Göktuğ Halis kimdir? Göktuğ Halis kitapları ve sözleri
Yazar Göktuğ Halis hayatı araştırılıyor. Peki Göktuğ Halis kimdir? Göktuğ Halis aslen nerelidir? Göktuğ Halis ne zaman, nerede doğdu? Göktuğ Halis hayatta mı? İşte Göktuğ Halis hayatı...

Yazar Göktuğ Halis edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Göktuğ Halis hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Göktuğ Halis hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Göktuğ Halis hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...
Doğum Tarihi: 1976
Doğum Yeri:
Göktuğ Halis kimdir?
1976 yılında doğan Göktuğ Halis, ilk insan topluluklarında inanç ve ritüeller, batıl inanışlar, dini düşüncenin bilinç dışı temelleri, Orta Çağ Hıristiyan askeri tarikatları, büyü ve sihir gibi modern bilim öncesi uygulamaların arkeolojisi, dinler tarihi ve din felsefesi alanında çalışmalar gerçekleştirdi. Birikim, Varlık, Virgül, Cumhuriyet ve Radikal gibi dergi ve gazetelerde, makale ve eleştirileri yayımlanan Göktuğ Halis, İstanbul Üniversitesi Gazetecilik ve Anadolu Üniversitesi Felsefe Bölümü “Onur Diploması” sahibidir.
Göktuğ Halis Kitapları - Eserleri
- Yeni Başlayanlar İçin Göbeklitepe
- Göbeklitepe Sembolizmi
- Anadolu’da Batıl İnanış Ritüel ve Mit
- Dinin İki Kaynağı Büyü Ve Şaman Sembolizmi
- Popüler Gizemciliğin Tarihsel ve Dinsel Temelleri
- Simgebilim Perspektifinden
- Tarihte Kötülük ve Şeytan Sembolizmi
- Tapınakçılar
- Dinin İki Kaynağı 2
- Tapınak Şövalyeleri'nin Düşüşü
Göktuğ Halis Alıntıları - Sözleri
- Gül eski dünyadan bugüne en güçlü çicek sembollerinden biridir. Semboller sözlüğü “saflık”, sessizlik ve mükemmel hayat için gereken dönüşümü temsil ettiğini açıklar Gül’ün. Bu arkaik anlam neredeyse kendiliğinden biçimde İsa’nın kanını, dikenli yapısı ise başına yerleştirilen tacı ve dolayısıyla çektiği çileyi anlamlandırırken, diğer taraftan kanın toplandığı kabın efsanevi Graal’ın temsili haline dönüşümü Hristiyan dogmasında yaygın biçimde kabul görür. İmkansızın arayışı olarak çok sayıda halk öyküsünde yer alan Graal (Kutsal Kupa), Meryem’in karnı ve Yahudilerin Kutsal Ahit Sandığı gibi karşılıklara gebedir. Bu yapı ölümsüzlük ve abı hayat çağrışımıyla Hızır ve St. Georges’e etkin bir bağlantı oluşturur. (Anadolu’da Batıl İnanış Ritüel ve Mit)
- “İnsanın tüm çırpınışı; görüngülerin ötesinde var olan gerçeklik düzeyini yeniden yakalayabilmek amacına kanalize olmuştur.” (Popüler Gizemciliğin Tarihsel ve Dinsel Temelleri)
- Olasılıkla insanın ilk ve kendiliğinden ritüeli ve kutsal ile buluşma koreografisi dönmedir. (Göbeklitepe Sembolizmi)
- “Rönesans’ı Yunan ve Roma ihtişamına endekslemek ve ‘yeniden doğuş’u bu medeniyetin yeniden doğuşu olarak sunmak alabildiğine yanlıştır. Zira Yunan’ın bilimi ve felsefesi gibi, Yunan gizemciliği de açık bir şekilde Mısır merkezlidir.” (Popüler Gizemciliğin Tarihsel ve Dinsel Temelleri)
- D Tapınağı elips, B Tapınağı daire, C Tapınağı ise spiral formdadır. Bu ilk imgeler kutsallığın ilk tezahürleri, izleri sürülmez zamanlara dek uzanan temsillerdir. (Göbeklitepe Sembolizmi)
- Hatay, uygun coğrafi koşulları ve göç yolları üzerindeki kritik konumuyla Paleolitik Çağ’dan itibaren kesintisiz bir yaşam izi barındırır. Farklı coğrafi ve iklimsel koşulların hüküm sürdüğü bu coğrafyada bu yaşam biçimlerine uyum sağlamış ve farklı kültürleri temsil eden insan toplulukları bulunuyordu. Şöyle ifade eder Tanilli: “İşte bu sebeple, bütün bu ülkelerden ve halklardan tutarlı bir bütün çıkarmak... Seleukosların işleri pek zordu.” (Anadolu’da Batıl İnanış Ritüel ve Mit)
