Aydın Boysan kimdir? Aydın Boysan kitapları ve sözleri
Türk Mimar ve Gazeteci Aydın Boysan hayatı araştırılıyor. Peki Aydın Boysan kimdir? Aydın Boysan aslen nerelidir? Aydın Boysan ne zaman, nerede doğdu? Aydın Boysan hayatta mı? İşte Aydın Boysan hayatı... Aydın Boysan yaşıyor mu? Aydın Boysan ne zaman, nerede öldü?

Doğum Tarihi: 17 Haziran 1921
Doğum Yeri: İstanbul
Ölüm Tarihi: 5 Ocak 2018
Ölüm Yeri: İstanbul
Aydın Boysan kimdir?
Aydın Boysan (d. 17 Haziran 1921, İstanbul), Türk mimar ve gazeteci.
Öğretmen Nevreste Hanım ile muhasebeci Esat Boysan'ın çocuğu olarak dünyaya geldi. 1939 yılında Pertevniyal Lisesi'ni, 1945'te İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ni bitirdi. Mesleğini 1999'a kadar ara vermeden sürdürdü. Türkiye Mimarlar Odası'nın kurucuları arasında yer aldı; yönetim kurulu üyesi, ilk genel sekreteri ve İstanbul şube başkanı oldu. 1957-1972 yıllarında İstanbul Teknik Üniversitesi'nde ders verdi. Ulusal ve uluslararası mimarlık yarışmalarında ödüller kazandı. Kendi kitaplarını basmak için Bas Yayınları'nı kurdu (1984-1993). Aralıksız olarak on yıl Hürriyet ve üç yıl Akşam gazetelerinde köşe yazıları yazdı.
Aydın Boysan, oyuncu Haldun Boysan'ın babasıdır.
Aydın Boysan Kitapları - Eserleri
- Nereye Gitti İstanbul?
- İstanbul'un Kuytu Köşeleri
- Şerefe
- Bıkma Yaşa
- Acele Etme Çabuk Ol
- Ne Güzel Günlermiş
- Yıldızlardan Bile Uzaklarda
- Yüzler ve Yürekler
- Bir Ömür Yetmiyor
- Ayıp Olmadan
- Ne Hoş Zamanlardı
- Doyulmaz Dünyamıza
- Doksan Beş Yıldan Serpintiler
- Haydi Dostlar
- Paldır Güldür
- İstanbul Esintileri
- Neşeli Konuklar
- Umut Simit
- İnsan Suyu Zaman Nehrinde Akıyor
- Uzun Yaşamanın Sırrı
- Aldanmak
- Aynalar
- Felekten Bir Gün
- Yalan
- Neşeye Şarkı
- Oldu Mu Ya
- Fısıltı
- Leke Bırakan Gölgeler
- Merak Uyanınca
- İki Nesil Bir Şehir
- Yangın Var
- Binbir Yaşam Sahnesi
- Zaman Geçerken
- Uzaklardan
- Yollarda
- Nerede Yaşıyoruz?
- Yaşama Sevinci
- Yıl 2046 Uzay Anıları
- Dostluk, Mizah Söyleşileri
- Sev ve Yaşa
Aydın Boysan Alıntıları - Sözleri
- Yaşamanın başarılmasından da öte, yaşamayı severek sanatlaştırma gücüne varılmalıdır ki, yaşama sevincinin vereceği huzura kavuşulabilsin. Yaşamak, çok yanıyla sevdaya (aşka) benzer çok sevenin zihinsel gücü ile yaratılan bilmiş olan... (Uzun Yaşamanın Sırrı)
- Yüzyıllarca zaferden zafere koşan Roma İmparatorluğu'nda bayram günü sayıları öyle ölçüsüz artmış ve yılın yarısına yaklaşmıştı. Roma İmparatorluğu'nun bu yüzden battığı da anlatılır. (Acele Etme Çabuk Ol)
- Zaman kavramını önemsemeyenler, yaşamın ne anlama geldiğini anlamazlar bile... (Bıkma Yaşa)
- Yalnız kitap okumaktır. Başka hiçbir konu insanı ruhsal çölleşme akıbetinden koruyamaz. (Haydi Dostlar)
- "Nerede bir kargaşa varsa, orada şarlatanlık ve ahlak fukaralığından kuşkulanmalıdır." (Felekten Bir Gün)
- Ölüm dahil herşeyin mizahı olur. Zaten kişi gülerek ölmesini beceremiyorsa, o zaman sahiden ağlamalıdır. (Paldır Güldür)
- Mizaha sinirlenen politikacı, kendisine ayna tutulmasına içerler. İlkel olduğu için, kin de tutar. Kin tutan politikacı, kin tutan deveden daha ilkeldir. (Ne Güzel Günlermiş)
- Yaşamın, iki önemli işkence makinası var. Bu iki makina, durmak bilmeden çalışır. Birisi, ‘rastlantılar’dır. Yaşamın ikinci işkence makinasıysa, ‘zaman’dır. (İstanbul'un Kuytu Köşeleri)
- “Geçmiş bir bakıma, içinde yaşadığımız zamandan çok daha gerçektir; en azından çok daha dayanıklı, çok daha süreklidir. Şimdiki zaman akıp gider, yiter, parmaklarımızın arasından kum gibi kayar. Maddesel ağırlığına ancak anılarda kavuşur.” (Nereye Gitti İstanbul?)
