matesis
dedas

Erbuğ Kaya kimdir? Erbuğ Kaya kitapları ve sözleri

Türk yazar, sanat yönetmeni Erbuğ Kaya hayatı araştırılıyor. Peki Erbuğ Kaya kimdir? Erbuğ Kaya aslen nerelidir? Erbuğ Kaya ne zaman, nerede doğdu? Erbuğ Kaya hayatta mı? İşte Erbuğ Kaya hayatı...
  • 17.07.2022 23:00
Erbuğ Kaya kimdir? Erbuğ Kaya kitapları ve sözleri
Türk yazar, sanat yönetmeni Erbuğ Kaya edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Erbuğ Kaya hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Erbuğ Kaya hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Erbuğ Kaya hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1973

Doğum Yeri: Ankara

Erbuğ Kaya kimdir?

Kendi dilinden;

73 yılında Ankara’da dünyaya gelmişim. Deniz subayı olan babamın tayinleri sebebiyle; Ankara, İskenderun, İstanbul, Çanakkale, Ankara, Adana, Gölcük dolaşıp üniversiteyi kazanınca 92 yılında İstanbul’a geldim ve bir daha da ayrılmadım. Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliğinde yanlış tercih yapmış olmama rağmen sorumluluk sebebiyle altı yıl okudum. Sonunda okulu bırakıp gerçekte istediğim işleri yapmak üzere kendimi sokaklara attım. İlk iki sene kendi camiasında efsane olan iki adet FRP kafe açtım. (Geçit Kafe, Kayıp Kafe) Türkiye’de ilklerden sayılacak bu atılım fazla uzun sürmedi. Bir takım olumsuz şartlar sebebiyle (!!!) kafe işleri bitti. Bunun üzerine 99 yılının sonu 2000′nin başı gibi tasarım yapmaya başladım. O gün bu gündür de devam ediyorum. İlk seneler evimden çalıştım. Her şeyin başlamasını sağlayan Aytaç abimle Ebay’de açık arttırmayla açık arttırma siteleri satıyorduk.(Teşekkürler Aytaç abi.) Yine evimden merkezi Paris’te bulanan Dimuseum SARL’da GUI Designer olarak görev aldım. ArdındanVeriPark’da (1 yıl) ve Bilge Adam’da (4.5 yıl) çalıştım. Şu anda Ceviz Bilgi Teknolojileri’ndeyim.

97 yazında babamla (huzur içinde yat baba) çıktığımız Çeşme tatilinde hayatımın aşkı Funda’mla tanıştım. 10 yıldır evliyiz ve omo kutusundan küçücük evimizde mutlu mutlu yaşıyoruz. Ne aşkımız, ne heyecanımız, ne bağlılığımız azaldı.

FRP kafelerde oynattığım ve oynadığım oyunlardan aldığım keyfin devamı olarak roman yazmaya başladım. Böylece 97 yılından beri kurguladığım, 2002 yılında ilk cümlelerini yazdığım Giddar’ı 2008 sonunda tamamladım. Giddar (Fantastik Roman) 2009 Ekim ayında Kalkedon Yayınlarından, Giddar’ın ikinci kitabı Beşlerin Çağı 2012 yılında İthaki Yayınlarından yayınlandı. Daha yazacak çok şeyim var.:) Hayatta aldığım en büyük keyiflerden biri yazmak. Umarım ömrümün sonuna kadar buna devam edebilirim.

Diğer keyiflerim mi? Elbette ilk önce Funda, sonra arkadaşlarım var, deli gibi film izlerim, dönem dönem kontrolsüz kitap okurum, ondan daha kontrolsüz oyun oynarım, minyatür boyarım (Warhammer – Warhammer40K – Lord of the Rings), hayal kurarım, bir şeyler öğrenirim, televizyon seyretmem, futbolu çok severim (kafa göz yarılmadığı sürece) müzik dinler kendi kendimi coştururum. Müzik mi? – Hiimm elektronik sevmem, rock, metal iyidir ama soundtrackler süperdir; ara ara.

Genel olarak gayet sakin biriyimdir. Öyle bağırıp çağırmam. Ama kötü niyet, sinsi gibilik, gördüm mü çileden çıkar; hak edilmemiş ukalalıkta titrerim:)

Yaşamayı çoook severim.

Erbuğ Kaya Kitapları - Eserleri

  • Maderzad Palas
  • İnsanlık Deneyi
  • Giddar
  • Beşlerin Çağı
  • Gizemli Sanatlar

