diorex
Dedas

Henri Troyat kimdir? Henri Troyat kitapları ve sözleri

Rusya Doğumlu Fransız Yazar Henri Troyat hayatı araştırılıyor. Peki Henri Troyat kimdir? Henri Troyat aslen nerelidir? Henri Troyat ne zaman, nerede doğdu? Henri Troyat hayatta mı? İşte Henri Troyat hayatı... Henri Troyat yaşıyor mu? Henri Troyat ne zaman, nerede öldü?

  • 13.09.2022 18:00
Henri Troyat kimdir? Henri Troyat kitapları ve sözleri
Rusya Doğumlu Fransız Yazar Henri Troyat edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Henri Troyat hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Henri Troyat hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Henri Troyat hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Lev Aslanovitch Tarassov

Doğum Tarihi: 1 Kasım 1911

Doğum Yeri: Moskova, Rusya

Ölüm Tarihi: 2 Mart 2007

Ölüm Yeri: Paris, Fransa

Henri Troyat kimdir?

Henri Troyat (Lev Aslanovitch Tarassov) 1911'de Moskova'da doğdu. Tanınmasını sağlayan Fax Jour (1935) ve Araigne'den (Goncourt ödülü 1938) sonra, eski Rusya'yı yeniden canlandırdığı (la Lumière des justes, 1959-1962; les Héritiers de l'avenir, 1968-1970; le Moscovite, 1974-1975; la Gouvernante française, 1989; Aliocha, 1991) ya da bugünkü Fransız toplumunun resmini çizdiği (les Semaille et les Moissons, 1959-1962; les Eygletière, 1965-1967) geleneksel tarzdaki romanlarla geniş bir çevreye ulaştı. Aynı zamanda biyografiler (Tolstoï, 1965; Catherine la Grande, 1977; Pierre le Grand, 1979; Ivan le Terrible, 1982; Tourgueniev, 1985; Gorki, 1986; Flaubert, 1988; Maupasant, 1989) ve tiyatro piyesleri yazdı: les Vivants (1946). 1959'da Académie Française'e seçildi.

Henri Troyat Kitapları - Eserleri

  • Dostoyevski
  • Gogol
  • Lev Tolstoy
  • Rasputin
  • Gorki
  • Ölçüsüz Dostluk
  • Çehov
  • Yaslı Kar
  • Guy de Maupassant
  • Dört Çariçe
  • Örümcek
  • Yeşil Sinek
  • Yalancı Işık
  • Yıkık Umutlar
  • Mutlu Damlalar
  • Barones ve Müzisyen
  • Puşkin-II
  • Puşkin-I

