tatlidede

Ahmet Cemal kimdir? Ahmet Cemal kitapları ve sözleri

Türk Yazar, Şair ve Çevirmen Ahmet Cemal hayatı araştırılıyor. Peki Ahmet Cemal kimdir? Ahmet Cemal aslen nerelidir? Ahmet Cemal ne zaman, nerede doğdu? Ahmet Cemal hayatta mı? İşte Ahmet Cemal hayatı... Ahmet Cemal yaşıyor mu? Ahmet Cemal ne zaman, nerede öldü?
  • 19.04.2022 14:00
Ahmet Cemal kimdir? Ahmet Cemal kitapları ve sözleri
Türk Yazar, Şair ve Çevirmen Ahmet Cemal edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Ahmet Cemal hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Ahmet Cemal hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Ahmet Cemal hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 5 Mart 1942

Doğum Yeri: Alsancak, İzmir, Türkiye

Ölüm Tarihi: 1 Ağustos 2017

Ölüm Yeri: İstanbul, Türkiye

Ahmet Cemal kimdir?

Ahmet Cemal, 1942'de doğdu. Sankt Georg Avusturya Lisesi'ni ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Aynı fakültede asistanlık yaptı. İstanbul Avusturya Kültür Ofisi'nde basın danışmanı olarak çalıştı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde çeviri dersleri verdi. Yeni Ufuklar ve Varlık dergilerinde yazdı. Yazko Çeviri dergisini yönetti. Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Sinema ve Televizyon bölümü öğretim görevlisi olarak sanat tarihi ve estetik, aynı üniversitenin Devlet Konservatuvarı'nda dünya tiyatro tarihi ve çağdaş tiyatro, Güzel Sanatlar Fakültesi'nde de sanat kavramları dersleri verdi. Bertolt Brecht, Elias Canetti, Stefan Zweig, Ingeborg Bachmann, Paul Celan, Rainer Maria Rilke, Georg Trakl, Friedrich Hölderlin, Heinrich von Kleist, Georg Lukacs, Anna Seghers, Erich M. Remarque, Manès Sperber, Franz Kafka, Walter Benjamin, Robert Musil, Ernst Fischer, Octavio Paz ve E.H.Gombrich'ten çevirileri yayınlandı. Deneme ve makaleleri Yaşamdan Çevirdiklerim, Odak Noktasında Yaşananlar, Aradığımız Tiyatro ve Şeref Bey Artık Burada Yaşamıyor,şiirleri Geçmiş Bir Dua Kitabından başlığıyla, öyküleri de Dokunmak adı altında kitap olarak çıktı. Çeviri kuramı, estetik, sanat tarihi, kültür eleştirisi ve edebiyat üzerine makaleler yazdı; aynı konularda Avusturya'da, Viyana ve Innsbruck üniversiteleriyle, Avusturya Edebiyat Kurumu'nda konferanslar verdi. 1998 yılında, Türk kültürüne yaptığı hizmetler nedeniyle kendisine Anadolu Üniversitesi Senatosu tarafından fahri doktor unvanı verildi.

Ahmet Cemal Kitapları - Eserleri

  • Dokunmak
  • Kıyıda Yaşamak
  • İnsana Dönmek
  • Bizi Yaşatanlar ve Öldürenler
  • Şeref Bey Artık Burada Yaşamıyor
  • Önce Şairleri Yaktılar
  • Lanetlenmiş Ağustosböcekleri
  • Sanat Üzerine Denemeler
  • Giderayak
  • Biz Sevmeyi Ne Zaman Unuttuk?
  • Oynamak Varken
  • Geçmiş Bir Dua Kitabından
  • Odak Noktasında Yaşananlar
  • Okuyan Gençliğe Mektuplar