Erbuğ Kaya Alıntıları - Sözleri

  • Aslında, en fazla bir uçurtma kadar özgürmüşüz. (İnsanlık Deneyi)
  • “Aile ne kadar önemli değil mi? Seni koşulsuz ve her durumda sevecek birilerinin olması kim bilir ne büyük bir nimettir...” (İnsanlık Deneyi)
  • Dünya renksiz, karanlık bir yerdir, ta ki aşk sana gülümseyene kadar. Eğer onunla bir ömür geçireceksen, bilirsin ki tüm işin, tüm derdin o gülümsemeyi bir kez, bir kez daha görmek için debelenmek olacak. Onu ne gülümsetiyorsa o olacaksın, onu yapacaksın. Hani ruhun aynası gözlerdir derler ya, bir de o gözlere aşk gülümserken bak. Göreceğin şeyi ben anlatamam ama o şey sana diğerlerine benzemeyen kutsal bir nefes aldıracak. (İnsanlık Deneyi)
  • "Romanlar büyü gibi. Düşünsene, bir yazar bundan yüz yıl önce bir kurgu hayal etmiş. Onu aklında şekillendirmiş. Sonunda bunları parmaklarının yardımıyla bir kağıdın üzerinr, birtakım simgeler vasıtasıyla aktarmış, kitap yazmış. Yüz yıl sonra biri o kitabı slıyor ve simgeleri okuyarak anlatılanı aklında canlandırıyor. Bir hayal bir insanın aklından, konuşmadan, simgelerin dizilimiyle diğer insanın aklına geçiyor. Zamandan, mekandan bağımsız; bu büyü değil de ne?" (Maderzad Palas)
  • Her çocuk aslında dünyadaki çarpıklığın farkındadır ve gizli saklı olsa da büyüklerin sıkıcı hayatlarından sıyrılıp kendine başka bir gerçeklik kurmaya çalışır. Bizim sığınakta verdiğimiz mücadele de öğretilen ile özgürlüğün savaşıydı. (İnsanlık Deneyi)
  • Hayvanların, suyun, ağaçların atomları en başından beri yer değiştirip duruyordu. Gerçek denilen kavram varlık bulamacından bir avuç alıp ona belli bir süreliğine yeni bir şekil vermekten başka birşey değildi. (İnsanlık Deneyi)
  • Betül'ün kendini, her gün sokakta gördüğüm yüzlerce kadına benzetmek için bu kadar uğraşması manasız geliyordu. Sarı, düz saçlı ve Betül'le aynı boydaki kadınları arkası dönük önüme dizseler kendi karımı aralarından ayırt etmem mümkün değildi. Kokusunu bile tanıyamazdım. O makyaj masasında parfüm imparatorluğuna adanmış bir servet yatıyordu. (Maderzad Palas)
  • "Ne büyük bir acıydı, vicdan azabıyla kendi içine çekildiğin yalnızlık." (Maderzad Palas)
  • İnsanlarla iletişim başlatmak söz konusu olduğunda, ben okulun ilk günü ilk derse girmiş ilkokul birinci sınıf öğrencisiydim. (Maderzad Palas)
  • Söylediğim cümlelerin ardından koşup arkadaşlarımın kulağına ulaşmadan onları tutmak istedim. (İnsanlık Deneyi)
  • Bak iyi dinle, insan gemiyse hayat limandır. O limana halatlarla bağlıyız. Halatlarımız ne kadar çok ve sağlamsa hayata bağımız da o kadar güçlü olur. (İnsanlık Deneyi)
  • Dünya renksiz, karanlık bir yerdir, ta ki aşk sana gülümseyene kadar. Eğer onunla bir ömür geçireceksen, bilirsin ki tüm işin, tüm derdin o gülümsemeyi bir kez, bir kez daha görmek için debelenmek olacak. (İnsanlık Deneyi)
  • İnsanlığın uzaya olan merakıyla benim dünyaya olan merakımı birbirine çok benzetiyorum. Ama bu benzerlik beni korkutuyor. Siz şu anda uzayın büyüklüğü karşısında çok çaresizsiniz. (İnsanlık Deneyi)
  • "Düşümde bedenim vardı. Dilediğimce dolaşıyordum. Yalnız değildim. Benim gibi binlercesi vardı. Sizi, yaratıcılarımızı sevgiyle anıyorduk." "Biz neredeydik?" diye sordu Cengiz. "Sizin tanrınız neredeyse orada" diye cevap verdi Havva. (İnsanlık Deneyi)
  • Türün ruhunun emriyle tek gecelik bir aşkın hayaline kapılmış, onun üstüne bastığı yalnızlığıma acıyıp kanımda dolaşan zehrin dürtüsüyle ölüme bir kez daha, "Bir bakıp çıkacağım," demiştim. Hayatımdaki rutini bozmak konusunda biraz uçlarda dolaşıyordum. İki kere ölümle burun buruna gelmiştim ve sanırım, üçüncü sefere kadar karar verebilmek için birinde cehenneme, diğerinde cennete göz atmıştım. (Maderzad Palas)
  • İkinci Dünya Savaşı'nı konu eden filmler izlemiş kitaplar okumuştum. Hep şunu merak etmiştim; hadi diyelim ki Hitler adında bir deli tüm dünyayı kana bulayacak bir savaşın başmimarı olmuştu; ama onca Nazi subayını kendi cani yoluna nasıl ikna etmişti? Nasıl olmuştu da bütün Alman askerleri yaptıkları katliamın meşru olduğuna inanmıştı? (Maderzad Palas)
  • Akıl ruhu korumak için ona nasıl da yalanlar söyler. Şunu biliyorum ki ruh asla aldanmaz. Sadece, kendine yalanlar söyleyen çocuğa, ihtiyar bir adam gibi anlayışla gülümseyerek, peki öyle olsun, der. (Maderzad Palas)
  • Bence, kalbi, beyni ve ruhu böylesine ele geçirebilen çocukluk heyecanlarından başka tek şey, aşktır (İnsanlık Deneyi)
  • “Demek sen kitapları sahiplenen, onların cümlelerini kendine su yapan bir ağaçsın. Öyle mi? Ne kadar çok birbirimize benziyoruz. Bir bilsen.” (Maderzad Palas)
  • Teknolojiyi öğrendikçe ve yönettikçe anladığım tek bir şey olmuştu; beyin gerçekliğe hakim oldukça ruh kaybediyordu. (İnsanlık Deneyi)

Yorum Yaz