diorex
Dedas

Ahmet İnam kimdir? Ahmet İnam kitapları ve sözleri

Türk Akademisyen, Felsefeci, Çevirmen, Yazar Ahmet İnam hayatı araştırılıyor. Peki Ahmet İnam kimdir? Ahmet İnam aslen nerelidir? Ahmet İnam ne zaman, nerede doğdu? Ahmet İnam hayatta mı? İşte Ahmet İnam hayatı...

  • 23.05.2022 14:00
Ahmet İnam kimdir? Ahmet İnam kitapları ve sözleri
Türk Akademisyen, Felsefeci, Çevirmen, Yazar Ahmet İnam edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Ahmet İnam hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Ahmet İnam hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Ahmet İnam hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Prof. Dr. Ahmet İnam

Doğum Tarihi: 1947

Doğum Yeri: Sandıklı, Afyon

Ahmet İnam kimdir?

1947 Sandıklı doğumlu. 1971'de ODTÜ Elektrik Mühendisliği Bölümünü bitirdi. 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümüne doktora öğrencisi olarak girdi. Bu yıldan itibaren, doktora tezini verinceye dek, aynı fakültede Latince ve Eski Yunanca derslerini izledi. 1980 yılında, yardımcı dalı Eski Yunan Edebiyatı, Ana dalı Sistematik Felsefe ve Mantık olmak üzere, doktora sınavlarını pekiyi derece ile verdi. Doktora tezi: "Edmund Husserl'de Mantığın Yeri".

29.9.1980'de Beşeri Bilimler Bölümüne asistan olarak girdi. Aynı bölümde sırasıyla, 5.11.1980'de öğretim görevlisi, 15.7.1981'de yardımcı doçent ve 21.10.1983'de Sistematik Felsefe ve Mantık Ana Bilim Dalında doçent oldu. Nisan 1989'da profesörlüğe atandı. 16 Mayıs 1994-5 Haziran 2000 tarihleri arasında Felsefe Bölüm Başkanlığı yapmıştır.

1987-1992 yılları arasında Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesinde Lisans ve Yüksek Lisans dersleri, 1982-1991 yılları arasında Ankara Üniversitesi D.T.C.F., Felsefe bölümünde dersler ve 1992-1993 yılları arasında Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler'de doktora dersleri vermiştir. 1995-1998 yılları arasında Gazi Üniversitesi'nde dersler vermiştir.

Haziran 2003 tarihinde başladığı ODTÜ Felsefe Bölüm Başkanlığı görevini halen sürdürmektedir.

Mantık, bilim felsefesi, bilgi teorisi başta olmak üzere, felsefe tarihi, kültür felsefesi ve ahlak felsefesi alanlarında çalışmalarını sürdürüyor. Amacı, çağımızdaki insanı, bilim, sanat, din ve kültür etkinlikleri içinde kavramaya çalışmak.

İngilizce'nin yanında, Almanca, Fransızca, Latince ve Eski Yunanca'dan okumalar yapabiliyor.

Evli ve bir çocuk babasıdır.

Önceki yıllarda Altın Portakal Kültür ve Sanat Vakfı'nın şiir ödülü Seçici Kurul ve Elektrik Mühendisliği Dergisi yayın kurulu üyeliği yapmıştır. Halen Kitle İletişim Dergisi, Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Dergisi, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Akademik dergisi, Doğu Batı Dergisi, Dini Araştırmalar Dergisi, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Bilimname Dergisi ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi yayın danışmanlığı yapmaktadır Ayrıca Felsefe Dünyası Dergisi yazı işleri müdürü olarak görev yapmaktadır. Bunlarla birlikte Jahrbuch der Internationalen Schoupenhauer-Vereinigung, İslami Araştırmalar Dergisi yazı kurulu, TÜBITAK Bilim ve Teknik Dergisi Yayın Kurulu, Milli Eğitim Bakanlığı Danışma ve Yayın Kurulu, Milli Eğitim Dergisi Yayın Kurulu ve Kültür Bakanlığı Araştırma ve İnceleme Eserleri Yayın Danışma Kurulu üyesidir.

2003 yılında Yeditepe Felsefe, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Bilimname, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dergisi için, 2004 yılında Erdem Dergisi, Felsefe Dünyası, Yeditepede Felsefe, Milli Eğitim Dergisi, Eğitim Bilim Toplum Dergisi, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi ve Felsefe Tartışmaları için, 2005 yılında Bilimname Dergisi, Felsefe Tartışmaları, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, Bilim Eğitim Toplum, editepede Felsefe, Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi ve Türkiye'de Düşünce Yayımları Kaynakçası için hakemlik yapmıştır.

