diorex
Dedas

İlyas Çelebi kimdir? İlyas Çelebi kitapları ve sözleri

Türk Akademisyen, Araştırmacı, Yazar, Çevirmen İlyas Çelebi hayatı araştırılıyor. Peki İlyas Çelebi kimdir? İlyas Çelebi aslen nerelidir? İlyas Çelebi ne zaman, nerede doğdu? İlyas Çelebi hayatta mı? İşte İlyas Çelebi hayatı...

  • 17.03.2022 06:00
İlyas Çelebi kimdir? İlyas Çelebi kitapları ve sözleri
Türk Akademisyen, Araştırmacı, Yazar, Çevirmen İlyas Çelebi edebi kişiliği, hayat hikayesi ve eserleri merak ediliyor. Kitap severler arama motorlarında İlyas Çelebi hakkında bilgi edinmeye çalışıyor. İlyas Çelebi hayatını, kitaplarını, sözlerini ve alıntılarını sizler için hazırladık. İşte İlyas Çelebi hayatı, eserleri, sözleri ve alıntıları...

Tam / Gerçek Adı: Prof. Dr. İlyas Çelebi

Doğum Tarihi: 1951

Doğum Yeri: Erzurum, Türkiye

İlyas Çelebi kimdir?

1951 yılında Erzurum Oltu’da doğdu. 1970’de Trabzon İmam-Hatip Okulu’ndan, 1974’te Erzurum Yüksek İslâm Enstitüsü’nden mezun oldu. Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı. 1991 yılında MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde hazırladığı İslâm İnancında Gayb Problemi adlı doktora tezini tamamladı. Fakültemizdeki görevine 1993 yılında öğretim görevlisi olarak başladı. 1996 yılında doçentliğe; 2003 yılında da profesörlüğe yükseltildi. 2006-2011 tarihleri arasında dekan yardımcılığı yaptı. Halen Kelâm Anabilim Dalı başkanı olarak fakültemizde görevini sürdürmektedir. İslâm İnancında Gayb Problemi, İslam İnanç Sisteminde Akılcılık ve Kadı Abdülcebbar, İtikadi Açıdan Uzak ve Yakın Gelecekle İlgili Haberler, Dini Düşüncede İ’tidal ve Hoşgörü, Kelam Terimleri Sözlüğü gibi kitapları ile çeşitli dergilerde yayımlanmış bilimsel makaleleri bulunmaktadır.

İlyas Çelebi Kitapları - Eserleri

  • Kitaplara İman
  • İslam'ın İnanç Esasları
  • İslam İlmihali
  • İslam İnancında Gayb Problemi
  • Dini Düşüncede İ’tidal ve Hoşgörü
  • İslam İnancında Gayb Alemi

