Elliot Aronson kimdir? Elliot Aronson kitapları ve sözleri
Psikolog, Araştırmacı, Yazar Elliot Aronson hayatı araştırılıyor. Peki Elliot Aronson kimdir? Elliot Aronson aslen nerelidir? Elliot Aronson ne zaman, nerede doğdu? Elliot Aronson hayatta mı? İşte Elliot Aronson hayatı...

Psikolog, Araştırmacı, Yazar Elliot Aronson edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Elliot Aronson hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Elliot Aronson hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Elliot Aronson hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...
Doğum Tarihi: 9 Ocak 1932
Doğum Yeri: Chelsea, Massachusetts, ABD
Elliot Aronson kimdir?
Ödüller: Guggenheim ABD & Kanada Sosyal Bilimler Bursu
Eğitim: Stanford Üniversitesi (1959), Wesleyan Üniversitesi (1956), Brandeis University (1954)
Elliot Aronson Kitapları - Eserleri
- Hatalar Psikolojisi
- İkna Çağı
- Toplumsal Hayvan
- Propaganda Çağı
- Benim Hatam Değil!
Elliot Aronson Alıntıları - Sözleri
- Herhangi bir teorinin bilimsel olabilmesi için doğru olduğu kadar, yanlış olduğununda gösterilebileceği bir şekilde ifade edilmesi gerekir. (Benim Hatam Değil!)
- Aynı zamanda kelimelerin ön-"ıkna sağlayabildiğini hatırlamamız gerekir. Kullandığımız kelime vé isimler sonunda sosyal dünyamızı tanımlar ve oluşturur. Gerçekliğin bu tanımı düşüncelerimizı, duygularımızı ve hayal dünyamızı yönlendirip hareketlerimizi etkiler. Belki de kelimelerin gücünü en iyi Hitler'in propaganda bakanı joseph Goebbels nitelemiştir: Yeterli derecede tekrar edildiği ve ilgili insanların psıkolojileri yeterince iyi anlaşıldığı takdirde bir karenin aslında bir çember olduğunu kanıtlamak imkânsız değildir. Bir kare ve bir çember nedir ki? Sadece kelimeler ve kelimeler gizli fîkirleri sarmalayıncaya dek yoğrulabilirler. (Propaganda Çağı)
- Genç bir kadın öldürüldüğü zaman, arayacağınız ilk kişi hayatındaki erkektir. (Hatalar Psikolojisi)
- O zaman, kuvvetli bir inançla çelişen bilgiler edinmek gerçekten ters tepebilir, kişiyi o hatalı inanca daha sıkı yapışır hale getirebilir. (Benim Hatam Değil!)
- Bazen bir mesaj, ana hatları öğrenilmese ve hatırlanmasa bile ikna edici olabilir. Meselâ, çocuklar onlara iletilen şeyin içeriğini çok az hatırlasalar bile genellikle oyuncak reklamlarından etkilenirler. Aynı şekilde bir çok araştırma insanın bir mesajdan hatırladığı şey ile mesajın kendisini ikna edip etmemesi arasında çok az bağlantı olduğunu gösteriyor. Kognitif tepki yaklaşımı ikna edici bir taktiğin etkililiğini belirlemenin en önemli kuralını bize şöyle sunar: Başarılı ikna taktiği, hedef kitlenin düşüncelerini iletiyi yollayanın görüşlerine uygun bir şekilde yönlendirip kanalize eder; önerilen hareket biçimi hakkındaki her türlü olumsuz düşünceye set çeker ve iletinin mesajı hakkında olumlu düşünceleri teşvik eder. (Propaganda Çağı)
- İnsanlar bir 'şeyi' elde etmek için ne kadar büyuk acıya, üzüntüye ve utanca katlanmışlarsa, o şey kendilerine o kadar mutluluk verir -ve kolayca elde ettikleri bir şeyin aynı mutluluğu sağlaması söz konusu değildir. (Hatalar Psikolojisi)