Mart 2002 tarihinde "TUBA Bilgi Toplumuna Geçiş" konferansını ve Eylül 2003 tarhinde ise İstanbul Kültür Üniversitesinde Mantık Matematik ve Felsefe I.Ulusal Sempozyumunu düzenlemiştir.

Ocak 2003 ve Şubat 2004 tarihlerinde "Üniversitede Öğrenci-Öğretmen ilişkileri" konulu seminerler vermiştir.

2004 yılında TÜBİTAK AR-GE Eşgüdüm Daire Başkanlığı Bilimsel Toplantı Danışmanlığı yapmıştır.

2007 yılında,

Mantık ve Felsefe V. Ulusal Sempozyumu Bilim Kurulu Üyeliği yapmıştır. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Akademik Dergisi yayın danışmanlığı, Dini Araştırmalar Dergisi bilimsel danışma kuruluğu üyeliği, Milli Eğitim Dergisi Yayın Kurulu üyeliği, Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Yayınları Danışma ve Yayın Kurulu üyeliği, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi danışma kurulu üyeliği, Emo Ankara Şubesi danışma kurulu üyeliği, İslami Araştırmalar Yazı Kurulu üyeliği, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi yayın danışmanlığı, Felsefe Dünyası dergisi baş editörlüğü, Doğu Batı Dergisi yayın danışmanlığı ve İzmir Karaburun "Bilim ve İktidar" kongresi bilim kurulu üyeliği yapmıştır.

Ayrıca Hacattepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, Felsefe Dünyası, Eğitim Dergisi, TED Bilim Dergisi, Karaburun Bilim Kongresi, Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi, 100.Yıl Sosyal Bilimler Dergisi ve Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi için hakemlik yapmıştır.

Prof. Dr. Mustafa Parlar Vakfı 1995-1996 Yılı En İyi Eğitimci Ödülü,

ODTÜ'de verilen 2000 yılı Üstün Akademik Başarı Ödülü (1. Grup),

1999-2001 yılı Üstün Akademik Başarı Ödülü,

Türkiye Yazarlar Birliği 2003 yılı Yılın Fikiradamı ve Sanatçıları, Edebi Tenkit ödülü,

2008 Yılında, Ankara Kocatepe Rotary Kulubü 2009 Yılı Rotary International Meslek Ödülü ve Prof. Dr. Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi Kristal Lâle Yılın Felsefecisi Ödülü almıştır.

Uluslararası Schopenhauer Derneği ile Michael Polanyi Derneği, Türkiye Felsefe Kurumu üyesi ve Türk Felsefe Derneği Başkan Yardımcısıdır.

Ahmet İnam Kitapları - Eserleri

  • Hayatımızdaki Ince Şeylere Dair
  • Yaşamla Yoğrulmuş Bilgi
  • Hıyaran
  • Teknoloji Benim Neyim Oluyor?
  • Bir Sevda Yorumu Kitabı
  • Keşiş, Cinler ve Tanıklar
  • Bilimin Binbir Yüzü
  • Yaşam Bizi Çağırırken
  • Dünya Gönülden Gönüle
  • Filiz, Nerdesin?
  • Canım Yobazlarım Benim
  • Düşünce Açan Bahçede
  • Deneyen Felsefe
  • Denemenin Ardında Edebiyat Yazıları
  • Şiir Bir
  • Mutsuzluk Ahlaksızlıktır
  • Gönülden Bilime
  • Yolculuk Hazırlıkları
  • Der İslam - Eine Binnenperspektive
  • Düşten Düşünceye
  • Ararken
  • Şiirin Sınırsızlığında Şiire Dalışlar
  • Edmund Husserl Felsefesinde Mantık
  • Aşk Üstüne Denemeler
  • Aşk'a Can'dan Gönül'den
  • Dolanmalar
  • Şiir iki

