matesis
dedas

Ferhat Uludere kimdir? Ferhat Uludere kitapları ve sözleri

Türk Edebiyatının Yeni Kuşak Yazarlarından. Ferhat Uludere hayatı araştırılıyor. Peki Ferhat Uludere kimdir? Ferhat Uludere aslen nerelidir? Ferhat Uludere ne zaman, nerede doğdu? Ferhat Uludere hayatta mı? İşte Ferhat Uludere hayatı...
  • 09.05.2022 17:00
Ferhat Uludere kimdir? Ferhat Uludere kitapları ve sözleri
Türk Edebiyatının Yeni Kuşak Yazarlarından. Ferhat Uludere edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Ferhat Uludere hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Ferhat Uludere hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Ferhat Uludere hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1977

Doğum Yeri: Lüleburgaz

Ferhat Uludere kimdir?

İlk ve orta öğrenimini Lüleburgaz’da tamamladı. Edebiyat hayatına Rock Reaction adlı fanzinle birlikte başladı; çeşitli fanzinlerde yazdı. Adnan Menderes Üniversitesi'ni terk ettikten sonra, Müjdat Gezen Sanat Merkezi Yaratıcı Yazarlık Bölümü’nü kazandı. Msm Gazetesi'nin yayın kurulunda bulundu. Beyoğlu Gazetesi'yle birlikte gazetecilik yapmaya başladı. İlk kitabı "Sayıklamalar" 2002 yılında Phoenix Yayınları tarafından yayımlandı.Arkasından 2005 yılında "İslenmiş Aşka Mektuplar" adlı hikâye kitabı Çitlembik Yayınları'nca yayımlandı. 2006 yılının Kasım ayında Çitlembik Yayınları'nca yayımlanan ismi ise " 1001 Fıçı Bira " dır. Sonbaharda Sarhoş Bir Kasaba adlı son kitabı Sel Yayıncılık etiketiyle yayımlanmıştır.

Virgül, Zip İstanbul, On Yedi , Bant gibi dergilerde kitap tanıtımları ve eleştirileri yazdı. Taraf gazetesinin Kültür Sanat editörü olarak çalıştı. Uludere çeşitli gazete, dergi ve fanzinlerde yazıları yayımlanmaktadır. Ayrıca imc-tv'de yayınlanan Kültür Mantarı programının editörlüğünü yürütmektedir.

Ferhat Uludere Kitapları - Eserleri

  • Sonbaharda Sarhoş Bir Kasaba
  • 1001 Fıçı Bira
  • Son 11
  • Nikâh Sarhoşluğu
  • Sayıklamalar
  • İslenmiş Aşka Mektuplar
  • Don Quijote’nin Üçüncü Cildi
  • İşlenmiş Aşka Mektuplar

