matesis
dedas

Hüseyin Cahit Yalçın kimdir? Hüseyin Cahit Yalçın kitapları ve sözleri

Türk gazeteci, yazar, çevirmen, siyaset adamı Hüseyin Cahit Yalçın hayatı araştırılıyor. Peki Hüseyin Cahit Yalçın kimdir? Hüseyin Cahit Yalçın aslen nerelidir? Hüseyin Cahit Yalçın ne zaman, nerede doğdu? Hüseyin Cahit Yalçın hayatta mı? İşte Hüseyin Cahit Yalçın hayatı... Hüseyin Cahit Yalçın yaşıyor mu? Hüseyin Cahit Yalçın ne zaman, nerede öldü?
  • 01.08.2022 21:00
Hüseyin Cahit Yalçın kimdir? Hüseyin Cahit Yalçın kitapları ve sözleri
Türk gazeteci, yazar, çevirmen, siyaset adamı Hüseyin Cahit Yalçın edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında Hüseyin Cahit Yalçın hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. Hüseyin Cahit Yalçın hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte Hüseyin Cahit Yalçın hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Hüseyin Cahid Yalçın, “Hüseyin Cahit”

Doğum Tarihi: 7 Aralık 1875

Doğum Yeri: Balıkesir

Ölüm Tarihi: 18 Ekim 1957

Ölüm Yeri: İstanbul

Hüseyin Cahit Yalçın kimdir?

İstanbullu bir aileye mensup olan Hüseyin Cahit 1875 yılında Balıkesir’de doğdu. Edebiyat hayatına hikâye, roman ve mensur şiir yazarak başlayan Hüseyin Cahit, daha sonra gazetecilik, eleştiri ve çeviri alanlarında eserler vermiştir. Edebiyat-ı Cedide’nin önemli isimlerinden biri olan sanatçı, Mektep ve Servet-i Fünun dergilerinde çalışmış; Meşrutiyetten sonra Tevfik Fikret ve Hüseyin Kazımla Tanin gazetesini çıkarmış ve siyasi hayata atılmıştır.

Edebi Kişiliği

Hüseyin Cahit’in edebî hayatı Servetifünun edebiyatından öncesinde, Ahmet Mithat Efendi’nin telif ve tercümelerini okuduğu dönemde başlar. Bu dönemde okuduğu hikâye ve romanlardan esinlenerek “Nadide” adlı ilk romanını da yayımlamıştır. Daha sonraları ilgi duyduğu ve edebî kişiliğinin oluşmasında önemli etkilere sahip olan Fransız edebiyatının da etkisiyle birçok nesir türünde eser verse de o Servetifünun Edebiyatı içinde eleştiri yazılarıyla tanınmıştır.

İlk önce Muallim Naci döneminden kalma eski edebiyat taraftarlarına verdiği cesur cevaplarla Servetifünun Edebiyatının bir nevi sözcüsü durumuna gelmiştir. Daha sonraları Edebiyat-ı Cedidecileri Dekadanlıkla suçlayan Ahmet Mithat Efendi’yle de çok sert tartışmalara girmiştir. Hüseyin Cahit’in tüm yazıları elbette münakaşalardan oluşmaz. Sanatçı, Avrupa edebiyatına ait bazı yazılar kaleme alarak da bu edebiyatı tanıtmayı amaçlar. Bu münakaşa ve edebî çalışmaları 1910 yılında yayımladığı “Kavgalarım” adlı eserinde toplar.

Hüseyin Cahit’in kullandığı dil, diğer Servetifünun sanatçılarına göre daha sade ve yapmacıksızdır. Bu durum sadece yazarın eleştiri yazılarında değil, hikâye ve romanlarında da böyledir. Hüseyin Cahit’in dilindeki bu sadeliğin en önemli nedeni edebî kişiliğinin oluştuğu dönemde yöneldiği Fransız edebiyatından dolayı Arapça ve Farsça kelimelere tam anlamıyla hâkim olamamasıdır. Sanatçı bu durumu: “Rauf’un ve benim bu sadeliğimiz, doğrusunu isterseniz cehaletimizden ileri geliyordu. Cenap’ın Arapçasını, Fikret’in kamusunu bize verseniz, bak neler yazardık. En cahili Rauf’la bendim. Bundan dolayı Türkçe yazdık.” sözleriyle açıklar.

Hüseyin Cahit Yalçın Kitapları - Eserleri

  • Talat Paşa
  • Tanıdıklarım
  • Hayal İçinde
  • Edebiyat Anıları
  • Kavgalarım
  • Siyasal Anılar
  • Seçme Hikayeler
  • Söz ve Çizgi Ustalarımız
  • Nadide
  • Estetik - Servet-i Fünun Yazıları I
  • En Güzel İtalyan Hikayeleri
  • İttihatçı Liderlerin Gizli Mektupları

