matesis
dedas

Burcu Büyükyıldız kimdir? Burcu Büyükyıldız kitapları ve sözleri

Türk Yazar Burcu Büyükyıldız hayatı araştırılıyor. Peki Burcu Büyükyıldız kimdir? Burcu Büyükyıldız aslen nerelidir? Burcu Büyükyıldız ne zaman, nerede doğdu? Burcu Büyükyıldız hayatta mı? İşte Burcu Büyükyıldız hayatı...
  • 20.08.2022 01:00
Burcu Büyükyıldız kimdir? Burcu Büyükyıldız kitapları ve sözleri
Türk Yazar Burcu Büyükyıldız edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Burcu Büyükyıldız hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Burcu Büyükyıldız hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Burcu Büyükyıldız hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 9 Nisan 1987

Doğum Yeri: İstanbul, Türkiye

Burcu Büyükyıldız kimdir?

9 Nisan 1987’de İstanbul’da doğdu. Yıldız Teknik Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olduktan sonra İnsan Kaynakları kariyerine başlayan genç yazar, 2011 yılında evlendi. Uzun yıllar sırasıyla danışmanlık, teknoloji ve enerji sektörlerinde Yetenek Yönetimi Uzmanı olarak çalıştı. Küçük yaşlardan beri içinde olan okuma ve yazma sevgisi, lise döneminde kurgularını kâğıda dökmeye kadar gitti. Yazdıklarını ilk kez 2012 yılında, kendi adıyla açtığı Facebook sayfasında ve hikâye forumlarında okurlarla buluşturdu. Aşk ve tutkuyu, polisiye ve aksiyon ögeleriyle harmanlayarak on ikiden fazla roman niteliğinde hikâyeye imza attı. Ağustos 2014’te raflarda yerini alan ilk basılı kitabı Çilek Mevsimi okurların büyük beğenisini kazandı. Yazarın bunun dışında Aşk Her Şeyi Affeder mi, Bir Günah Gibi ve Cezayir Menekşesi adlarıyla yayımlanan, bir aile serisine ait üç kitabı daha bulunmaktadır. Şimdilerde yeni kitaplarının hazırlığında olan Büyükyıldız severek yazdığı serisinin ardından bambaşka türlere ait kurgularını da kitaplaştırmayı planlamaktadır.

Burcu Büyükyıldız Kitapları - Eserleri

  • Çilek Mevsimi
  • Bir Günah Gibi
  • Aşk Her Şeyi Affeder mi?
  • Cezayir Menekşesi

