diorex
Dedas

Daryush Shayegan kimdir? Daryush Shayegan kitapları ve sözleri

İranlı Filozof, Yazar Daryush Shayegan hayatı araştırılıyor. Peki Daryush Shayegan kimdir? Daryush Shayegan aslen nerelidir? Daryush Shayegan ne zaman, nerede doğdu? Daryush Shayegan hayatta mı? İşte Daryush Shayegan hayatı... Daryush Shayegan yaşıyor mu? Daryush Shayegan ne zaman, nerede öldü?

  • 21.06.2022 13:00
Daryush Shayegan kimdir? Daryush Shayegan kitapları ve sözleri
İranlı Filozof, Yazar Daryush Shayegan edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Daryush Shayegan hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Daryush Shayegan hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Daryush Shayegan hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 24 Ocak 1935

Doğum Yeri: Tahran, İran

Ölüm Tarihi: 22 Mart 2018

Ölüm Yeri: Tahran, İran

Daryush Shayegan kimdir?

Tahran Üniversitesinde, karşılaştırmalı felsefe ve Hint çalışmaları alanında profesör olarak çalışmıştır. İran Medeniyet Çalışmaları’nın başkanlığını yapmıştır. Yapıtları arasında, Yaralı Bilinç, Geleneksel Toplumlarda Kültürel Şizofreni (Metis, 1997) Kültürel Şizofreni: İslam Batıya Karşı (1997) ve Rose İssa ve Rujin Pakbaz ile beraber hazırladıkları Modern İran Sanatı (2001) gibi çalışmalar bulunmaktadır.

Daryush Shayegan Kitapları - Eserleri

  • Yaralı Bilinç
  • Melez Bilinç
  • Batı Karşısında Asya
  • Din Devrimi Nedir?

