Hüseyin Çelik kimdir? Hüseyin Çelik kitapları ve sözleri
Doçent Doktor Hüseyin Çelik hayatı araştırılıyor. Peki Hüseyin Çelik kimdir? Hüseyin Çelik aslen nerelidir? Hüseyin Çelik ne zaman, nerede doğdu? Hüseyin Çelik hayatta mı? İşte Hüseyin Çelik hayatı...

Doğum Tarihi: 5 Mart 1959
Doğum Yeri: Van
Hüseyin Çelik kimdir?
1959 yılında Van'ın Gürpınar ilçesinde doğdu.1983 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden mezun olan Çelik,aynı yıl Yüzüncü Yıl Üniversitesi'ne asistan olarak girdi.
1987 yılında İstanbul Üniversitesi'ne geçen Çelik,1988-1991 yılları arasında doktarasıyla ilgili araştırmalarda bulunmak üzere İngiltere'ye gitti.Aynı zmanda Londra Üniversitesi School of Oriental and African Studies'te Turkish Politics bölümünde master programına devam etti.
Türkiye'de ilk siyaset hareket olan Yeni Osmanlılar Cemiyeti ile ilgili araştırmalar yapmak için Belçika,Almanya,Hollanda,İsviçre,Avusturalya,İtalya ve Fransa'da bulunan Çelik,1991 yılında Ali Suavi ve Dönemi konulu doktarısını tamamladı.1992 Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde yardımcı doçent,1997 yılında doçent olan Çelik,11 kitap yazdı
Hüseyin Çelik Kitapları - Eserleri
- Görenlerin Gözü İle Van'da Ermeni Mezalimi
- Van'da Ermeni Mezalimi
- Acı Bal
- Temizlik Doğudan Gelir
- Kur'an'da Nifak
- Abdülvehhab Gazi ra
- Reşat Nuri Güntekin'in Romanlarında Sosyal Tenkit
- Ali Suavi ve Dönemi
- Yaban Mersini (Likapa) Yetiştiriciliği
- Bir Medeniyet Analizi
- Dil ve Yeni Medya
- Şinasi
Hüseyin Çelik Alıntıları - Sözleri
- Savaş başlamadan evvel Van’da Ermeniler çok keyfi yaşıyorlardı. Biz onların mahallelerinden geçemezdik. Vergi vermiyor, askere gitmiyor, vazifeli devlet memurlarını yakaladıkları yerde öldürüyorlardı. Hattâ hatırlıyorum ki, Gevaş kadısını Gevaş’a giderken Etelan köyünde yakalayıp öldürdüler. Jandarmalar bile vazifelerini yapamaz olmuştu. Artık öyle oldu ki, Van’da oturamaz olduk. (s.87-88) (Görenlerin Gözü İle Van'da Ermeni Mezalimi)
- Dinimiz bize nefsi müdafaayı emretmiş. Yani Ermeni gözümüze silahını sokarken ellerini mi öpseydik? (Görenlerin Gözü İle Van'da Ermeni Mezalimi)
- Ermenilerin dünya çapında yaptıkları propaganda ve lobicilik faaliyetlerinde genellikle Ermenilerin tehcire zorlandıkları için isyan ettikleri ifade edilmektedir. Nitekim Avusturyalı şair Franz Werfel 1931 yılında yayımladığı Musa Dağı’nın Kırk Günü isimli romanını bu teze dayandırmıştı. Werfel’in kitabı kısa zamanda bütün batı dillerine çevrilmiş ve Avrupa’da çok kötü bir Türk görüntüsünün oluşmasına sebep olmuştur. Yıllar sonra Werfel’in dayandığı bilgilerin yanlışlığını, ne gariptir ki, yine bir soydaşı ortaya koymuştur. Prof. Dr. Erich Feigl, Werfel’in dayandığı ve çoğu Aram Andonyan’a ait belge ve bilgilerin yanlışlığını, sahte oluşunu ortaya koymakla yetinmemiş, İngilizce ve Fransızca çevirilerde düşülen çelişkileri örtbas etmek için yapılan tahrifatı da tespit etmiştir. (32) Feigl’e göre, “Ermeniler, Osmanlı Hükümetinin onların yerlerinin değiştirilmesini emretmeden bir ay önce Van’da isyan çıkarmışlardı. Bu da şunu gösterir ki, Van’daki bu isyan verilen bu emrin bir sonucu değildir; aksine, bu emir isyan sonucu verilmiştir”. (33) Georges de Maleville, Ermenilerin Van isyanını Tehcir Kanununun çıkarılmasının tek değil, ilk nedeni olarak kabul edilmektedir. (34) Gerçekten de Van isyanı 1915 Nisan başında başlamış ve bir ay sürmüştür. Halbuki Tehcir Kanunu 14 Mayıs 1331’de (27 Mayıs 1915) çıkmıştır. (35) / (s.197-198) - (32) Feigl, op. cit., s.110-142 (33) Feigl, “Wien, Van, Werfel”, Yakın Tarihimizde Van Uluslararası Sempozyumu, Yüzüncü Yıl Üniversitesi. 1990, s.46 (34) Georges de Maleville, 1915 Osmanlı - Rus – Ermeni Trajedisi, çev. Nejdet Bakkaloğlu, İstanbul, 1998, s.50 (35) Doç. Dr. Azmi Süslü, Ermeniler ve 1915 Tehcir Olayı, s.50 Yüzüncü Yıl Üniversitesi Yayınları, Ankara-1990, s.111 (Görenlerin Gözü İle Van'da Ermeni Mezalimi)
