diorex

Hüseyin Batuhan kimdir? Hüseyin Batuhan kitapları ve sözleri

Türk felsefeci, akademisyen Hüseyin Batuhan hayatı araştırılıyor. Peki Hüseyin Batuhan kimdir? Hüseyin Batuhan aslen nerelidir? Hüseyin Batuhan ne zaman, nerede doğdu? Hüseyin Batuhan hayatta mı? İşte Hüseyin Batuhan hayatı... Hüseyin Batuhan yaşıyor mu? Hüseyin Batuhan ne zaman, nerede öldü?

  • 16.07.2022 10:00
Hüseyin Batuhan kimdir? Hüseyin Batuhan kitapları ve sözleri
Türk felsefeci, akademisyen Hüseyin Batuhan edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Hüseyin Batuhan hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Hüseyin Batuhan hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Hüseyin Batuhan hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Doğum Tarihi: 11 Ekim 1921

Doğum Yeri: Sürmene, Trabzon

Ölüm Tarihi: 9 Aralık 2003

Ölüm Yeri: Küçükyalı, İstanbul

Hüseyin Batuhan kimdir?

Hüseyin Batuhan (d.11 Ekim 1921, Sürmene – ö. 9 Aralık 2003, Heybeliada). Türk felsefeci, akademisyen. Modern mantık alanında çalışmalarıyla tanınır.

Yaşamı

1921 yılında Sürmene’de doğdu. Babası esnaf Mustafa Batu annesi Fatma Hanım’dır. İlkokulu Sinop'ta okuduktan sonra öğrenimine parasız yatılı olarak Kastamonu Lisesi'nde ve İzmir Erkek Lisesi'nde devam etti. İzmir Erkek Lisesi’nden mezun olduğu 1939 yılında İstanbul Üniversitesi'nin Felsefe Bölümü'ne girdi ve 1943’te okulu bitirdi. Aynı yıl arkadaşı Turan Pamuk'la evlendi, evlilikleri eşinin 1996 yılındaki vefatına kadar 53 yıl sürdü.

Bir süre İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulu’nda Fransızca okutmanlığı ve Kars’ta Felsefe öğretmenliği yaptı. 1949’da İÜEF Felsefe Bölümü’ne Sistematik Felsefe Asistanı olarak girdi.“Kierkegaard’da İroni ve Humor Kavramı” teziyle doktor oldu.

1954-57 yıllarını Heidelberg'te geçiren Batuhan orada "Batı'da Tolerans Fikri'nin Gelişmesi" adlı tezini hazırlayarak 1958 yılında doçentlik ünvanını aldı. Tezi, 1959'da yayınlandı. Bu eseri nedeniyle1962 TDK Bilim Ödülü’nü kazanmıştır.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nde görev yapan Batuhan, 1966 yılında ODTÜ Beşeri Bilimler Bölümü’ne mantık ve felsefe dersleri vermesi için çağrıldığında dostu ve meslektaşı Teo Grünberg'le gelme şartı ile kabul etti.1970’te Teo Grünberg'le birlikte Modern Mantık adlı bir kitap yazdılar. ODTÜ'de felsefe dalında yüksek lisans ve doktora programlarını açılması için çaba gösterdiler. Batuhan ayrıca dönem dönem Münih, Oxford ve Salzburg Üniversitelerinde de öğretim üyeliği yaptı.

Batuhan, Ankara’ya geldiği dönemde Milli Eğitim Bakanlığıyla yakın bir ilişki kurarak modern mantığın lise ders kitaplarına girmesini sağladı; felsefe öğretmenlerinin bu konuyu öğretebilmeleri için 10 yıl boyunca (1966 – 1976) yaz aylarında felsefe öğretmenlerine yönelik modern mantık kurslarının açılmasını sağladı ve bu kurslarda eğitim verdi.