- Propagandanın gündelik kullanımı ve suistimali (İkna Çağı)
- Bir bağnazı eğitmeye çalışmak, gözbebeğine ışık tutmaya benzer; iyice büzülür. (Hatalar Psikolojisi)
- Savaş propagandasının en korkunç işlevlerinden biri, bir milletin üyelerinin başka bir milletin üyelerini bütün psikolojik sorumluluklardan muaf biçimde öldürmesini kolaylaştırmasıdır. Savaş özellikle bir köşede masumca duranlara ve çocuklara korkunç zararlar ve yıkım getirir. "Ben ve ülkem iyi, adaletli ve mantıklıyız” kavrayışı (cognition) ”Ben ve ülkem masum insanlara zarar verdik” kavrayışı ile uyuşmazlık içindedir. Eğer zarar aşikârsa, zarar verilmediğini veya bunun gerçekten şiddet olmadığını söyleyerek uyuşmazlığı azaltamazsınız. Bu durumda uyuşmazlığı azaltmanın en etkili yolu, kendinizi kurbanlarınızın hak ettiklerini bulduklarına inandırmak üzere bu kurbanların insanlığını azaltmak veya suçluluklarını arttırmaktır. Yoksa şimdi bahsedeceğimiz olayı nasıl açıklayabiliriz? İkinci Dünya Savaşı’nın sonu gelmek üzereyken Amerikan uçakları Hiroşima ve Nagasaki’ye atom bombası attılar. Kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere 100000’den fazla sivil öldürüldü ve binlercesi de çok ciddi şekilde yaralandı. Şimdilerde Amerikalıların bu kararı yermesi moda. Ama bombalar atıldıktan bir hafta sonra bir kamuoyu araştırması Amerikan halkının %5’inden azının o silahları kullanmamalıydık diye düşünürken, %23 gibi şaşırtıcı bir kısmının da Japonya'nın teslim olmasına zaman tanımadan çok daha fazla silah kullanmalıydık diye düşündüğünü göstermişti.6 (Propaganda Çağı)
- Gündelik hayatımızda rasyonalleştîrme kapanını kırıp hatalarını kabul eden ve hatalarından ders alan insanlar da görürüz. Nasıl? Bu hangi durumlarda gerçekleşir? Bir hata yaptığımızda ego-koruyucu inkâr, çarpıtma ve doğrulamaya çalışma eğilimimizi durdurup aşağı yukarı şunu söylemeyi becerebilsek: ”Tamam, yanlış davrandım. Tekrar bu durumda kalmamak için bu tecrübeden ne çıkartabilirim?” bizim için çok faydalı olabilir. Bu ilk önce korunmacı ve uyuşmazlık azaltıcı eğilimlerimizi ve sonra da düzeltilmesi -doğrulanması değil-gereken geçmiş hatalarımızı anlayıp onlarla yüzleşecek güçte bir kişilik geliştirmekle mümkün olabilir. Bunu söylemenin kolay olduğunun biz de farkındayız. Hataların hoş görülmediği ve başarısızlığın âdetâ günah sayıldığı; dersten kalan öğrencilerle dalga geçildiği, sırf bir sezonu kaybetti diye yetenekli birinci lig beyzbol menajerlerinin kovulduğu bir kültürde yaşıyoruz. Belki başkalarının hatalarına karşı daha hoşgörülü olmayi becerebilirsek, kendi beceriksizliklerimize de daha kolay tahammül edip, neredeyse refleksif bir şekilde ortaya çıkan doğrulama eğilimimize kısa devre yaptırabiliriz. (Propaganda Çağı)
- Robert Lynd’in bir zamanlar dediği gibi. “Bize, kötülüğü yapanın başka biri olduğu fikri kadar kendimizi iyi hissettiren başka bir şey yoktur.” (İkna Çağı)
- Edinilmiş bir önyargıdan kurtulmak zordur. Büyük hukukçu Oliver Wendell Halmes Jr.'ın dediği gibi "Bir bağnazı eğitmeye çalışmak, gözbebeğine ışık tutmaya benzer; iyice büzülür." (Benim Hatam Değil!)
