diorex
sampiyon

Edgar Morin kimdir? Edgar Morin kitapları ve sözleri

Sefarad Kökenli Fransız Filozof, Sosyolog ve Yazar Edgar Morin hayatı araştırılıyor. Peki Edgar Morin kimdir? Edgar Morin aslen nerelidir? Edgar Morin ne zaman, nerede doğdu? Edgar Morin hayatta mı? İşte Edgar Morin hayatı...

  • 25.05.2022 14:00
Edgar Morin kimdir? Edgar Morin kitapları ve sözleri
Sefarad Kökenli Fransız Filozof, Sosyolog ve Yazar Edgar Morin edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Edgar Morin hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Edgar Morin hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Edgar Morin hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 8 Temmuz 1921

Doğum Yeri: Paris, Fransa

Edgar Morin kimdir?

Edgar Morin (Edgar Nahoum)(d. 8 Temmuz 1921), Sefarad kökenli Fransız filozof ve sosyologdur. Akademik disiplinler arasındaki sınırları reddeden disiplinlerarası çalışmalarıyla tanınır.

Yaşamı

8 Temmuz 1921 tarihinde Edgar Nahoum adıyla Paris'te doğdu. Paris'te eğitim gördü. II. Dünya Savaşı'nda teğmen rütbesiyle Fransız Ordusu'nda savaştı. Fransa'nın işgalinden sonra, Fransız direniş hareketinde yer aldı ve 1941 yılında Komünist Parti'ye katıldı.

1945 yılında Violette Chapellaubeau ile evlendi ve Almanya'da askeri ataşe olarak görev yapmak üzere karısı ile birlikte Landau'ya yerleşti. 1946'da, Paris'e geri döndü ve Komünist Parti'deki etkinliklerine devam etmek için askerliği bıraktı. Ancak eleştirel tavrından dolayı partiyle arası gitgide açılmaya başladı ve 1951 yılında "Le Nouvel Observateur"a yazdığı bir makalenin ardından partiden ihraç edildi. Aynı yıl Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi'ne (CNRS) kabul edildi.

1950'li yıllarda gazetecilik yaptı. 1954-1962 yılları arasında kendi kurmuş olduğu Arguments dergisini yönetti ve Communications 'in genel yayın müdürlüğünü yaptı. 1959 yılında ilk kitabı,Autocritique yayınlandı. 1989 yılına kadar CNRS'de araştırmacı ve bölüm başkanı olarak görev yaptı. Karmaşık Düşünce Derneği 'ni kurdu. 1960'da Jean Rouch ile Chronique d'un été filmini çekti.

Felsefi Düşünceleri

1948-1950 yıllarında kaleme aldığı İnsan ve Ölüm (L'Homme et la Mort), biyoloji ile insan bilimi arasındaki bağlantı ve kopuş noktasını araştırır. Morin, 1973 yılında yazdığı "Kaybolmuş Paradigma" adlı kitabında da aynı konuyu irdeler ve şöyle der: “...tarihöncesi, etnoloji, tarih, sosyoloji, çocuk psikolojisi, yani kısaca psikoloji üzerinde temellenen ölüm antropolojimiz, şimdi kendini gerçekten bilimsel olarak kanıtlamak istiyorsa, biyolojik teyidini bulmalıdır”. "Kaybolmuş Paradigma", insanlık tarihine yönelik olarak hem bir dönemeç, hem de çıkış noktasına geri dönüş şeklinde değerlendirilmektedir.

Morin'e göre hiçbir bilim hataya karşı bağışık değildir, her bilgi kendi içinde hatalı olma ve yanılsama taşıma tehlikesine açıktır. Akılcılık Batı'nın tekelinde değildir. Batı paradigmaları ayırımcı, ikici ve damgalayıcıdır. Bunun için belirsizi beklemek, yeni ortaya çıktığında onu çarpık paradigmanın içinde konumlandırmaktan kaçınmak ve paradigmayı yeniden gözden geçirmek gerekmektedir.

Morin insanlık tarihinin ilerleme ve gerileme, yenilik ve yıkıcılık çatışkısıyla geliştiğini ve bilimlerin gerçekliği farklı farklı taraflara çekerek, sorumluluk ve dayanışmayı yok ettiğini ileri sürer. Morin'e göre, uzmanlaşma bilgiyi parçalamış; bunun sonucunda felsefe kendi içine kapanmış, iktisat insani bakımdan en geri kalmış bilim olmuştur. Tek boyutluluk yüzünden sorunlar üzerine düşünülemez hale gelinmiş, kör zeka insanı bilinçsiz ve sorumsuz kılmış ve insan bağlam, bütün, çok boyutluluk ve karmaşıklığı göremez hale gelmiştir.

