Antonio Munoz Molina kimdir? Antonio Munoz Molina kitapları ve sözleri
Gazeteci,yazar Antonio Munoz Molina hayatı araştırılıyor. Peki Antonio Munoz Molina kimdir? Antonio Munoz Molina aslen nerelidir? Antonio Munoz Molina ne zaman, nerede doğdu? Antonio Munoz Molina hayatta mı? İşte Antonio Munoz Molina hayatı...

Gazeteci,yazar Antonio Munoz Molina edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Antonio Munoz Molina hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Antonio Munoz Molina hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Antonio Munoz Molina hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...
Doğum Tarihi: 1956
Doğum Yeri: Uveda
Antonio Munoz Molina kimdir?
Antonio Muñoz Molina 1956 yılında Uveda’da doğdu. Madrid’de gazetecilik eğitimi gördükten sonra Granada Üniversitesi’nden sanat tarihi diploması aldı. 1974 yılından bu yana Granada’da yaşamaktadır. İspanyol yeni roman akımının örneklerini vermiş olan Molina çeşitli edebiyat ödülleri sahibi olup, 1996 yılında kabul edildiği İspanyol Edebiyat Akademisi’nin en genç üyesidir. Yazarın Lizbon’da Bir Kış, Ne Mutlu!, Savaşma Arzusu adlı romanları Türkçeye çevrilmiştir.
Antonio Munoz Molina Kitapları - Eserleri
- Dolunay
- Merdivendeki Ayak Seslerin
- Lizbon'da Kış
- Savaşma Arzusu
- Emevilerin Kordobası
- Ne Mutlu!
- Güzel Karanlık
- Sefarad
Antonio Munoz Molina Alıntıları - Sözleri
- “Onunla konuşmak, iyi bilinen ama uzun zamandır konuşulmamış bir dili kullanmak gibiydi...” (Merdivendeki Ayak Seslerin)
- Tecrübenin özelliği, benzerlerimizle, bizden önce yaşadıkları veya henüz doğmadıkları için hiç göremeyeceğimiz, bizden habersiz suç ortağımız olacak kadar bize benzeyen kadın ve erkekler... Bu kişilerin bazıları, bizimle aynı çağda yaşar, hatta belki aynı kentin havasını teneffüs eder... (Emevilerin Kordobası)
- (...) ona öyle sabit gözlerle bakmıştı ki uzun yıllar önce Öğrenci Yurdu'na adım atar atmaz o ufak, miyop, yorgun, kahin gözlerin, ondaki terk edilmişliği, kini, utancı, açlığı, hatta nefreti, yatılı okula, okulun içindeki her şeye, dış dünyaya karşı duyduğu hiç dinmeyen gizli nefreti (...) duyduğu hafif ürpertiyi hissetmişti. (Dolunay)
- “ Senin gördüğün dünya hiç bir zaman olduğunu sandığın dünya değil. Ne yakından ne de uzaktan. Beynin kısıtladığı sayıda görsel izlenimlerle oluşturulmuş bir simülasyon görüyorsun. Beyin o kapkaranlık, kemikten mağaraya sıkışıp kalmış. Optik sinirlerden elektriksel uyarılara dönüştürülen verileri alıyor ve onları kendi arşivindeki daha önceki modellere zıt olup olmadıklarına göre yorumluyor. Gördüğün her şey bir serap.” (Merdivendeki Ayak Seslerin)
- “Güvenilir beklentiler, hayatta kalmaya dair elverişli dersler belirlemek dışında bir yararı yoktur geçmişin.” (Merdivendeki Ayak Seslerin)
- "Yüz ruhun aynasıdır." (Dolunay)
- Ama, üstesinden gelemediği utançtan kaçmanın içgüdüsel bir yolu da olan iradi çaba (Dolunay)
- “Yeni bir şehrin şiirselliği, iş oraya yerleşmeye gelince tamamen yok olma riskiyle karşı karşıyadır.” (Merdivendeki Ayak Seslerin)
- “Cecilia, benzersiz olgular travmatik ya da hayatta kalmak için diğerlerinden daha çok daha değerli olmadıkça belleğin onları korumakta pekte iyi olmadığını söyler.” (Merdivendeki Ayak Seslerin)
- Cellatlar için de merhamet yoktu. (Sefarad)
- “Bellek uyarıcıdır. Bir daha aska tekrarlanmayacak bir anın biricik görkemli parıltısını değil, bir olasılığa işaret saydığı olaylar dizisini, ilişkili veya nedensel olabileceği bağları korur. (Merdivendeki Ayak Seslerin)
- Hiç yaşanmamış olan şey yaşanmaya , hiç söylenmemiş olan söz söylenmeye değerdir. (Emevilerin Kordobası)
- Gecikilerek ulaşılan bir şeye ulaşılamamış demektir; hatta bunca istemişken geç gerçekleşmesi insana acı bir alay gibi geleceğinden daha da kötüdür. (Dolunay)
- Biz hepimiz uykudayız; ölünce uyanacağız. (Sefarad)
- En aşikar olan şey, aynı zamanda anlaşılması en güç olan şeydir; en büyük muammalar karanlıkta değil, görünürlüğün ortasındadır. (Emevilerin Kordobası)
- Gerçek bir düşte değil, birçok düştedir. (Emevilerin Kordobası)
- “Okuma zihni oyalayıp bekleyişi kısaltıyor.” (Merdivendeki Ayak Seslerin)
- Korku hiç uyumaz (Merdivendeki Ayak Seslerin)
- “Portekiz iflas etmiş bir ülkeydi. Lizbon güzellik ve çaresizliğin, ihtişam ve perişanlığın, toplanmayan çöpler, boş evler ve çiğ boyalı duvarlar kentiydi. (Merdivendeki Ayak Seslerin)
- “Her şeyi, evdeki her eşyayı, her yeri, her anı onun o eşsiz bakışlarıyla görmek için gözlemledim: önyargılarım veya kafa karışıklığımla çarpıtmadan, aynılaştırıp birbirine karıştırmadan.” (Merdivendeki Ayak Seslerin)