Burcu Büyükyıldız Alıntıları - Sözleri

  • Kalbi ona aitken, nefesi nefesine karışıp teni kokusuna bulanmışken, soluk alabildiği her gün aynı mevsimin kollarındaydı. Kulağına fısıldanan aşk dolu sözler, ateşe veren dokunuşlar ve burnuna dolan çilek kokuları dün gibi aklındayken, sonsuza dek sürecek tek bir mevsimde esir kalmıştı. (Çilek Mevsimi)
  • "Çünkü sen benim aldığım nefessin. O yüzden her zaman...Öncelik sensin... Sadece sen!" (Cezayir Menekşesi)
  • "Aşk...Böyle yakar mı insanı? Her şeyi unutturur mu? Kendini bile..." (Aşk Her Şeyi Affeder mi?)
  • "İyiyim ben,"dedi artık kalbine sığdıramadığı aşkının sesine taşmasına izin verirken,"sen az önce sarıldın ya bana...Kendi isteğinle bana koştun ya...Ben çok iyiyim güzelim." (Bir Günah Gibi)
  • “Eğer bulduğum boşluklardan kalbine sızmanın bir yolu varsa, bu uğurda her şeyi göze alabilirim.” (Bir Günah Gibi)
  • Çünkü ben, seni izlerken aklımı kaybediyorum. Senden başka her şeyin silindiğini hissediyorum. (Aşk Her Şeyi Affeder mi?)
  • “Kuzey... Ben...” “Ne oldu?” Elini onun yüzüne götürüp, gözlerinden akan yaşları kuruladı. Fakat her okşayışından sonra yenileri ekleniyor, parmaklarına onun berrak gözyaşları karışıyordu. “Neden ağlıyorsun?” “Biz... Gerçekten evlenecek miyiz?” diye sordu kendisine engel olamadan. En çılgın hayallerinde, en pervasız düşlerinde bile bu kadarını isteyememişti. Önündeki her yol Kuzey’e çıksa da, bir gün onun karısı olmayı içinden dahi geçirememişti. “İstemiyor musun?” Selin ellerini onun erkeksi dudaklarının üzerine kapattı. “Hem de nasıl istiyorum...” diye mırıldandı. “Sadece... Ben... Dileğimin bu denli çabuk gerçekleşeceğini tahmin edememiştim.” “Dileğin mi?” “Hı hı... Pastamı üflerken içimden geçirdiğim dileğim...” “Ne dilemiştin?” Bir hıçkırık daha aralarındaki kısacık mesafede kayboldu. “Seni...” diye inledi. Ona dokunmayı bir türlü bırakamayarak, ellerini devasa bedeninde dolaştırmaya devam etti. Gözlerinden bu kez mutluluk gözyaşları akıyordu. Küçük damlalar dudaklarına iniyor, Kuzey dudaklarını onunkilere sürttüğü anda yok oluyordu. “Sonsuza kadar sana ait kalmayı diledim.” Yüzü meleksi bir gülüşle aydınlandı. Adamın kocaman elini alıp, kalbinin üzerine bastırdı. “Seni ilk gördüğüm andan beri... Her dileğimde sen vardın, Kuzey,” diye fısıldadığı anda dudakları hoyratça yakalandı. Kuzey onun sözleri zihninde yankılanırken, dilini ıslak ağzına kaydırdı. Gözlerini kapatmıştı, sanki oraya akın eden ışığı saklıyordu. Elleri, dili, dudakları onu hissetmekle yetinemiyor, boğazının gerilerinden çıkan hırıltılar Selin’in inleyişlerine karışıyordu. Bir şeyler oluyor, tüm bedeninde, ruhunda hissettikleriyle sarsılıyordu. Nasıl bir tutkuydu bu? Nasıl her dokunuş açlığını artırıyor, parmak uçları daha fazlası için sızlıyordu? Kalbinin tam ortasında, küçücük bir ateş parçasının yarattığı yangın vardı. Sanki... Aylar boyunca tutsak ettiği duygular, zincirlerini kırıp özgür kalmışlardı. Alevler yükseliyor, onu içine almaya hazırlanıyordu. Ve Kuzey... Artık direnmeyi bırakmıştı. Düşüyor... Düşüyor... Düşüyordu... ️ (Cezayir Menekşesi)
  • "Bazen..." diye mırıldandı Selin dudakları hafifçe kıvrılırken. "Bana böyle âşık olduğuna inanamıyorum, biliyor musun? O kadar rüya gibiydi ki bu. Şimdi düşünüyorum da... Sanırım seni elde etmek adına yaptıklarım, kurduğum hayaller... Hiçbirinin arasında senin bana delicesine âşık olman yokmuş. Galiba bunu o denli imkânsız görmüşüm ki, hayal etmeye bile korkmuşum." Genç adam onun incecik elini alıp kalbinin üzerine bastırdı. "Duyuyor musun?" diye sordu. Göğsündeki savaş çok uzun zamandır sürüyordu. Bazen bu, Kuzey'i yorgun düşürüyor, alışkın olmadığı duygular dengesini bozuyordu. Ama yalnızca Selin'e dokunmak yetiyor, aşk, kıskançlık, tutku, öfke, koruma hissi birbirine karışsa da, hayatında hiçbir şeyin ona bu kadar doğru gelmediğini biliyordu. "Senin için... Sen varsan... Benimsen... Burası yalnızca o zaman atıyor." (Cezayir Menekşesi)
