Aydın Çubukçu kimdir? Aydın Çubukçu kitapları ve sözleri
Türk Siyasi Aktivist, Yazar, Devrimci Aydın Çubukçu hayatı araştırılıyor. Peki Aydın Çubukçu kimdir? Aydın Çubukçu aslen nerelidir? Aydın Çubukçu ne zaman, nerede doğdu? Aydın Çubukçu hayatta mı? İşte Aydın Çubukçu hayatı...

Doğum Tarihi: 1947
Doğum Yeri: Sivas
Aydın Çubukçu kimdir?
1947 yılında Sivas'da doğdu. İlkokulu Deniz Gezmiş ile aynı sınıfta Sivas Selçuk İlkokulunda okudu. 1968'de Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde öğrenciydi. Türkiye'deki 68 kuşağı içerisinde yer aldı. Devrimci Gençlik Federasyonu'nun genel yönetim kurulu üyeliği yaptı. O zamanlar "Basın yayın Komünü" olarak anılan devrimci grup adına Temmuz 1971 yılında İzmir'denDenizli'ye para taşıyan Ziraat Bankası aracındaki dört milyon lirayı arkadaşlarıyla beraber soydu. Oradaydım (Sonradadan ODA TV'de Hikmet Çiçek ve Yaşar Ayaşlı tarafından tekzip edilen) belgeselinde olayı şöyle anlatmaktadır:
Aslında bu bir şans oldu çünkü Dev-Genç içerisindeki arkadaşlarımızdan birisi, hukuk fakültesi öğrencisi Kadir Kaymaz olayların yoğun olduğu bir dönemde babası tarafından okuldan alındı ve Denizli Ziraat Bankası'na memur olarak yerleştirildi. Biz Kadir'den umudu kesmiştik, artık babası aldı götürdü çocucuğu devrimciliğe devam etmez artık diye düşünüyorduk ve bir yandan da böyle bir arayış içindeydik. Bir gün Kadir Denizli'den çıktı geldi... Her ay İzmir'den Denizli'ye para aktaran bir araçta görevliyim dedi. Eee ? Bunu alalım dedi.....Ben, Hikmet Çiçek, Ertan Gülçiner ve Kadir Kaymaz bu işi dördümüz yapabileceğimize karar verdik ve işe giriştik...
Mart 1972 yılında tutuklandı Şirinyer Askeri Cezaevi'ne gönderildi , idama mahkûm edildi. Üç yıl boyunca Şirinyer'de kaldıktan sonra Mamak Askeri Cezaevi'ne gönderildi. 1974 yılındaki aftan yararlanamadı, 19 yıl hapiste kaldı ve 1991 yılında tahliye olduğunda en uzun süre hapiste kalan siyasi mahkûm ünvanına sahip oldu. Şu anda Evrensel Kültür Dergisi ve Hayat Televizyonu Genel Yayın Yönetmenliğini yapmaktadır.
