matesis
dedas

Enver Behnan Şapolyo kimdir? Enver Behnan Şapolyo kitapları ve sözleri

Tarihci, Araştırmacı Yazar, Gazeteci, Edebiyatçı Enver Behnan Şapolyo hayatı araştırılıyor. Peki Enver Behnan Şapolyo kimdir? Enver Behnan Şapolyo aslen nerelidir? Enver Behnan Şapolyo ne zaman, nerede doğdu? Enver Behnan Şapolyo hayatta mı? İşte Enver Behnan Şapolyo hayatı... Enver Behnan Şapolyo yaşıyor mu? Enver Behnan Şapolyo ne zaman, nerede öldü?
  • 06.12.2022 11:00
Enver Behnan Şapolyo kimdir? Enver Behnan Şapolyo kitapları ve sözleri
Tarihci, Araştırmacı Yazar, Gazeteci, Edebiyatçı Enver Behnan Şapolyo edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Enver Behnan Şapolyo hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Enver Behnan Şapolyo hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Enver Behnan Şapolyo hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1900

Doğum Yeri: İstanbul, Türkiye

Ölüm Tarihi: 1972

Ölüm Yeri:

Enver Behnan Şapolyo kimdir?

(d. 1900 - ö. 1972) Türk tarihçi, araştırmacı yazar, gazeteci ve edebiyatçısıdır.

Enver Behnan Şapolyo 1900 tarihinde İstanbul'un Kocamustafapaşa semtinde, Beyçayırı Sokağı'nda dünyaya gelmiştir. Yazarın dedesi Afyonkarahisar mutasarrıfı Salih Bey’dir. Babası ise eski Maarif Nezareti Meclis-i Kebir ve Muayene azası Fevzi Bey'dir.

Yazarın babası olan Fevzi Bey 1908 tarihinde İstanbul'da Protesto adında bir gazete yayınlamış, El Adil adlı Arapça bir gazetede de baş muhabirlik yapmış devrin aydınlarından birisidir. Pek çok eseri olan Fevzi Bey’in Teşkilat-ı Avalim, Sarf-ı Arabi adlı eserleri basılmıştır. Basılmamış eserleri arasında Tarih-i Hürriyet, Hikmet-i Hukukun Tarihi, Miyar-ı Hukuk ve Cebr-i Ala adlı eserleri vardır. Fevzi Bey, Hoca Tahsin Efendi'nin İlm-i Ruh, Esrar-ı Abu Hava, Tarihi Tekvin, Esas-ı İlmi Heyet, adlı eserlerini önsözler eklemiş bir ediptir.

Baba tarafından eğitimli bir aileye mensup olan Şapolyo, ilk ve orta öğrenimini İstanbul Lisesi'nde yapmış bu liseyi 1917 yılında bitirmiştir. Yazar lisedeki eğitimini tamamlar tamamlamaz okul tarafından 1917 tarihinde Almanya'ya tahsile gönderilmiştir. Fakat 1918 yılında yapılan Mondros Mütarekesinden sonra Almanya’dan dönmek zorunda kalmış ve İstanbul Muallim Mektebine gitmiştir. Milli Mücadele'nin başlamasıyla Anadolu'ya geçer. Milli Mücadeleye katılan yazar Kağnı Kolları Komutanı olarak cepheye cephane taşıma görevini üstlenmiştir. Kanlı Bayrak Kuva-yi Milliye Müfrezesinde çalışan yazar. Milli Mücadelede düşmanın yurttan atılmasına öncülük eden müfrezelere, silah cephane ve erzak taşıyarak yardımcı olmuştur.

Öğretmen okulu mezunu olan yazar Milli Mücadele yıllarında Öğretmenlik görevine ilk olarak Ankara’da başlamıştır. Öğretmen lisesinden diplomasın alan yazar bir yandan öğretmenlik yaparken diğer yandan da yüksek öğretime başlamış Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesine 2 yıl devam ettikten sonra İstanbul Üniversitesi Tarih Fakültesi'nde okumuş ve tarih öğretmeni olmuştur.1933