Ahmet Cemal Alıntıları - Sözleri

  • 1938'de Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün hemen ardından devlet ve onu yönetenlerin çoğu, "fikri hür, vicdanı hür" kuşaklar yetiştirmek yerine, kazara böyle yetişebilmiş kuşaklara karşı kendilerini koruma kaygısına düştüler. O zaman, Köy Enstitüleri kapandı Tercüme bürosu kapandı Tercüme mecmuası kapandı. Halkevleri kapandı. "Anadolu Aydınlanması" son buldu Kırklı yıllar, "Anadolu Aydınlanması"nın filizlendiği yıllardı. Ellili yılların başında ise kapısında devletin resmi ya da sivil polisin beklemediği aydın neredeyse kalmamıştı. Geleceğin aydınlarına yönelik kitlesel kıyımların temeli o yıllarda atıldı. Kısaca belirtmeye çalıştığım bu yol, "fikri hür, vicdanı hür kuşaklar yetiştirme" idealinden "dindar gençlik yetiştirme" idealine uzanan yoldur. (Önce Şairleri Yaktılar)
  • Brecht, Hitler için, “Girişimlerinin büyük boyutları, onu büyük adam kılmak için yeterli değildir,” der. Bu örnekten yola çıkarak neyin önlenmesi gerektiğini de şöyle açıklar: “Küçük ve sıradan lümpen, egemen sınıflar ona bu olanağı hazırladılar diye büyük lümpene dönüşmemeli, gerek lümpenlikte, gerekse bizim tarih anlayışımızda özel bir yere sahip olmamalıdır...” (Oynamak Varken)
  • Sanat, kendi gerçeklik temelini, her türlü biçim ve üslup kaygısından önce insanı, toplumu ve bütün bir yaşamı sorgulayabildiği, bunun için gerekli bilgi ve birikim donanımını beraberinde getirebildiği ölçüde bulabilir... (Sanat Üzerine Denemeler)
  • Doğru ile yanlışı ayırabilmekten daha çok hayran olunmaya değer bir şey var mıdır? (Şeref Bey Artık Burada Yaşamıyor)
  • “Büyük sıçrayışı gerçekleştirmek isteyen, birkaç adım geriye gitmek zorundadır. Bugün, Yarın’a Dün’le beslenerek yol alır...” Brecht’in bu iki cümlede dile getirdiği, Walter Benjamin’in, “Bugün’ü Dün’ün uzantısı, Yarın’ın da kaynağı olarak yaşamak,” diye tanımladığı tarih bilinciyle örtüşmektedir. (Oynamak Varken)
  • "Sevmek, kimi sevmek olursa olsun, artık bu dünyada onun için de var olabilmektir; ya da, Azra Erhat'ın eşsiz tanımıyla, bir insanda bütün insanlık değerlerini sevmektir." (Giderayak)
  • “Sanat her zaman yalan söylemez mi zaten?” “En çok yalan söylediği zaman, en yaratıcı olduğu zaman değil midir?” (Dokunmak)
  • Biliyorum; hep yakınıyorsunuz. Duyuyorum. "Bu kadar tepkisiz toplum olur mu?" diye soruyorsunuz örneğin. Ya da diyorsunuz ki: "Hiç birey yok mu bu toplumda? Herkes olup bitenlere kızar gibi, ama sonuçta herkes yürüyüp kendi işine bakıyor! Şöyle dediğiniz de var: "Düşünen insan bu kadar az mı bu ortamda? ... (Lanetlenmiş Ağustosböcekleri)
  • Sanat, en kısa tanımıyla bir "alternatif dünya" kurgulama eylemidir; sanatçı da bu kurguyu gerçekleştirilen kişidir. (Sanat Üzerine Denemeler)
  • "Sizler ve sizleri üzerimize süren güçler, inanın ki yenilmeye mahkumsunuz! Biz şu elimizde gördüğünüz kitaplardan vazgeçmedikçe, sizden korkup onları saklamaya kalkışmadıkça, onların bizi götüreceği aydınlığı tek aydınlanma saydıkça, inanın ki yenik düşenler hep sizler olacaksınız! Çünkü tarihte, insanlığın tarihi boyunca, hep böyle oldu. Mızraklar ve oklar tükendi, gülleler ve mermiler bitti ama yazı ve yazının sonsuz aydınlatma gücü hep kaldı! Kimi zaman biraz gölgelenir gibi oldu ama sonra hep eski parlaklığına ve gücüne tekrar kavuştu!" (Önce Şairleri Yaktılar)