Hüseyin Cahit Yalçın Alıntıları - Sözleri

  • “O, kültür sahasında kendisini arayan,her temiz hakikat membaından kana kana içmek için dolaşan bir seyyah idi.Fakat her zaman bağlı kaldığı bir hedeften gözlerini ayırdığı hiç yoktu: Türklük! Ziya’nın bütün büyüklüğü ve kuvveti bundadır.Onu kalbimizde ilelebet yaşatacak kaynak budur.” (Tanıdıklarım)
  • Galiba dünyada herşey bir rakkas hareketine tabi.Bir an birbirine yaklaşanlar, aradan bir zaman geçtikten sonra, hiç farkında olmadan birbirlerinden uzak kalıyorlar.Elverir ki bu uzaklıkları dolduracak samimi hatırlar yaşasınlar.⭐ (Tanıdıklarım)
  • Aşk bir hulyâdır gözüm,buna aldananlar da budaladır. (Hayal İçinde)
  • Hayat, elbette bir mecmua-i tesadüf değildir, olamaz. (Hayal İçinde)
  • Şimdi tek bir gerçek var: Ölüm. Bütün o umutlar, didinmeler hep boşmuş... (Edebiyat Anıları)
  • Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş. (Edebiyat Anıları)
  • Bu doğu sezgisi, İslam Uygarlığı, Arap bilimleri ülkeyi uyuşturmak, onu yanı başımızdaki Batının yaşam seline atılmaktan alıkoymak için zehirli bir madde gibi her yazıda, her nedenle çevreye yayılmak istenirdi. (Edebiyat Anıları)
  • İttihat ve Terakki Cemiyeti, benim gözümde, yurdu kurtarmış kutsal bir kuruluştu. Ona karşı kalbimde minnettarlıktan ve sevgiden başka bir duyguya yer olamazdı. Fakat yaradılışım gereği böyle cemiyetlere, heyetlere girmekten hoşlanmıyordum (Siyasal Anılar)
  • Düşünmemek, içinde yaşadıları o sun'i heva-yı müheyyic-i hayal-pervere bir ziya-yı hakikatin nüfuzuna vakit bırakmamak için sevişirlerdi, daima sevişirlerdi. (Seçme Hikayeler)
  • Ben İttihat ve Terakki’ye yüksek bir inançla sarılmıştım. İttihat ve Terakki benim için bir ülküydü. İttihat ve Terakki'ye düşman gördüklerime o kadar sertçe saldırmanın sırrı işte bu güven ve inançtı. Tanin binasında kapanmış gibi yaşayarak çatışmanın sıcaklığı içinde çevreyi göremediğim sürece bu ülkü, bütün gücüyle bana egemen oldu. Ama eşyanın gerçeğine daha yakından değinmek olanağı doğunca ve bu ilişki arttıkça aradığım şeyin bu olmadığını gördüm. İttihat ve Terakki’yi yeniden iktidara getirmek için sen ve bazı arkadaşların hayatlarınızı ortaya koyarak bir işe giriştiniz ve başardınız. Yarın yeni bir tehlike daha doğsa ben ortadan kaybolmak çaresini arayacağım. Tehlikeye karşı yürüyenler ise gene sizler olacaksınız. (Siyasal Anılar)
  • Bu ülkede düşünebilen; yurdunu seven, genç, yaşlı bütün Türklerin göz diktikleri amacın, bekledikleri kurtuluşun, iyiliğin tek bir adı vardı: Meşrutiyet! (Siyasal Anılar)
  • Tekabül eden bir nazar onlara meşguliyetlerini bıraktırırdı. Koşarak odalarına kapanırlardı. Orada her türlü kayd u nazardan masun, teşne ve münhemik, sevişirlerdi. (Seçme Hikayeler)
  • İttihat ve Terakki işte Türk'ün bu zor dakikalarında ruhundan kopan bir müdafaa-i nefs [kendisini savunma] hamlesi idi. (Talat Paşa)
  • Enver'in de, Cemal'in de büyük nüfuzları ve hükûmet icraatında büyük tesirleri oldu. Fakat İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin ve fırkasının mekanizmasında en ziyade Talât'ın nüfuzu hissedilmiş ve bu mekanizma sonuna kadar Talât'a sadık kalmıştır. (Talat Paşa)
  • Matmazel Matran'ın apartmanına ziyaretçiler gelmeye başlamışlardı. Bunlar hep Suriyeli'ydiler. (Siyasal Anılar)
  • Enver için o kadar titreyen Yakup Cemil, sonra harp içinde Enver’in hayatına suikast etmek cürmüyle mahkum oldu ve kurşuna dizildi.. Siyaset ne garip, ne mantıksız, insafsız ve iğrenç bir hayat! (Tanıdıklarım)
  • "Şiir de ulûm ve fünûn gibi tabiatın bir tefsirinden ibarettir. Fakat ulûm ve fünûnun bu yoldaki tefsiratı hiçbir vakit şiirinkilerin yerini tutamayacaktır. Çünkü ulûm ve fünûn insanda yalnız mahdut bir kuvvete tevcih-i hitap ettiği hâlde, şiir insanın bütün mevcudiyetine hâkimdir. İşte bunun için şiir mahvolamaz." (Estetik - Servet-i Fünun Yazıları I)
  • Yalnız fena olmamak kâfi gelir fikrinde değilim. Fenalığı ezmek için uğraşmak lüzumuna iman ediyorum. (Kavgalarım)
  • Hüseyin Cahit Yalçın üst seviyede briç oyuncusudur. Briçte kazandığı paraları ayrı bir yerde biriktirirdi. Bir gün poker oynar ve hepsini kaybeder. O günden sonra bana bir daha eline kağıt almadığını söylemişti. Ben, "büyükbaba nasıl kendini tutabildin?" dediğim zamansa "ben çocukluğumdan beri irademi kuvvetlendirmeye çalışırdım. Mesela tatlıyı çok sevmeme rağmen masaya tatlı geldiğinde, 'Cahit bugün tatlı yemeyeceksin' der ve yemezdim" cevabını vermişti. (Tanıdıklarım)
  • Demek oluyor ki âsâr-ı sanat bir mahsûl-i heyecan ve teessürdür. (Estetik - Servet-i Fünun Yazıları I)

Yorum Yaz