Hans Fallada kimdir? Hans Fallada kitapları ve sözleri
Alman Yazar Hans Fallada hayatı araştırılıyor. Peki Hans Fallada kimdir? Hans Fallada aslen nerelidir? Hans Fallada ne zaman, nerede doğdu? Hans Fallada hayatta mı? İşte Hans Fallada hayatı... Hans Fallada yaşıyor mu? Hans Fallada ne zaman, nerede öldü?

Doğum Tarihi: 21 Temmuz 1893
Doğum Yeri: Greiswald
Ölüm Tarihi: 5 Şubat 1947
Ölüm Yeri: Berlin
Hans Fallada kimdir?
Asıl adı Rudolf Wilhelm Friedrich Ditzen olan Hans Fallada bir hukukçunun oğlu olarak dünyaya geldi. Babası evde çoğu zaman çocuklarına yüksek sesle Shakespeare ve Schiller okurdu. 1899 yılında babasının görevi nedeniyle Berlin’e taşındılar ve 1901 yılında burada okula başladı. Babasının Anayasa Mahkemesi’ne atanması sonucu aile 1909 yılında Leipzig’e taşınır. 1911 yılında burada bir düelloda arkadaşını öldürür, tutuklanarak psikiyatri tedavisi görür. Bu olaydan sonra yaşamı boyunca uyuşturucu sorunuyla uğraşır. 1914 yılında gönüllü olarak orduya yazılır fakat kısa bir süre sonra terhis edilir. Bundan sonra yaşam mücadelesi onu tezgâhtarlık, satıcılık, muhasebecilik, patates yetiştiriciliği gibi çeşitli işlerde çalışmak zorunda bıraktı.
1920 yılında özyaşamöyküsel özellikler taşıyan ilk romanı Der junge Goedeschal’ı (Genç Goedeschal) yayımlandı. 1923 yılında Anton und Gerda(Anton ve Gerda) adlı ikinci romanını tamamladı. Bu sırada uyuşturucu sorunu yüzünden zimmetine para geçirdiği için 3 ay hapis yattı. Daha sonra aynı sorunlar devam etti. 1929 yılı Fallada için büyük değişimlerin yaşandığı bir yıl oldu. O yıl Anna Margarete Issel’le evlendi ve bir yerel gazetede çalışmaya başladı. 1931 yılında Bauern, Bonzen und Bomben (Köylüler, Kodamanlar ve Bombalar) kitabı yayımlandı. Daha sonrada 1932’de onun dünya çapında tanınmasını sağlayan romanı Kleiner Mann, was nun? (Küçük Adam Ne Oldu Sana?) yayımlandı. Roman ekonominin çöküşüyle Almanya'da yaşanan büyük enflasyon sonucu yoksulluğun, işsizliğin arttığı, sol düşüncenin yaygınlaştığı, Spartakist tepkilerin çatışmalara yol açtığı, buna karşın Nazi rejiminin güçlenmeye başladığı bir ortamda geçiyordu. Roman o kadar beğenildi ki 1934 yılında Frank Borzage yönetmenliğinde Universal Pictures tarafında sinemaya aktarıldı. Bunun sonucunda Nazi karşıtı faaliyetleri suçlamasıyla kısa bir süre hapsedildi, sorgulandı fakat serbest bırakıldı.
Naziler’in iktidarda olduğu bu yıllarda Fallada romanlarına devam etti. 1934’te Wer einmal aus dem Blechnapf frißt (Karavanasından Bir Kez Yiyen) ve Wir hatten mal ein Kind (Bir Zamanlar Çocuğumuz Vardı), 1935’te Das Märchen vom Stadtschreiber, der aufs Land flog (Yaşlı bir Yüreğin Yolcuğu), 1937’de Wolf unter Wolfen (Kurtlar Arasındaki Kurt), 1938’de Der Eiserne Gustav (Demir Gustav), 1940’ta Der Mann ungeliebte(Sevilmeyen Adam), 1943’te Ein Mann will hinauf’ı (Bir Adam Yukarı Çıkacak) yazdı. Fallada bu dönemde Naziler’den baskı görmesine rağmen Almanya’yı terk etmeyecek kadar yurdunu seviyordu. Bir süredir alkol kullanmaya da başlamıştı. 1944 yılında üç çocuk sahibi olduğu eşi Anna Issel’in kafasına silahla vurduğu için 4 ay hapiste kaldı ve boşandı. Bu sıkıntılı günlerde Naziler’in Yahudi karşıtı roman siparişine karşılık yazdığı özyaşamöyküsel romanı Der Trinker’i (Ayyaş) 1944 yılında bitirdiğinde savaşın sonu gelmişti ve Naziler yeniliyordu. Romandaki boşluklar ölümünden sonra dolduruldu ve kitap 1950 yılında yayımlandı.