Felsefe derslerine de devam eden yazar, Ziya Gökalp'in Amel-i İçtimayiat dersleri ile Sosyolojiye çalışmıştır. Enver Behnan Şapolyo’nun öğretmenlik görevleri sırası ile: Ankara Sultanisi, Konya Lisesi, İstanbul Erkek Lisesi, Vefa Lisesi, Kuleli Askeri Lisesi, Maltepe Askeri Lisesi, Maarif Koleji, Türk Kuşu, Gazi Lisesi, Harp Okulu, Ticaret ve Turizm Yüksek Öğretmen Okulu gibi okullarda devam etmiştir. Tarih Derslerine giren Enver Behnana Şapolyo İnkılâp Tarihi, Ahlak Tarihi öğretmenliği, Türkiye'nin Turistik Özelliği ve Anıtlar Tarihi derslerini de okutmuştur. Enver Behnan Şapolyo, öğretmenlik yıllarında Radyo Eğitim Müşavirliği de yapmış olan tarihçi bir yazardır.

Enver Behnan Şapolyo öğretmenlik yaparken gazetecilik mesleğine de girmiş, gazetecilik alanında ilk çalışmalarını. 1922 yılında Ankara'da yayınlanan Öğüt Gazetesi ile Yenigün Gazetelerinde muhabirlik, muharrirlik yaparak başlamıştır. . Hâkimiyet-i Milliye, Ulus Konya Babalık gazetelerinde çalıştıktan sonra Hüseyin Cahit Bey'in çıkarmakta olduğu Tanin gazetesinin Ankara muhabirliğini yapmıştır.

1924 tarihinde İstanbul'a gelerek Son Telgraf, Cumhuriyet, Yeni Türkiye, Vakit, Akşam, Gece Postası, İkdam - Son Telgraf, Yeni Sabah gazetelerinde muharrirlik ve musahhihlik yapmıştır. Gazeteci olarak Atatürk'ün ve İsmet İnönü'nün yurt gezilerine katılmış onlarla birlikte bu gezilerde edindiği izlenimleri yazmıştır.

Bir müddet ara verdiği gazeteciliğe 1955 yılında Zafer Gazetesi'nde yeniden başlamış, bu gazetede Tarihi makaleler, Atatürk'ün Hayatı, Milli Mücadelenin iç alemi adlı yazı ve incelemeleri çıkmıştır. Ankara’da öğretmenliğe tekrar başladığında Ankara'da yayınlanan İnkılap, Ulus, Haber, Son Baskı Gazetelerinde de makale ve incelemeleri yayınlanır.

Yazar İstanbul'daki öğretmenlik yıllarında İstanbul’da bulunan çok sayıda dergi ve gazeteye yazılar yollamıştır. Bunların başlıcaları: Yeni Gazete, Yedigün, Büyük Gazete, Resimli Perşembe, Resimliay, Resimli Mecmua, Türk Yurdu, Kadın Yolu Mecmuası, Türk Yurdu, Köy Postası, Çocuk Ve Yuva, Gençay, Hafta, Çocuk Haftası, İller ve Belediyeler Dergisi, Önasya, Ülkemiz, Türk Kültürü, Halk Evleri Mecmuası, Ankara Belediyesi'nin neşretmekte olduğu Ankara adlı mecmualardır. Bu gazete dergi ve mecmualarda yazarın tarihî makaleleri ve tarihî romanları tefrika edilmiştir.

Çok sayıda eser vermesine rağmen Enver Behnan Şapolyo, Edebiyat tarihçileri ve Tarihçi akademisyenlerin ısrarla göz ardı ettikleri bir yazar, romancı ve tarihçi olarak dikkat çeker. Nedense akademisyenler ve edebiyat tarihçileri çalışmalarında ondan hiç söz etmemişler görmezlikten gelmişlerdir. Oysaki yazar; Osmanlı Tarihi ile ilgili eserler, makaleleri, kitapları İnkılâp tarihi ile ilgili yazmış olduğu yazı ve eserleri ile Türkiye ve dış ülkelerde tanınan araştırmacı bir yazar ve romancıdır. Yurt içinde görmezlikten gelinmiş olmasının aksine Amerikalı birçok tarihçiler Şapolyo'nun tarihi eserlerinden faydalanmış ve eserlerini bibliyograflarına almışlardır.

Bunlardan Uriel Heyd'in yazmış olduğu Foundations of Turkish Nationalism London - co - Luzac - 1950( Türk Milliyetçiliğinin esasları) adlı eserden başka yine ABD'de Kemal Karpat'ın yayınlandığı Turkey's Politic 1959 Princeton University Press( Türkiye'nin Dahili Siyasetine Dair) kitabında Şapolyo'nun eserlerinden faydalanılmıştır. Aynı zamanda Amerikalı yazar Elaine D. Smith'in yazmış olduğu Turkey: Origins of the Kemalist Movement and the Govenrment of the National Assembly Washington - 1959 (Kemalist hareketin kökenleri ve Büyük Millet Meclisi Hükümeti) adlı eserde, Şapolyo'dan faydalanmıştır.

