Halit Refiğ kimdir? Halit Refiğ kitapları ve sözleri
Yönetmen-Senaryo Yazarı Halit Refiğ hayatı araştırılıyor. Peki Halit Refiğ kimdir? Halit Refiğ aslen nerelidir? Halit Refiğ ne zaman, nerede doğdu? Halit Refiğ hayatta mı? İşte Halit Refiğ hayatı... Halit Refiğ yaşıyor mu? Halit Refiğ ne zaman, nerede öldü?

Doğum Tarihi: 5 Mart 1934
Doğum Yeri: İzmir
Ölüm Tarihi: 11 Ekim 2009
Ölüm Yeri:
Halit Refiğ kimdir?
1934’te İzmir’de dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Şişli Terakki Lisesi'nde tamamladı. Robert Kolej Mühendislik Bölümü'nde okudu. Okul bittikten sonra askerliğini yedek subay olarak Kore'de yaptı. Bu sırada amatörce 8mm filmler çekti.
1956'da, Nijat Özön ile birlikte yayınladıkları "Sinema", "Kim" isimli dergilerde, "Yeni Sabah" ve "Akşam" gazetelerinde sinema eleştirileri yazdı. Atıf Yılmaz’ın "Yaşamak Hakkımdır" isimli filmin asistanlığını yaparak sinema alanındaki ilk çalışmasını gerçekleştirdi.
1960’ta ilk film olan “Yasak Aşk”ı çekti. 1963’te Şehirdeki Yabancı, 1964’te Gurbet Kuşları, Haremde Dört Kadın ve Bir Türk'e Gönül Verdim filmlerini çekti ve bu filmlerle Moskova, Yeni Delhi ve Sorrento Film Festivallerinde çeşitli ödüller kazandı. 1964 yılında Gurbet Kuşları ile Antalya Altın Portakal Film Festivalinde En İyi Yönetmen Ödülünü aldı.
70’li yıllarda Türk sinemasının bunalıma girmesiyle Televizyon filmlerine yöneldi. 1974'de Türkiye'de ilk defa İDGSA Film Arşivi tarafından başlatılan eğitim çalışmalarına katıldı ve Sinema Kursları'nda öğretmen olarak görev aldı. 1975'den itibaren İDGSA Sinema-TV Enstitüsü'nde Öğretim Görevlisi olarak çalışmaya başladı.
1975’te TRT Kurumu adına çektiği "Aşk-ı Memnu" ile TV dizilerine öncü oldu ve dikkatleri üzerine çekti. TRT'de danışman kurulunda görev aldı. TRT Kurumu adına 1981 yılında gerçekleştirdiği Kemal Tahir'in aynı adlı romanından uyarladığı "Yorgun Savaşçı" adlı filmin yakıldığı ilan edildi. Bu film, 1993'te televizyonlarda gösterildi.
1976 ‘da ABD'de Wisconsin Üniversitesi'nde, 1984 yılında Ohio Denison Üniversitesi'nde eğitim çalışmalarına katıldı. Öğrencileri ile birlikte "The Intercessors", "In the Wilderness" adlı filmleri gerçekleştirdi. Olgunluk döneminde daha çok düşünsel yanı ağır basan ürünler verdi. "Teyzem", "Hanım", Karılar Koğuşu, "İki Yabancı", "Köpekler Adası" gibi filmleriyle yurt içinde ve dışında birçok ödül kazandı. Yurt dışındaki festivallerde filmleri için özel bölümler ayrıldı, çeşitli konferans, seminer v.b. toplantılara konuşmacı olarak katıldı. Yaşamı ve eserleri Ahmet Toklu'nun "Bir Yorgun Savaşçı Halit Refiğ" kitabına konu olmuştur. Ayrıca, hayatı ve filmleri üzerine detaylı söyleşilerin yer aldığı "Düşlerden Düşüncelere adlı bir kitap vardır (İbrahim Türk, Kabalcı yayınları, 2001).
Safra kanalında tümör tedavisi gördüğü hastanede 11 Ekim 2009'da 75 yaşında İstanbul'da öldü. İstanbul Zincirlikuyu mezarlığına defnedildi.
