibi yaşamak mümkün mü?” Hep diyordum; “Bu sistemde Mandıra Filozofu olmak için bile para lazım. Çünkü O araziyi almak için de para lazım” Artık şunu da eklemek istiyorum; Meğer ayrıca yangın uçakları,  yangın helikopterleri filan da lazımmış. Yangınla mücadele organizasyonu da lazımmış. Yok öyle sistemden kaçıp bir kulübeye sığınmak. Bu kapitalist düzen veya kapitalist düzensizlik orman yangını şeklinde gelip seni kulübede buluyormuş.'' (The School Of Mandıra Filozofu)
  • Yatağa gelirken makyajını siliyorsun, kirpiğini çıkarıyorsun, lenslerini çıkarıyorsun ve başka bir kadın oluyorsun. Kendimi kandırılmış hissediyorum. (Yatak Odası Diyalogları)
  • Tanrı Kadınlara geçmişi ve geleceği Erkeklere ise yaşadığı günü armağan etti Kadınlar, geniş bir zamana yayıldıkları için huzursuz Erkekler, daracık bir zamana sıkıştıkları için anlayışsız oldular. (Yatak Odası Diyalogları)
  • Bir kadına güzel olduğunu söylemeyin; ona başka bir kadının onun gibi olamadığını söyleyin ve göreceksiniz ki bütün kapılar size açılacak. (Yatak Odası Diyalogları)
  • Seks hakkında hiçbir şey bilmiyorum çünkü hep evliydim. (Yatak Odası Diyalogları)
  • Aşk bir hayal, evlilik ise bir gerçektir. Hayal ile gerçeği birbirine karıştırırsanız, hayalleriniz bu işten zararlı çıkar. -Goethe (Yatak Odası Diyalogları)
  • O kadar gizliydi ki aşklarımız sevgililerimizin bile bundan haberi olmazdı... (Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye)
  • TRT Müzik'te Zeki Müren "Sevemez Kimse Seni Benim Sevdiğim Kadar" şarkısını söylüyordu, oğlum şarkıyı duyar duymaz koşarak yanıma geldi ve heyecanla bana aynen şöyle dedi: "Baba bak! Adam Beşiktaş'ın şarkısını söylüyor." (The School Of Mandıra Filozofu)
  • History is his story. (Yatak Odası Diyalogları)
  • İleride "bir gün" mutlu olmak için uğraşıyoruz hepimiz. O gün ne zaman, 1 yıl sonra mı yoksa 40 yıl sonra mı belli değil. Bir gün mutlu olacağımıza neden bugün mutlu olmuyoruz? Karpuz değil ki bu mevsimi olsun. Bir terslik var bu işte; dört mevsim karpuz yemek istiyoruz, mevsimini bekleyemiyoruz ama mutluluk için zamanın gelmesini bekliyoruz. Oysa sahip olduklarımızla bugün mutlu olmak mümkün, görmüyoruz. Bir liste yapsak fena olmaz aslında. Nelere sahibiz biz? Nefes almayı birinci sıraya yazalım mesela. Her gün her sabah kontrol edelim bu listeyi. (The School Of Mandıra Filozofu)
  • Her erkek güzel, anlayışlı, tasarrufu bilen ve iyi yemek pişiren bir eş ister; ama yasalar ne yazık ki yalnızca tek kadınla evlenmeye izin veriyor. -Holy Matrimony (Yatak Odası Diyalogları)
  • Sahip olduğuna değil de daha çok sahip olmadıklarına odaklanıyor modern insan. Kim bilir belki de nelere sahip, farkında değil. Şükretse elindekilere, kıymetini bilse çok mutlu olacak ama şükreden insan muteber değil, çünkü şükredene satış yapmak zor. İnsan elindekiyle yetinirse sistem çökecek. (The School Of Mandıra Filozofu)
  • Modern hayata itiraz eden özgür insanlarımızın sayısı ne kadar çok olursa o kadar özgür bir dünyamız olur. (The School Of Mandıra Filozofu)

Yorum Yaz