- Örneğin "hukukun üstünlüğü tartışılmaz" dendiği zaman benim de içimden inanmak geliyor. Ama bu romantik bir duygu... Gerçek o değil... Eğer bir ülkede iktidardaki çoğunluk partisi genel başkanı her istediğini yapabiliyorsa, o ana kadar açığa vurmadığı bir düşüncesini, önerisini sabaha karşı kanun maddesi hâline getirebiliyorsa, o ülkede hukukun üstünlüğü tartışılır. (Doksan Beş Yıldan Serpintiler)
- Bir işsiz, arkadaşına anlatıyor: "Son genel müdürüm gibi ince ruhlu adam görmedim. İşime son verdiği gün beni odasına çağırıp: 'Siz olmadan bütün bu işlerin içinden nasıl çıkacağımızı bilemiyorum. Ama, yarından başlayarak özveriye katlanarak ve bunu deneyeceğiz' dedi.." (Aldanmak)
- Çağdaş mizahın amacı, insanların aklını, gerçekleri görünceye kadar çalıştırmaktır. (Ne Güzel Günlermiş)
- -Eğer 10000 mark yardım yapmazsanız kendimi tavana asarım. -İstediğiniz parayı veremem. Ama isterseniz çamaşır ipini yollarım. (Haydi Dostlar)
- Ömründe aynaya bakmamış, yani demek isterim ki kendini hiç tanımayan bir pervasızın başkalarına gülmesi, onun kendini kurtarma çabasıdır. İçine düştüğü çukurdan, bu yolla çıkacağını sanmasıdır. (Ne Güzel Günlermiş)
- "Kültür güneşinin alçak ufuklarda dolaştığı ülkelerde, cücelerin gölgesi büyük olur." (Uzun Yaşamanın Sırrı)
- Biz daha iki milyon yıl önce, gözle görülen büyüklüklerin, yüksekliklerin, ruhsal 'küçülme ve alçalmalardan' kaynaklandığını öğrendik de ondan... (Yıldızlardan Bile Uzaklarda)
- “Chur Piskoposu Caminada, kilise görevi dışındaki tüm toplum sorunlarını da dertlenerek uğraş konusu yapan, ilginç bir kişilik... Tarih ve sosyal bilimlerle çok ilgili... Kim olursa olsun, herkesle ilişki kurarak incelemeler yapıyor. Bir gün dağ başında rastladığı bir çobanla ilgileniyor. Kazancının çok az olduğunu öğrenince çobana acıyor ve diyor ki: ‘Ben de çoban sayılırım ama ben çok daha fazla kazanıyorum.’ Çoban tahminde bulunuyor: ‘Siz herhalde çok daha fazla sığırı korumaya çalışıyorsunuz.’”... (Ne Güzel Günlermiş)
- "Çünkü insanlar hiç değişmiyor. Akıl, vicdan ve ahlak, tıpkı binlerce yıl önceki gibi. Tıpkısının aynısı. Otomobile, uçağa binen insanın aklı ve vicdanı, eşeğe binenden daha çok ve hızlı çalışmıyor sonucunu çıkarıyorum. Bu sonuç da bana işkence oluyor. " (Acele Etme Çabuk Ol)
- Oysa düşünmek ve duyumsamak, elbette az ya da çok, beyin ve yürek çabası gerektiriyor. (Bıkma Yaşa)
- Ayasofya’ya dört minare eklemiş cami yapmış ama, yüzyıllardır safça atlanan bir özellik var: Binanın adı yüzyıllardır “Ayasofya Camii”… Caminin adından hala bir Hıristiyan Azize’sinin adı sökülüp atılmamış. Bu davranış uyuklayarak atlanan bir incelik. (Bir Ömür Yetmiyor)