Henri Troyat Alıntıları - Sözleri

  • Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar;ya bir insan bir yolculuğa çıkar ya da şehre bir yabancı gelir . (Lev Tolstoy)
  • 'Palto' hikayesinin orijini otantik bir olaya bağlıdır. Gogol bu olayı 1832'ye doğru bir arkadas çevresinden isitmistir: Küçük bir memur çetin mahrumiyetlerle katlanarak kendisine bir av tüfeği satın alır ve daha ilk çıkışta tüfeği yitirir, öyle üzüntüye düşer ki, arkadaşları duygulanir, bir araya gelerek bir başka silah satın alırlar kendisine. (Gogol)
  • Puşkin Gogolü sevmiyordu. Ama kabiliyetini anlayınca onu teşvik etti, yazılarını düzeltti. Rus dilinin zenginliklerini ona öğretti, hatta Ölü Canlar'la Müfettiş'in konusunu verdi. (Puşkin-II)
  • Kadınların gözleri keskin, zekaları uyanık, düşünceleri kuruntulu olur. (Guy de Maupassant)
  • Kurulan hayaller ! Yıkılan umutlar ! Birbirimizi bir daha ne zaman ve hangi şartlar altında görecektik ? Gelecek karanlıktı ve ben kötü önsezilerin pençesindeydim. (Rasputin)
  • …. insanın aşağılık içgüdülerle cömertçe hamlelerin bir karışımı olduğunu ve hiç kimsenin tam manasıyla masum ya da suçlu olmadığını anlıyordu. (Gorki)
  • Biraz sabredin, dedi. Her şey düzelecek. (Yaslı Kar)
  • Işık saçan bir güneş karşısında Nasıl bir lamba sönük kalırsa Sahte bilgi de zeka güneşi karşısında Titrer, yok olur gider. (Puşkin-I)
  • Bu hayatta zamandan etkilenmeyen bir dostluk olabilir miydi? Henüz yaşamın eşiğindeyken, her şey güven, düşünce ve duygu birliği içinde doğuyor; sonra ortam genişleyip değişiyor, herkes eğlence ile zorunluluklar, uzlaşma ile doğruluk arasında kendine bir yol çiziyordu. (Ölçüsüz Dostluk)
  • Dostoyevski aşırı duyguların adamıdır. Olağanüstüde rahat eder. Fırtınada soluk alır. “Nasıl yaşadığıma gelince, sizin kendi yaşamınızda yarıda bıraktığınız şeyleri ben sonuna kadar götürdüm.” diye yazacaktır Yeraltından Notlar’da. (Dostoyevski)
  • Tolstoy diyor ki:"Bir insana devamli aynı iyiliği yap, göreceğin tek şey; muazzam bir nankörlük." O kadar haklı ki (Lev Tolstoy)
  • Engelli aşklar, kurbanlarının kalbinde büyülü bir değer kazanır. (Puşkin-II)
  • Prens Feliks , tırnaklarının ya da saçlarının şekliyle olduğu kadar , düşünceleriyle de dandyliğe özenmektedir.İnce uzun bir fiziğe , narin bir yüze ve baygın bakan gözlere sahip olan bu adamın , ergenlik yaşlarındayken kadın kılığına girmekten hoşlandığı söylenmektedir.Şimdi bile olgun erkeklerin bakışları , iltifatları ve kendisiyle dostluk kurmak için yanına yaklaşmaları onun gururunu okşamaktadır . Bununla birlikte kadınları da hor görmemektedir.Yalnızca , soyları ya da eğitimleri gereği gönül okşayıcı söz ve davranışlarla sürekli etraflarında dolaşmasını istedikleri için kadınlar onu biraz sinirlendirmektedir. (Rasputin)
  • Kuvvetli bir zeka ile doğup, tehlikeli yollara sapmamak için dinde, ahlakta destek aramayanlar, hem kendilerini hem yurttaşlarını felakete sürüklemişlerdir. (Puşkin-I)
  • Mücadele ediyoruz, umutsuzluğa kapılıyoruz. Ve birdenbire hayat çok basit, gökyüzü çok huzurlu, çare çok yakın ve çok tatlı. (Örümcek)
  • ‘’Yaşamda küçük burjuvalardan daha fena düşman tanımadım, diye yazıyordu. Cellat ve kurbanı uzlaştırmak isterler. Kurbana sabır telkin ederek, kendisine uygulanan şiddete karşı gelmekten caydırırlar, varlıklı ve yoksul arasındaki ilişkileri değiştirmenin imkânsızlığını ispatlamaya çalışırlar, halka çalışma ve zahmetleri için Tanrı katında bir ödül vaat ederler ve dünyadaki zorlu varoluşuna hayran olsalar da, yaprak bitleri gibi, canlı kuvvetlerini emerler. Çoğu doğrudan doğruya baskının hizmetindedir, diğerleriyse tevekkül, uzlaşma, bağışlama ve aklanma vaaz ederek buna dolaylı katkıda bulunurlar.’’ (Gorki)
  • “Her şeyin farkındayım ve bu beni öldürecek” (Dostoyevski)
  • Soğuk bir rüzgar bulutları sürüyor ve açılan gökyüzünde , sayısız yıldızların parıldamakta olduğu görülüyordu. Bir müddet sonra, yıldızların parlaklığı soluklaşıyor ve gökyüzü, doğu tarafından olmak üzere pembeleşiyordu. (Guy de Maupassant)
  • Aşk bana önce taze göründü, Sonra önümden uçup gitti... (Puşkin-I)
  • "Ne doğa, ne anıtlar, ne de sanat yapıtları onu ilgilen­diriyordu,” diye yazıyor Strakhov. “Tüm dikkatini insanlara yö­neltiyordu.” (Dostoyevski)

Yorum Yaz