Ahmet İnam Alıntıları - Sözleri

  • Şair şiiri yazamaz. Şiir şairden fazladır. Şiir, şaire uğrayandır. Gelir, oyalanır, gider. Belki de kalır biraz. Biraz da, ne kadar? Şair şiire ne kadar? Şiir şairin elinde olan değil. Şiir, şaire kendini getirir de, şair şiiri yazamaz. Şair, şiir için bir vesiledir. (Şiirin Sınırsızlığında Şiire Dalışlar)
  • Dili kaybetmeye başladık. Türkçe bilim yapılmaz diyorlar örneğin. Bu, senin kültürün beş para etmez demek. Ne demek yapılmaz! Bunları edebiyat olsun diye söylemiyorum. İçimizdeki potansiyeli keşfetmemiz lazım. (Canım Yobazlarım Benim)
  • "Aramanın, araştırmanın kendiydi önemli olan, çağımızın sonuçları önemseyen, sorun çözmeye dayalı bilim ve teknoloji anlayışından farklı bir anlayış egemendi simyaya. Simya yitti. Bu simya ruhu, simya tavrı yitmemelidir. Ne demek simyacı ruhu? Araştırılan konuyla bütünleşme, kafa-kalp birlikteliği demek." (Düşten Düşünceye)
  • Kurtulun kelimelerden. Yetmez. Kurtulun alışkanlıklardan, bildik kurallardan, engelleyici korkulardan. (Bir Sevda Yorumu Kitabı)
  • Ne bilim belli bir bilim felsefesinin tekelindedir ne de insan ve doğa ve de uçsuz bucaksız evren, anlaşılması için bilimin tekelinde olmak zorundadır! Yaşananın anlaşılıp açıklanması için (adına bilimsel diyelim, demeyelim) sayısız yollar vardır, iyi ki de vardır; bu, insanın önüne açılmış ne büyük olanaktır! (Bilimin Binbir Yüzü)
  • "Tek tek insanlar olarak hıyarlaşıyoruz. Sen hı­yar, ben hıyar nasıl yaşayacağız bu hayatı birlikte? Değerler hıyar, kurumlar hıyar: Yavan, kaba, duyarsız, üstünkörü, eleştirisiz, mizahsız, yoz. İçki alemleri hıyarlaşmış, dostluklar, manevi değerler çıkara dayanıyor. Cennete girmek için, Allah'tan ve günahtan korktuğumuzdan, bir sigorta şirketi gibi bağlanıyoruz manevi değerlere. Manevi de­ğerleri en maddi, en çıkarcı biçimde, sorumsuz, duyarsız biçimde yaşıyoruz. Şiiri duymadan, ona katılmadan, incelmeden, ham halat yaşıyoruz. Şiir güzelleştirmiyor. Şiir insanları sömürmenin, uyutmanın, "entel edepsizliğinin" aracı oluyor. Hıyar şairlerden, hıyar şiirler ... "Benim şiirimi anlamayan, sevmeyen hıyardır" diyor. Bilimden anlamayan hıyar, matematikten zevk almayan hıyar ... Öğretmen, "Sorduğum problemi çözemeyen hıyardır." diyor. Dans bilmeyenler, divan şiirinden anlamayanlar, Osmanlı'yı takdir edemeyenler, Shakespeare'den tad almayanlar, caz müziğini sevmeyenler hıyarlaşıyor... Değer anar­şisi, kargaşası, hıyar terörüne yol açıyor." (Hıyaran)
  • Çağımız insanının en büyük sorunu, yaşadığı hayatı, sıradan bulmasıdır. (Hayatımızdaki Ince Şeylere Dair)
  • Sevmede noksan isen, nasıl bilirsin sevilmeyi? (Bir Sevda Yorumu Kitabı)
  • Zengin olacağım ulan, zengin. Hepinizin imanını gevreteceğim. (Keşiş, Cinler ve Tanıklar)
  • Aşık pozuna yatan karılarla heriflerin yanına sokuluyorum. Para istiyorum. Şaşmıyor. Hepsinden para alıyorum Helal olsun bu aşka be. (Keşiş, Cinler ve Tanıklar)
  • Biliyorum: Hayat izin vermeyecek. Ben sen diye başka birini seveceğim. Sen de ben diye başka birini. Ama neden sevdiklerimizin sevdiği insan olmayalım ? Neden onların yanlış birini sevmesine izin verelim ? Bende kendini yarat. Beni sen diye başka birini sevmeye mahkum etme. Sevenlerinin seni severek yaratmalarına izin ver. Onları sensiz bırakma. Yalnız bırakma. İmza: Ben. (Aşk'a Can'dan Gönül'den)