Morin, ortaya koyduğu bu sorunun çözümünün antropoetik olduğunu söyler. Bilgi, kendi konumunu bağlamına oturtmalı, "neredeyiz?", "nereden geldik?", "nereye gidiyoruz?" sorularına yanıt aramalıdır.

Morin, bir anlayış etiğinin üç ilkesini verir: (1)Benmerkezcilik, etnikmerkezcilik, toplummerkezciliğin neden olduğu olumsuzluklara karşı iyi düşünmek, (2) durmadan öğrenmek, tekrar öğrenmek ve (3) içebakış ve hoşgörü.

Morin küreselleşmeyi de sorunsallaştırır. Günümüzde kültürlerin çeşitliliği ve küreselleşmenin olağanüstü boyutlarda olduğunu, fakat küreselleşmenin birleştirici mi yoksa parçalayıcı mı olduğunun belli olmadığını söyler. Modernliğin öldüğünü ve insanlığın çok kimlikli bir yeryüzü yurttaşlığına doğru gittiğini ileri sürer.

Morin'e göre demokrasi mükemmel bir sistem değildir, halâ kendi içinde eksiklikleri vardır. Ayrıca demokrasi henüz her yerde gerçekleşmemiştir, totaliter rejimler yeryüzündeki varlığını korumaktadır ve ancak düşünce reformuyla, insanlık siyasetiyle, gerçek hümanizm ve Dünya-Vatan bilinci ile bu konuda bir ilerleme sağlanabilir.

Edgar Morin Kitapları - Eserleri

  • Yitik Paradigma: İnsan Doğası
  • Aşk Şiir Bilgelik
  • Yolumuzu Değiştirelim
  • Geleceğin Eğitimi İçin Gerekli 7 Bilgi
  • Bizim Avrupamız
  • Umut Yolu
  • Dünya Vatan
  • Avrupa'yı Düşünmek

