Figen Şakacı kimdir? Figen Şakacı kitapları ve sözleri
Yazar Figen Şakacı hayatı araştırılıyor. Peki Figen Şakacı kimdir? Figen Şakacı aslen nerelidir? Figen Şakacı ne zaman, nerede doğdu? Figen Şakacı hayatta mı? İşte Figen Şakacı hayatı...

Yazar Figen Şakacı edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Figen Şakacı hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Figen Şakacı hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Figen Şakacı hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...
Doğum Tarihi: 1971
Doğum Yeri: İstanbul
Figen Şakacı kimdir?
1971 İstanbul doğumlu. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu. 1989 yılında gazeteciliğe başladı, çeşitli gazete ve dergilerde muhabirlik, köşe yazarlığı yaptı. İş Bankası Kültür Yayınları’ndan Her Doğum Bir Mucizedir ve Mizah Zekânın Zekatıdır adlı iki nehir söyleşi kitabı yayımlandı. Üçleme olarak tasarladığı roman serisinin ilk kitabı Bitirgen 2011’de Everest Yayınları’ndan çıktı.
Figen Şakacı Kitapları - Eserleri
- Pala Hayriye
- Bitirgen
- Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı?
- Her Doğum Bir Mucizedir
- Kesekli Tarla
- Topuklu Terlik Süt Yapar
Figen Şakacı Alıntıları - Sözleri
- Ne zaman ki her şeyden korkmaya başladım, büyüdüğümü anladım. (Pala Hayriye)
- Ne savaşıydı bu, bunca ölüm, bunca ölü ne içindi? (Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı?)
- Devrana atıp tutacağına, derdini sev. (Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı?)
- Türker elindeki faraşı ve süpürgeyi kenara koydu ve parmakları ile tek tek sayarak anlatmaya başladı.: "Dedim ya ben Bi muhbirim, ya ben Bi ajanım, ya da ben bu olayda yoktum.Tabi." Bu cevabın ardından kendisine aşık olacak olan Füsun Türkere üniversite de kaçıncı yılı olduğunu sordu. Türker oturduğu yerde kafasını hızla birkaç defa sağa sola çevirdi ve "Yedi" diye bağırdıktan sonra kahkaha atmaya başladı. "Yedi.... Hahaahhaahhahahah" (Bitirgen)
- Yan yana hiç mi dondurmamışız zamanı, bu kadar mı teğetmişiz birbirimize, bu kadar mı eminmişiz hiç ayrılmayacağımızdan... (Bitirgen)
- Kitabın her sayfası kırmızı kalemle işaretlenmişti, bana biraz ters geldi. Kitabı böyle çizmek kötü bir şey değil mi diye sordum. Hayır, önemli olan her sözün altını çizmek lazım dedi; unutmamak içinmiş. (Bitirgen)
- Aşka benzer bir arkadaşlıktı onlarınki. Aldanmadan ayıklanmış, kendini unutmayı güzellemekten vazgeçmiş bir aşk... Birinin yokluğu diğerini elden ayaktan keser, hayatla bağını çıt diye koparmaya yeterdi. (Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı?)
- Ben seni anne, ben seni hep bilmeden, hep şaşırarak, hep ta şuramda taşıyarak, hep ama hep kendimden gizleyerek sevmiştim... (Bitirgen)
- "Çekiç sesleriyle kitap tozları arasında kaldın mı kızım Hayriye. Oradan çıkış yokmuş, doğduğun yer kaderinmiş, kabul et!" (Pala Hayriye)
- Teşekkür ederim beni bu ödüle layık gördüğünüz için… Yine de sizi hiçbir zaman affetmeyeceğim beni bunca zaman görmediğiniz için. (Kesekli Tarla)
- Hasret çekmek, bir hayalin yerini durmadan değiştirmek demek. Özlemek daha başka, onda bütün dünyayı aynı anda kucaklamak isteği gibi imkânsız bir şey var... Birinde hiç kavuşamayacağını bilmenin sancısı, diğerinde yutkundukça fark ettiğin bir yumru... (Pala Hayriye)
- Hayriye Hanım'ın her sorusu çilingir misali kapıları zorlar eninde sonunda açmayı başarır, başka başka odalara çıkarırdı insanı. (Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı?)
- Babama Bitirgen ne demek diye sordum; meğer küçük ve şeker gibi tatlı kayısıymış. Ben de küçük ve şeker olduğum için onun Bitirgeniymişim. Ne güzel değil mi? (Bitirgen)
- Zaten ne zaman yemekte kavga çıkmadı ki, ben hiç kavgasız bir akşam yemeği hatırlamıyorum, kahvaltı da. Öğlen zaten herkes bir yerde, yani anlayacağın yemek yerine birbirimizi yiyoruz ama bir türlü doymuyoruz. (Bitirgen)
- Olmadı, yapamadım. (Kesekli Tarla)
- Vedanın da çocukluk gibi hiç bitmediğini anladım. (Kesekli Tarla)
- "Asla affetmeyeceklerimin listesini yaptım. Bu listeyi her an yanımda taşıyacağım çünkü bazen ben kızdığım insanları unutuyorum, oysa insan hiçbir zaman hiçbir şeyi unutmamalı..." (Bitirgen)
- Sevgide bir kol boyu mesafe isterdi; yapış yapış, öpüş-kokuş cilveleri vıcık bulurdu. (Kesekli Tarla)
- Düşünürken sallanmayı niye seviyorum ben Rüya diye sormuştu bir keresinde. Bu sallanan koltukların, çocukluktan kalma bir hatıraya hizmet ettiğini ben mi uyduruyorum yoksa birileri benim yerime çoktan akıl etmiş olabilir mi ? (Hayriye Hanım'ı Kim Çaldı?)
- Bu kez son demek, bir gençlik atasözü, bir ne oldum deliliğiymiş. Üşümenin de bir yordamı, yorgunluğu olduğunu şimdi anladım. (Bitirgen)