Aydın Çubukçu Kitapları - Eserleri
- Bizim 68
- Mantık ve Diyalektik
- Teoride ve Eylemde Diyalektik Materyalizm
- Sosyalist Mücadele Etiği
- Evrensel Ve Güncel
Aydın Çubukçu Alıntıları - Sözleri
- Bakan- (Deniz'i gazetecilere göstererek) İşte bu pejmürde adam, Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'nun kahramanı kumandanı imiş. İyi bakın kılığına, kıyafetine, suratına... Deniz- Kahramanım tabii. Bakan- Kimin kahramanı olduğun belli olmadı mı? Deniz- Belli oldu. Kahraman olduğunuz için istifa ettiniz, değil mi? Sizler emperyalizmin neferisiniz, ben Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'nun. Bakan- Susturun şu ukalayı, konuşturmayın. Götürün. Bu, Deniz'in, polis ve mahkeme karşısında, darağacı altında kazanacağı yeni zaferin ilkidir. (Bizim 68)
- 1959'da, '60'lı yolların başlıca karakteristiklerini haber veren iki önemli halk başarısı, dünyayı sarstı. Fransa, Cezayir'in "kendi kaderini tayin hakkı"nı tanıdı ve Küba devrimi zafere ulaştı. (Bizim 68)
- Dağlar, aynı zamanda özgürlük ifade ederdi, yiğitlik ifade ederdi, başkaldırıyı ifade ederdi adeta. (Bizim 68)
- Haziran 1967'de Amerikan 6. Filosu Istanbul'a gelir ve Filo Komutanı tarafından Taksim'deki anıta bir çelenk konulur. TMTF'li gençler, çelengi yakarlar, ardından da anti-Amerikan gösteriler başlar. Akşam gazetesinin haberi şöyledir; "Binlerce İstanbullu, Hürriyet Meydanı'ndan Taksim'e kadar yürüyerek Amerika'yı protesto etmişlerdir. Yürüyüşçüler, Dolmabahçe'deki bayrak direğinden Amerikan bayrağını indirmiş ve yerine İstiklal Marşı söylerek Türk bayrağı çekmişlerdir." (Bizim 68)
- Hitler, Sovyet Kızıl Ordusunun ayakları altında çiğnendi; Mussolini'yi İtalyan halkı öldürdü. (Bizim 68)
- Bir keresinde Alpaslan'a bir insan gitti mi, ölümün yaptığı başka bir şeye benzemez, yerine koymak imkanı olmaz, bu yol çıkacak bir yol değil, hepinize tek tek kıyacaklar, dedim. Uzun boylu dilimin döndüğü kadar, ikna edebileceğim kadar söyledim. Dinledi, dinledi, hiç unutmuyorum, böyle, şurda oturuyoruz. " Haklısınız, haklısınız ama, dedi eylem devam edecek" dedi ve onu dedikten 10 gün sonra o delikanlıyı Nurhak dağlarında vurdular. (Bizim 68)
- Bilgi, insanın dışında bir yerdeydi. Ya idealar-tümeller dünyasında, ya da dokunulmamış maddenin kendi içeriğinde. Fakat hep insanın dışında! (Mantık ve Diyalektik)
- ''Siyasal olarak Deniz’in eşitlikçi, özgürlükçü bir dünya için savaşması ve bu ezilen insanların onun bu isteminde, güçlüye, zorbaya, egemen olana başkaldırı isteminde kendilerini bulması, onu benimsemeleri anlamına gelir bu. Aksi halde, belki gelip geçici bir şey olarak kalabilirdi. Öldürülmesinden yıllarca sonra hala bir takım yerlerde efsanesi sürüyorsa, sanıyorum ki bu, hala eşitsizliğin olduğu, dünyada eşit ve özgür bir dünyaya duyulan ihtiyaçtan ve Deniz’in bu ihtiyaçları kendi şahsında simgelemiş olmasındandır.'' (Bizim 68)