Halit Refiğ Kitapları - Eserleri
- Gazi İle Latife
- Kemal Tahir'le Birlikte
- Puşkin Erzurum'da
- Ulusal Sinema Kavgası
- Koca Sinan
- Şeytan Aldatması
- Doğruyu Aradım Güzeli Sevdim
- Aşk ve Ölüm Senaryoları
- Gerçeğin Değişkenliği - Kemal Tahir
- Doğu Batı ve Türkiye
- Tek Umut Türkiye
Halit Refiğ Alıntıları - Sözleri
- Kemal Tahir'in yazdığı "kurt kanunu"ndan alınacak çok dersler varken, Lenin, Mao, Guevara, Marcuse ile dumanlanan kafalar sisin içinde beliren kayaları göremez hale geldi. Şimdi Maocu Atatürkçüler, Maocu olmayan Atatürkçüler tarafından yargılanmakta; Doğan Avcıoğlu tutuklanırken Atilla Karaosmanoğlu Başbakan Yardımcısı, Dağlarca hakkında soruşturma açılırken onun şiirlerini İngilizceye çeviren Talat Halman Kültür Bakanı olmakta, Selahattin Eyüboğlu gözaltındayken Muhsin Ertuğrul'a şeref madalyası hazırlanmaktadır. (Ulusal Sinema Kavgası)
- Kökü "tasavvuf"a dayanan Türk insanseverliği; kökü 'Rönesans'a dolayısıyla Yunan felsefesine dayanan Batı hümanizmasına göre çok değişik özellikler göstermektedirTasavvuf, toprakta özel mülkiyete değil, mirî düzene dayanan, bünyesinde hiçbir zaman kölelik sistemi barınmamış olan Türk-İslâm toplumunun devletçi bir dünya görüşüdür... Rönesans hümanizması' ise köleci Yunan medeniyetinin ve feodal batı Avrupa dünyasının, Tanrı ile lordların, baronların, ilâhî haklarını paylaşmak isteyen yeni yeni güçlenen sınıflarının, temeli özel mülkiyete dayanan bireyci dünya görüşüdür." (Kemal Tahir'le Birlikte)
- Adı, baştan belli olmayınca romanın yazılması zorlaşır. Romanın adı, temellerden biridir. Ona göre biçimlenir roman... Bir romanın adı, konuyla beraber düşer ana rahmine, yazılmaya başlarken doğar, yazılma süresince büyür, güçlenir. Sonra da, romana güç verir. (Kemal Tahir'le Birlikte)
- "Kemal Tahir 'drama düşmüş insan' diye adlandırdığı bu yaklaşımında, olayların sadece dış yüzündeki görünümü vermekle yetinmiyor, diyalektik bir tarzda, insan ruhunun derinliklerindeki karmaşayı, davranışlarını yönlendiren farklı etkenlerin çelişkisini yakalamak gerektiğini vurguluyordu. Adını vermeden Freud'çu bir yaklaşımla, insanın doğasındaki kötülüğe ve öldürücülüğe yatkınlık ile toplumsal kültür ve ahlâkın onu yüceltme baskısını, bunun ruhsal yapıda meydana getirdiği bunalımı ve davranışlardaki sapmaları ortaya koymaktaydı." (Kemal Tahir'le Birlikte)
- Bir toplumun ekonomik ve sosyal hayatı zorluklarla doluysa, Tanrı buyrukları o toplumlarda, her zaman ekmek kaygısından sonra gelir. (Kemal Tahir'le Birlikte)
- "Benim Kemal Tahir'de gözlemlediğim büyük değişim 1966 yılında meydana geldi. 60'lı yılların ortalarında Fransa'dan Türkiye'ye dönen bir grup aydın, Marxist düşünce alanında bazı yeni hareketler üzerine bilgiler getirmiştir. Özellikle iktisatçı Sencer Divitçioğlu, felsefeci Selahattin Hilâv ve sinemacı Atilla Tokatlı'nın sağladıkları bazı kitap ve dergilerde Marxism konusunda Kemal Tahir'i çok rahatlatan, âdeta yıllardır beklediği bazı belgeler vardı. Marx'ın uzun yıllar Stalin'in denetiminde bulunan komünist partilerinin gün ışığına çıkmasını engelledikleri, bazı kitaplarında Asya toplumlarının ekonomik yapılarının Avrupa toplumlarından farklılığına işaret edildiği, dolayısıyla Asya kökenli toplumların Avrupa toplumlarından farklı bir gelişme çizgisi izleyebileceği ifade edilmekteydi." (Kemal Tahir'le Birlikte)
- ... bu yazıyı okuyan bir genç kardeşimiz Kemal Tahir okumaya yiğitlendiğinde 'hangi romanından başlayayım?' diye sorarsa, önce Devlet Ana sonra da Yorgun Savaşçı derim. 'Sardı, arkası gelsin' derse, sırada Yol Ayrımı ve Büyük Mal var. Gücü bunları da okumaya yeteni zaten Kemal Tahir'in diğer kitaplarını da okumaktan artık kimse alıkoyamaz. (Kemal Tahir'le Birlikte)
- "1970’li yılların başında bir gün Beyoğlu’nda karşılaştık Oğuz’la. Ne yapıyorsun diye sordum. Roman yazıyorum dedi. Çok şaşırdım. [...] Ne yazıyorsun Oğuzcuğum dedim. Bizleri yazıyorum dedi. (Doğruyu Aradım Güzeli Sevdim)
- "Kemal Tahir kimsenin arkasından gitmediği için, başka bir kimsenin de onun arkasından gitmesi mümkün değildir." (Kemal Tahir'le Birlikte)
- "Kemal Tahir ise kendi açısından kendi sıkıntılarını daha ileriki bir tarihte Fransız Marksistlerinin çalışmalarından haberdar olunca, onları sağlayıp okuyunca çözdü. İşte 'Devlet Ana'ya ve sonrasına götüren değişim meydana geldi." (Kemal Tahir'le Birlikte)