Savaştan sonra 1 Şubat 1945’te 24 yaşındaki Ursula Losch ile evlendi ve Kızıl Ordu Feldberg’e girince bir süreliğine belediye başkanlığı yaptı. Sonrasında istifa etti ve Berlin’e yerleşti. Alkol ve uyuşturucu sorunları onu gittikçe yıpratıyordu. 1946’da yazdığı son romanı Jeder stirbt für sich allein (Herkes Tek Başına Ölür) yayımlandığında kısa sürede tükendi fakat ikinci baskısını göremeden 5 Şubat 1947’de uyuşturucuya bağlı olarak kalp yetmezliğinden Berlin’de öldü.
Küçük insanların avukatı sayılan Hans Fallada romanlarına kahraman olarak, çeşitli işlerde çalıştığı sırada tanıdığı halktan gelme kişileri seçti, yapıtlarında insanların yaşamını kimi zaman gerçekçi kimi zaman da mizahî bir dille yansıttı. Hans Fallada’nın yapıtlarının bir kısmı ölümünden sonra yayımlanabilmiştir. Bazıları da sinemaya uyarlanmıştır. Son olarak Herkes Tek Başına Ölür adlı romanı bazı elyazmalarının bulunmasıyla 2010’da yeni bir düzenlemeyle basılmıştır. 1981 yılından beri yazarın anısını yaşatmak için Neumünster kentinde Hans Fallada Ödülü verilmektedir.
Hans Fallada Kitapları - Eserleri
- Herkes Tek Başına Ölür
- Neden Ucuz Saat Takıyorsun?
- Küçük Adam Ne Oldu Sana?
- Ayyaş
- Kambur
- Kurtlar Sofrasında
- Yükselmek İsteyen Adam
- Köylüler Kodamanlar ve Bombalar
- Küçük Adam Büyük Adam
- Nightmare in Berlin
Hans Fallada Alıntıları - Sözleri
- Köylüler pasif direnişten aktif direnişe geçtikleri anda her şey kökten değişebilir. (Köylüler Kodamanlar ve Bombalar)
- Efendime söyleyeyim,bir gün tenise gidiyorum,tenis oynarım ben, oyundan sonra üzerimi değiştiriyorum,ne buyurursunuz? Nasıl? Evet ya! Benim saat gitmiş! Benim saat çalınmış. Duyduğun yeisi siz düşünün! Benim her zaman elimin altında bulunan patatesim yok olup gitmiş! Ayrıca bir zahmet şunu da düşünün: Ben babama ne diyeceğim? Evet ,lütfen söyleyin, peder beye ne anlatacağım? Evet,lütfen,lütfen, istirham ederim,siz söyleyin... Bu eski nesil öyle şüpheci ki! (Neden Ucuz Saat Takıyorsun?)
- Kodamanları kodaman yapan kimdir? Onlar gelip belediye başkanlığı koltuğunu zorla mı ele geçirdiler? Hayır, onlar seçildi. Onları seçenler dostlarınız, akrabalarınız, tanışınız esnaf ve tüccar! İşte bu nedenle tümü de suçlu! Zavallı kentliler ne yaptıklarını bilmiyorlar mıydı? Biliyorlardı. Hem de hepsi. Ancak kentliler bizler gibi değildir, işine yarayacak herkesle anlaşır, kimseyle arasını bozmak istemez. (Köylüler Kodamanlar ve Bombalar)
- "Bakın Heilbutt, yukarıdakiler bize istedikleri kadar kötü davransınlar, baskı yapsınlar, düşük maaş versinler..." "Öyle de yapıyorlar" diye Heilbutt atıldı. "Bizler onlar için değersiz varlıklarız. Bizler onların beslenip büyüdükleri gübreleriz. (Küçük Adam Ne Oldu Sana?)
- Fakat maalesef, insanoğlu karşısındakini alçaltıp onu küçük düşürmeye o kadar kolay alışıveriyor ki! (Ayyaş)
- "Kim o?" cılız bir ses duyuluyor: "Benim!" Kulak kabartarak duruyor. Birden anlıyor, pencereyi açarak bağırıyor: "Sen de kimsin? Benim ne demek? Ben nereden bileyim sen kimsin? Saçmalığa bak!" (Neden Ucuz Saat Takıyorsun?)