Eşi Turan’ın İstanbul’a yerleşme isteği üzerine 1978’de kendi isteğiyle profesör olmadan ODTÜ’den emekli oldu; Heybeliada’ya yerleşti, ardı ardına kitaplar ve makaleler yayımlamayı sürdürdü. Makale ve denemelerini Hareket, Sosyoloji ve Felsefe Arşivi dergilerinde, Cumhuriyet ve Milliyet gazetelerinde yayımladı. Felsefe dünyasında tartışma yaratan Otobiyografik bir kitap (İspanya’da Bir Şato), eşi Turan’ın günlüklerinde yazılanları ve ona olan aşkını anlatan iki kitap (Bir Zamanlar Bir Turan Vardı, Turan’ın En Mutlu Yılları), liseli gençlere yönelik bir kitap (Uğur Felsefe Öğreniyor) yazdı. 9 Aralık 2003 günü küçükyalı’da hayatını yitirdi.

Tiyatro ile de uğraşan Batuhan’ın “Büyük Çınar” adlı oyunu 1961’de İstanbul Şehir Tiyatroları’nda oynanmıştır. 2007’de yayımlanan “Semiyotik, Fanatizm Ve Tolerans” adlı kitabında “Batıda Tolerans Fikrinin Gelişmesi” adlı kitabı ve konuyla ilgili daha önce kitaplaştırılmamış bazı yazıları bir araya getirmiştir.

Hüseyin Batuhan Kitapları - Eserleri

  • Bilim ve Şarlatanlık
  • Uğur Felsefe Öğreniyor
  • Bilimsel Düşünüşe Giriş
  • Bilim Din ve Eğitim
  • İspanya'da Bir Şato
  • Bir Zamanlar Bir Turan Vardı
  • Bilim ve şarlatanlık
  • Sevgili Ölülerim

