Ahmet Özhan kimdir? Ahmet Özhan kitapları ve sözleri
Türk Müzisyen Ahmet Özhan hayatı araştırılıyor. Peki Ahmet Özhan kimdir? Ahmet Özhan aslen nerelidir? Ahmet Özhan ne zaman, nerede doğdu? Ahmet Özhan hayatta mı? İşte Ahmet Özhan hayatı...

Doğum Tarihi: 1950
Doğum Yeri: Urfa
Ahmet Özhan kimdir?
1950’de Urfa’da doğdu. İlk müzik terbiyesini ailesinden aldı. Daha sonra İstanbul Belediye Konservatuarı ile Üsküdar Musikî Cemiyeti’nde değerli hoca Emin Ongan’dan müzik tahsilini tamamladı. 1991 yılında kurulan Kültür Bakanlığı İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu’na Genel Yönetmen olarak atandı. 1998 yılında Devlet Sanatçısı unvanını aldı. 1980 yılından beri iştirak ettiği Konya Mevlânâ İhtifalleri, 1984’den beri yer aldığı İstanbul Festivali ile “Güldeste” isimli klasik ve tasavvuf müziği konserleri ve Tokyo’dan San Francisco’ya kadar pek çok yurt dışı ve sayısız yurt içi konserleri ile müzik birikimlerini sanat severlere sundu. Özel bir televizyon kanalında dört yıl süreyle “Şarkılar Seni Söyler” isimli bir müzik programının yönetmenliğini, sunuculuğunu ve solistliğini yapan Ahmet Özhan evli ve iki çocuk babasıdır.
Ahmet Özhan Kitapları - Eserleri
- Şarkılar Seni Söyler
- Ayrılık Yaman Kelime - Ahmet Özhan Kitabı
- Ses, Söz ve Sevgili
Ahmet Özhan Alıntıları - Sözleri
- Çok değerli olan bir kişinin en az tesir ettiği kişi kendi oğludur. (Ayrılık Yaman Kelime - Ahmet Özhan Kitabı)
- Bir sabah bakacaksın ki bir tanem ben yokum Dünyayı sana bırakıyorum (Ayrılık Yaman Kelime - Ahmet Özhan Kitabı)
- Fuzuli söylemiş en güzelini, "Kendi hüsnün hublar şeklinde peyda eyledin. Çeşmi aşıktan dönüp sonra temaşa eyledin" (Ses, Söz ve Sevgili)
- Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır. (Şarkılar Seni Söyler)
- Neticede his âlemimizin bu hataları gönül ve kalp orucumuzu olumsuz etkiler ve ibadet zevkimizi azaltır. (Ses, Söz ve Sevgili)
- "Sevda pınarından akan bir su deyince aklıma geldi de, sular yüksek yerlerden, dağlardan gürültülerle, başlarını taşlara vura vura akarlarmış, o uzun bir yolculukmuş ve sonra denize veya göle kavuştukları zaman bir huzur, bir sessizlik onları sararmış. Yani bu bağırtılar çığırtılar zannediyorum hep o seyr ü sülük esnasında oluyor. Vuslat iştiyâkıyla. Vuslata erişince de duruyor ama o arada çok büyük dertler var. Şimdi Fuzûli'nin Su Kasidesi'ndeki bir beyit aklıma geldi, “Hâk-i pâyine yetem der ömürlerdir muttasıl / Başını taştan taşa urup gezer âvâre su," diyor. Suyun akışındaki sebebi sevgilinin ayağının bastığı yerlere kavuşabilme hevesi, ihtiyacı, heyecanına bağlayarak bir hüsn-i tâlil yapıyor." (Şarkılar Seni Söyler)
- Yani bizler ibadet etmek için bir mekâna muhtaç değiliz. Kâinat bizim tevhidhanemiz gökyüzü de kubbemizdir. (Ses, Söz ve Sevgili)
- Bir tek acı vardır her ömür hikayesinde: Ayrılık (Ömer Tuğrul İnançer Önsöz'den) (Ayrılık Yaman Kelime - Ahmet Özhan Kitabı)
- Başka bir şey yok o kendini seyreder. (Ses, Söz ve Sevgili)
- Şarkı Güfte:? Beste: Hacı Ârif Bey Vücut ikliminin sultanı sensin Efendim derdimin dermânı sensin İnançer, Vücûd ikliminin sultanı "Sen" efendim derdimin dermanı "Sen" hep o "Sen" Vücûdu evvelâ varlık manasında ele alırsak, "Ol" emriyle yaratılan bütün varlığın sultanı bir tane, yine O. Yok eğer, kendi vücûd iklimimin sultanı diyecek olur isen, eğer zâhirde kaldı isen, zuhûrda takıldın demektir. Yok o zâhirden geçebildiysen hakikî "Sen"dir. (Şarkılar Seni Söyler)
- Kim kimin ilacı, kim kime merhem, kim kime hasret, hadi sen söyle şimdi! (Ayrılık Yaman Kelime - Ahmet Özhan Kitabı)
- Elim hala onun elinde ve belki o yüzden ben hiç büyümüyorum, hep o çocuğum hala (Ayrılık Yaman Kelime - Ahmet Özhan Kitabı)
- Madem ki Ben O'yum,neyi arıyorum? dedi. (Ses, Söz ve Sevgili)
- Oğlum bir müddet yüzüme baktı ve sordu: "Baba her şey aşktan bahsetmeye mecbur mu?" (Ses, Söz ve Sevgili)
- Gönül taşla kırılmaz, sözle kırılır. (Şarkılar Seni Söyler)
- Aşk örgütlenmektir,bir düşünün abiler... (Ses, Söz ve Sevgili)
- İlla aşk lazım, aşk olduğu zaman her şey kolaylaşır. (Şarkılar Seni Söyler)
- Eğer bir kişi, zahirî bu aşklarda kalmayıp, o köprüden, o duraktan geçip hakikî sevgiye ulaştığını beyân edebiliyorsa, hakîkatte bu Hâlık'ın onu sevdiğinin farkına varmasına işarettir. (Şarkılar Seni Söyler)
- Yüce dağın tepesindeki karlar, buzullar erir, derelere döner, nehirlere döner, çağlayanlara döner; ama ne gürültü çıkarır. Kafasını taştan taşa vura vura gürül gürül akar ama deryaya kavuştuğu zaman tıs diye sükunet ortaya çıkar. (Ayrılık Yaman Kelime - Ahmet Özhan Kitabı)
- Çünkü çocukluğunda aşık olmayan, büyüklüğünde de aşkı bilemez. (Ayrılık Yaman Kelime - Ahmet Özhan Kitabı)