Edgar Morin Alıntıları - Sözleri

  • O insan ki nesneler dünyasında özne, özneler dünyasında ise egemendir. (Yitik Paradigma: İnsan Doğası)
  • Dünya hem harikulade hem iğrençtir. Estetik bizi coşturmaya yardımcı olur ve iğrençlikleri başımızı çevirmeden görmemizi sağlar. (Umut Yolu)
  • "Tehlikenin olduğu yerde, Koruyucu güç de serpilip gelişir." "Was das Gefahr ist, wächst/das Rettende auch." (Yolumuzu Değiştirelim)
  • Virüslerin ortaya çıkmasındaki artış kitlesel endüstriyel tarıma, daha özelde de hayvan yetiştiriciliğindeki endüstrileşmeye bağlı. Ormansızlaştırma politikaları da hastalıkların ortaya çıkmasına yol açıyor. (Yolumuzu Değiştirelim)
  • Dev bir kozmosta yolumuzu yitirdiğimizi keşfetmemiz, astro-fiziğin keşiflerinin bir sonucudur. Bugün bilimle şiir arasında bir diyaloğun mümkün olması demektir bu; çünkü bilim, bir yandan, ''İnsan nedir?", ''Yeri neresidir?" gibi temel felsefî soruları yeniden keşfederken, hârikulade şiirsellikte bir evreni ifşâ eder bize. (Aşk Şiir Bilgelik)
  • "İnsan, çılgınlığıyla aklı icat etmiş olan o çılgın hayvandır." (Aşk Şiir Bilgelik)
  • Bazı eşitsizlikler azaldı, ama pek çoğu da arttı. (Bizim Avrupamız)
  • Ama hakikat duygusu olmayan bir hakikatten daha zavallı bir şey de yoktur. (Aşk Şiir Bilgelik)
  • "Ahlaki dışlamanın ayırdedici niteliği, sadece acı vermek için acı verme içgüdüsel arzusudur. " (Geleceğin Eğitimi İçin Gerekli 7 Bilgi)
  • Aşk, yıldırım çarpmasından sele kapılıp sürüklenmeye kadar götürebilir. (Aşk Şiir Bilgelik)
  • Vatan hem dişi hem erkek bir terimdir, bu da hem anaerkilliği hem de babaerkilliği kendinde birleştiren bir olgudur. Anavatan-babavatan birleşimi dişisel değerini anavatana, toprak anaya vermektedir bu da doğal olarak aşkı getirir, baba gücünü ise kayıtsız şartsız itaat ettiğimiz develete vermektedir. (Dünya Vatan)
  • "Beklenen gerçekleşmez ve beklenmeyene yolu bir tanrı açar." (Geleceğin Eğitimi İçin Gerekli 7 Bilgi)
  • koronavirüsün neden olduğu megakriz, yeryüzündeki yaşamın içine girdiği (ekolojik) krizin, bir insanlık krizinin acımasız semptomudur, ki bu kriz de bizzat, modernliğin, teknik, ekonomik, endüstriyel gelişmenin yarattığı bir krizdir. (Yolumuzu Değiştirelim)
  • Yazgımızın, primatlar da dahil bütün hayvanların yazgısından çok farklı olduğu apaçık; diğer hayvanlara boyun eğdirdik, onları ehlileştirdik, soylarını tükettik, sürdük, kafesledik veya korumaya aldık. Biz ise, kendimize taştan ve çelikten kentler inşa ettik, makineler icat ettik, şiirler, senfoniler yarattık, uzayda seyehat ettik. Doğadan gelmekle ve doğa dışı ve hatta doğaüstü olduğumuza inanmamamız mümkün mü? (...) Diğer yandan, bütün insanlar aynı türden gelmelerine, homo sapiens olmalarına rağmen, yabancı ülkelerdeki benzerlerini tanımazdan gelen veya ondan insanlık sıfatını esirgeyen insan, bu ortak doğa paydasını yadsır durmadan. (Yitik Paradigma: İnsan Doğası)
  • Güven verici ve rahatlatıcı sapiens kavramının ardına saklanan insanın gerçek yüzü ortaya çıkıyor. İnsan, yoğun ve kararsız bir duygusallığa sahip, gülümseyen, gülen, ağlayan, endişeli, kaygılı, oyuncu bir canlı; mest olan, kendinden geçen ve seven bir varlık; hayallerle dolu, ölümü bilen ama ölüme inanmayan bir yaratık; miti ve büyüyü yaratan, kendisine hayaletlerin ve tanrıların musallat olduğu, hayal ve vehimlerle beslenen, nesnel dünyayla daima kararsız ilişkiler içinde olan öznel bir canlı; hataya, gaflete açık, düzensizlik yaratan müfrit bir varlıktır. Ve hayali olan ile gerçek olan arasındaki gidip gelmelerin, kararsızlığın, istikrarsızlığın, ölçüsüzşüğün ve vehimlerin bir arada oluşuna, nesnel ile özneli, yanlış ile düzensizliği karıştırmaya delilik adını verdiğimize göre homo-sapiens'in homo-demens* olduğunu görmek zorundayız. Homo Demens: Sapiens Latincede akıllı, bilge anlamına gelirken, Demens tam tersine deli, kaçık anlamına gelir. (Yitik Paradigma: İnsan Doğası)
  • Kapitalizm ve Marksizm “insanın doga üzerindeki zaferi”ni alkışlamayı sürdürmüşlerdir. Sanki, doğayı yok etmek övünülecek bir başarıymış gibi. Bu “yakılmış toprak” ideolojisi aslında bir tür intihar girişimidir. Doğa yenik düşerse, insan da kendi kendini yok etmiş olacak. (Bizim Avrupamız)
  • 20. yüzyıl, gezegen döneminin demir çağından çıkmadı, demir çağına gömüldü. (Geleceğin Eğitimi İçin Gerekli 7 Bilgi)
  • Bizler çocuksu, nevrotik, çılgın ama aynı zamanda akılsal da kalabilen varlıklarız. Tüm bunlar insanın tamamen kendine özgü kumaşını oluşturur. (Geleceğin Eğitimi İçin Gerekli 7 Bilgi)
  • Aşk hem sözden önce gelir, hem sözden ileri gelir. (Aşk Şiir Bilgelik)
  • Marx " insanı inceleyen bilimin doğrudan konusudur doğa," diyordu; çünkü " insanın ilk nesnesi -yani insan-, doğadır". (Yitik Paradigma: İnsan Doğası)

Yorum Yaz