Hüseyin Batuhan Alıntıları - Sözleri

  • Teorik şarlatanlıklarda 'bilgiçlik taslama' eğiliminin ağır bastığı görülecektir. Hatta hiç anlamadıkları, en azından uzman olmadıkları alanlarda yeni bir çığır açma sevdasında olanlar da var. Yüzyılların birikimiyle binlerce aklı başında bilim insanının alın teri ürünü olan en sağlam bilimsel teorileri bir çırpıda alaşağı etmeye kalkışan bu kişiler arasında oldukça bilgili hatta akıllı olanlar bulunmakla birlikte, genellikle uzmanlık alanları dışında boy gösterme hevesine kapıldıkları için 'gülünç' olmaktan kurtulamıyorlar. Ancak bu onların bilgisiz halk yığınlarının gözünde bazen bir 'deha' gibi görülmelerini engellemiyor. Tam tersine, lise hatta üniversite eğitimi görmüş insanlarda bile bazen bu izlenimi uyandırabiliyorlar. (Bilim ve Şarlatanlık)
  • "...insanlar mutlu olamadıklarında surat asarlar, ama kimse bunu pek üzerine alınmak istemez. " (Bir Zamanlar Bir Turan Vardı)
  • "Bir kişiyi kendinden fazla , kendini düşünmeyecek derecede sevmek çok zalimce bir şey; beklemek bir zulüm , her an en küçük acının farkında olmak da , bazen esirin olup her türlü özgürlüğü feda etmek de... " (Bir Zamanlar Bir Turan Vardı)
  • Eğer herhangi bir gençle evlenmeyi gerçekten istersen , kanayan bir kalple de olsa , seni kutlamam gerekir... (Bir Zamanlar Bir Turan Vardı)
  • İnsan ne derece bilgisizse, bilginin o derece kolay elde edilebilir bir nimet olduğunu sanıyor. (Bilim ve Şarlatanlık)
  • İleride inceleyeceğimiz şarlatan tiplerinin ezici çoğunluğu belli bir bilim dalında daha önce uzmanlaşmış olsalar da 'amatör' bile sayılamayacakları alanlarda at oynatmaya kalkan kişilerdir. Düşünün, adam 'kanser' konusunda hemen hiçbir şey bilmiyor, herhangi bir araştırma da yapmamış ama kanserin hem de her tür kanserin ilacını bulduğu iddiasıyla ortaya çıkabiliyor. Neymiş, Muğla yöresinde zakkumun kansere iyi geldiğini 'bazı gözlemleri' sonucunda keşfetmiş, yalnız keşfetmekle kalsa yine iyi, hemen 'hastalarını' tedaviye başlamış. Kendisi kanser uzmanı değilmiş, ne yazar? Bulduğu ilaç işe yaramış mı yaramamış mı, siz ona bakın! Kendisi yaradığını iddia ettiğine göre demek gerçekten de yaramış, daha ne istiyorsunuz? (Bilim ve Şarlatanlık)
  • Bilgisizlik; akıllıları çekingen, akılsızları cüretkâr yapar. Aynı bilgisizlik şarlatana bazen çözümü en güç problemleri çok 'kolay' gösterir. (Bilim ve Şarlatanlık)
  • "Kaybetmiş yılları telafi edebilirsin , ama hayatını da versen sevdiğin bir başka kişi ile karşılaşamazsın..." -Turan (Bir Zamanlar Bir Turan Vardı)
  • "Biz ikimiz de acı çekmek için yaratılmış , mutluluğu ıstırapta bulan insanlarız..." (Bir Zamanlar Bir Turan Vardı)
  • "Bir aziz olmak iddiasında değilim; insanların kusursuz ve lekesiz olabileceklerine de inanmıyorum; ama en azından hepimiz dürüst olabiliriz. " (Bir Zamanlar Bir Turan Vardı)
  • Bir inanç insanın kafasına ne kadar kolay girerse, oradan o kadar zor çıkar! (Bilim ve Şarlatanlık)
  • "Gerçi her insan önce kendini düşünür, ama hiç değilse sen kendini düşünürken , beni de birlikte düşün." (Bir Zamanlar Bir Turan Vardı)
  • "Senin gülümsemen bir memnuniyeti değil , bana acıdığını gösteriyordu. Çok şükür sen başka dünyaya gitmeyeceksin, ama bu dünyada ulaşamayacağım bir yere gideceksin; beni asıl isyan ettiren de bu. " (Bir Zamanlar Bir Turan Vardı)
  • Bu gibilerin anlayamadıkları (veya anlamazdan geldikleri) nokta, bir bilgi iddiasına iddiayı öne sürenin değil iddia konusunda uzman olan bilim insanlarının 'bilgi' statüsü verebileceğidir. Elbet herkes çok kuvvetle inandığı bir fikrin bir bilgiyi dile getirdiğini sanır; ancak aklı başında bir insan, inandığı fikrin bilim toplumu nezdinde itibar görmemesi hâlinde bu sanısında yanıldığını anlayıp sustuğu hâlde, şarlatan yanıldığını kabule hiçbir zaman yanaşmaz. (Bilim ve Şarlatanlık)
  • "Bu beş para etmez dünyada en çok değer verdiğimiz şeye yöneltilmiş olan sözleri affetmemiz mümkün değil! " (Bir Zamanlar Bir Turan Vardı)
  • İçinde yaşadığımız günlerde kritik düşünceye şiddetle ihtiyacımız olduğu bir gerçektir. Körü körüne bir fikre saplanmamak, başkalarının söylediği şeylere rastgele inanmamak, basmakalıp düşüncelere, klişelere, sloganlara, peşin hükümlere kendimizi kaptırmamak, her şeyi aklın ve bilginin süzgecinden geçirmek, bu konuda kendi eğilimlerimizin, tutkularımızın ve menfaatlerimizin kritik düşünceyi köstekleyen zincirler olduğunu bilmek... (Bilim ve Şarlatanlık)
  • "Sen hiçbir zaman sende kök salmama izin vermiyor , bitkimi parçalamak için hep bir şeyler yapıyorsun." (Bir Zamanlar Bir Turan Vardı)
  • Bu konuda istatiksel bir araştırma yapmış değilim; ancak şarlatanların sayıca halis bilim insanlarından daha kalabalık oldukları, daha da önemlisi, seslerini halka çok daha fazla duyurabildikleri anlaşılıyor. Buna pek şaşmamalı; zira bilim insanları başka bilim insanlarına hitap ettikleri hâlde, şarlatanlar sokaktaki adama seslenirler. Bu nedenle örneğin bizde Niels Bohr'un adını (üniversite bitirmiş olanlar da dâhil) pek az kişi duymuştur ama Däniken'in adını duymayan kalmamıştır. Oysa Niels Bohr, Einstein, hiç değilse Max Planck ayarında bir fizikçidir. Däniken ise bir ortaokul öğrencisi kadar bile fizik ve astronomi bilgisi olmayan "geri zekâlı" biridir. (Bilim ve Şarlatanlık)

Yorum Yaz