Gazeteci olarak uzun seneler süren hizmetinden dolayı Basın Şeref kartı verilmiş bir yazardır.

10 Ağustos 1960 yılında Moskova'da toplanan 25.ci Enternasyonal Müsteşrikler Kongresine Moskova İlim Akademisi tarafından delege seçilerek davet edilmiştir. Enver Behnan Şapolyo'nun Gülbahar Sultan adlı edebi bir eseri de Sırpça ve Hırvatça'ya tercüme edilmiştir.

YAZARLIK YÖNÜ

Tarih konulu eserleri özelliklere Türk tarihini sevdirmeye yönelik romanları ile çok sayıda eser veren gazeteci, tarihçi araştırmacı yazardır. Gençlere yönelik olarak çok sayıda roman yazdığı gibi, çok sayıda da tarih konulu eser oluşturmuştur. Çok çalışan, çok eser veren çok üretken bir yazardır. Tarih bilincinin gençlere aşılanması için çaba göstermiş, çalışmalarını daha çok bu yönde sürdürmüştür.

Rahat sade anlaşılır bir dille eserler yazan Şapolyo, Türk tarihi ile ilgili araştırmalar yapmış, eski Türk tarihi Osmanlı tarihi ve inkılâp tarihi ile ilgili yazılar araştırmalar incelemeler yayınlamış üretken bir yazardır. Romanlar da kaleme alan yazar, masal destan ve halk hikâyeleri de yayımlamış uzun bir müddet gazetecilik de yapmış, yakın tarihle ilgili gözlemlerini de yazılarında dile getirmiştir.

Edebiyatçılar ve tarihçilerimiz arasında en üretken ve en çok çalışan araştırmacı yazarlardan biri olan Enver Behnan, bu üretkenliğine veya gayretkeşliğine rağmen edebiyat tarihçileri tarafından büyük bir haksızlığa uğrayan değerli bir yazardır. Hayatı boyunca 110 dan fazla eser yazmasına rağmen, bunların bazıları yazıldıkları alanda ilk araştırmalar ve örnekleri teşkil etmesine rağmen, bu çalışmaları görmezlikten gelinmiş antolojilerde ve edebiyat tarihlerinde isminin yer almamıştır.

Ülkemizde edebiyata ve gerçek araştırıcı yazarlara takınılan saygısızlık ispatlanmak istenirse E.B. Şapolyo'nun bu denli görmezlikten gelinmesi buna en canlı misaldir. En belli başlı akademisyenlerin ve yazarların beş on tanesinden daha fazla ve çok daha değerli eserler veren ve pek çok eserinde benzerlerine fark atan yazarımızın edebiyat tarihlerinde veya antolojilerde isminin geçmemiş olması çok üzüntü vericidir.

Başına gelecekleri yaşarken de görüp anlayan yazarın değerli bir eseri olan "Osmanlı Sultanları Tarihi " adlı kitabının önsözünden alınan şu satırlar görmezlikten gelinmesine yol açan ahlaki zafiyetimizi açığa çıkarması bakımından manidardır" " Hakikatleri gizleyen iyi insan değildir. Ahlak bakımından zayıf, tarafçı ve menfaatine düşkün yahut da cahildir. Milletlerine hizmet edenler ölüp gidiyor, hizmetlerini yalnızca tarihçilerin namusuna ve şerefine tevdi ediyorlar. Bu sorumluluğu idrak eden tarihçinin vicdanı yüksek olmalıdır."

