matesis
dedas

Hayri Ersoy kimdir? Hayri Ersoy kitapları ve sözleri

İnşaat Mühendisi, araştırmacı, yazar Hayri Ersoy hayatı araştırılıyor. Peki Hayri Ersoy kimdir? Hayri Ersoy aslen nerelidir? Hayri Ersoy ne zaman, nerede doğdu? Hayri Ersoy hayatta mı? İşte Hayri Ersoy hayatı...
  • 30.07.2022 05:00
Hayri Ersoy kimdir? Hayri Ersoy kitapları ve sözleri
İnşaat Mühendisi, araştırmacı, yazar Hayri Ersoy edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Hayri Ersoy hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Hayri Ersoy hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Hayri Ersoy hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 1959

Doğum Yeri: Akçakoca, Düzce

Hayri Ersoy kimdir?

Hayri Ersoy İnşaat Mühendisi, araştırmacı, yazar. Abhaz asıllı olan Hayri Ersoy 1959 yılında Düzce'nin Akçakoca ilçesinin Esmahanım köyünde doğdu. İTÜ İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nü bitirdi. Kafkasya ve Kafkasyalılar hakkında araştırmaları ve romanları basıldı. 1990 yılında Nart Yayıncılık adında bir yayınevi kurdu. Bu yayınevi bünyesinde Alaşara adında bir kültür sanat dergisi çıkardı. 2006 yılında Abhazya'ya yerleşti. Abhazya'nın Başkenti Sohum'da yayın yapan ABAZA adlı özel televizyon kanalında "Hadiaspora Aguaysıbj-Diasporamızın Kalp Atışları" adlı bir haber program yapmaya başladı. "Sürdüler Sürgün Oldum" ve "Sürgün Sessiz Ölür" adlı romanları Abhazcaya çevrilip basıldı. 2006 yılında Abhazya Yazarlar Birliği Üyesi oldu. Hayri Ersoy evli olup Setenay Ersoy ve Tamara Ersoy adında iki kız babasıdır.

Hayri Ersoy Kitapları - Eserleri

  • Sürdüler Sürgün Oldum
  • Sürgün Sessiz Ölür
  • Dili Edebiyatı ve Tarihi ile Çerkesler

Hayri Ersoy Alıntıları - Sözleri

  • Büyük bir trajediydi. Bebeklerini denize artırmamak için öldüklerini gizleyen ve bunun anlaşılmaması için ölü bebeklerine günlerce ninni söyleyen annelerin durum anlaşılınca, cesetleri artık kokmaya başlayan yavrularının ellerinden alınmaması için çırpınışı unutulacak gibi değildi. (Sürdüler Sürgün Oldum)
  • Kafkasya'da gelinler, aile büyüklerinin yanında hiç konuşmazlardı. Bu, bilinen köklü geleneklerden biriydi. (Sürdüler Sürgün Oldum)
  • Zindanların kalın taş duvarları, insanların bedenlerini tutsak edebiliyordu ama ya düşlerini? Düşler sınırsız, özgürdü ve o düşler, ne kadar kalın, ne kadar yüksek olursa olsun, hiçbir duvar, hiçbir engel tanımıyordu. Nusret Çavuş'un düşleri de, izmit zindanlarının, o kalın taş duvarlarını hiç zorlamadan aşıp çoktan Kefken sahilindeki güzel dağlı kıza ulaşmıştı bile. (Sürdüler Sürgün Oldum)
  • Savaşlarda da en önde olmaya büyük özen gösterirdi. Çünkü, Kafkas aile öğretisinde ögütlemek yok, örneklemek vardı. Gerçek lider, savaşçısına kahramanlığı ögütlemek yerine, nasıl kahraman olunacağını göstermek zorundaydı. (Sürdüler Sürgün Oldum)
  • ...buraya taşıyabildikleri yalnızca on sekiz ölüydü. Diğerlerini yolculuk sırasında denize atmak zorunda kalmışlardı... (Sürdüler Sürgün Oldum)
  • Kafkas geleneklerine göre, ad kişiyi değil, kişi adı doldururdu. (Sürdüler Sürgün Oldum)
  • Gençlere nasihat etmek bu kültürde hemen hemen hiç yoktu. Onlar zaten her şeyi büyüklerinden görerek büyüyorlardı. Yaşam bilgileri sadece basit bir kopyalamadan ibaretti. (Sürdüler Sürgün Oldum)
  • Ağlamıyor, ağlayamıyorlardı. Çünkü, ''erkekler ağlamaz''dı. Çekilen tüm acılara karşın gözyaşlarına direnmek zorundaydılar, ağlamak ancak kadınlara yaraşırdı. (Sürdüler Sürgün Oldum)
  • Ölüm herkes için kaçınılmazdır. Her nerede ölürsek ölelim, son nefesimize dek onurumuzu koruyabilmişsek bu ölüm sayılmaz. (Sürdüler Sürgün Oldum)
  • Kafkasyalılar at sevgileriyle tanınmışlardı. Ancak aralarından bazıları vardı ki, âdeta atlara âşıktılar. (Sürdüler Sürgün Oldum)
  • ... ne cephe belliydi nede düşman. (Sürdüler Sürgün Oldum)
  • Bazala, yaşlı gözlerle açtı keseyi. Gördükleri karşısında donup kalmıştı. Gözlerine inanamıyordu. Kesede yalnızca toprak vardı. Paçkuk Bey gülümsemeye çalışarak, ''Vatan toprağı evladım...'' dedi. ''Onu, köyümü terk ederken mezarlıktan almıştım. Şimdi sizden dileğim, köyümün ihtiyarlarına söyleyin, beni gömdüklerinde bu toprağı yüzüme serpsinler...'' (Sürdüler Sürgün Oldum)
  • Temiz elbiselerini giyip, gümüş işlemeli Kafkas kemerlerini takmışlardı. Kemerin ön kısmında da şık gümüş kamaları asılıydı. Başlarına bağladıkları akhtarpalar onları olduğundan uzun boylu ve gösterişli yapmıştı. Bu görüntüleriyle sürgünzededen çok soylu ve zengin prenslere benziyorlardı. (Sürdüler Sürgün Oldum)
  • Kafkas aile öğretisinde öğütlemek yok örneklemek vardı. Gerçek lider savaşçısına kahramanlığı öğütlemek yerine, nasıl kahraman olunacağını göstermek zorundaydı. (Sürdüler Sürgün Oldum)
  • Farkında mısınız bilmiyorum, ama sanki bu güneş bile bizim güneşimiz degil. Bizim güneşimiz, arkamızdaki dağların ardından doğup önümüzdeki denizin içine düşerdi. Oysa ki bu güneş hep dağların ardından çıkıp dağların ardına iniyor... (Sürdüler Sürgün Oldum)

Yorum Yaz