  • Unutma, içimizde çoğu zaman Ateşli bir şiir vardır uyuyan. (Şiir Bir)
  • Husserl’in felsefeye başladığı yıllarda, bilim ve felsefe dünyasına egemen olan çeşitli psikolojik çalışmaların olduğunu görüyoruz. Husserl için bu çalışmalar bir düşünce "kaos"unun belirtisi oluyordu. Nitekim, Husserl’in Log. Unt.I'le başlayan psikolojiye olan güvensizliğinde, psikolojinin kendi sınırını aşan görüşlerinden yakınır. Brentano, Psychologie votn etnpririschen Standpunkt adlı yapıtında "deney benim tek öğretmenimdir”, diyor. Buna karşın, "deney"den anladığı, Husserl’de de örneğini gördüğümüz "ideal görü"yü içine alan çok geniş kapsamlı bir kavramdır. Husserl, hocası Brenteno’dan psikolojinin geniş açıdan, "ideal açıdan" ele alınmasını da öğrenmiş olabilir. Belki de, matematikle uğraşmaktan kaynaklandığını düşünebileceğimiz psişik olana "ideal" açıdan yaklaşma anlayışı, felsefede biricik öğretmeni olarak nitelendirdiği Brentano’dan edindiği görüşler olabilir. (Edmund Husserl Felsefesinde Mantık)
  • Ağızları ve kulakları birleşmiştir. Kendilerini duyarlar yalnız. (Hıyaran)
  • Dünyadaki kavgaların, çekilen acıların, cinayetlerin, savaşların temelinde iletişimsizlik yatıyor. Anlayamadığımız insanlara düşman kesiliyoruz. Anlayamadığımız konuları sevmiyoruz. Hele, bol bol anlaşılamamaktan yakınışımız var ki! Peki, kimse bizi anlamıyorsa; biz, bizi anlamayanları anlayabiliyor muyuz? (Bilimin Binbir Yüzü)
  • Bu, dar kafalı, kendi akıllarına tıkılı, akılları bu yüzden tıkalı insanlarla tartışmak çok zordur, acılıdır. Onları ancak kendi tanımları, kurallarıyla tanıyabilirsiniz. İletişim, onların koyduğu kurallarla sağlanabilir. Bu akıl bağımlılarının gözünde, benim gibi biri, duygusal, mistik, kafası karışık, garip, edebiyatla felsefeyi karıştıran, 'sistematik' (onlar gibi) düşünemeyen, 'meczup' bir insandır. Elbette mantık derslerime girmemişlerdir. Girseler de kendi mantık düzenlerini terk edemedikleri için, neyin ardında olduğumu anlayamazlar, bir türlü. (Gönülden Bilime)
  • Psikoloji akıla dayanacağına, bütün bilimleri temellendiren fenomenolojiye dayanacağına, fiziğe, fizyolojiye, Husserl'in son yazılarında kullandığı deyimle "antropoloji"ye dayanıyor. Böylece, Husserl'in eleştirilerini özetlersek: a) Psikoloji, belirsiz, kesin olmayan, deneylerin, nesnel zaman içinde gelip geçiciliğine bağlı, rastlantısal genellemeler dayanıyor. b) Temelleri, sağlam öndayanakları (Voraussetzungen) olmadığı için, bilimsel değeri düşüyor. c) Görecelik (Relativismus) yanlışı içindedir. Psişik olguları, kendileri açıklanmaya zorunlu başka psişik, fizyolojik olgulara dayandırarak açıklıyor. d) Kuşkuculuğa saplanıyor. Deneylerin ötesinde olana karşı kuşku duyuyor. İdeal olanı göremiyor, oysa, bütün kuşkuculuk görüşleri saçmadır. Kendi savını kendi yok eder. e) Psikoloji kendi alanını aşıp, felsefeyi ve mantığı temellendirmeye kalkabiliyor. (Örneğin, Brenteno'nun Stumpf'un, Spencer'in çabaları) (Edmund Husserl Felsefesinde Mantık)
  • Okul, biz doğduğumuzda başlamıştır. Ölünceye dek de sürecektir. (Yaşamla Yoğrulmuş Bilgi)
  • Bütün yolları tutmuşlar. Ben de köstebek olur yer altından kazarım. Belki varırım o mahzene, yaşamanın yüzyıllardır sessizce damıtıldığı. (Keşiş, Cinler ve Tanıklar)
  • Ben hırçın sarsıntılarda içini korumuş biriyim. Öyle bir birikimim var ki kutuplara çekemez kimse beni. (Keşiş, Cinler ve Tanıklar)

Yorum Yaz