Eserleriyle kurtuluş Savaşı’nın önemli ayrıntılarım ortaya çıkaran E.B.Şapolyo ittihat ve terakki döneminin fikir hareketlerini irdeleyen İslâm tarihinde çeşitli mezheplerin nasıl oluştuğunu araştırmış, tarih konulu roman ve öyküleriyle de dikkati çekmiştir. Yaşadığı zamanlarda çok okunan eserler veren çok üretken bir tarihçi ve edebiyatçı olan yazarı edebiyat tarihçilerimizin görmezlikten gelmeleri isminin edebiyat tarihlerinde geçmemiş olması üzüntü verici ve oldukça düşündürücüdür. Akademik çevreler tarafından pek itibar görmemesinin sebebini anlamak hayli güçtür. "Mezhepler ve tarikatlar tarihi “ adlı eserinde kullandığı evrak ve yazmaların, tekke ve zaviyelerin kapatılmasından sonra toplanan vesikalar olması sebebiyle oldukça ehemmiyetlidir. Fikir adamı, tarihçi ve yazar olarak yabancı aydınlardan itibar görürken akademisyenlerimiz tarafından görmezlikten gelinmesinin en önemli sebebi ülkemizdeki akademisyenlerin pek çoğundan çok sayıda eserler vermiş olmasından dolayı kıskanılmış olabilir..

Şapolyo'nun Basılmış Olan Önemli Eserleri

Filozof Ziya Gökalp - 1933

Tarih Bakaloryası 1. cilt. ilk ve Orta Çağlar Tarihi - 1934

İkinci cilt Yeniçağ Osmanlı ve cumhuriyet Devirleri - 1935

Türk Soyadları - 1935

Kurtuluş Edebiyatı Tarihi - 1938

Onuncu Yıl - 1938

Ziya Gökalp ittihat ve Terakki ve Meşrutiyet Tarihi - 1943

Kemal Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi - 1944

Mustafa Reşit Paşa ve Tanzimat devri Tarihi - 1945

Tarihçi Eşref Albatı - 1945

Velet Çelebi İzbudak - 1946

Karagöz'ün Tarihi - 1946

Osmanlı - İnkilap ve Avrupa Tarihi Özü - 1946

Karagözün Tekniği - 1947

Ziya Gökalp ve Fırka Nedir? - 1947

Türkiye Tarihi 3 Cilt (Maliye okulları için) - 1947

Müzeler Tarihi - 1948

Türk İnkilabı Tarihi - 1948

Türkiye Cumhuriyeti Tarihi(Liseler için - 8 defa basılmıştır) - 1949

Türk Efsaneleri - 1949

Gazi Musa Paşa ve Silistre Müdafası - 1950

Hz. Ali - 1950

Dünya efsaneleri - 1954

Atatürk'ün Hayatı - 1955

İlk Çağ Tarihi - 1958

Kuva-yi Milliye Tarihi - 1958

İlaveli - Kemal Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi - 1958

Halk ninnileri - 1958

Gazi Osman Paşa ve Plevne Müdafası - 1958

Ahlak Tarihi - 1960

Türk Büyükleri 1960

Türkiye Tarihi - 1960

Osmanlı Sultanları Tarihi - 1960

İnkilap Tarihi - 1960

Mezhepler ve Tarikatlar Tarihi - 1964

Türk Menkıbeleri - 1964

Selçuk Han - 1966

Tuğrul Han - 1966

Melik Şah - 1966

Birinci Alaettin - 1966

Selçuk Medeniyeti - 1966

Kırşehir Büyükleri - 1967

Mustafa Kemal ve Milli Mücadelenin İç Alemi - 1967

İstiklal Edebiyatı Tarihi - 1968

Peygamberler Tarihi - 1968

Osmanlı İmparatorluğu Tarihi - 1968

Türk Gazeticiler Tarihi

Ahiler Tarihi

Türkiye Anıtlar Tarihi

Romanlar

Ayşim

Alp Arslan

Yayla Gülü

Yıldırım

Dede Korkut Masalları

Kılıç Arslan

Şair Nedimin Aşkı

Barbaros

Turgut Reis

Fatih İstanbul Kapılarında

Türk Masalları

Atilla

Türk Akıncıları

Ali Baba

Estergon Kalesi

Şapolyo'nun bu eserlerle beraber edebi romanları ve çocuk edebiyatı neşriyatından olmak üzere 45 eseri daha vardır. Basılmamış olanlarla eserlerinin tutarı 110 cilttir.