- Müslümanların yüce bir hamam adabına sahip olduğunu söyleyen Urquhart, Romalılar ile Müslümanların hamam adabını karşılaştırırken şöyle der: "Romalılar hamama anadan doğma girerlerdi. Müslümanlar hamam kıyafeti icat ettiler. Romalılar hamama kadın-erkek beraber girerlerdi, Müslümanlar kadın ve erkek hamamlarını tamamen ayırdılar. Müslümanlar Romalı hamamının güzel taraflarını koruyarak bütün olumsuzluklardan sıyırıp aralarında sınıf ve ırk ayırımı olmayan toplumlara sundular. Sınırsızlık İslam toplumunun karakterini oluşturuyor veya bu toplumun devraldığı tabii ve gerekli miras budur. Bizim çalışmalarımız ve öğrendiklerimiz bize böyle sonuçlar temin etmedi. Roma hamamının edebe aykırı tarzı, Hıristiyanların hamamı terk etmesinin sebebi olarak ileri sürülür. (Temizlik Doğudan Gelir)
- Güzel bakamadığımız için mi göremeyiz? Göremediğimiz için mi güzel yaşayamayız? Bize düşen görmektir, görebilmektir. Belki de tüm güzelliklerden sadece habersiziz... (Acı Bal)
- 1853 yılında İstanbul'a gelmiş olan Carlisle Kontu İngiliz asilzade George William Frederick Howard, Türklerin temizliğinden şöyle söz ediyor: "Türk hamamında bir çeşit kızgın mermer (göbektaşı) üzerinde yatılıyor. Hamam sık sık kullanılırsa çok etkili bir tedavi aracı. Bizler derimizi okşamakla kendimizi temizlediğimizi sanıyoruz. Türkler ise gerçek temizlik örneği kişiler." (Temizlik Doğudan Gelir)
- Bir soykırım değil, bir mukateleden söz edilebilir. Mukatele işteş bir fiildir. Bu işin iki tarafı vardır. Taraflar hem özne, hem nesne durumundadırlar. Tarihte birbiriyle savaşmamış çok az ulus vardır. Çanakkale’de 250.000 şehit veren Türk milleti, bunun hesabını bugün İngilizlerle görmeye kalkışmadığı gibi, tarih boyunca savaştığı Rusya ile de oturup geçmişin muhasebesini yapmıyor. (Görenlerin Gözü İle Van'da Ermeni Mezalimi)
- Uronzoff-Daşkoff dan sonra Kafkas Umumi valisi olan Grandük Nicolas Nikolayeviç, Katagikos’u Tiflis’e çağırdığı zaman kendisine sert bir dille şu ihtarda bulundu: Rusya’da Yakutlar meselesi olmadığı gibi Ermeni meselesi de yoktur. Katokigos buna “Fakat Türkiye’de bir Ermeni Meselesi vardır” şeklinde karşılıkta bulundu. Firari Ermenilerin, Ruslar tarafından işgal edilen topraklarına gelerek yerleşmelerine, tarlalarını bile ekmelerine izin verilmedi. Kalanları kaçırtmak için birçok baskılar yapıldı. Bu suretle Rusluğun Ermenisiz Ermenistan siyaseti bir daha uygulandı. Ve hâlâ müstakil Ermenistan için Rusya’dan yardım bekleyen Ermeniler bütün tarihlerinde olduğu gibi bir defa daha Rusya’nın elinde alet olmuş oldular. Ve terk ettikleri yerlere bile dönüp yerleşmek imkânından mahrum kaldılar. (16) (16) Kaçaznuni, “Taşnaksutyun’un Artık Yapacağı İş Yoktur”, Viyana-1923 s.52’den naklen Uras, 740. (Görenlerin Gözü İle Van'da Ermeni Mezalimi)
- Genellikle Ermenileri asıp kestikleri iddia edilen Kürtlerle ilgili durumlar da daima abartılmıştır. Bölgede feodal bir yapının olduğu, hattâ bunun günümüzde bile kısmen devam ettiği bilinmektedir. Kürt aşiretleri kendi aralarında da nesiller boyu süren kan davaları gütmüşlerdir. Ermenilerle Kürt aşiretleri arasında da zaman zaman kendi aralarındaki sorunlara benzer nahoş olaylar yaşanmıştır. Ancak bunun sistematik ve devamlı olduğunu söylemek mümkün değildir. (Görenlerin Gözü İle Van'da Ermeni Mezalimi)
- Daha düne kadar "Kürtler, Ermenilere zulmediyor" diye yaygara koparanlar, işlerine geldiği zaman onlara dostluk ilan ediyordu. (Görenlerin Gözü İle Van'da Ermeni Mezalimi)
- Osmanlı’yı içeriden çökertmek için kimi zaman ayrı ayrı, kimi zaman el birliği ile destekleyip kışkırttıkları, onlarca yıl boyunca her türlü isyan ve katliamlarına arka çıktıkları Ermenilerin, Birinci Dünya Savaşı sonunda “kullanılabilir kapasite”leri kalmayınca, büyük devletler tarafından nasıl tersyüz edildiklerini ve hattâ, Lozan Konferansı sonra ererken nasıl azarlanarak yol verildiklerini en iyi kendi tarihçileri biliyor. (s.206-207) (Görenlerin Gözü İle Van'da Ermeni Mezalimi)