  • "... olmak istediğimiz yerler, mutlu olmak için yapmak zorunda olduğumuz şeyler, başarılı olmak için gerekenler... bize her gün gösteriliyor.Etrafımız bunca şeyle doluyken bizim bunlardan başka şeyler düşünmemiz olanaklımı ? İnsancıklar gruplara, ülkelere, birliklere bölünmüşken bunların dışında kalmamız mümkün mü ? Beğenilerimize, isteklerimize, beklentilerimize, nefretlerimize göre gruplara ayrılmışken, ben onlardan değilim, diyebilir miyim ? Satmak, satın almak, satılmak, sattırmak,satılmış olamak, satılacak olmak.Her şey bunların üstüne kurulu... Birileri çıkıp da , 'ben bunların sahte olduğunun farkındayım, eleştirel bakmak lazım, aslında dünya dönmüyor, döndürülüyor, ' dediğinde, eskisi gibi düzen dışına itilmiyor zorluklar görüp acılar çekmiyor, tam tersine onlarada dolaplardan birinde yer açılıyor, kendi, kendi ahlakını üretip istediği eleştirel düşünceyi aktaranlar ve hayatını kendine göre düzenleyenler grubuna dahil olması sağlanıyor. Düzen düzensizliği de içine alıyor... " Barış Sarhan (Giderayak)
  • Gezi Parkı'nda toplanan gençliğin hedefleri sadece birkaç ağaç ve binayla sınırlı değildi. Bu gençlik oraya, ellili yılların başından bugüne demokrasi, özgürlük ve eşitlik adına kendisine kuşaklar boyunca gerçek diye benimsetilmeye çalışılmış yüzlerce, binlerce yalanı tasfiye etmek için toplandı. Bugünkü iktidarın bugünün gençliğine artık bugünün ve yarının toplumu gözüyle değil fakat sadece kendisine iman edenlerden oluşacak bir cemaat gözüyle bakmaya kalkışması ise, bardağı taşıran son damla oldu. (Önce Şairleri Yaktılar)
  • Dünya çocuklarını koruma amacıyla Birleşmiş Milletler bünyesinde oluşturulmuş UNİCEF, her Noel'de ve yılbaşında geliri dünya çocuklarına harcanmak üzere cicili bicili kartlar ve takvimler bastırıp satarken, aynı dünyada yaşayan Iraklı binlerce çocuğun Birleşmiş Milletler ambargosu yüzünden ilaçsızlıktan ölmelerine ne denmeliydi. (İnsana Dönmek)
  • "Savaş uğruna hiç direnmeksizin göze aldığımız özverileri, barış uğruna da göze almak zorundayız..." Albert Einstein (Giderayak)
  • "Sizin yaşadım dedikleriniz, benim hayatımın yanında ancak birer dipnotu olabilir!" (Dokunmak)
  • Ve -belki bir kez daha- anladım ki artısıyla eksisiyle, ama hakkı tam olarak verilerek, hiç ertelenmeyerek yaşanmışların hiçbiri boşa gitmiyor. (İnsana Dönmek)
  • Birilerinin yanından sadece geçip gitmeyi birileriyle birlikte yaşamak sananların sayılarının hızla kabardığı bir dünya. (Bizi Yaşatanlar ve Öldürenler)
  • Dünya tamamlanmamış bir taslaktır. van Gogh (Sanat Üzerine Denemeler)
  • "...Öyle günler vardı ki, tanımadığımız birinin bir bakışı, bir göz kırpışı bizi kendimize getirip uçurumun kenarından geri döndürmeye yetiyordu. Her yerde, en bilgisiz veya karanlık gözlerde bile, katılmanın bize kaldığı bir insan sevgisinin ve bir masumiyetin gizli olduğunu biliyorduk..." Cesare Pavese (Lanetlenmiş Ağustosböcekleri)
  • Felsefenin yapılamadığı bir dilde, düşünülebilir mi? Hem, kim istiyor ki artık bu ülkede gençlerin düşünmesini? Kuşaklardır eğitim politikamızda o gençlere "nasıl düşünmeleri gerektiğini" öğretecek yerde "neleri düşünmeleri, neleri düşünmemeleri gerektiğini" ezberletmek için çaba harcamıyor muyuz? (Bizi Yaşatanlar ve Öldürenler)

Yorum Yaz