Andre Aciman kimdir? Andre Aciman kitapları ve sözleri
Romancı, denemeci ve anı yazarı Andre Aciman hayatı araştırılıyor. Peki Andre Aciman kimdir? Andre Aciman aslen nerelidir? Andre Aciman ne zaman, nerede doğdu? Andre Aciman hayatta mı? İşte Andre Aciman hayatı...

Doğum Tarihi: 2 Ocak 1951
Doğum Yeri: İskenderiye, Mısır
Andre Aciman kimdir?
Romancı, denemeci ve anı yazarı, aynı zamanda dünya çapında ünlü Proust uzmanlarından biridir. New Yorker, New York Review of Books, New York Times, Paris Review gibi dergilerde makaleleri yayınlandı.
Türkiye vatandaşlığına sahip Yahudi bir aileye (babası aslen İstanbulludur) mensup olan André Aciman, İskenderiye'nin çok dilli, kozmopolit ortamında yetişti, aile daha sonra New York'a yerleşti. New York City Üniversitesi'nde edebiyat teorisi, Princeton Üniversitesi'nde Fransız edebiyatı dersleri verdi.
Anı kitabı Out of Egypt ile Whiting Ödülü'nü kazandı. Adınla Çağır Beni, ilk yayınlandığı yıl olan 2007'de New York Times tarafından "Yılın Dikkate Değer Kitabı" seçildi ve Lambda Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü. Yazar yaşamını ve çalışmalarını New York'ta sürdürmektedir.
Andre Aciman Kitapları - Eserleri
- Adınla Çağır Beni
- Bul Beni
- Proust Projesi
- Sekiz Beyaz Gece
- Harvard Meydanı
Andre Aciman Alıntıları - Sözleri
- Kitap okuyanlar gizlenen insanlardır. (Adınla Çağır Beni)
- Senden hoşlandığımı mı düşünüyorsun Oliver? Sana tapıyorum ben! (Adınla Çağır Beni)
- “Bugün Proust’u bitirdim.” ne anlama gelir? Proust’u kim bitirir? (Proust Projesi)
- “Hayatını nasıl yaşayacağın sadece seni ilgilendirir. Fakat unutma, yüreklerimiz ve bedenlerimiz bize sadece bir kez için verilmiştir. Çoğumuz ister istemez, sanki yaşanacak iki hayatımız varmış, birisi taslak, öteki mükemmel versiyonmuş ve ikisinin arasında bir sürü versiyonlar varmış gibi yaşarız. Ama sadece bir tane vardır, sen bunu anlayamadan yüreğin yıpranır ve vücuduna gelince, ona bakacak pek kimsenin kalmayacağı, yaklaşmak isteğinin hiç olmadığı bir noktaya varırsın.” (Adınla Çağır Beni)
- Ben artık yokum ama ne olur bul beni. (Bul Beni)
- Biz birbirimizindik ama birbirimizden o kadar ayrı kalmıştık ki, başkalarınındık artık. Yaşamlarımızda asıl hak iddia edenler işgalciler ve sadece işgalcilerdi. (Adınla Çağır Beni)
- Neyin can yakacağını iyi biliyordu. Benim canımın da nereden yanacağını kesinlikle biliyor olmalıydı. Oraya hiçbir zaman dokunmadı. (Harvard Meydanı)
- "Her seçim trajik bir seçimdir çünkü hiçbirimiz kendimizi ötekilere tam olarak açamayız. Ölüme giden yolda bazen dürüst anlar olabilir ve kısa süreliğine de olsa bencilliğin, örfün ve yasakların maskeleri düşebilir. Ama ölümün nihai acımasızlığı yüzünden hiçbirimiz asla 'birlikte' olamayız. Her insan yalnızdır gerçekten." (Proust Projesi)
- Onlar gibi olmak istemezdim, çünkü bir parçam öyle olmayı zaten beceremezdi, ama bilirdim ki öteki parçamın hayatta en çok istediği şey, tek kumaştan kesilmişçesine onlardan biri olmaktı. (Harvard Meydanı)
- Işıkları söndüreceğiz, kapıları kilitleyeceğiz, panjurları indireceğiz ve bir daha asla umut etmemeyi öğreneceğiz. Bir ömür boyunca asla. (Bul Beni)
- Kimse bir ada değildir, kendini başkalarına kapatamazsın, insanın insana ihtiyacı vardır. (Adınla Çağır Beni)
- "Durum yeterince tanıdık. Freud, Woody Allen ve Murphy'nin Kuralları'ndaki Murphy'nin kesiştiği yerdeki Proust bizden biri; onu çok iyi tanıyoruz, o da bizi çok iyi tanıyor. Duyguların bastırılmasının ne demek olduğunu çok iyi biliyor. O sahici hüzün patlaması da ne kadar sade ve doğrudan; hiçbir şey hissetmemektense herhangi bir şey hissetmenin daha iyi olduğu, insanoğlunun bir şeyler hissetmesi gerektiği ve zaten hissetmek istediği, dahası hepimizin duyguya aç, sıcaklık arayan varlıklar olduğumuz ve tam da bu yüzden kırılma ya da aptal durumuna düşme pahasına bazı yerlere, bazı nesnelere, kokulara, sanata, gözyaşına, bitkilere, yazıya, hafızaya, müziğe, kötülüğe ve elbette diğer insanlara doğru çekilmekten çekinmediğimiz ve böyle yaparak da her birimizin sadece yeni değil aynı zamanda gerçek hayatımız olan iç dünyamızda gizlenmiş kişisel bir yol bulduğumuz bilgisi ne kadar takdire şayandı." (Proust Projesi)
- Geçmiş çoktan gelecek tarafından lekelenmiştir ve geleceğin gözü daima geçmiştedir. (Proust Projesi)
- Bırak aşık olmayı insanlardan hoşlanıp hoşlanmadığımdan bile emin değilim. (Bul Beni)
- Albertine'siz bir yaşam umutsuzluk getirir. (Proust Projesi)
- En korkunç ihtimaller de bunlar değil mi: olabilecekken asla olmamış ve ümidimizi yitirsek de hala bir gün olabilecek şeyler. (Bul Beni)
- Hepimiz yaşamla aramıza mesafe koymak için çeşitli perdeler kullanırız. Benimki kağıt. (Bul Beni)
- "Yalnız kalmayı seviyor musun?" diye sordu. "Hayır. Kimse yalnız kalmayı sevmez. Ama yalnızlıkla yaşamayı öğrendim." (Adınla Çağır Beni)
- “...şüphesiz ötekilere hiç benzemeyen bir romanın, nasıl olur da bir sonu olabilir? ‘Bugün Proust’u bitirdim.’ ne anlama gelir? Proust’u kim bitirir?” (Proust Projesi)
- Kalaş her şeye doğaçlama adlar bulup takarak ve dokunduğu her yere parmak izlerini bırakarak dünyanın görüntüsünü değiştirmişti, çünkü aynı dünyanın, kapısında bu kadar derin izler bırakan elin sahibini bir gün arayıp bulacağını ve 'Yeterince uzun süredir çalıyorsun kapımı. Gel artık sen buraya aitsin,' diyerek onu içeri alacağını umuyordu. (Harvard Meydanı)