- “Önüne koyacağınız serçelerle bir aslanın karnını doyurabilir misiniz ?” (Kambur)
- ...Tutun beni yere yuvarlanmayayım. Bizim damat buna sendika diyor! İki arada kalmış bir birlik o, sarı sendikanın alası! Tanrım! Çocuklar, ne güzel bir espri, öyle değil mi? (Küçük Adam Ne Oldu Sana?)
- Issız bir adada tek başına yaşadığında daha başarılı olacağına inanan birisiydi. Başkaları sanki rahatını kaçırıyordu. (Küçük Adam Ne Oldu Sana?)
- Her insanın, en çalışkanın bile, günlük yaşamında kısa da olsa başka bir şey yapmak istediği bir dönüm noktası vardır. Kendini o anda biraz güçsüz hisseder, her şeyi bir kenara bırakır. Duygularına karşı koymaz, hiçbir şey düşünmez, kendini bir akıntıya bırakır. O anda tepesine yumruk inmeye kalksa bile başını çekmez. Evet, sen yaşamın akıntısında sürüklenen bir yaprak gibisindir! Hafif dalgalar seni durgun kıyıya sürükler, fakat sonra tekrar anaforların içine itilirsin. Engel olman kolay değildir. Ya batıp gidersin, ya da bir süre daha sürüklenirsin yaşamın akıntısında. (Kurtlar Sofrasında)
- İçki içmenin en kötü yanının insana kendine olan güvenini kaybettirmesi, sanki bir şeyler yolunda değilmiş gibi hissettirmesi olduğunu çoktan öğrenmiştim. (Ayyaş)
- Evet, bir şeyler yazıyorlardı, fakat o ne yazdıklarını okuyamıyordu. Çünkü yaşlı kedisi geçen yıl gözlüğünü kırmıştı; bu yıl çilekleri satınca belki parası yeni bir gözlüğe yeterdi. (Kurtlar Sofrasında)
- Bu dünya tuhaftı, insanın her yaptığında hep bir hata vardı. Biri sevinirken diğeri ağlıyordu.. (Kambur)
- Ben ne keşfettim biliyor musun? İnsanların yüzde doksanı paraya ulaşmak için çok eziyet çekiyor, gece gündüz hep parayı düşünüyor, sadece ondan söz ediyor, biriktiriyor, kesesine göre harcamaya çaba gösteriyor. Para sorunu hiç bitmeyen, sürekli yaşanan bir sorun. Kısacası dünyanın dönüşü paraya bağlı! Paraya kafa yormayan, ondan hiç söz etmeyen bir insan bu dünyaya yabancı biridir!" (Kurtlar Sofrasında)
- Ah, bizler zavallı insanlarız. Küçük nedenlerle başlamıştı her şey. Ben dolapta unutulmuş bir şişe kırmızı şarapla atmıştım bu yaşama ilk adımlarımı. Kötü bir anımda çıkıvermişti karşıma. Mutlaka onun için de kötü bir rastlantı her şeyin başlangıcı olmuştu... İşte, önemsiz bir şey büyür, gelişir, bizi içine alır ve daha da büyür; ta ki biz altında kalıp ezilene dek. Sonunda da şu kalın demir parmaklıkların ardından özgür dünyaya bakarız. (Ayyaş)
- Gerçek şu ki, biz insanlar, başkalarının ne kadar zor durumda olduğunu ancak kendimiz zor duruma düştüğümüzde anlarız. (Yükselmek İsteyen Adam)
- "...Organize olamadığınız için dedi," Bay Mörschel. "Aranızda birlik ve beraberlik olmadığı için. İşte bu nedenle de işverenler istedikleri gibi at koşturuyor!" (Küçük Adam Ne Oldu Sana?)
- "Ölüm gölgelerin arasındaydı ve o ölümün içindeydi. Sonra gölgeler suskun suskun çevresinde durdular, ona baktılar, ruhuna girdiler ve onun bomboş olduğunu gördüler. Ve gölgeler haykırdı, "Sen ölmek mi istiyorsun? Sen çoktan bir ölüsün! Öl, ölü!" (Kambur)
- Petra, hüzünlendi. İnsan böyledir. Doğru, adam haklıydı. İnsan böyledir. Fakat ben öyle olmak istemiyorum. Ben aldanmayacağım! (Kurtlar Sofrasında)
- Fakat o anı beklemek, onu yaşamak... İşte bu bekleyiş dayanılmaz. (Köylüler Kodamanlar ve Bombalar)