diorex
life

Demet Tezcan kimdir? Demet Tezcan kitapları ve sözleri

Yazar Demet Tezcan hayatı araştırılıyor. Peki Demet Tezcan kimdir? Demet Tezcan aslen nerelidir? Demet Tezcan ne zaman, nerede doğdu? Demet Tezcan hayatta mı? İşte Demet Tezcan hayatı...

  • 14.07.2023 16:00
Demet Tezcan kimdir? Demet Tezcan kitapları ve sözleri
Yazar Demet Tezcan edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Demet Tezcan hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Demet Tezcan hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Demet Tezcan hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi:

Doğum Yeri: Kayseri, Türkiye

Demet Tezcan kimdir?

Akit-Vakit, Özgün Duruş ve Milat gazetesinde köşe yazarlığı yaptı.

Mektup, Nida ve Polen dergilerinde yazdı.

İHH İnsani Yardım Vakfı Kadın Kolları başkanlığını yürüttü.

MAZLUMDER İstanbul Şubesi genel koordinatörlüğü görevinde bulundu.

Halihazırda zamanının çoğunu konferanslara ayırıyor.

Yayımlanmış beş kitabı bulunuyor.

Bir döneme damgasını vurmuş olan Şule Yüksel Şenler’in hayatını yazdığı “Bir Çığır Öyküsüdür: Şule Yüksel Şenler” (2007) isimli biyografi kitabı, annesinin vefatından sonra kaleme aldığı “Anne Üşürüm Yokluğunda” (2010) isimli anı kitabı ve “Evvel Zaman İçinde” (2014) adlı hikâye kitabı İlke Yayıncılık tara-fından;

Yurtdışına yaptığı seyahatleri, deprem, savaş, işgal, yoksulluk bölgeleri izlenimleri ve Mavi Marmara yolcu-ğunun yer aldığı “Yola Düşünce” (2011) ve “Hatırla Diye…” (2014) adlı eserleri Pınar Yayıncılık tarafından yayımlandı.

Kayseri doğumlu olan Demet Tezcan evli ve üç kız annesi.

Demet Tezcan Kitapları - Eserleri

  • Bir Çığır Öyküsü - Şule Yüksel Şenler
  • Bin Yıla Azmetmiş Zulüm
  • Hatırla Diye
  • Yola Düşünce
  • Anne Üşüyorum Yokluğunda
  • Evvel Zaman İçinde