Daryush Shayegan Alıntıları - Sözleri

  • Batılılaşma, Batı uygarlığının gerçek niteliğinden habersiz olmaktır. Bu bilgisizlik, durumun dış yüzünü özüyle karıştırmamıza, Batı uygarlığının görünümlerini onun teknolojik ürünlerinin şaşırtıcı kullanışlılığıyla sınırlamamıza ve bu ilerlemenin ardında cereyan eden düşünceden gafil olmamıza neden olmaktadır. Batı düşüncesinin itici kaynağına yol bulamayış hayranlığa yol açar, bu hayranlık da zihinsel felce... (Batı Karşısında Asya)
  • İnsanın sonluluğu modernliğin özünü teşkil eder: "Sonluluk sonsuz bir şekilde kendine göndererek düşünüldüğü gün, kültürümüz modernliğimizi tanıyabilmemizi sağlayan eşiği aşmış oldu." (Yaralı Bilinç)
  • Yüzyıllardır aynı şiirleri okuyorsunuz ...bunları ezberliyorsu­nuz, yüksek sesle okuyorsunuz, ha bire bunlara atıfta bulunuyorsu­nuz. Her durum için önceden tasarlanmış bir atasözünüz ya da ata­dan kalma taptaze dizeleriniz, her insani sefalet durumu için de mu­cizevi bir çareniz var. Netice itibariyle şaşkınlığa yol açan, kesinlik­leri çökerten hiçbir şey, varlığın temellerini sarsan hiçbir şey yok. Ama bu zahiri sağlamlık bir karakter istikrarı mı, yoksa bir taşlaşma mı? Fikirlerdeki bu usanç verici devamlılık, bir bilgelik mi, yoksa ayinleştirilmiş bir can sıkıntısı mı? (Melez Bilinç)
  • ...Böylesi kavramlarla uğraşıyor olmamızın nedeni, gafil avlanmış olmamızdır. Bu konudaki gafil avlanışımız, nereden kaynaklandığını ve neyle sonuçlandığını bilmediğimiz bir akıma yabancılığımızın, bir yıkıntı gibi başımıza çökmesi ve kültürel ölçülerimizle hiçbir yapısal bağlantısı bulunmayan kavramları papağan gibi bilinçsizce tekrar edişimiz yüzündendir... (Batı Karşısında Asya)
  • Bütün toplumsal evrimler birer yabancılaşma sürecidir. (Yaralı Bilinç)
  • Devleti ve toplumu örgütleyen bir yasa olarak belirdiği zaman her dinin gericileştiğini düşünüyorum. (Yaralı Bilinç)
  • Ama insan erişilmez bir şey­ler öngörmeksizin, onun özlemini çekmeksizin yaşayamaz. (Melez Bilinç)
  • Kültürlü Müslüman, Avrupa dillerinden birini iyi bilmiyorsa Batı'nın yarattığı büyük eserlere kesinlikle güvenilir bir giriş yapamaz.Ona kendi dilinin sunduğu, genellikle klâsik dönemin büyük eserleriyle sınırlıdır. (Yaralı Bilinç)
  • Gerek insan bilimleri, gerek doğa bilimleri alanında yüzyıllardan beri düşünülmüş, yazılmış ve keşfedilmiş her şey Müslüman'a ancak çeviriler aracılığıyla ulaşabilmektedir ve çeviriler de günümüzdeki haliyle gerçekten acınacak durumdadır. (Yaralı Bilinç)
  • Zamanla halklar gençleşir, gayrimeşru iktidarlar da emecek taze kan bulamayınca yıkılırlar. (Melez Bilinç)
  • Kendi üzerine kapanan varlık, açılmayı inatla reddeder; bütün insanlık tarihini parantez içine alarak kendi gerici fantazmalarından başka hiçbir yerde vuku bulmamış olan bir altın çağa kavuşmak isteyen Taliban militanları ya da Selefiler gibi dışarıya kapalı bir zihinsel gettoda yaşar. (Melez Bilinç)
  • İran'ın durumu klasik Fransa örneğiyle karşılaştırılırsa, bunların yapısal olarak farklı oldukları görülür. Hükümdar Kacar, Fransız Mutlakiyetçi rejimindeki kralla eşdeğerde değildir, tıpkı Fars ülkesinde hafifçe beliren laik entelijansiyanın 18. yüzyıl Fransası'ndaki filozaflara benzer olmaması gibi. Fransız Devrimi'nin ardında koca bir kortej vardır: ansiklopediceler, Diderot'lar, Voltaire'ler, Rousseau'lar. Bizin hareketimizin ardındaysa bulanık hevesler ve 19.yüzyılda Tanzimat adı altında Osmanlılar'ın gerçekleştirdiği yenilik hareketinden ilham alan dilekler vardı. (Melez Bilinç)
  • "Bu neme lazımcılığın en belirgin nedenlerinden birisi, hiç kuşkusuz günümüzde dünyadaki bütün uygarlıkların arzularının Kâbe'sinin ve umut kapısının Batı olmasıdır. Asya uygarlıkları yalnızca Batılılaşmakla kalmamış, aynı zamanda kendilerine de yabancılaşmışlardır. Burada kendilerine yabancılaşmışlardır ifadesini kullanırken genel olarak hiçbir değeri ve önemi olmayan tarihin kıyısında yer alan ve bir bakıma henüz kendi ezoterik ve mitolojik dünyalarına gömülmüş olan geniş Asyalı insan kitlelerinden değil, bu uygarlıkların gerek entelektüel gerek egemen sınıfını içine alan modernist öğelerini kastediyoruz..." (Batı Karşısında Asya)
  • "Bir olguya aşırı bağlılık her zaman başka bir olgudan kopuşu beraberinde getirir.." (Batı Karşısında Asya)
  • Güneş tutulması güneş ile göz­lerimiz arasında vuku bulan bir şeydir; güneşin kendisinde değil. (Melez Bilinç)
  • "Yani biz fetret döneminin çocuklarıyız... Artık ne Mevlana' nın imanına sahibiz, ne Kafka' nın korkunç deneyimine, Ne Rıza Abbasînin renkli dünyasını tanıyoruz, ne Van Gogh' un cinnetli ruhunu. Ne kendimizle halvetimiz var, ne yapayalnızız. Ne Tanrı' ya tevekkül ediyoruz, ne de böyle bir şeyin iddiasındayız. Ne teslimiyetle donanmışız, ne de inkarın maddeci gücüyle silahlanmışız. Kimliksizlik artık bizim kimliğimizdir..." (Batı Karşısında Asya)
  • Bir gerçeğe ya da bir hayale göndermesiz kendi kendilerini doğuran görüntülerin bulaşıcı salgınının kendisi de sanal bir biçimde sınırsızdır ve bu sınırsız doğurganlık 'felaket olarak bilgi'yi üretir. (Melez Bilinç)
  • Bu dünyanın röntgenini çekmek için didinip durduğumuz vakit, ruhun kargacık burgacık yazılarla dolu parşömen kağıdında aslında hiçbir şeyin yok olmadığının farkına varırız. Eşzamanlılık art-ardalığın yerini almıştır. Kutsalın geçirdiği başkalaşımlar geleneklerin, bireylerin, kültürlerin keyfince çeşitlenir ve her kişi bir “ sınır geçirici " haline gelir. Hepimiz hacılaşmışızdır, fakat bu hac yolculuğu özel bir güzergahla sınırlı değildir. Arayışı korumuşuzdur, fakat aradığımız artık sadece Kutsal Kase değildir; üstelik bu arayış insanların manevi müdahalelerine göre değişikliğe uğrar :Kah Budizmdeki ruhun sınırsız göçler çemberi olan samsara, kah Vedanta'daki dünyanın kozmik yanılsaması olan maya, kah semazenlerin vecd içindeki dansları kılığına bürünür. Bir başka deyişle kültürlerin melezleşmesiyle büyüyen tercih yelpazemiz, zaman ve mekanın ötesinde serüvene çıkmak için yorumbilgisinin dar çemberini kırar. Bu yolculuklar her birimizi çok bireyselleşmiş ve çok özel bir Homo viator (seyyah insan) haline getirir. (Melez Bilinç)
  • "Hep bir yerlerde karanlık kalan bir şeyler, doldurulması gereken bir boşluk vardır; ve bu boşluklar, bilgilerin dokusunda pot yapan delikler gibidirler." (Yaralı Bilinç)
  • "Batılılaşmak yalnızca Batı'yı bilmemek ve kendi tarihi kaderimizden habersiz olmak demek değil; aynı zamanda kendimize yabancılaşmaktır..." (Batı Karşısında Asya)

Yorum Yaz