İlyas Çelebi Alıntıları - Sözleri

  • İlâhî kitaplar, peygamberler aracılığıyla insanlara ulaştırılmıştır. Allah’ın gönderdiği peygamberlerin bir kısmının adı Kur’an’da zikredilmekle beraber bizler, bunların dışında da adlarını bilmediğimiz peygamberlerin gönderilmiş olabileceğini düşünüyor ve onlara da inanıyoruz. (Kitaplara İman)
  • Resûlüm! De ki: Biz, Allah’a, bize indirilene, İbrâhim, İsmâil, İshak, Yâkub ve Yâkuboğulları’na indirilenlere, Mûsâ, Îsâ ve (diğer) peygamberlere rableri tarafından verilenlere iman ettik. Onları birbirinden ayırt etmeyiz. Biz ancak O’na teslim oluruz.”Kur’an’da Allah tarafından seçilen bütün peygamberlerin isimleri zikredilmediği gibi, bütün kitapların adı da zikredilmiş değildir. Bu sebeple kitaplara imanımızı Kur’an’da adı geçenlerle sınırlandırmayıp, bütün ilâhî kitaplara inandığımızı icmâlî olarak ifade ederiz. (Kitaplara İman)
  • Kur'an'da cinlerle insanlar arasındaki ilişki konusunda verilen bilgi ve örnekler, Hz. Süleyman kıssası dışında hep olumsuzdur. Onların, yeryüzünde kendilerine yakın gördükleri kişileri (kâhinleri) aldatmak ve yönlendirmek için mele-i a'lâyı (melekler alemini) dinleyip bazı sözler kaptıkları ancak daha sonra göğün, üzerlerine ateş şûleleri (şihâb) atılarak itaatten çıkan şeytanlardan korunduğu bildirilmektedir. (İslam'ın İnanç Esasları)
  • Keşif ve iç tecrübe metodu, onu bizzat yaşayanlar için ikna edici olmakla beraber diğer insanlar için bağlayıcı bir delil teşkil edemez. Mesela bir insan gördüğü rüya üzerine Allah'a yönelebilir. Bu yönelişi için başka bir kanıta da ihtiyaç duymayabilir. Ancak bu yöntem, söz konusu rüyayı görmemiş olanlar için bir anlam ifade etmez. (İslam'ın İnanç Esasları)
  • Kur’ân-ı Kerim’de Cenâb-ı Hakk’ın melek-ler, şeytan ve bazı peygamberlerle konuştuğu ifade edilir. Hadislerde ise O’nun konuşan bir varlık olduğu, dünyada bazı kişilerle konuştuğu, âhirette ise arada hiçbir aracı olmadan müminlere hitap edeceği ve ilâhî emirlere aykırı davranan günahkârlarla konuşmayacağı haber verilir. (Kitaplara İman)
  • Kur'an'ın kendine has bir iç örgüsü vardır. O, bir konuyu belli bir bölümde ele alarak sonuçlandırmaz. Aksine kişinin zihnine ve gönlüne yerleştirmek istediği hükümleri kitabın çeşitli yerlerine serpiştirir. Bu, tıpkı insanın fiilen yaşadığı hayata benzer. Çünkü insan, mesela yirmi dört saatlik bir hayat içinde, hem namaz kılma, hem alışveriş yapma... hem de sosyal bazı işlerle meşgul olma durumunda bulunur. Söz gelimi savaştan ve yetimlerden söz eden ayetlerin arasına şarabın haramlığını, boşanmadan söz eden ayetlerin arasına namazla ilgili hükümlerin yerleştirilmiş olduğunu, hacla ilgili hükümlerin bir kısmının Bakara Suresinde, bir kısmının Hacc Suresinde geçtiğini bulabilirsiniz. Kur'an'ın bu yöntemi şöyle bir benzetme ile ifade edilebilir: Onun konuları ele alış şekli her tarafı meyve ve çiçeklerle dolu bir bahçeye benzer. İnsan bu bahçenin neresine giderse gitsin kendisine yararı olacak rengarenk çiçekler ve farklı meyveler bulabilir. (Kitaplara İman)
  • Secde ve dua gibi yalnız Allah'a tahsis edilecek duygu ve eylemler, başka varlıklara da yöneltilecek olursa Allah'ı kullukta tevhitten uzaklaşılmış olur. Hz. Peygamber, kendisinden önceki ümmetlerin, peygamberlerine aşırı şekilde tâzimde bulunmaları yüzünden istikametten ayrıldıklarını bildirerek kendisine saygıda aşırıya gidilmemesini istemiş, bu sebeple peygamberlerin kabirlerini namazgâh edinmeyi yasaklamıştır. (İslam'ın İnanç Esasları)
  • Cinlerin varlığına inanma, sadece İslâm'a ait bir inanç olmayıp İslâm'dan önce de hem Yahudilik ve Hristiyanlık gibi semavî dinlerde hem Mezopotamya, Mısır ve Arap yarımadası gibi coğrafyalarda neşvünemâ bulmuş ilkel dinlerde mevcuttu. Kur'an bu konuda yeni bir şey getirmemiş aksine daha önceden mevcut olan cin inancını tashih etmiş, sınırlarını çizmiş, varlık ve mahiyetleri hakkında sahih bilgiler vermiştir. neşvünemâ bulmak: gelişmek, yayılmak tashih: düzeltme. (İslam'ın İnanç Esasları)
  • Allah Teâlâ ilk insan Âdem ile eşi Havvâ’yı yaratıp cennete koydu. Burası onlar için âşina olmadıkları bir ortamdı. Onlar cennette nasıl davranacaklarını, Allah’ın rızasını nasıl kazanacaklarını ve orada kalmak için ne yapacaklarını bilmiyorlardı. İlk ebeveynin bu bilgi yetersizliğinin farkında olan İblis, Âdem ile eşini aldatarak cennetten çıkarılmalarına ve dünyaya gönderilmelerine sebep oldu. Ancak bu ikili için dünya da yeni bir çevre, tanımadıkları bir ortamdı. Rahman ve rahîm olan Allah, Âdem ile eşini bu yeni yurtlarında imtihan etmeyi murat etti, bu-nun için onları dünya hakkında bilgilendirmek üzere Hz. Âdem’i peygamber olarak seçip ona dünya hayatı, onun başlangıçı ve sonu, buraya geliş sebepleri, eşi ve çocuklarıyla ilişkileri, tabiatta yapabilecekleri faydalı ve zararlıişler, Allah’a karşı kulluk görevleri hakkında bilgilendirmişti. Ana esaslar ve temel bilgiler öğretildikten sonra geride kalan hususlar onların aklı, idraki ve tercihlerine bırakılmıştır. (Kitaplara İman)
  • İslâm dini şahıslara değil, kitaba dayanan ve meşruiyetini kitaptan alan bir dindir. Bu nedenle genelde ilâhî kitapların, özel olarak da Kur’ân-ı Kerim’in bizim inanç ve düşünce dünyamızda olduğu gibi amelî hayatımızda da önemli bir yeri vardır. (Kitaplara İman)
  • Kur'an, Cahiliye Araplarının cinlere yönelik nitelemelerini reddederek onların da insanlar gibi şuur ve irade sahibi, Allah'a karşı sorumlu varlıklar olduklarını, insanlar gibi Allah'a kulluk etmek için yaratıldıklarını, kendilerine elçiler gönderildiğini, içlerinde inanan ve inanmayanların bulunduğunu haber vermektedir. (İslam'ın İnanç Esasları)
  • İlâhî kitaplar öncelikle bizim Allah ile ilişkilerimizin esaslarını belirlemekte, Allah Teâlâ’yı bize tanıtmakta, O’na nasıl kulluk edeceğimizi öğretmektedir. (Kitaplara İman)

Yorum Yaz