Enver Behnan Şapolyo Kitapları - Eserleri

  • Alparslan
  • Yayla Gülü
  • Kılıç Arslan
  • Mezhepler ve Tarikatlar Tarihi
  • Mustafa Kemal Atatürk
  • Türk Efsaneleri
  • Fatih İstanbul Kapılarında
  • Osmanlı Sultanları Tarihi
  • Selçuklu İmparatorluğu Tarihi
  • Müzeler Tarihi
  • Kemâl Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi
  • Kılıç Arslan

Enver Behnan Şapolyo Alıntıları - Sözleri

  • "Ben, kutsal bir davaya inanmış bir insan olarak hiçbir yere gitmemeye karar verdim. Hepiniz gidebilirsiniz. Asker Mustafa Kemal olarak ben, mavzerimi elime alır, fişekleri göğsüme dizerim. Bir elime bayrağı alır, Elmadağ'a çıkarım. Orada tek bir kurşun kalana kadar vatanı savunurum. Kurşunlarım bitince böylece değersiz vücudumu bayrağıma sarar, temiz kanımı, kutsal bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna ant içtim..." ~Mustafa Kemal Atatürk (Kemâl Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi)
  • Bütün müslümanların Halifesi ve Türklerin Hakanı olan Sultan Abdülhamit muhtelif milletlerden müteşekkil bir heyet tarafından indirildi. Abdülhamit karşında Yahudi ve Ermeniden müteşekkil heyeti görünce fena halde üzüldü. Yüzü sapsarı kesildi. (Osmanlı Sultanları Tarihi)
  • Üç yıl memlekete büyük hizmetlerden sonra birinci Millet Meclisi dağıldı. İkinci Millet Meclisi açıldı. Bu zaman artık Cumhuriyetin ilanına Mustafa Kemal Paşa iyice karar verdi. Atatürk hükümet şeklini tesbit etmek üzere bir heyet seçmişti. Bu heyet istasyonda bulunan bir vagonda toplantılar yaptı Ziya Gökalp de bu toplantıya katılmıştı. (Kemâl Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi)
  • Sivas kongresi devam ederken Damad Ferit Paşa (Ali Galip) adında bir şahsı Harput valisi tayin etmişti. Bu Ali Galip birtakım aşiretleri kandırarak, teşkilat yaptı. İtilaf devletlerinin altınları da ise karıştı. Ali Galip ve hempaları Malatya civarında toplanarak, Sivas kongresini dağıtacaklardı. (Kemâl Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi)
  • İlk defa olarak altın, gümüş ve bakır paralar  Orhan Gazi tarafından 1327 yılında bastırılmıştır. Gümüş paraya (Akçei Osmani) denildi. Paranın bir tarafına (Kelime-i şahadet), diğer tarafına (Orhan Halledallahü-lmülke) yazıldı. (Osmanlı Sultanları Tarihi)
  • Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, büyük bir inkılâpçı olan Kemal Atatürk millî tarihimiz bakımından büyük bir şahsiyet olduğu kadar cihan tarihi içinde de şerefli bir mevki kazanmış büyük bir devlet adamıdır. Atatürk’ün çocukluğundan ölümüne kadar hayatı henüz yazılmamıştır. Bilhassa Atatürk’ün doğumundan, vatan hizmetine atılıncaya kadar olan çocukluk hayatı bilinmemektedir. Buna ait yazılı vesikalar da yoktur. Bu sebeple önce Atatürk’ün valideleri ile kız kardeşleri Makbule Hanım’dan, Atatürk’ün babasını ve dedesini tanıyan Selanik’in ihtiyarlarından araştırmalar yaparak Atatürk’ün atalarını, doğumunu, çocukluğunu, okul hayatını ve gençlik hatıralarını toplayıp sizlerin önüne seriyorum. (Mustafa Kemal Atatürk)
  • Hakimiyet bilakaydü şart milletindir. İrade usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfil idare etmesi esasına müstenittir. Türkiye Devletinin şekli hükumeti Cumhuriyettir! Bu madde Türkive Devletinin şekli Cumhuriyet olduğunu kesin olarak tâvin ediyordu. (Kemâl Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi)
  • Sultan ikinci Abdülhamid dindardı. Her şeyin Allah'tan geldiğine iman etmiş, (Mukadderat ne ise o olur!) Derdi. (Osmanlı Sultanları Tarihi)