  • Ne zaman mutlu etsen, mutlu ettiğinden daha fazla canımı yakıp beni yerle bir ediyorsun. (Aşk Her Şeyi Affeder mi?)
  • "Seni seviyorum, " ve devam etti genç kız. "Seni tanıyana dek aldığım nefesin gerçek bir soluk olmadığını biliyorum. Yaşamaya seninle başladığımı ve bundan sonra da yalnızca seninle sürdürebileceğimi biliyorum. İstediğim tek şeyin, tek dileğimin böylece kollarında olmak olduğunu artık biliyorum." (Bir Günah Gibi)
  • Kalbim, artık orada başka hiçbir şey bulamayacağım kadar seninle dolu. (Bir Günah Gibi)
  • İnsan bazen birine verdiği değeri, onu kaybettiğinde anlardı. O zamana dek inkar edilmiş her şey önemini yitirir, geriye kaybın sızısı ve dile getirilmemiş sözlerin, yaşanamamış saniyelerin pişmanlığı kalırdı. (Çilek Mevsimi)
  • "Sen de tıpkı benim gibisin. Senin için hiçbir duygunun sınırı yok. Ya sıcacık bir güneşsin, ya da şiddetli bir fırtına. Ya hep, ya hiç..." (Çilek Mevsimi)
  • “Sevmek mi?” diye gürledi Kuzey onun kollarındaki çırpınışına dayanamayarak. “Sevmek, hedefine herhangi birini koyabileceğin boktan bir kelime!” Şiddeti, hiddeti, öfkesi, tutkusu ve kaybetme korkusu daha fazla kabına sığamıyordu. “Kardeşimi severim. Hem de çok... Annemi de öyle... Ya da babamı... Kuzenlerimi, arkadaşlarımı...” Eliyle onun yüzünü kavrayıp ateş saçan bakışlarını ıslak gözleriyle birleştirdi. “Bir erkek, etrafında kıymet verdiği birçok insanı sevebilir,” diye hırladı dişlerinin arasından. “Ama yalnızca tek bir kadın için hayatını bile hiç düşünmeden feda edebilir.” Çenesini sıktı. Şakağında atıp duran damar, nasıl zorlandığının kanıtıydı. Selin’in başına silah dayanmış görüntüsü bir daha asla unutamayacağı şekilde aklına kazınmıştı. “Ben orada... Sahip olduğum her şeyin, canımın üzerinde saydığım bir kadın uğruna ölmeye hazırdım!” derken sesi cehennemden farksızdı. Tüm benliğini kaplayıp her şeye galip gelen o büyülü hissi artık özgür bırakmanın zamanıydı. “Sevmek çok kolay ve sıradan, sarışın! Sana karşı hissettiklerimin kolay ve sıradan olmakla en ufak bir ilgisi bile yokken, eğer seni kaybetseydim bu dünyayı yakardım!” (Cezayir Menekşesi)
  • "Aşkın ken­disi zaten çok da mantıklı bir şey değil. " (Bir Günah Gibi)
  • Tereddüt, bir uçurumun üzerinde ipte yürümek gibiydi. Ancak Yağız'ın tüm benliği sonsuz bir cesaretle sarılmış, o dipsiz uçuruma düştüğü anda paramparça olacağını önemsememişti. (Çilek Mevsimi)
  • "Eski bir efsaneye göre....." diye mırıldandı saçlarını hafifçe kavrarken . "Zamanın birinde , bir yerlerde , idam mahkumlarının boynuna bir çiçek aşarlarmış. " Parmakları onun bakmaya doyamadığı gözlerinin kenarında dolaştı . "Hem umudu ..... Hem de ölümü simgeler gibi....Hem kurtuluş , hem de yenilgi..." dedi dudaklarını onunkilere sürterken. Rengi ,senin gözlerinin renginde......Ne mor, ne mavi.....Ismi , Cezayir Menekşesi ....." (Cezayir Menekşesi)
  • Ya sıcacık bir güneşsin, ya da şiddetli bir fırtına. Ya hep, ya hiç... (Çilek Mevsimi)
  • Intikam, koynuna sızan sinsi bir yılan gibidir; seni yiyip bitirir. (Aşk Her Şeyi Affeder mi?)
  • Aşk, bazen mis kokulu bir mevsimde çıkagelip yerleşme de kalplere; terk edilişler, hayal kırıklıkları ve özlemleri de ardından sürükler; hazan renginde hüzünlere boyardı bir fırtına misali esip dağıttığı hayatları... (Çilek Mevsimi)

Yorum Yaz