Demet Tezcan Alıntıları - Sözleri

  • En sevgililer en ağır imtihanlara uğramış, Rabblerinden gelene tevekkülle razı olmuşlar da biz mi imtihanı görüp yolumuzu değiştirecektik? . . Onlarla olmayı hayal ediyorsak onlar gibi yaşamalı değil miydik? (Bin Yıla Azmetmiş Zulüm)
  • "And olsun sizleri biraz korku, biraz açlık biraz candan ve maldan eksiltmekle imtihan edeceğiz. Müjdele sabırlıları" (2/155) ayetinin tecellisini arıyorduk hayatlarımızda. (Bin Yıla Azmetmiş Zulüm)
  • "...Bilim hayatı klonlamayı beceriyor ama hayatın anlamını dile getirmekten aciz. Tıp ölümü geciktirebiliyor ama bize ölümden sonra ne olduğunu söyleyemiyor. Gözlerimizin görmesine, zihnimizin düşünmesine izin verenin ne olduğunu biliyor muyuz peki?" diyor Terzani. Allah'ı arıyor diyar diyar aslında ve O'nun eşsiz nizamını... (Hatırla Diye)
  • Öyle ki Rabbimiz sorduğunda dünyada ne kadar kaldığımızı, "bir gün diyeceğiz hatta daha da kısa." Kelebekler gibi yaşıyoruz sonuçta.Bir gün ya da daha da kısa gibi olan dünya hayatını satıp ahireti almaya geldik.Böyle bakınca rengi değişiyor tüm mücadelenin. İyi ki diyor insan, iyi ki Müslüman olmuşum. (Bin Yıla Azmetmiş Zulüm)
  • Unutmamak gerekiyor çünkü bizatihi unutmanın kendisi pusudur. (Bin Yıla Azmetmiş Zulüm)
  • Ali Şeriati'nin duası: "Öğretmenlerimize inanç! Talebelerimize de inanç! Yazarlarımıza güvenilirlik..." (Hatırla Diye)
  • Şehid Hasan el- Benna: "Biz vatanımızın hudutlarını inanç ve iman ile çizeriz. Onlar ise coğrafi sınırlar koyarlar."Lailahe illallah, Muhammedün Rasulallah" diyen her Müslümanın bulunduğu yer bizim için hürmete layık, mukaddes, uğrunda cihad edilecek bir vatandır. (Hatırla Diye)
  • …eskisi gibi insanları sevemiyorum. Aslında hayatın gerçeği bu, insanoğlu yanardöner, gün olur hayal kırıklığına dönüşür, ama insan bunun böyle olacağını değil de dostlarının hep yanında olacağına inanır, böylece zor gün gelene kadar güvenir, huzur duyar. Ben bu güveni kaybettim, insan hala aynı insan ama ben aynı ben değilim. (Bin Yıla Azmetmiş Zulüm)
  • Ensar- muhacir örnekliği olan ve buna sıkça atıfta bulunan bir ümmet olarak bugün yanı başımızda Suriyeli savaş mağdurlarının çocuklarının donarak, yahut açlıktan ölmesi çok büyük bir vebal değil mi ? Sınırlarımız içinde değil sınıra yakın yerler de mi oluyor bu donarak, yahut açlıktan ölümler? Bu sınırları oluşturan kim peki ? Müslüman yüreğinin coğrafyasının sınırsızlığından hareketle o taraf da bu taraf da demeden duyup bildiklerimizin bizi vebalden sorumluluktan muaf tutmayacağı bir ulaşım ve iletişim çağında savaşın, işgalin, doğal afetlerin toprağından yerinden yurdundan ettiği bu kadınlar, çocuklar, için elimizden geleni gerçekten yapıyor muyuz ? Ya da elimizden gelenler yapılan bu sınırlı şeyler mi ? (Hatırla Diye)
  • "Elbette bitecek, Allah nasip ettiyse kim engel olabilir ki, ama inşallah kendim gibi bitecek, inşallah eğilip bükülmeden bitecek... Diye usul usul dua...Yaradan duyar mı? O hiç duymaz mı?.." (Bin Yıla Azmetmiş Zulüm)
  • Biz de kardelendik, tam deldik karı derken, biri postalıyla ezdi geçti üzerimizden. Sonra da utanmadan kardelenleriyle övünüp durdular. (Bin Yıla Azmetmiş Zulüm)
  • Şehrin öbür ucundan , uzak yerinden gelen ve hakka çağıran olmak önemliydi. Hem de can pahasına " Allah'ın sana verdiği şeylerde ahiret yurdunu ara..." diyebilmek ve bu çağrıya uyanlardan olmak. (Hatırla Diye)
  • Toplumun merhamet mayası annelik duygusunu " bedenim benim" söylemine teslim ederek Türkiye'de yılda 350 bin bebek kürtajla yok ediliyor. (Hatırla Diye)
  • "Bizim hayatımızda tunik falan yoktu, herkes İMÇ'den gider pardösü alırdı, en azından ben öyle hatırlıyorum. Güneş gözlüğü bile takamazdık dikkat çekiyor diye ya da başörtümüzün üzerine atkı atamazdık bu moda tarzı şeyler diye ama şimdi gidin Fatih'e, belden oturmalı olmayan çok pardösü bulamazsınız. Tamamen her şey çok değişmiş durumda ve şu an bizden öyle gösteriş meraklısı zenginler zuhur etti ki Allah'ım diyorum, başka bir şey diyemiyorum." -28 Şubat 28 Tanık kitabı sayfa 152'den. (Bin Yıla Azmetmiş Zulüm)
  • Şehidler için sadece ağıt yakan olmayalım. Onların davalarına, sloganları aşıp yaşayarak sahip çıkalım. Şehadeti niyetimizde her daim taşıyalım. Şehidlerin hayatlarından, duruşlarından, mücadelelerinden dersler çıkaralım ki uğrunda öldükleri davaları onlarla birlikte inkıtaya uğramasın her birimiz dört elle sahip çıkalım. (Hatırla Diye)
  • Bazı günler hiç olmasa. Sevinç gösterileri, övünç seansları, hazırlıkları, hatıraları, hazırlıksız yakalayan soruları, can yakan cevapları da olmasa olmaz mı ? Anneler günü mesela! Hani Amerikalı küçük öksüz kızı mutlu etmek için ilan edilen gün. Milyonlarca başka küçük öksüz ve yetim kızları ve oğlanları gelip çattığında mutsuzluğun dibine vuran gün. Sonra babalar günü. Tüm yetimlere " sen yetimsin" " sen yetimsin" diye bağıran gün. Sadece annesiz çocukları mı yaralıyor o gün? Anne diyecek bir çocuğa hiç kavuşmamışları , kavuşup kaybetmişleri ayrı ayrı yaralamıyor mu en bastırılmış, en susturulmuş, en acı, en derin yerinden ? (Hatırla Diye)
  • Biz de kardelendik, tam deldik karı derken, biri postalıyla ezdi geçti üzerimizden.Sonra da utanmadan kardelenleriyle övünüp durdular. (Bin Yıla Azmetmiş Zulüm)
  • "Unutulmasın diye , unutulup gaflete düşülmesin diye..." (Bin Yıla Azmetmiş Zulüm)
  • Çağ korkunç bir vebali yüklüyordu. Görmedim, duymadım diyemiyor, gördüğüne duyduğuna da engel olamıyordun. (Hatırla Diye)
  • Öldürülen çocuğuyla ölür, kocası, kardeşi, babası her bir yakınının ölümünde bir kez daha, bir kez daha ölürdü. Ve savaşın açtığı tüm yaralar ilk elden kadının yüreğinde açılır, cephede bir kez ölmek ya da öldürmek ile karşı karşıya kalınırken onlar cephe gerisindeki bir savaşın içinde en çetin mücadelelerini verirlerdi. (Hatırla Diye)

Yorum Yaz