  • ‘’Ülküsüz yaşamaktansa ölmek daha iyi değil mi? ‘’ (Yayla Gülü)
  • Türkler Kerme Hisara girdiler. Bu askerlik tarihinde görülmemiş bir hadise idi. Dünyada ilk defa surları yıkan büyük toplar, Türk mühendisleri tarafından hem de savaş meydanında dökülmüştü. Bu iş, ancak Koca Murat devrinde başarıldı. (Osmanlı Sultanları Tarihi)
  • “Erkek göğsüne gül yarası değil, ok yarası yakışır.” (Yayla Gülü)
  • Herkes radyolarının başında bu korkunç raporu heyecanla bekliyordu. Sanki büyük bir âfet gelecek gibi, ruhlarda bir acı vardı. Atatürk, rahat döşeğinde dakikadan dakikaya sönüyordu. İstanbul halkı saray etrafına toplanmış, onun sıhhat haberini almak için içerden çıkanlara: “Atatürk nasıl?” diye soruyorlardı. Atatürk koma halindeyken birdenbire gözleri açıldı. Ve sonra yavaşça sordu: “Saat kaç?” Kendisine cevap verdiler. Sustu ve bir daha konuşmadı. “Saat kaç?” Onun son sözüdür. Saati niçin sormuştu? Bilmiyoruz. Zamansız ebediyete intikal ederken zamana ait fânî suali bu olmuştu. (Mustafa Kemal Atatürk)
  • ‘’ -Evet,Türk an’anesinde üçler kutlu bir rakamdır. Bir Türk ihtiyarı, bir Türk kadını, bir de Türk delikanlısı birleşince üçler doğar… Bu üçlerin doğuşu istiklalin ilk temel taşıdır. Üçler, yedi olursa silahlanır, dağa çıkarlar… Yediler dağda kırklar olursa, düşmanla savaşa başlarlar… Üçlere yedilere kırklara bütün bir millet karışır… Halk bütün inancıyla bu davaya karıştığı gün… Halkın dilediği olur…. Halkın sesi Tanrı’nın sesidir.! ‘’ (Yayla Gülü)
  • ...Çopur Hafız Emin efendi idi.Bütün çocukları yere oturtarak dizlerinde yazı yazdırıyordu.Mustafa buna bir türlü alışamamıştı.Bir gün birdenbire ayağa kalktı. Hocası Emin Efendi :Niçin oturmuyorsun?- "Dizlerim ağrıyor. " "Sana otur diyorum" deyince küçük Mustafa 'nın yüzü kıpkırmızı olmuş ve "Oturmayacağım." demiş. Bunun üzerine hocası :-Bana isyan mı ediyorsun? demiş. Mustafa da:- Evet, isyan ediyorum, der demez bütün çocuklar hep bir ağızdan :Biz de isyan ediyoruz diye bağırmışlar. (Mustafa Kemal Atatürk)
  • Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküş vardır. Her ilerleyişin ve kurtuluşun anası hürriyettir. (Mustafa Kemal Atatürk)
  • Avrupalılar, kanuni manasına législatcur, muhteşem anlamın da magnifigue büyük manasına da grand kelimelerini kullanarak onu her bakımdan büyük saydılar. (Osmanlı Sultanları Tarihi)
  • Karşında ben pervâneyem, Sen şem-i tâbânsın bana... Aşkınla ben divâneyem, Sen âfet-i cânsın bana! Cevr ü cefâ, kahr ü sitem, Mihr ü vefâ cûd ü kerem... Ben bende-i fermânınem, Sen şâh-ı sultânsın bana! Zülfüne gönlüm bestedir, Âhım göğe peyvestedir... Cânâ, Muhibbî hastedir, Sen derde dermânsın bana... (Kanuni Sultan Süleyman) (Osmanlı Sultanları Tarihi)
  • Cumhuriyetin ilânı için bir bayram yapılması hususunda hiç bir tarafta bir sözleşme olmadığı halde halk kendi kendine dükkanlarına bayraklar astı. Halk akın akın Ulus Meydanını doldurdu. Meclise mebuslar girmek için, polisler dar bir yol açabilmişlerdi. Halk kendi arzusu ile bayram yapıyordu. (Kemâl Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi)
  • ''- Niçin dövüşeceğiz? -Mavi gökte, Türk bayrağı yaşasın diye’’ (Yayla Gülü)
  • Halk Meclisin önüne dolmuştu. Cumhuriyetin ilan ve Gazi Mustafa Kemal Paşanın Reisicumhur olduğu haberini alarak, sevinç içinde Ankara sokaklarına dağıldı. Her tarafta sonsuz bir sevinç vardı. Cihan tarihinde yeni bir Türk Devleti doğmuştu. Bütün bu sahneleri aynen yaşadığım için, bu dakika duyduğum mânevi zevk ölçüsüz bir kıymettir. (Kemâl Atatürk ve Milli Mücadele Tarihi)

Yorum Yaz