Cuniçiro Tanizaki kimdir? Cuniçiro Tanizaki kitapları ve sözleri
Japon Yazar Cuniçiro Tanizaki hayatı araştırılıyor. Peki Cuniçiro Tanizaki kimdir? Cuniçiro Tanizaki aslen nerelidir? Cuniçiro Tanizaki ne zaman, nerede doğdu? Cuniçiro Tanizaki hayatta mı? İşte Cuniçiro Tanizaki hayatı... Cuniçiro Tanizaki yaşıyor mu? Cuniçiro Tanizaki ne zaman, nerede öldü?

Tam / Gerçek Adı: Jun'ichiro Tanizaki
Doğum Tarihi: 24 Temmuz 1886
Doğum Yeri: Nikonbashi, Tokyo, Japonya
Ölüm Tarihi: 30 Temmuz 1965
Ölüm Yeri: Yugavara, Japonya
Cuniçiro Tanizaki kimdir?
Jun'ichirō Tanizaki, 1886’da Tokyo’da doğdu. İlk öykülerinde Edgar Allan Poe ve Fransız Dekadanlarından etkilendi. Tokyo’dan daha tutucu bir bölge olan Osaka’ya yerleştikten sonra geleneksel Japon güzellik ideallerini araştırmaya yöneldi. En iyi romanlarından Bazıları Isırgan Sever (1929). Kendi değerlerindeki değişimi yansıtıyor, geleneklere bağlı Osakalı bir ailenin öyküsünü anlatıyordu. 1932’de, klasik Japon edebiyatının başyapıtlarından Genci’nin Öyküsü’nü çağdaş Japonca’ya çevirmeye başladı. Bu yapıtın Tanizaki’nin üslubu üstünde büyük etkisi oldu. 1940’larda yayınlanan Hafif Kar Yağışı adlı romanında, çağdaş dünyanın geleneksel topluma yönelik saldırılarını klasik Japon edebiyatına özgü bir üslupla anlattı. 1956’da Anahtar, 1961’de Çılgın Bir İhtiyarın Güncesi adlı romanları yayınlandı. Yedi Japon Masalı adlı bir öykü kitabı ve Kaptan Şigemoto’nun Annesi adlı bir uzun öyküsü de bulunan Tanizaki, 1965’te Yugavara kentinde öldü.
Cuniçiro Tanizaki Kitapları - Eserleri
- Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın
- Anahtar
- Naomi
- Gölgeye Övgü
- Çılgın Bir İhtiyarın Güncesi
- Sazende Şunkin
- Nazlı Kar
- Bazıları Isırgan Sever
Cuniçiro Tanizaki Alıntıları - Sözleri
- Akıp gidiyor Bulutlar yığın yığın! Öylece duran Parlak mehtabı tutan Dalı, çam ağacının (Nazlı Kar)
- Yaşlandıkça her şeyin geçmişte daha iyi olduğunu düşünmeye başlıyoruz. Bir yüzyıl önceki yaşlar iki yüzyıl geri gitmek isterlerken iki yüzyıl öncekiler de üç yüzyıl geri gitmek istiyorlardı. İnsanların memnun olduğu bir çağ olmadı. (Gölgeye Övgü)
- Yetişkinlerin yüreklerinde ve zihinlerinde neler döndüğünü bir türlü anlayamadığından oğlanın içi içini yiyordu. (Bazıları Isırgan Sever)
- Kedilerin kişilikleri hakkında pek bilgi sahibi olmayan insanlardan kedilerin asla köpekler kadar sevecen olmadığına, soğuk ve bencil olduğuna dair sözler duyduğunda, "Bunca yıl yalnızca bir kediyle yaşamamış olsaydım, bir kedinin ne kadar çekici ve sevecen olabileceğini asla idrak edemezdim,"diye düşünürdü. İnsanların öyle düşünmelerinin nedeni, kedilerin çekingen hayvanlar olmasıydı. Üçüncü kişilerin önünde ne sahiplerine sevgi gösterir ne de onlardan sevgi beklerlerdi, aksine çok soğuk davranırlardı. (Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın)
- Sabahları gözlerini açar açmaz ilk akıllarına gelen, "Bu gece ne yiyeceğiz?” sorusu oluyordu. (Sazende Şunkin)
- Şimdi yetmiş yedi yaşındayım; bu tür ilişkiler kurabilecek durumda olmadığım halde, neden pantolonlu güzel kızlardan çok, kadın giysileri içindeki yakışıklı erkekler ilgimi çekiyor anlayamıyorum. (Çılgın Bir İhtiyarın Güncesi)
- Fakat ben, kadının hangi konuda olursa olsun pasif kalması, erkeğe karşı kendiliğinden harekete geçmemesi gerektiğine inanan eski kafalı anne ve baba tarafından büyütüldüm. Kesinlikle tutkusuz bir insan değilim, ama benim karakterim o tutkuyu içinin derinliklerine gömmek üzerine kuruludur, asla dışarıya salmaz. (Anahtar)
- bugün yine esvaplarımı seçerken bitip gitti gün evlenip giderken nedense hüzünlüyüm (Nazlı Kar)
- Yaşlı kediler, yaşlı insanlar gibi inatçı oluyordu demek ki. (Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın)
- Belki de artık yaşamaktan bıktım. (Çılgın Bir İhtiyarın Güncesi)
- Beyaz ırkların saçları açık renkli ancak bizim saçlarımız koyu; böylelikle doğa bize karanlığın kurallarını öğretti ve eski insanlar sarı bir teni beyaza çevirmek için bunu içgüdüsel olarak kullandı. (Gölgeye Övgü)
- Beraber on yıl geçirdiğinizde, karşınızdaki kedi bile olsa, güçlü bağlar geliştirmeniz kaçınılmaz olur. (Bir Kedi, Bir Adam, İki Kadın)
- Ben ikisini de aynı ölçüde seviyorum. (Anahtar)
- “Denemeye kalksak da duygular o kadar değişmiyor.” (Naomi)
- “Kalbim değişmedi benim. Seni hala seviyorum. Sadece sevgimi farklı gösteriyorum, o kadar.” (Naomi)
- demek ateşböceği seyri çiçek seyrinden farklıydı. çiçekleri seyretmek bir resme bakmak gibiydi. ateşböceklerini seyretmekse bir tefekkür hali... peri masallarını hatırlatan, çocuksu bir yönü de vardı. öyle bir dünyanın resmini değil, müziğini yapmak gerekirdi. koto ya da piyanoyla o hisleri verecek bir beste olsaydı... (Nazlı Kar)
- Yirmi yaşımdan bu yana sık sık ölümü düşünürüm, (Çılgın Bir İhtiyarın Güncesi)
- Çiçekleri seyretmek bir resme bakmak gibiydi.Ateşböceklerini seyretmekse bir tefekkür hali..... (Nazlı Kar)
- Benim gibi yüreğinden geçenleri başkalarının bilmesine izin vermeyen birinin, en azından kendisiyle konuşmaya ihtiyacı var. (Anahtar)
- o çiçeğe bakınca sanki beni içine çekip alacak gibi geliyor (Nazlı Kar)