- Birçok araştırma her ana babanın bildiği şeyi doğruluyor.? Annelerle vapılan bir ankete göre okul öncesi çocukların %90'ından fazlası televizvonda reklamını gördüğü oyuncaklar ve yiyeceklerin alınmasını istiyor. Annelerin üçte ikisi, özellikle üç yaş civarı çocukların televizyondan öğrendikleri reklam şarkılarını söylediklerini duyduklarını belirtiyorlar. Başka bir anket çocuk programlarını sık seyreden çocukların reklamı vapılan çerez, kornfleks ve fast-foodları isteyip, aldırıp, tüketme ihtimalinin daha yüksek olduğunu gösteriyor. Genel olarak sekiz yaşın altındaki çocuklar reklamı yapılan markaların isimlerini çok iyi tanırken, reklamdaki iddiaları pek hatırlamıyor ve reklamlar tarafından ikna ediliyorlar. Belki de reklamların etkisini gösteren en acıklı delil, dört-beş vaşındaki çocuklarla yapılan bir deneyde, bir oyuncak reklamını seyrettikten sonra o oyuncağa sahip olmayan “iyi bir çocukla” oynamak yerine, o oyuncağa sahip ama “pek iyi olmayan” bir çocukla oynamayı tercih edeceklerini söyleme ihtimallerinin iki kat fazla olması” (İkna Çağı)
- Çok şukür model kişilikler iki yönde de çalışabilir: Yani kitle iletışim araçları/medya modelleri iyi sosyal hareketler öğretmek için de kullanılabilir. Meselâ insanların patlak lastikle yolda kalmış bir araba surücüsüne yardım etme ihtimalinin ve Salvation Army (Selamet Ordusu) kutusuna bırakılan yardımların artmasında sosyal modeller kullanıldı.‘ Benzer şekilde şiddet içeren bir durumda şiddet içermeyen tepkiler verme ve saldırganlık seviyesini azaltmada da modeller kullanıldı.7 Elbette öğretmekle vaaz etmek aynı şey değil; modeller kelimelerden çok daha etkilı ikna eder. Bir dizi anlamlı araştırma yapan James Bryan ve meslektaşları çocukların hırs veya yardımseverlik vaazlarında bulunan veyahut hırs veya yardımsever davranışlarda bulunan yetişkinleri izlemelerini sağladı.“ Sonuç: Çocuklar modellerin ne dediğinden çok ne yaptığından etkilendiler. (Propaganda Çağı)
- Pek çok deney kendine saygısı az olan ya da yetenekli olmadığını düşünen insanların, bu önyargılarıyla uyumsuz başarıları karşısında ra hatsızlık duyduklarını ve bu başarıları kaza eseri ya da anormal durumlar diye niteleyerek dikkate almadıklarını göstermektedir. (Hatalar Psikolojisi)
- En büyük hatamız, söylemeliyim ki hatalarımızın hiç farkında olmayışımızdır..... (Hatalar Psikolojisi)
- İnsan bir hareket tarzına ne kadar bağlılık duyuyorsa, bu hareket tarzını tehdit eden bilgiye karşı da o kadar direnç gösterir. (İkna Çağı)
- Büyük kitlelerin algısı çok sınırlıdır ve zekaları kıttır :ama unutma kabiliyetleri muazzamdır (İkna Çağı)
- İnsanlar görüyorum, ağaçlara benziyorlar, ama yürüyorlar. (Hatalar Psikolojisi)
- Eğer hiçbir şey hatırlamıyorsanız ama tacize uğradığınızı düşüniiyorsanız; büyük ihtimalle uğramışsınızdır. Eğer geçmişten sahnelerin gözünüzde canlandığı anlar yaşıyor veya taciz rüyaları görüyorsanız; gerçekten uğradığınız tacizleri hatırlamaya başladınız demektir. Eğer çocuğunuz kabuslar görüyor, yatağını ıslatıyor, gece lambası açık uyumak istiyor ya da mastürbasyon yapıyorsa; bunlar çocuğunuzun taciz edildiği anlamına gelen işaretler olabilir. (Hatalar Psikolojisi)