- “İnsanın Tanrı’dan bir parça taşıdığı ve buradan hareketle yaratıcı varlığa ulaşabildiği düşüncesi, Hermesçi felsefenin temel düşüncesidir ki bu, çöküş döneminde dahi varlığını koruyagelen bir güce sahiptir.” (Popüler Gizemciliğin Tarihsel ve Dinsel Temelleri)
- Mitolojinin simgeleri üretilmez, talep edilmezler, uydurulmazlar ya da sürekli bastırılmazlar. Ruhun kendiliğinden ürünleridir. J. Campbell (Yeni Başlayanlar İçin Göbeklitepe)
- İslamiyetin "son peygamber dogması"nın amacı orada burada "kutsiyetin" kendine açıldığını iddia eden kişiler var olduğu müddetçe, ne kurumsallaşma ne de siyaset mekanizmasının işleme olasılığı vardır. (Dinin İki Kaynağı Büyü Ve Şaman Sembolizmi)
- “İslam kültüründe ki İdris ile Hermes arasında ki özdeşimin dayanağı, ilk olarak Yunan kaynaklarıdır. Yunan kültürü hakkında eşsiz bir birikime sahip olan islam alimleri, Yunan tanrısı Hermes’in izini, Mısır Tanrısı Theth’a dek sürmüştür.” (Popüler Gizemciliğin Tarihsel ve Dinsel Temelleri)
- İnancın temel ilkesi olarak Tanrı, insanın sonlu aklı tarafından anlaşılması mümkün olmayan sonsuzluktur. (Dinin İki Kaynağı Büyü Ve Şaman Sembolizmi)
- Tanrısallık için bilinmezlikten daha elverişli bir kaynak yoktur. (Dinin İki Kaynağı Büyü Ve Şaman Sembolizmi)
- Kusur kitapta değil, onu okumayı bilmeyen gözlerde ve yozlaşmanın kendisindedir. Dünyayı cehenneme dönüştüren kutsalın bu yorumudur. (Dinin İki Kaynağı Büyü Ve Şaman Sembolizmi)
- Çayönü kazıları ve açılan yeni perspektif ile birlikte ilk neolitik toplulukların sanıldığı gibi “eşitlikçi” bir yaşam süren, geçimlerini zar zor sağlayan ve sınırlı yerlerde yaşamaya çalışan topluluklar olmadıklarını doğruladı. Anlaşılan o ki toplum, tarihin ilk rahiplerinin etkisi altında örgütlenmişti. (Yeni Başlayanlar İçin Göbeklitepe)
- Simon'a göre, peygamberler, insanlığı köleleştirmek isteyen kişilerdir. (Dinin İki Kaynağı Büyü Ve Şaman Sembolizmi)
- Son bulgularla birlikte artık, neolitik yaşamın Orta ve Güneydoğu Anadolu’da başlayarak Batı Anadolu’ya yayıldığı ve buradan da Balkanlar ve Avrupa’ya aktarıldığı kesinleşti. (Yeni Başlayanlar İçin Göbeklitepe)
- Orta Asya toplumlarında “ölüleri ağaçlara asan” ve sonrasında kemikleri toplamak için geri gelen göçebelerden bahsetmişti J. P. Roux. Bir süre sonra ağaçlar, kendilerine emanet edilen kişilerin “kabristanı” olarak anılır. Mezarlara ağaç dikme geleneğinin kökenleri budur. (Yeni Başlayanlar İçin Göbeklitepe)
- "İnanan insan taşa, yılana, çalıya ve resme taparken bunun tanrı olduğunu hiçbir zaman düşünmedi. Bu işaretler aracılığıyla ve bunların ardında tanrısının gizemli varlığını görüyordu yalnızca. Batıl inançları olan insan "din psikologlarnın kibirli bir gülümsemeyle saptadıkları gibi sembolü gerçeklik olarak görmüyor, tersine gerçekliği bir sembol olarak algılıyor..." (Egon FRIEDEL) (Dinin İki Kaynağı Büyü Ve Şaman Sembolizmi)
- Geçiş ve dönüşüm ilkesinin yön verdiği bu dinsel ideoloji her şeye dönüşümü ve her vsrlığın diğeri olma yolundaki geçirgenliğe olanak tanıyordu. (Göbeklitepe Sembolizmi)
- Dinin ilk biçimleri açısından taşlar arasında niteliksel ayrımları fark ediyoruz. Doğal - kaba - yontulmamış halde bulunuşu ile işlenmiş ya da düzenlenmiş taş niteliği arasında fark gözetilmiş olmalı. Yahudi inancının eski tarihli metinlerinde dahi bu ayrımı görmemiz mümkün. Bu metinlerde Rab’ın kendisi için yapılacak bir sunakta yontulmamış taş isteğini kesin bir dille görme olasılığımız var. Yontulmuş taşın kirletileceğine ilişkin kaygı büyük olasılıkla yeni dinin puta ve put oluşturmaya yönelik hassasiyetinden oluşmuştu. (Göbeklitepe Sembolizmi)