- Bugün halkın çok büyük bir çoğunluğu, burjuva partilerden ve kurumlardan herhangi bir çözüm gelmeyeceğine inanıyoru. Partiler işlevsizdir, parlamento çökmüştür, ordunun herhangi bir ilerleme getiremeyeceği görülmüştür vs. Fakat gene aynı kitleler, bunun nedenini, idarecilerin yeteneksizliğinde, ahlaksızlığında, hırsızlığında, tembelliğinde vs. görmektedir. Devrimci ajitasyon ve propaganda açısından önemli olan; özü, bu görünüşten yola çıkarak gösterebilmektir. Bilinçsiz topluluklar, ancak gördüklerine inanırlar ve görünüşün ardında yatan temel gerçekliğe ulaşabilmek için, gözleri önünde olup bitenden hareket ederler. Kendilerine anlatılacak özün, bu görüntünün içindeki yeri gösterilmeden de, gerçeği kavramakta daima güçlük çekerler. Bu yüzden, gerçeği(özü) göstermek, tıpkı soyuttan somuta ilerlemekte olduğu gibi, görünüşten öze doğru ilerleyen bir yol izlemelidir. (Teoride ve Eylemde Diyalektik Materyalizm)
- 10 Haziran'da, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi öğrencileri, 13 maddelik bir reform talebiyle fakülteyi işgal ederler. 13 Maddelik listede yer alan taleplerin tamamı fakülte sorunlarına ilişkindir. Yalnız, ilk madde, diğerlerinden ayrı bir özellik göstermektedir: "Fakülte dekanı, ya Atatürk ilkelerine saygı olmalı, ya da görevini derhal terk etmelidir." (Bizim 68)
- Che, Vietnam’daki Amerikan saldırganlığını protesto eden gençlere, bunun sıradan bir protesto olmaktan çıkışını sağlayacak sert ve savaşçı bir slogan bırakmıştı: “İki, üç, daha fazla Vietnam.” Gençlik bu slogana, onu anan bir ek yaptı: “Ernesto’ya bin selam!” ‘68 başlamıştı. (Bizim 68)
- Bozkurt Nuhoğlu, şu değerlendirmeyi yapıyor: “68 öğrenci olaylarının sebepleri Türkiye’de sürekli karıştırılıyor. Sanki Avrupa’daki öğrenci hareketlerinin bir taklidiymiş gibi gösteriliyor. Bilimsel bir temeli olmayan bir önyargıdır bu. Şimdi ‘68 olayının gerisi de var. Mesela, ‘61 ihtilalinin sosyal temelini oluşturan ‘60 olayları var. ‘64’te üniversitenin kapılarına siyah çelenk koydu öğrenciler. Ben Talebe Birliği başkanıydım. Yani, Avrupa’daki olaylardan tamamen farklı bir tarihsel geçmişi,sosyal,ekonomik koşulları vardı. Toplam olarak bakarsak, aydınların bu hukuk dışı düzene karşı, köhnemiş düzene karşı, feodalizme karşı; özgürlükten yana, adaletten yana daha güzel bir dünya arayışı için bir başkaldırısı olarak görüyorum bunu ben.” (Bizim 68)
- Ben zaten bu ölümü hesaba katmıştım. (Bizim 68)
- İnsan üzerinde işlem yapabildiği bağıntıları, aynı zamanda kendi özgürlüğünün ve egemenliğinin bir koşulu olarak görüyor: Düşlediği gibi bir dünya yaratabilmek için, düşünülebilir bir dünyada yaşadığını kabul etmekten yola çıkıyor. (Mantık ve Diyalektik)
- Hitlerci faşizm, eğer kıyaslanacaksa, ancak, Vietnam'daki Amerikan varlığı ile kıyaslanabilirdi. (Bizim 68)
- Her olay, her süreç ve her nesne, hem kendisine temel nitelikleri kazandıran iç çelişmelerden hem de varlığını kuşatan, onu etkileyen dış çelişmelerden oluşan bir bütün içinde bulunur. (Teoride ve Eylemde Diyalektik Materyalizm)
- Diyalektik, sürekli devrimci pratik ve pratik üzerine alıştırma ve düşünme süreçlerinde olduğu gibi, eleştirinin ve özeleştirinin de, gündelik hayatın içindeki her an ki düşünme ve davranmanın da "doğal" ve kendiliğinden işleyen bir iç özelliği olabilirse, gerçekten öğrenilmiş olacaktır. (Teoride ve Eylemde Diyalektik Materyalizm)
- Tarihten öğrendiğimiz tek şey, ondan hiçbir şey öğrenemediğimizdir. (Bizim 68)
- Bir şeyi "dönüştürmek için kavramak" demek ;onu, kendi kendisiyle çelişkili bir şey olarak kavramak demektir. (Teoride ve Eylemde Diyalektik Materyalizm)
- “Devrimler, az gelişmiş ülkeleri yarıp geçebilirdi; çünkü herkesin bildiği gibi, komünizm yoksulluktan güç alarak büyür.” (Bizim 68)