Ferhat Uludere Alıntıları - Sözleri

  • Yaşarken kimse benzemez babasına, bir erkek babası ölünce benziyor ona. (Nikâh Sarhoşluğu)
  • "Bizler ölemedik bile, ölemeyecek kadar cesaretsizdik, ama herkes bizim öldüğümüzü sanıyor." (İslenmiş Aşka Mektuplar)
  • Özlemler büyütürken Recep, özlemin sularında yüzmeyi öğrenirken, deniz her zamankinden başka göründü ona. (Sonbaharda Sarhoş Bir Kasaba)
  • “Zenginlik hiçbir zaman paylaşılmadı bu dünyada, hep bir kişiye, bir aileye, bir zümreye, bir ülkeye, hep bir başka şeye aitti. Sadece yoksullar bir araya gelip yoksulluklarını paylaştı.” (Nikâh Sarhoşluğu)
  • " Yıllardır aynı şeyleri düşünüp aynı şeyler için uğraşıyordu Hazan. " (Sonbaharda Sarhoş Bir Kasaba)
  • ...evlilik bir çeşit yoksul dayanışmasından başka bir şey değil. Yaşamı paylaşmak, geliri ikiye katlamak, masrafları iki kişi yüklenmek ve yazılı olmayan bu ekonomik paylaşım akdini devletin teminatı altına almak... İnsan sevgiliyken ne yaparsa yapsın, sorumlulukları eşit paylaşamıyor. Birliktelik devlet güvencesinde olmadığı için keyfi bir hal alıyor ve ortaklığın bozulması beklenmedik zamanlarda olabildiği için herkes hazırlıksız yakalanabiliyor. Evlilik, payları ister istemez eşitliyor, cinsel paylaşımı da bu ortaklığın şemsiyesi altına alıyor ve arzuya bağlı olan cinselliği rutine bindirip sosyal hayattaki olası cinsel taşkınlıkların da bir nevi önüne geçiyor. (Nikâh Sarhoşluğu)
  • Yaşamak satılan alınan bir şey değildir ama biz artık her şeyi satın almaya alıştık. Yiyecek satın aldık, giyecek satın aldık, bilgi satın aldık ve şimdi yaşam satın almaya çalışıyoruz. Daha fazla ve daha çok… Halbuki yaşam her yaşın tadına varmaktır. Sevmek, sevilmek, ihanete uğramak, ağlamak, üzülmek, mutlu olmak ve birinin mutluluğunu paylaşmaktır. Hiçbiri de satın alınamaz bunların. İnsan gözyaşlarını satın alabilir mi? (Sonbaharda Sarhoş Bir Kasaba)
  • "Aşk, diğer duygulardan farklıdır, sevgi gibi değildir, özlem gibi de... Aşk kine dönüşmez, nefret doğurmaz ve düşmanlık tanımaz. Bu kuralsız duygu, sevgiye yenilir." (Sayıklamalar)
  • İnsanın başkasına sıcaklığını sunmasıdır sarılmak. Toprak ne kadar sıcak olsa da, bir insan kadar değildir. (Sayıklamalar)
  • Aslında ölümün saçma bir tarafı yoktu, sadece ölümlü olmaya gücenmişti. (1001 Fıçı Bira)
  • Ölüm, yok olmaktı, er ya da geç her şey yok olacaktı ve oluyordu da. (Sayıklamalar)
  • Evin içinde sadece gerekli olan eşyalar vardı. Sadece yetecek kadar kitap, yetecek kadar kalem, yetecek kadar yatak, yetecek kadar yorgunluk, yetecek kadar hüzün, yetecek kadar haz, yetecek kadar ayrılık ve sadece yetecek kadar temiz hava vardı içerde. (Sonbaharda Sarhoş Bir Kasaba)
  • Taraftar olmak ikiyüzlü olmaktı! Puşkaş Sami çocuk denecek yaşta öğrenmişte ve artık çok iyi biliyordu bunu. Maç bitecek, buradan çıkacak ve evine gidecekti. Şimdi ona küfür eden komşusu akşam teselliye gelecekti. Meyhaneye gidecek, şimdi küfür eden garson büyük bir saygıyla onu selamlayacak, sonra, "Sami Abime bir otuz beşlik çek" diye seslenecekti mutfağa. Sami'nin meyhaneye gelmiş olması şerefine kadeh kaldıracak, takımın haline birlikte üzüleceklerdi. Bu küçük stadın kapısından çıkan herkes Sami'yi yeniden sevmeye, yeniden ona saygı duymaya başlayacaktı ama stadyumun içi ne meyhaneye, ne komşuya ne de sokağa benziyordu. Stadyumun içi cehennemdi ve tribündeki kalabalık Sami'yi linç etmek istiyordu (Son 11)
  • Hava kararınca uzlaşmayı kabul etmeyen bir yalnızlık kaplıyordu odamı. (Sayıklamalar)
  • Çünkü hiçbir hikaye sadece yaşandığı anın seslerini taşımaz; her hikaye geçmişiyle vardır. (Sonbaharda Sarhoş Bir Kasaba)
  • Karanlık, bilincimi kemiriyor. Beynimde oluşan boşluktan korku giriyor; ölüm korkusu! (Sayıklamalar)
  • “Deniz can alırken, öleni değil, arkasından ağlayanların dökecekleri yaşları arzulardı hep.” (Sonbaharda Sarhoş Bir Kasaba)
  • “Çünkü hiçbir hikaye sadece yaşandığı anın seslerini taşımaz; her hikaye geçmişiyle vardır.” (Sonbaharda Sarhoş Bir Kasaba)
  • İnsan akara bakmak istiyor. Ne aktığı önemli değil, ister görüntü aksın, ister su, ister araba. Hareket olsun abi. Suyu bilmeyen insanlar bizim gibi asfalta bakar işte. Biz bıktık birbirimizden, konuşamıyoruz artık. Konuşsak da dinlemiyoruz, dinlesek de anlamıyoruz, o yüzden bakıyoruz. Boş boş bakmamak için de buraya gelip arabalara bakıyoruz. (Son 11)
  • "Şahit yazarlar” korkusuyla yaşayan bir toplumun en sevdiği organizasyonun “düğün" olması ne büyük bir çelişki. Gerektiği yerde "şahit” olmak istemeyenler konu iki kişinin sevişmesi olunca şahitlik yapmak için sıraya giriyorlar. Hatta sıraya girmekle kalmıyor, küçük altınlarını limonata ve tatsız tuzsuz bir pasta ile takas ediyorlar... (Nikâh Sarhoşluğu)

Yorum Yaz